02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

şarkı söylemeye, aşka, kutlamalara ya da savaşmaya da bol bol zaman ayırmakladırlar. İkincisi, insanlığın evrimiyle ilgili yerleşik bir düşiincenin değiştirilmesi gerekmektedir. Tarihin tekyönlü bir akış izlediğini öne süren geleneksel yaklaşıma göre neolitik devrimle birlikte insanlık tarıma ve yerleşik yaşama geçmiştir. Endüstri devrimine kadar, insanlık tarihinde bu kadar önemli ikinci bir olay gösterilemez. üysa Clastres'a göre "tarımın olmayışı yerleşik yaşama engel değildir" (Devlete Karşı Toplum, s. 162). Dkel toplumlarda ekonomi ayrı, özerk bir alan meydana getirmez. Bu durum ilkel toplumlarda iktisadi yaşamın bulunmadığını değil, bir attıdeğer yaratarak bunu ticaret konusu yapmak anlamında iktisadi yaşamın reddedildiğini gösterir. Yerliler bir artıdeğerin ortaya çıkmasını engellemekle, böyle bir artıdeğerin, topluluğun zararına, bir azınlık tarafından ele geçirilmesini, dolayısıyla böyle bir azınlığın toplumu egemenliği altına almasını engellemiş olurlar. İktisadi belirlenimciliğin (determinisme) iddiasının tersine, neolilik devrim yerli toplumlarını toplumsal yaşamını değiştirmemiştir. Hatta denilebilir ki, iktisadi yaşamın özerk hale gelmesi, siyasi yapının değişmesinden kaynaklanmıştır. Şimdi ilkel toplumlarda siyaset sorununa gelelim. Klasik etnolojinin, vahşileri "inançsız, yasasız, kralsız" insanlar olarak niteleyen kaba tormülü de aslında çelişkili ve saçmadır. Batılı gözlemcinin anlayışına uygun düşmese de, ilkel toplumda iktidarm bir yeri ve şefte somutlaşan bir figürü vardır. Sorun bu iktidarın alışdmamış bir şekilde düzenIenmiş olmasmdadır. Şefin iktidarı, toplum tarafından titizlikle belirlenmiş sınırlar içerisinde uygulanır. Hatta şefin haklaIrından çok yükümlülük leri olduğu söylenebilir (arabuluc ııluk, cömertlik, I belagat). Demek İki ilkel toplumu [nenbelirgin iki • özelliği, • artı' değerin ' reddi ve Lşeften [kaynakla nan bir CUMHURİYETKİTAPSAV/If7 şiddetin, baskının bulunmayışıdır. Vahşiler açısından bu iki unsur bir yoksunluğu değil, toplumun özenle kaçındığı, karşı çıktığı iki tehlikeyi gösterir. Toplum için esas olan bölünmemişliğini korumaktır. Demek ki ilkel toplumları devletten yoksun toplumlar olmaktan çok "devlete karşı" toplumlar olarak değerlendirmekgerekir. Bu anlamda, toplumsal örgütlenmenin tek hedefi bölünmeyi, ayn bir iktidar alanının ortaya çıkmasım engellemektir. Pierre Clastres'a göre bu tespit, ilkel toplumların çerçevesini aşan bir öneme sahiptir. Böylece siyasetin önceliğini ortaya koyarak toplumların iki karşıt modele göre devletsiz toplumlar/ devletli toplumlar modeline göre sınıflandırılması mümkün olmaktadır. Bu ayrım siyasal iktidarın varlığı ya da yokluğuna göre yapılmamıştır. Siyasal iktidar ilkel toplumda da vardır. Burada önemli olan siyasal iktidarın "evrensel, toplumsal yaşamda içkin" olduğudur. Asıl ayrım zorlayıcı iktidar ile zorlayıcı olmayan iktidar arasındaki aynmdır ve çoğu zaman iktidarın özel bir durumu (emiritaat ilişkisi) ile iktidarın özü birbirine karıştırılmaktadır (Devlete Karşı Toplum, s. 14). Bu ayrım bir kere kabul edildi mi, iki varsayım düşünülebilir; ya da tam bir kopukluk, bir tersine dönme kabul edilecektir. Clastres ikinci varsayımı savunur. Ancak bu noktada şöyle bir sorun ortaya çıkıyor: Tüm ilkel toplumlar için geçerli tek bir model kabul edilebilir mi? İktisadi yaşamın önceliğini savunan Marxçı formiil tersine çevrilerek siyasetin önceliği kabul edilse bile bu açıklama da belirlenimciliğe dayanmıyor mu? Pierre Clastres'ın erken ölümü bu sorulara cevap aramak için başlattığı çalışmaların yarım kalmasına neden oldu. Peki, vahşilerin gerçeğinden nasıl bir ders çıkarabiliriz? Basitçe özetlemek gerekirse, devletin ortaya çıkışının kaçınılmaz olmadığınt söyleyebiliriz. Yönetenler/yönetilenler, efendiler / köleler ayrımını tanımayan toplumlar varolduğu sürece, devletin insan doğasından kaynaklanmadığını kabul etmek greekir. Peki, devlet bir kere ortaya çıkınca geriye dönüş yok mudur? Bu noktada başlangıç sorununun şiddet sorunundan ayrı düşünülemeyeceği ortaya çıkıyor. Clastres'ın yapıtının gücü antropolojiye gerçekten önemli sorularyöneltmişolmasındanvebuyolda gerekli olan yöntemsel araçları göstermiş olmasından geliyor. (*) Devlete Karşı Toplum, Aynntı Yayınları, İstanbul 1991; Vahşi Savaşçının Mutsuzkığu, Aynntı Yayınları, Istanbul, 1992. Vitrinlerden Roman Bir Gecenin Beyliği / Yıldırım Keskin Bilgi Yayınevi / 166 s. Yıldırım Keskin romanında, 50'li yılların sonunda îsviçre'nin Lozan kentinde öğrenimlerini sürdüren bir grup Türk gencinin serüvenini anlatıyor. Yabancı kenderde, yabancı olmanın hem şaşkınlığını hem de özgürlüğünü duyumsayan gençler, yaşadıkları günlerin tadmı çıkarmaya çalışırken bir yandan da karamsarlık içindedirler... onlardan üstün olan kadınları" seçerek onların yeteneklerinin başına ne geldiğini sorguluyor. Stephan'ın kitabına aldığı kadın portrelerinden kimileri şunlar: Jenny Westphalen Marks (Marks'ın eşi), Clara Wieck Schumann (Schumann'ın eşi), Mileva Maric Einstein (Einstein'ın eşi), Ninon Auslander Hesse (Hermann Hesse'nin eşi). Sajjlık DiyetZamanı (Diyet ve Beslenme El Kitabı) / MurâT Ciökçen Aysun Gökçen / Af a Yayınları / 244 s. Diyetisyen Murat ve Aysun Gökçen, çağdaş insanın en biiyük derdi "aşırı kilo, hatalı beslenme ve bunlardan kaynaklanan mutsuzluğa bir nebze olsıın karşı koymak için" hazırladıkları kitaplarında özel yemek tarifleriyle birlikte , beslenme üstiine değerli bilgiler veriyorlar. Şişmanlık ve Diyet Tedavisi, Besin Alerjileri, Emziren Annenin Beslenmesi, Bebek Beslenmesi, Sporcu beslenmesi, Vejeteryan Beslenmesi ve Diyet Yemek Tarifleri kitapta yer alan ana başlıklardan yalnızca birkaçı. Araştırma Bilgi Toplumu Meral Alakuş aiıcl TOPLUMU Kültür Bakanlığı Yayını / 134 s. •5.000 TL. Gazetemiz Bilci Merkezi Müdürü Meral Alakuş "Bilgi Toplumu" adlı araştırmasında Bilginin tanımını yaptıktan sonra, Bilgi toplumunu ve özelliklerini anlatıyor. Alakuş kitabının ikinci böliimünde "Bilgi Bilim ve Bilgi Yönetimi"ni; üçüncü bölümde "Bilgi Derlemeleri ve Bilgi Hizmetleri"ni; dördüncü bölümde "Bilginin Sınıflandırılması"nı değerlendiriyor. Alakuş'un kitabının son iki bölümü ise, "Bilgi Kaynağı Olarak Yayın Türleri" ve "Bilgi Toplumu ve Tiirkiye" başlıklarını taşıyor. Ünlü Erkeklerin YtlnHK Kıdının Vwjw Gölgesinde Yctenekli Kadının Yazgısı / Inge Stephan / Çeviren: S. Nazlı Kaya Ataol Yayıncılık Inge Stephan kitabında, "Erkeklerle ilişkiye açık sanatsal ya da bilimsel bllgiler katan müzisyen, ressam, heykeltraş, yazar, matematikçi, tarihçi ya da teolog olarak çoğunlukla erkeklerle aynı düzeyde, hatta bazen İncsleme BarzaniDosyası, 12EylülPartileri, GünizSokağı, Yassıada Belgeseli adlı kitapları yazan gazeteci Hulusi Turgut elimizdeki yapıtında Siileyman Demirel'in yaşantısının 47 yıUık bir dönemini, olaylar ye insanlarla birlikte anlatıyor. İki ana bölümden oluşan kitapta birinci bölüm "Bir Liderin Doğuşu"nu, ikinci bölümse "Bir Liderin Yükselişi" başlıklarını taşıyor. Kitabın sonunda "Fotoğraflarla Demirel'in Diinyası" başlığı altında Demirel'in çeşitli dönemlerde çekilmiş fotoğrafları yer alıyor. S A Y F A S
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle