05 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

küçük hkender "Erotika"stnı ve şiirinin rotasını anlattı Ben bir imge capkmıyım NUR BVLUM Erotika / küçük îskender / Adam Yayınları / Kasım 1991 / 100 s. / 18.000 TL. , Uçuk İskender 1964'te, İstanul'a indi. 3 yaşına kadar babasına baba demedi, anne dedi. Kalcıni uç diye isimlendirdi. Belki dı yazdıkları hep o yüzden uçta. Anadili duyarlılıktı. En iyi bildiği yabancı dil ise Türkçeydi. Üç insan sevdi 'Erotika' adlı şiir kitabını bu üç insana adadı. (Üstümüze vazife değil, edebiyat tarihcileri bulsun!) "Şairlerin aynı marka deterjan gibi market raflanna dizilmesi sadece tüketiciye kolaylık sağlıyor. Şiirimizin içinde bir gayya var. Şiire o kadar korkunç anlam yüklemiyorum. Sıkılırsam bırakır, resim, bale veyatiyatroyaparım. Zaten Küçük İskenderismibu riski daima taşıyor. Ben bir kediyim, sıkılırsam giderim." Böyle diyor Uçuk İskender. Erotika bir cinsel aşk kitabı. İçinde bol baharatlı bir şiddet içeriyor. Söyleşiye aşklardan başlayalımisterscniz. "Eroıika" aşkı cismaniyeye dayanıyor. İnsan bazı aşklara biıyük harfle başlar. Bazı ölümler ise çalkantılıdır. Aşk mahzun bir kıışun özgeçmişidir. Benim aşklarım şiddet ve muhalefet içerir (Bkz. Rimbaud, Verlaıne). Aşk bir müdahaledir, tashih hatasıdır. Şiirve aşk gençtir Elimdeolsayataktançıkmam, hayatı cinsellığim üzerinekurdum. Beniın şiirimdeki cinsellik butün okulların bahçelerine phallus heykelleri dikilene dek kalıcı. Çünkü asıl mühtehcen olan devletin ta kendisisidir. Kitapta ölümle bir ortaklık söz konusu; "ah boynumda bir ilmik, sanki ipekten/ korkum yok Sevgiiim, korkum yok ölmekten!" diyorsunuz. Aşklardan sonra biraz da ölüme geçsek? "Erotika" bir şükran kitabı, benim için bir gümrük kapısı. Artık aynaların arkasınageçmek istiyorum. Çünkü çocuklar 'sır'larını aynaların arkalarına sürdüler. Ölüm içimdeki çekirdek benim. Bütün cevherim o. Ben ölürsem kara kutumu bulacaklar. Şu anda 20 ciltlik 'cangüncem' özellikle son 20 yıljn insanlarını, mekânlarını bir şairin gözünden 'bilinmeyen okur'a "Olric" in de yardımıyla aktarılı Şiirinizin her ne kadar avantgard bir yanı olsa dahi orta oyununa (şiirdeki ironi bu) dayanan bir geleneksellik var. Bir tırtıl gibi her yere yayılan, yaşamın bütün damarlarında bir 'küçük' dolaşım. Ne dersiniz? Şiirlerimi atardamarlarımla değil, toplardamarlarımdaki o kirli kanla yazıyorum. Kendimi sosyalist bir meddah gibi görüyorum. Güncel olanı radikal bir tavırla savunma mekanizmalarının dışına çıkarak ele alıyoı um. Bugünün genç devrimcileri Deniz Gez "Ben yalnız ve çirkin bir çocukken / uzun bir atasözüne benzetirdim ömrümü / ve yine, / çok komik bir fıkra sanırdım ölümü / düş menzilimde döllenen küçük hkender miş duyarlılığını bilmiyorlar. Ağır politik yükümlülükler altında kalmış nevrotik duyarlılıkları yazıyorum. İstanbul gibi bir megapolde ıınderground edebiyatın yazılmaya başlandığını iddia cdiyorum. Şairşiir ilişkisine geldik şimdi de. 'Hüzün içimde bir cam kırığı' diyorsunuz. Bu cam kırıklarıyla yaşamak duygusunu biraz açalım mı ? Ben bir imge çapkınıyım. 'Lanetlenmiş bir şair ne yazabilir' varsay ımından yola çıkarsak, olsa olsa elde edebilece ğimiz sonucun çömeziyim. Duyarlığım konusunda hırçın, yaratıcılık sürecinde çevreye 1 ayıtsız olmamı şiire ve yaşamın paramparçalığına duydıığum saygıda aramalı. Şiir bir yabancılaştırma pratiği yaptırıyor, doğayı asiste ediyor. Yorucu, naif, cömert, ötede farkh bir şiir rotası benimkisi. Hüzne, ölüme, ironiye seyrediyorum. Şiirim bana tecavüz ediyor nasılsa. Sorarım böyle bir adamı sokaklara salmak tehlikeli değil mi? "Bir bir kelebekler kaçıyor içime... cicoz kelebek, talebem martı, karaşin kedi, kara kanarya, ceyla, Rimbaud kırlangıç, miço yunus". Şiirlerinizde ve yazılarınızda sık sık gcçen şu hayvanat bahçeniz ilgimiçekiyor. Onlar birer şiir kahramanı. Aslında her biri günümüz gençlerinin tipolojisini çıkartıyor. Hayvanlarım yüreğımin elementlerıdir. Ben onları hayattan elektrolize ettim. Ben hayvanat bahçemi içimde taşıyorum. Bir de işin içinde İstanbul'un gece hayatı var. Sormadan edemeyeceğim? Mesleksırrı!... Evet, kuçuk İskender sırların peşinde. 5 yıl Cerralıpaşa Tıp Fakultesi'ne dort yıl istanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü'nc devam etti. 1988'de "Gözlerim Sığmıyor Yüzüme" adlı şiir kitabı çıktı. Çeşitli dergileıde yazıyor. "Erotika" onun ikinci kitabı. Façası aşk, y ürekleri onda detine, bir taştan bir taşa taşıyor! K « Y B0 L A N Z A M A N A Y O L C U L U K Eski İstanbul'dan Hatıralar "Eski İstanbul'dan I latıralar" İletişim Yayınları İstanbul dizisınin yeni kitabı. Gazeteci Sadri Sema Aydoğdu rahat okunan diliyle yüzyılın başında şehre belirli bir kimlik kazandıran sosyal yapıyı; köprüsü, atlı tramvayları, köpekleri, dilencileri, külhanbeyleri, şair ve edipleriyle gözümüzün önüne seriyor kitapta. Sadri Sema gördüklerini, duyduklarını, bildiklerini aktarmaya çalışan bir anı yazarı adeta. Yazar "önsöz"de yazılarıyla ilgili olarak şunları söylüyor: "Bu yazılan okurken elli, altmış yıllık İstanbul hayatının çeşit çeşit izlerini, çizgüerinı, örneklerini görecek; seslerini işiteceksiniz. Bu yazılan yazarken kalem ara sıra mizaha kaçmış ve taşmış olmakla beraber, sizi geçmiş, toza dumana kanşmış dolaşık çapraşık günlerde yeniden yaşatacaktır. Genç iseniz, elli altmış yıl önce biz ne idik, ne olduk; İstanbul ne idi, ne oldu; burılar arasında dolaşacak, güleqek, kızacak ve şaşıracaksınız. Benim gibi ihtiyarsanız hatıralar arasında yeniden gençleşecek, eski günleri anıp düşüneceksiniz." J S A Y F A 6 CUMHURİYETKİTAP S / m t O O
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle