Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Mektupları hep yazılanlar mı okur?... RAGIP GELENCIK Vecihi Timuroglu 'yla "Yazılanından Başkalarmm da Okuyacağı Mektuplar" üzerine söyleşi m Sevgılı Timuruğlu, son kitaîbtnın adı Yazılammian Baskalahtnın da Okuyacağı Mektuplar. Bu hitapta, çok cıddi konulan, meklup bıçtmtnde kalemc aldığın goruluyor. Mektup turü, ruman, uykü, siır yazılırken de kullamlmışttr. Ancak, mektup biçiminde denenıe yazıldığına tanık olmamıstım. Meklup turumm hangı ozclhğı, imı, boylc davranmaya özendırdı? İstersen, bu mektupların nasıl doğduğıınu anlatayım önce. Anımsayacaksın, bizim Cemal (Ccmal Süreya), dergilerigizliyönetmeyebayılırdı. Elinin altında bir dergi olmasını isterdi hep. Kendisinin dergisinin olmadığı bir dönemde, Ankara'da birçok dergiyi yönetmiştir. Bunlardan birisi de Sesimiz adlı dergidir. Sesimiz, Hasibe Ayten'indi. Atatürk Lisesı Miidürü iken, biliyorsıın, yazıyla çiziyle uğraşacak vaktim olamıyordu. İşte o gürderdi. Bir sabab, bir hanım çıkıp geldi. Cemal'in selamlarını iletti. Bcnden "bilinç" üzerine bir yazı istiyorlardı. Yazının deneme olmasını da diledi o hanım. Hanıma, iki üç gün sonra gelmesini söyledim. Bilinç üzerine hemen yazı yazılamazdı. Bir araştırma yapmahydım. Ama, hanım çok tezcanlıydı Sonradan dost olduğumuz Hasibe Ayten'di bu hanım. Gerçeklen de, sevecen, rezcanlı, içten ve girisimcibirhanımdır. Birkaç gün aıa^tırdım. Gerekli notlarımı çıkardıın. Yazıyı kotaracağım kanısına varınca, Hasibe'ye telefon etüın: Yarın gel, yazıyı al. Bütün gün çalıştım. Sabahleyin kalkıp yazıyı okuyıınca yırttım. Hasibe geldi, biraz da kırgın döndü. C) gün, bilinç üzerine deneme yazamayacağıma inandım. Oturup makale yazmaya karar verdim. Savı, kanıtları ve tanıtı belli olan bir konuydu bilinç Makale yazmak, o denli zor olmamalıydı. Yazdım, dinlenmeye bıraktım. Sabahleyin yine okudum. Okuyucunun anlayacağı bir yazı çıkınamı^tı kalemimdem. Yine yırttım. Hasibe, bırav sonra karşımdaydı. Yazık ki, boynu bükük girmek zorundaydı. Durumunu anladığımdan, ertesi gün için kesin söz verdim. Cemal de, bir iki kez telefon etti. Kaynağında, bilinç üzerine benim de, sdyleyeceklerim vardı. Sıkıntı buradaydı. Gerçekten zor durumdaydım. Erzumlu gibi, "Cızdım oynamirem!" de SAYf A 16 Düşsel sevgiliyi, bir öldiyemezdim. Neden çüde somutlaştırdım yazamadığımı düşünda doğrusu. Sabahlemeye başladım. Bilinç yin okuduğumda,sevüzerine özgiir düşündiğim bir deneme varmüyordum. Deneme, dı eiimde. Bıından düşünsel bir konusonra, okurlar zorladı nıın, düşünsel bir sobeni. Hatta, İlhan runıın ya da herhangi Berk gibi şiirimize özbir sorunsalın felsefi gün sesler getirmiş boyutta yazılması dedostlar da, bu yazıları mektir. Yazar, sorunu sürdürmemi salıkverkendisiyle tartışarak diler. Alaattin Bilgi çözümlemeye çalışır. Vecihi