Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
"Samuel Beckett Tiyatrosu" Ayşegül Yüksel'in "Samuel Beckett Tiyatrosu" adlı kitahı geniş bir kaynak taramasına dayanması ve gösterdiği akademik titizlikle "olmuş" bir inceleme. Ayşegül Yüksel, Beckett'in amaçladığının tersine, "okuyucusunu sıkıp, bunaltmak" yerine bölümler arasındaki kurguya ve dilinin yalın olmasına özen göstererek rahatlıkla okunan bir kitap ortaya c,ıkarmış. dikten sonıa yazarın olümünün ardından bir kitap yazmak "zorunluğunu" hissettığini söylüyor. "Bu zorunluğu Beckett Yüksel'e naMİ vermış.'' Beckett, Yüksel'i "öndeyiş, "te de söylendiği gibi, nasıl bulmıış" sorularına aıadığınız yanıtı, kitabın "Yazın Dilinden SahneDiline" başlıklı dördüncu bolümüne Yüksel'in Arnold P. Hinclifte'len yaptığı alıntıda bulabilirsini/"Anlatılacak hiçbir şey olmayışının, hıçbır anlalım yolu bulunmayişinın, anlatma gucu ve anhuma isteği olınayı şına karşın, anlatmanın zorunlu oluşununanlatımt." (s. 37) Beckett ııyatrosunun bir tümceyle özeti gibi görünen bu alıntı, kuşkusuz Beckett'i yalınlaştırmak, insan ve yaşam bilmecesini daha kolay anlaşılır yapmak amacıyla kullanılmamış. Tersine, Beckett okuyucuyu bu bilmece üzerine kala yormaya yöneltiyor. Yüksel ise Beckett labirentiiçinde yolumum bulmamıza yardımcı olurken yapıt larından yaşamı hep kuşkuyla karşılayan, hep kendine mahpus bireylerin dünyalarını kurcalamayı sevmiş olduğunu anladığımız bir yazarın, Beckett'in, oyunları üzerine yaptığı bu değerli incelemesini "Yaşamı hep sevinçle kucaklayan" annesine adamakla da güzel bir tersinleme y akalamış. Yaşamı sevinçle karşılamakta güçlük çekiyor, "yaşama düşünsel bir uzaklıktan" (s. 110) bakıyorvekendinizi sık sık yukarıda sözü edilen bilmeceyle uğraşıyor buluyorsanız, Beckett'in yapıtlarını ve Prof. Dr. Ayşegül Yüksel'in Samuel Beckett Tiyatrosu başlıklı incelemesini mutlaka okuyun. Kendi bilinç oyunlarınızı oynayın. Bu işi zaten epeydir yapıyorsanız, yine okuyun, Beckett'in yetıniş yaşında becerebildiği "yaşamla uzlaşma" işinı Ayşegül Yüksel geniş bir kaynak taraması gerçekleştirmiş azın vc tiyatro dünyasının 1989 yılında yitirdiği İriandalı yazar Samuel Beckett'in yapitlarında sunduğu bilmecelerin söylemini özümsemek istiyorsanız Ayşegül Yüksel'in Samuel Beckett Tiyatrosu adlı çalışması size yardımcı olacaktır. Yüksel'in çalışması bi/.e göre iki bölum başlığı altında incelenebilir: (1) Beckctt veyazdıklarınınbzü.biçjmive biçenıi üzerine (kıtabın ilk dört bölümü); (2) Birinci bölümıi örrıekleyen Beckett oyunlarının incelenmesi, <,özümlenmesi. Kitabın ilk dort bölünıünde Beckett'in yazma serüveni "söylen" (mit, mitos) ile "yazın"ın buluşması olarak nitelenirken, bu "özgür serseri yazar"ın yaşamı, yapıtlarına ışık tutacak ölçüde inceleniyor, "eşikte debelenen" günümüz insanının trajikomik varoluşunu, yapıtlarını elinde bir ayna gıbi tııta tuta üstümüze gelerek bizleri rahatsız eden Beckett'in bunu neden "iş edındiği" anlatılıyor ve scın altı bölümde de bu işi nasıl becerdiği ve sanat ve yazın tarihinin devleri arasındaki yerini nasil aldığı karşılaştınnalı bir tavırla gösterilirken Beckett hep Shakespeare ve Sotokles ayarında tutuluyor. Geniş bir kaynak taramasına dayanması ve gösterdiği akademik titizlikle "olmuş" bir inceleme Yüksel'in çalışması. Ayşegül Yüksel, Beckett'in amaçladığının tersine, "okuyucusunu sıkıp, bunaltmak" yerine bölümler arasındaki kurguya ve dilinin yalın olmasına özen göstererek rahatlıkla okunan bir kitap ortaya çıkarmış. YUSUF ERADAM V Samuel Beckett Beckett'i anlaşılır kılan kitabının "öndeyiş"inde Yüksel, yirminci yüzyılın bu dev yazarını derslerinde işledikten ve üzerine çeşitli denemeler yazarakbirçeşit"alışkanlık" dönemigeçirC U M H U R I Y E T K İ T A P S A Yl 155 belki ondan daha erken gerçekleştir mek istersiniz. Belki siz de başka çeşit bir zorunluk duyarsınız. Belki siz de iki arada bir derede yaşamaktan sıkılmışsımzdır da tanrılara Beckettvari bir başkaldırı gereksinmenizi "anlatmanın zorunlu oluşunu" kendinizeözgü bir yolla anlatmak istersiniz. Belki icinizden bir ses Oyunun Sonu'nda Hamm'in de özlemle dile getirdiği gibi, "Hiç olmazsa belirli anlarda... belki de her şeyin boşuna olmadığını düşünebilmek" istiyor ve bunu yüksek sesle de söyleyebilmeyi düşlüyorsunuzdur. Kimbilir belki de tiyatrodan oyunun sonunu görmeden mi, yoksa gördükten sonra mı çıkmak istediğinize karar vermek zorunda olduğunuzu sanıyorsunuzdur. "Godot'yu Beklerken"i ilk izleyenlerin neredeyse hepsi salonu oyun bitmeden terk etmişti. Beckett buna sevinmiş, amacına ulaştığını düşünmüştü. Anladınız değil mi? Kolay gelsin. Samuel Beckett Tiyatrosu / Ayşegül Yüksel I Yapı ve Kredi Yaytnları I htanbul, 1992/118 sayfa S A YF A