Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
50 yıl önce zehir içerek yaşamına son vermişti Bir dünya vatandaşı Avusturyalı yazar Stefan Zweig 1942 yılının 22 Şubat günü, Brezilya'nın Petropolis kentinde eşiyle birlikte veronal içerek yaşamına son verdiğinde ününün doruklarındaydı. Savaşın ve onun doğrudan tehlikelerinden uzakta olduğu halde yaşanvnı "savaşın acıları" nedeniyle noktalamıştı. MIMET CEMAL ttfan Zweig, 1942 yılının 22 şubat günü Brezilya'nın Petropolis kentinde, eşiyle birlikte Veronal içerek yaşamına son verdiğinde, ününün doruklarındaydı. Bu, dünya edebiyatı tarihinde pek az yazarın erişebildiği, döneminde Nobel ödülü'nü kazanmış yazarları bile gölgede bırakan bir ündü. O güne değin eserleri elliye yakın dile çevrilen Zweig'ın, Brezilya'ya sığınmasının ardından Güney Amerika ülkelerinde çıktığı konferans gezileri başlı başına bir olay niteliğini taşıyor, üniversitelerin büyük anfilerinin dinleyicileri almaması nedeniyle, koridorlara hoparlör yerleştirilmesi zorunluluğuyla karşılaşılıyordu. Büyük aile servetine çeşitli dillerde satış rekorlarını kıran kitaplarının geliri de eklenince çok, ama çok zengin bir adam olan Zweig ne savaş öncesi yaşamında, ne de Avrupa'yı bırakmak zo runda kalışının ardından geçim sıkıntısıyla karşılaşmıştı. Geçim sıkıntısı şöyle dursun, sürgündeki yazarlardan pekçoğuna da cömert para yardımlarında bulunabilmişti. Aynı Zweig, Brezilya'da bulunuşu nedeniyle, savaşın ve onun doğrudan tehlikelerinin de çok uzağındaydı. Bütün bunlara karşın sonunda yaşamını savaşın acıları nedeniyle kendi cliyle noktalaması, dünya görüşü bir bütün olarak izlendiğinde, Zweig bakımmdan kaçınılmaz bir yazgı niteliğiyle belirginleşir. Yaşamı boyunca kendini bir Avusturyalıdan çok bir Avrupalı diye nitelendirnıiş olan Stefan Zweig, gerek birinci, gerekse îkinci Dunya Savaşı'nın acılarını hiçbir zaman sınırlara ve Stefan Zvveigın vasamına son vcrdığı Brezilyanın Petropolis kentlndekı ev Dünün Dünyası, Amok Koşucusu, Yürek Çöküntüsü, Tehlikeli Merhamet, Bir Kadının 24 Saati, Acımak, Rotterdamlı Erasmus'un Zaferi kitaplarıyla tanıdığımız Zweig yapıtlarıyla düşünen insan idealine katkıda bulunmuştu. S A Y F A uluslara göre "sınıflandıramamış", kişisel güvenliğinin sağlanmış olmasını hiçbir zaman savaş acılarının kendisine kadar ulaşmasını engelleyen bir duvar olarak görememıştir. Montaigne'nin özgürlük kavramıyla, Erasmus hümanizminin belki de evrensel boyutlardaki son temsilciliğini ve sözcülüğünü yaşamında bir misyon olarak benimseyen bu büyük Avrupalı, sonunda inandığı değerler uğruna savaşım verme gücünü artık yitirdiğine inandığı için yeryüzü yaşamından da çekilmeyi yeğlemiştir. Zweig'ın 18811942 yılları arasına rastlayan yaşamı, aynı zamanda Orta Avrupa'nın, özellikle de vatanı Avu.sturya'nın her bakımdan son derece inişli çıkışlı bir çizgiyi izlediği bir döneminde yer alır. AvusturyaMacaristan lmparatorluğu döneminde Viyana'da dünyaya gelen yazar, bu kentin o dönemdeki bütün o üretkenkozmopolit atmosferini soluma olanağını bulmuş, Schieleler'in Klimtler'in, Freudlar'ın, Rilkeler'in, Hofmannsthaller'in, Adlerler'in Viyanası'nı yaşamış, yakın ilişkileri Viyana ve Avusturya'yla sınırlı kalmaksızın Gorki'ye, Tolstoy'a, Rodin ve Romain Rolland'a, Arturo Toscanini'ye ve Thomas Mann'a kadar uzanmıştır. Edebiyat, tarih, felsefe, ruhbilim ve siyaset bilimi alanlarında engin bügi sahibi olan Zweig, büyük yazarlık yeteneğine temel edindiği bu birikimiyleöykü, roman, denemevebiyografi türlerinde eserler vermiştir. özellikle tarih ve ruhbilim alanlarındaki geniş birikimi, tarihi ve kişileri yorumlayış biçimi, dünya edebiyatmda Zvveig'ı biyografi türünün en büyük birkaç ustasından biri yapmıştır. "Marie Antoinette", "Rotterdamlı Erasmus'un Zaferi ve Trajedisi", "Montaigne", "Joseph Z V V E I 6 O S T O N E Romain Rolland "Sevgili Stefan Zweig, ne yüce gönullü bir insan olduğunuzu bil.scni/! Siz, anlatnuk, sevmek, insanları sevgi yoluyla anlamak konusunda gerçekten eşsiz bir yeteneğe sahipsiniz! Ve siz, gerçekten de gelmesini neredeyse 20 yıldır beklediğim, zamammızm onca gereksindiği o soylu, çok yönlü Avrupalı düşünürsünüz... Savaşla savaşmaya çalışmıyorum, çünkü özellikle de şimdi bunun arttk tümııyle olanaksız olduğunu biliyonım; ben, nefretle savaşmaya çalışıyoıum, onun elinden kurtarılabileceklerı kurtarmaya çalışıyoıum... Eğer İsa bııgün yeniden dünyaya gel&crydi, artık "ben Tanrının oğluyum" dediği için dcğil, iakat insanlara "birbirinizi seviniz" dediği için çarmıha gerilırdi! Romain Rolland, Ztvetg'a Mekfuplar Fouchc, Bir Dcvlct Adamının Portrcsi", "Maria Stuart", "Balzac", "Calvin'e Karşı Castellio" ve "Magellan", bu alanda verdiği başlıca eserler arasındadır. Dünü ve bugünüyle Avrupa'nın mirasına bir bütün olarak sahip çıkmayı da görev bilen Zweig, özellikle deneme türündeki yazılarıyla bu misyonu yerine getirmeye çalışmış, "Romain Rolland", "Yarının Tarihçiliği", "Tarihsel gelişi İçinde Avrupa Düşüncesi", "Tolstoy", "Dostoyevski", "NietzsCUMHURlYETKİTAPSAV/fO4