05 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

İmgelerigerçeklige dönüştüren bir kitap: Yazılı Kaya Yalnızca rüyalar bizim Yazılı Kaya / Nursel Duruel Telos Yayıncılık / 78 s. MERALORALİŞ Kardeşiyle el ele tutuşup, onu sularında yitirdiği havuzun balıklarına, gürül gürül akan sulara bakan bir çocuk, tekerlek sesleri, destur demeden sofra bezini siikelediği için cin çarpan abla, gerdek gecesinden sonra üzerinde saten geceliğiyle ağacın altında eteğinin kanıyla oturan teyze, gecenin çekili karalığında yiten bir dost... Çocukluk, ilkgençlik döneminden, dünden arta kalan kişinin sonraki yaşamında belirleyici olan anlardan birkaçı sadece. îlk kitabı "GeyiklerAnnem ve Almanya"yla Akademı Kıtabevi Öykü ödulü 'nü ve Sait Faik I Iıkâye Armağanı'nı kazanmış, olan Nursel Duruel, uzun bir aradan sonra yeni kitabı "Yazılı Kaya"yla bizi düşün gerçeğe kavuştuğu bir dünyada yolculuğa çıkartıyor Duruel, kısa öykülerden oluşan kitabı "Yazılı Kaya"da geçmişin korkularını, yalnızlıklarını, ölüm duygusunu, dingin doğa görüntülerini, özlemlerinı bugünün gerçekliğiyle hesaplaşmaya girişerek kurgulamış. Öykülerde genelde imgesel bir anlatıma ağırlık veren yazar, gerek izlekleriyle gerekse biçim denemeleriyle oldukça çarpıcı metinler üretmiş. Kitabın ilk öyküsü olan "Ses Make ti", dile getirıldıklerınde adeta boşluğa savrulurcasına anında eriyip giden, varlıklarını ancak belleklerde sürdürebilen sesleri, kaynaklarından ilk çıktıklan anIa hiçbir zaman eşdeğerde olamayacaklarını bildiği haldc kaydetmeye çalışan bir ses dağıtım merkezi görevlisinin öykıisüdür. Görevli sesleri kaydeder, çiinkü bu sesler "kaynakları olan insanların, nesnelerin ruhlarını saklar." Umarsızca bir uğraştır giriştiği. Her turlu duygu ve duyumu sese dönüştürerek bir duyum ıküiğınde yaşayan öykü kişısi "ınsanları (...) herşeyisesyapmaya" çalışır üysa kendi de bilir ki "yazı kalıcı, ses uçucu'dur. Genelde duşgerçek arasında gidip gelişler uzerine kurgulanan öykülerden bıri de "Su." Çocukluğunıın düşünii gören anlatıcı, geçmişe, çocukluğuna döndüğü düşüyle birlikte imgesel bir alana geçer. Anlatıcının içinde bulunduğu şimdisinde telefonun ya da zilin çalmasıyla öykülemenin boyutu değişir, kendimizi yeni bir gerçeklik düzleminde buluruz. Bu iki boyutun böylesine yanvana getirilerek övkülenmesi ve imgelerin ön plana çıkartıiması, yazın sal metnin gerçeklik düzleminin olu$turulmasına yol açar İmgelerin gerçek olmasının yanı sıra "Yedinci" adlı öyküde anlatıcının "Bana kalırsa insanın yüzde yüz benim diyebileceği tek şey rüyalarıdır" demesiyle, imgeye donıışen düşlerin ozgunlüğüne de işaret eder. Düşgerçek, yaşamölüm gibi karşıtlıkların öykülerde birlikte kullanılmaları, her iki kavramın gizli anlamımn karşıtıyla açıklanmasını ongörur. Bu, aynı zamanda yitirilmiş olan yitirilmeye baş lanan ya da yitirileceği sezinlenen bir bütüncüllük duygusunun sorgulanma sını da beraberinde getirır. "Atlarıııı Sürüp Geldiler"de başlangıçta butunlük taşıyan bir kışi, "Burgaç"ta artık butünluğü olmayan bir insan toplııluğu, "Yedinci"de "bütünlük arama" ol gusu olarak çıkar karşımıza. Duruel'in yaşamdan kısa kısa kesitler sunarak onu ve kendisini sorgulayarak öykülediği "'Yazılı Kaya", yazarın düşlerini okurunun da görmesini sağlayan keyiflibirkitap. D M Balık tzlerinin Sesi Buket Uzuner / Remzi Kitabevi/218s./25.000 Adnan Yalçınlar: "Deniz kabuğu, dev bir salyangozu andınyordu ama çocuklann bu kayılanda görmeye alışüklanndan çok farklıydı. Yalnız insan boyuna yaklaşan değişken çapıyla değil, üzerinde binlerce yansıma oluşan, dokununca birden dağılacakmış gibi duran o köpüğümsü dokusuyla, sürekli dönüyormuş etkisini veren ve nerede bittiği belli olmayan o akıl almaz sarmalıyla, o kadar farkJıydı ki, çocuklar henüz tam sahip olamadıklan bu eşsiz güzelliği yitirme korkusunu da için için duyarak, hipnotize olmuşçasına hareketsiz kalmış, kabuğa dokunamadan duruyorlardı... TL. Buket Uzuner, Benim Adım Mayıs, Ayın En Çıplak Giinii, Güneş Yiyen Çingene, Bir Siyah Saçlı Kadının Gezi Notları ve İki Yeşıl Susamuru adlı kitaplarından sonra "Balık İzlerinin Sesi" adlı romanını geçen hafta yayımladı. Uzuner kitabında birçok sanatçı, bilim adamı ve yazara göndermeler yapıyor, .una girişte, sözkonusu göndermelerin bir hayal ürününden ibaret olduğunu belirtiyor. Birleşmiş Milletler oy birliğiyle yepyeni ve devrimci bir proje başlatmıştır. Bütün dünya ülkelerinin kabul ettiği projenin adı "Özel Burslu, Seçilmiş Öğrenci Programı"dır. Her ülkeden ancak bir lemsilcinin katılacağı pilot program, bir kuzey ülkesinde gerçekleşecek, başarılı olursa her kıtada benzeri birer eğitim merkezi kurulacaktır. Her ülkenin özenle seçilmiş 'seçkin'leri gelen çağrı mektuplarında, bir yı] süreyle "Normal" *insanların dünyasından uzakta yaşayacaklarını okuduklan için bu projeye katılırlar. Türkiye'nin temsilcisi 21 yaşında genç bir kadındır: Afife Pirî. Anne tarafından Afife Jale, baba tarafından da Pirî Reis'le akrabadır ve seçkin özel öğrencijer içinde en gencidir... Mctis Edcbivat Di/isi'nde Bir ilk Roman YADA ŞÖVALYENİN ZAMANI Metis Yayınları SALYANGOZ C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 117 S A Y F A T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle