05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

eylemlerini nerede ve nasıl gerçekleştirmek istediklerini düşünüp, başarı şanslarını da aynntılı ularak hesaplıyorlar. Butunerkekler »rarlanı çyt Mağdur kadınlarla yapılan 156 görüşmenin sonucuna göre saldırganlann üçte birini kocalar oluşturuyor. Araştırmayı yürüten Godenzi için bu sonuç şaşırtıcı değil. Godenzi, evliliktcki tecavüzlerin oran olarak çok yüksek oldıığu düştincesinde: "Uzmanlar şiddetin hiçbir yerde evlilikteki kadar yoğun olmadığını savunuyorlar. Böyle bir çıkarsaınanın akla yatkın olduğunu düşünüyorum; çünkii evlilik biiyiik oranda erkeğin çıkarına uygun bir ilişki biçimi olmaya devam etmekte, erkeğin güç ve şiddct kullanımının, kadını sömürmesinin aracı olarak hizmct gürmektedir." ErkckJerin de kadınların da, cinselliğin, evlilik kuruınunun zorunlu bir öğesi olduğıına inandıklannı belirten Godenzi: "Erkekler evlilik içi cinselliği hak, kadın ödev olarak kabul etmektedir. Ve İsviçre'de evlilik içi tecavüz suç konusu olmadığı için, kocaların bir çoğu telefon konuşmalarının da gösterdiği gibi eylemlerinde haklı olduklanna inanmaktadırlar." Cinsel şiddetin yaygınlığı ve nedenleri konıısunda ise şöyle diyor Alberto Godenzi: "Evlilik içinde ya da dışında olsun, cinsel şiddetin toplumumımı oluşturan yapı taşlanndan biri olduğunu söylemek abartma olmaz. Şiddet genelde kadınların harcket alanlarını sınırlamaya ve onları çeşitli alanlarda erkekler için hizmete hazır hale getirmeye hizmet ediyor. Cinsel şiddet erkeklerin iktidar konumlarını pekiştiri»» yor. Godenzi, Amerikalı kadın yazar Susan Brown Miller'in, "Isteklerimize Karşı" adh çalışmasındaki, cinsel saldırganların aslında tüm erkekler adına bu kirli işi yaptıkları yolunda düşüncesine katddığını belirtiyor Susan Brown Miller'a göre şiddet, kadının aşağılanması ve disipline edilmesi için önemli bir araç oldıığu ve bu şekliyle varolan kadın ayrımcılığını pekiştirmeye hizmet ettiği için, cinsel saldırganların eylemlerinden bütün erkekler yararlanı T E R O R I Z M V E Ş İ D D E T Ş Şiddet konusuna farklı yaklaşımlar iddetin genel sosyolojisinin çerçevesini birkaç paradigma çiziyor. BunJann en yaygını, şiddete başvurmayı toplumsal ve siyasal bunalım ya da • düzensizliklerin sonucu olarak da ele alır... Bazı sosyologlar, denetimin ortadan kalkması veya zayıflamasıyla, iç itilimlerin ve özeüikle kalabalık gruplar içinde, bir ölçüde saldırganlık eğilimlerinin boşalması olgıısunun altını çiziyorlar. (...) Bazı sosyologlar güruh yerine kitleleri, daha doğrusu, modern toplumlarda kitleleşme sürecini ele ahyorlar. Modern toplumlar şehirleşerek, önceki örgütlenme biçim ve yapdarını kaybediyorlar. William Kornhauser'e göre, cemaat ilişkilerinin yıkdması, ara grupların ortadan kalkması, aşırı davranışlara, totalitarizme geçişi kolaylaştırıyor. Irkçı şiddet de dahil her türlü şiddet bu durumda toplumun küçük nüvelere bölünmesi ve bu bölünmenin kitle politikalarına alan açmasıyla yönleniyor. Üçüncü bir yaklaşım kalabalıkları ön plana çıkaranlardan epey uzaklaşıp, ya doğrudan geleneksel işlevcilikten ya da T.R. Gurr'un en iyi temsilcisi olduğu yeniişlevcilikten hareket ediyor. Bu yaklaşıma göre amaçlarına ulaşamamış bir kişinin veya toplumsal öznenin hayal kırıklığı içinde saldırganlaşması şiddeti açıklıyor. Dünyadaki bütün sivil şiddetler için geçerli bir psikolojik dinamik sözkonusu.