yoldaşım, "Aman VeDenemeci, dizgesel Timuroğlu'nun son cihi, sürdiir bu yazıla(sistematik) bir felserı. Kuru yazıları sevkitabı "Yazılanından te yapacak durumda miyorum." diye beni değildir, ama ele alaBaşkalarının da kışkırttı. Yazık ki,"İkcağı konu ya da sorun Okuyacağı sion ya da Şairin Yazfelsefi mtcliktedir. İ%gısı" adlı denememte o zaman, başvuraMektuplar" den dolayı, 12 Eylül cağı tür "deneme"dir. yazınımızın birçok yonetimi, dergiyi topAma, bütün çabalarılattı, Hasibe'yle beni sorununu tartışan, ma karşın, yazamasıkıyönetim mahkemıştım. Konuyu, nasıl yazın tarihimizin mesinde yargıladı. özgürce yazacağımı önemli konularına ışık Hasibe, yargılama sodüşünürken, aklıma, nundadergiyikapattı. İbni Haldun'un Mututmaya çalışan Sevgili Gelencik, kaddime'si, Goetdenemelerden, mektup biçiminde dehe'nin Şiir ve Hakinemeye gelince, sanıeleştirüerden ve kat'i geldi. Onlarda, yorum ilk değil. Belki, yazarların sınırsız ölaraştırmalardan Türk yazını için böyle çüde özgür davranoluşuyor. bir savda bulunabilidıklarını anımsadım. mmm ^~m^mm~ riz. Ama, C.ahit Sıtkı Gerçi, onlar mektup ~~~"~"""" ıle Ziya Osman aıasındakı mektuplartüründeyazılmamışlardı, ama mektup da da deneme sayabileceğimiz mekuslubu taşıyorlardı. Düşsel bir sevgüi tuplar var. Ne ki, onlar, deneme amayakaladım, ona, bilinç üzerine düşün(.lylayazılmamışlardır. Ancak, Batıyadüklerimi yazmaya karar verdim. zınında, deneme niteliğinde mektuplar var. Örneğin, Schiller'in Christian Gottfried Körner'e yazdığı mektuplar, "insanın Estetik Terbiyesi Üzerine" denemeleridir. Belki, bu mektupları, dizgeli bir felsefe saymak olası değildir. Ama sanmıyorum. Schiller'in Goethe'ye yazdığı 20 Ekim 1794 gunlü mektup da, bir deneme sayılabilir. Goethe'nin Genç Bir Şaire Mektuplan'nda da, deneme diyebileceğinıiz mekluplarvar. Beni, mektup yazmaya ozendiren dıırum, yukarıda da anlattığım gibi, bir zorunluluktan kaynaklandı. Ama, niye mektuba yöneldiğimi biliyorum. Mektup türünde, yazarın kendisine sağladığı bir özgürlük vardır. Sağlanan özgürlük, yazarın kendisine sağladığı özgürlük denli önemli değildir. 1 lerkesin okuyabileceği bir mektup ya/manıza kar^ın, onıın yine de, iki kiiji arasındaymıs. gibi bir sırdaşlığı söz konusudur. Pekt, makale ya da deneme biçımınde yazılması gelenek oimu} konulan mektup biçiminde yazmak, bırtakım $evlertn yttmesıne volaçmıyor mu J Galiba, bilimsel ya da düşünsel bir konuyu dosrlarımıza vazma alışkanlığ mızın olmamasından kaynaklarıan bir korku bu. İlk aşamada, bilinç üzerine mektup yazmayı düşünemem, "bilinç" gibi çok ciddi bir konuyu, bir arkadaşıma, bir dostuma, hatta sevgilime mektubumda açamayacağım gibi biranlayışın urünüdür. Ama, deneyince, mektubun olanaklarının daha elve VecıhıTırnuroğlu J C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1 9 7