Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Feminizmin cığırtkan olmayan öncüsü Furrer, tezindetoplumculuk ve feminizm bağlamında (,'ağda!; Türk edebiyatıni irdelediği bir bölüm ayırmış Marksizmin feminizmi yapay bir bölünme, işçi sınıfını asıl düşmanından saptırma olarak görmesinden dolayı Türkiye'de de feminizmin ancak sosyalist güdümlü edebiyat akımının hızını kaybetmcsinden sonra gündeme geldiğini ortaya koyuyor. PROF.DR.GÜRSELAYTAÇ ontemı, tutarhlığıvekapsamıy. la Sevgi Soysal üzerine iyı bir araş>tırmasunmuş Furrer. 1990 vılıruLı tamamladıgı çalışmasında, o yıllarda mevcut belgeleri değerlendiı nıi$, Sevgi Sovsal'ın anrıesiyle, son eşı Mumtaz Soybal la konuşmuş ve çalışmasını esas ıtıbanyla Sevgi Soysal'ın eserlerıne dayandırmış Furrer'iokurken onıın hıı^ıınku Turk edebiyatı dunyası ve edebiyat araştırmalan bağ lamında bazı eleştirel değinmeleri özellıkle dıkkatımı çekti. Benım de yazılarımda yeri geldikçe vurgulamayı görev saydığım konular bunlar. Ba^ılarını aktarnıak, edebiyat diinyamızın "dı^ardan" nabJ goründüğünü kalın çizgılerıyle hıssettırmesi bakımından yararlı olur kanısındayım. Bem Üniversitesi'nden bir Türkoloji Doktorası: Priska Vurrerin Sevgi Soysal üzerine araştırması V Furrer, ara^tırmasının hemen başlarında doklora tezi bilimsel yöntem gereği, kendınden önce bıı alanda yapılan araşttrmaların durumunu saptamaya girişirken şöyle diyor: "Türk üniversitelerinde galiba son 2030 ydm Türk edebiyatıyla uğraşmak, araitırma odaklarından sayılmıyor, öyle kı bu yönden §u an için her halde onemlı katkılar beklenemez. Bu sonuca varışım; îstanbul ÜniverMtesı Türk Dili Edebiyatı Bölumü'nden bir bayan doçentin açıklamalarından Kendisi 1987 kasımında bana, bu konudaki sorularıma karşıhk, çağdaş SAYF A 10 Sevgi Sovsal edebiyat üzerine kendi üniversıtesinde ne ders verildiği ne de araştırma yapddığınıaçıklamıştı."(s.6) Günümuz Türk edebiyatına üniversıtelerimizin Türkoloji kürsülerimizin sahip çıkmaması, ülkemizde bu alanın yabancı filolojilerce benımsenmesıne yol açtı. Bugün çağdaş edebıyatimızla ilgılenen Alman, tngilız, Fransız dili ve edebiyatı uzmanları var ve katküarı sanırım küçümsenmeyecek boyutlarda. Furrer'in Sevgi Soysal dolayısıyla değindiği bir başka gerçek de, bizde edebiyat eleştirisinde edebiyat türlerini belırlemedeki savrukluk. Neyin roman, neyın oykü, neyın deneme ya da başka bir tur olduğu hakkında kabalama, u.stunkoru bir etiketleme söz ko nusu."Tante Rosa" için mesela şunları vurguluyor Furrer: "Sevgi Soysal'ın yayımlanmış ikınci kitabı 'Tante Rosa' edebiyat eleştirisinde genellikle 'oyku' turune sokuluyor, oysa gerçekte daha çok oyküler derlemehiyle kısa da olsa roman arası bir çifte ^eyli. Çünkü içerdiği on dört metin bir yandan gerçı bağımsız alıntıC U M H U R İ Y E T K İ T A P SA Yl 7 5 5