(...) Bunların yanında, şiddeti bir davranış muhasebcsi içinde ele alan ya da şiddetin sergilediği anlam üzerinde duran iki farklı yaklaşım daha var. Birincisi şiddeti, şiddet uygulayanların çıkar muhasebelerinin yönlendirdiği araçlaşmış bir eylem oiarak ele alır. Rasyonel seçim modellerinin temelini oluşturan faydacı yaklaşım içinde yer alan bu görüşe göre, şiddet şiddeti uygulayan kişinin kazanç umuduyla bağlantılıdır. (...) Aynı şey, kaynakların harekete geçirilmesi sosyolojisi geleneği içinde kollektif ve politik terimlerle de, örneğin ekonomik durumlarının veya politik katılım sisteminin kurbanı olan grubun kovulmasına imkan verdiği fikri de de yapdabdir. Burada şiddet amaçlara göre belirlenmiş bir araçtır. Bu görüş şiddet sorununu ancak kısmen aydınlatır. Birikim, HazTemmuz 1992 Terörızm ve Şiddet Dosyası, Sayfa' 43. yor. Cinsel şiddete karşı tedbirler alınması konusunda ise Alberto Godenzi'ye göre tek yol vardır "Erkekler nihayet cinsel şiüdetin kendilerini de ilgilendiren bir sorun olduğunu kavramalılar. Ve bu yaşamlarında hiç şiddct uygulamadıklarını iddia edecek erkekler için de geçerlidir." Araştırmacı Godenzi erkeklerden, cinsler arası ilişkileri temel bir tartışma konusu yapmalarını istiyor: "Cinsel şiddete karşı bir şeyler yapmak isteyen herkes, kadınlarla erkeklerin eşitliği, erkeklerin iktidar konumlanndan geri çekilmeleri için mücadele etmek zorundadır. Bu noktada her erkeğin, yukarıdan gelecek yapısal vc yasal değişikliklcri beklemeksizin yapabileceği çok şcy vardır. Böyle bir erkek kendi ayrıcalıklanndan, meslek ve politik alanda kariyer yapma düşüncelerinden kadının lehine vazgeçmcyi bilmelidir. Böyle bir erkek mutlaka ev işlerinin, aile işlerinin yarısını da üstlenmelidir." Nasılonlenecek? "Erkekler, kadın erkek eşitliği yolunda yeni bir çığır açılmasına, bu tarihsel kopuşun gerçekleşmesine katılmak gcrektiğini anlamalıdırlar" diyen Godenzi, bu amaçla hem kişÜerin bireysel olarak, hem de devletin ve özel sektörün eşitlikçi tedbirler almasım istiyor. "Tatil günlerinde evde kalarak ev ve aile işlerinde üzcrlerine diişeni yaptıklarına inanan erkeklerin bu yaklaşımları ve işverenin, aynı işi yapabilecek bir kadın olsaydı işe onu alırdık diyen lastikli lafları çok fazla şey ifade etmiyor. Gerekli olan, kadın erkek oranı yarı yarıya oluncaya kadar, politik mevkilerde dc, işyerlerinin yönetimlerinde de, kadınları destekleyen kotalann kurulmasıdır." Kadınlara önerderde bulunmakta bir erkek olarak ihtiyatlı davranan Alberto Godenzi, bu konuda, telefon görüşme lerinden çıkardan bazı önemli deneyimleri aktarmakla yetiniyor: "Olayı zararsız atlatmak konusunda karşı koyan, yani bağırarak ya da olay yerinden kaçarak cinsel saldırıya karşı direnen kadınlar, bunu rica ederek ya da yalvararak yapmaya çalışan kadınlara göre daha fazla şanslıydılar. Ancak bundan, 'her durumda direnme gereklidir' sonucu çıkarılmamalıdır. Örneğin saldırganın silahlı olduğu durumda direnmekolağanüstü zordur." Telefon görüşmeleri, kadınların yaşadddarı cinsel şiddet olaylarını paylaşabdecekleri uygun insanlar konusunda da ipi'çları veriyor. Olayı ilk olarak ya da sadece kadın arkadaşlarıyla, kadın tanıdıklarıyla, ıızman kadınlar ya da kadın evleriyle, acil durum telefonu gibi kurumlarla tartışan kadınlar anlayış görmüşler, olumlu deneyimler edinmişlerdi. Aile üyelerine, eşlerineya da konuyla yoğun ilgdi kurumlara başvuran kadınların deneyimleri ise, aralarındaki farkldıklara rağmen, daha olumsuzdu. Bu kişi ya da kurumlardan sdtçaolumsuz tepkiler hatta suçlamalar geliyor, güvensiz yaklaşımlarla karşılaşdıyordu. Acil durum telefonlarının, kadın evlerinin kadınlar için gece taksilerinin, teşvik edilmelerini öneren Godenzi: "Kadınlar, cinsel şiddet nedeniyle dışlandıkları a'.anlan yeniden zaptetmelidirler. Geceleri sokağa çıkma hakkını tüm aleyhte önerilere rağmen pratik olarak elde etmelidirler." Araştırmacı Godenzi sözlerini tecavüze uğrayan kadınların ortak ifadeleriyle bağlıyor: "Yaşam tecavüzden önce ve sonra diye ikiye bölünüyor. Tecavüz yaşam boyu etkileri olan ve kadının tüm hayatını yok edebilecek ağır bir suçtur." * İsviçre'de yayımlanan Leben dergisinin, Haziran 1990sayısındançevrilmiştir. C U M H U R İ Y E T KİTAP SAYI 1 2 8 S A Y F A 5
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle