19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Y A P I T L h R Kıvtlcım ( Şiir/ 1936), Karanlık Dünya (Roman/ 1951), Biiyük Balıklar (Roman/ 1952), İnsansız Şehir (Hikâyeler/ Oyun (Roman/ 1953), Ekilmemij Topraklar (Roman/ 1954), Ali ( Roman/ 1955), Kutu Kutu Içindc ( Roman/ 1956), Yedinci Gün (Roman / 1957), Bordamıza Vuran Deniz (Roman / 1960), Bütün Romanlan I, II (1981) 1953), IncelemslBPl: Erdcm Açısından Düşünce Tarihi (1963), Mutluluk Diişiincesi (1965), Özgiirlük Düşüncesi (1966), Fclsefe Sözlüğü / 1967 / Remzi Kitabevi / 40.000 TL. / CKK Kod No: 097. 035 Düşünce Tarihi / 1970 / Remzi Kitabevi / 40.000 TL. / CKK Kod No: 097.045 Ekonomi Sözlüğü / 1972 / Remzi Kitabevi / 45.000 TL. CKK Kod No: 097.025 İslâm İnançları Sözlüğü / 1975 / Remzi Kitabevi / 60.000 TL. CKK Kod No: 097.048 Felsefe Ansiklopedisi (7 Cilt) / Remzi Kitabevi / 325.000 TL. CKK Kod No: 097.027 Ticaret Sözlüğü / 1982 / Remzi Kitabevi /'45.000 TL. / CKK Kod No: 097.026 Ruhbilim Sözlüğü / Remzi Kitabevi / 55.000 TL. / CKK Kod No: 35.000 TL. / CKK Kod No: 097.507 Toplumbilim Sözlüğü / Remzi Kitabevi / 40.000 TL. / CKK Kod No 097.469 Felsefe Ansiklopedisi (Düşünürler) 1,2/ Remzi Kitabevi / 65.000 TL /CKK Kod No: 097.435 097. 436 Gördüğünüz gibi bunlar o zamanın hececilerinin etkisinde kalarak yazılmış. Ne zaman ki Orhan Veli Melih Cevdet üktay Rilat grubu ortaya çıktı, ben şiiri bıraktım. Çünkü oıılar büyük bir atılım yaptılar. üna ayak uyduramazdım. Ondan sonra küçük hikâyeler yazmaya başladım. Alphonse Daudet, Değirmenimden Mektuplar hayranlığıyla... Üniversiteyıllarında... Kaymakam oldum ondan sonra. Bu da bir maceradır. Çünkü bir akrabam îçişleri Bakanı olmuştu. "Orhan'ı kaymakam yapalım" dediler. Üniversiteyi bitirinceye kadar Kadıköy'den öteye geçmemiş bir adamdım. Kaymakamlık aklımdan geçnıezdi. Ama kapıldım işte... Ve yedi yd kadar kaymakamlık yaptım. ~ Hikâyedenromanageçtiniz. İşte o kaymakamlikta küçük hikâyeler yazdım. Varlık Yay ınları arasında bir hikâye kitabım çıktı. tnsansız Şehir. Hemen bütün hikâyelerim o kitaptadır. Onlardan biri de bir derginin armağanını kazanmıştı. Şadırvandergisi. 1949. Siz benden daha iyi hatırhyorsunuz. Hikâyenin adı "Toprak"tı, hatırladım. Sonra sekiz roman... Sekiz küçük •roman yayımladım. ü romanların CUMHURİYET K İ T A P SAYI 75 hiçbiri beni doyurmadı. YaJnız bir tanesi hâlâ hoşııma gider, bugün de yazsam ki, 70 yaşındayım şimdi, onları yazdığımda 23,24,25 yaşlarındaydım öyle yazarım. Büyük Balıklar'ı. Onlar beni doyurmuyordu. İnceleyince neden doyurmadıklarını buldıım: Bilgi eksikliğim vardı. Ondan sonra şu kanıya vardım ki sağlam bir kültür temeline oturtmayınca iyi sanat yapılamaz. Yani kültürsüz sanat da yapılamaz. Belki şiiryapılabilir. Çünkü şiir plastik bir yapıdır, edebiyat sanatlanndan saymıyorum ben şiiri. Bence şiir resim gibidir, heykel gibidir. Plastisite, yani kelimelerin birbirine yapışmasıdır şiiri veren. Belki o yap Jabilir. Ama roman, hikâye mııtlaka sağlam kültür ister. Yoksa çelişik sonuçlara varırsınız. Ve iyi sonııç alamazsınız... Dedim ki bende kültür noksanı var. tİniversiteyi bitirdik işte, ama neyi öğrendik?Hiç... Bizdeki eğitim sisteminin cksiklikleri... Bir iki örnek vereyim. Sözgelimi 1935'te lise, 1939'daHukukFakültesimezunuyum. Liseninson sınifında fizikten yerçekimi teorisini okuduk. Oysa Einstein ondan ydlarca önce 1905 te mi 1908'de mi ne yerçekiminin varolmadığını, yerçekiminin bir ivme olayı oldıığunu kanıtlamış bulunuyordu. Bize ondan otuz yıl sonra hâlâ tizikteyerçekimi diye okutuyorlar. Ya da felsefe... Hegel'Ie bitirirler klasik felsefeyi. Oysa asıl felsefe, bence Hegel'den sonra başlar... Onıın için yeniden bilgilenmek için oturdıını. Bilgi, bilgi, bilgi... öğrenmek merakı banageldi. İşte o öğrenmek merakı da beni buralara getirdi. O kitapların hiçbirini kitap yazmak için yazmadım, kendim için yazdım. Yazarak öğrenmeye alışmışım. Ama dediler ki "bunlar kitap olur." Alın basın dedik. Aldılarbastılar. Vebeğenildidesanıyorum. Edebiyattanbunedenleaynldtnız. Bu nedenle. Sözde sağlam bir kültür edindikten sonra edebiyata gelecektim. Ama artık bir dahaki gelişe (Gülüyor)... Vakit kalmadı. Düşünce, kültür dünyamız bugün ne düzeyde? Ben çelişküer buluyorum. Sağlam bir kültür eksiklıği var aydınlarıtnızda. Birçok tııtarsızlıklar görüyoruın. Şöyle diyen adam, böyle demenıelidir. Hem böyle diyor hem şöyle... Bu demektir ki kültür sağlam değil. Temel sağlam değil. bizden on, on beş yaş büyüktüler. Efendim Sartre'ı, Camus'yu göklere çıkarıyorlar. Dinledim dinledim, adını vermek istemediğim o zata dedim ki... Büyük çapta entelektüel, hâlâ öyle bilinir, hâlâ büyük' hayranları vardır, şimdi yaşamıyor. "Üstadım," dedim, ."yanlış anlıyorum galiba. Sizin Sartre'la Camus'yu övmemenizgerekir,"dedim. "AmanOrhan Bey,bunu nasıl söylersiniz, bunlar çağımızın en büyük insanlan," dedi. O zaman anladım ki büyük çapta entelektüel saydıklarımız bile tutarsız. İşte ben tutarlı olmak için elimden geleni yaptım. Aşağı yukarı hastalık halindeki bilgi tutkumun nedeni bu. "Bilimsel felsefe tektlr" Bütün düşünce akımlurını, felsefe akımlarını incelediniz. Kitap yazdınız. Kendinizi hangi akıma yakınbuluyorsunuz? Hayır.akımdiyebirşeyyokturaslında. Bilimsel felsefe tektir. Yani bilimdevaryant yoktur. Bilimtektir. Hani şöyle alaturka bir söz vardır: "Efendim, her fikirmuhteremdir" filan... Bu.saçmabirsöz. Hiçbir fikir muhterem değildir. Doğru olan fikir... Muhterem kelimesini de kullanmamak gerekir... Doğru olan fikir, doğrudur. O da tektir. Yani 2 kere 2, 4 eder. Ya da ısı, maddesel cisimleri genişletir. Bunun (paşka varyantı yoktur. Bunu ya bilirsiniz ya bilmezsiniz. Onun için şu akım, buakım... Senbundanyanasın, ben şundan yanayım... Btiyle şey olmaz! Bence aydın bir adam, bilimsel düşünceden yanadır. Çağımızın bir bilimsel düşüncesi var. Çaresi yok; ya bundan yanasınız ya hilmiyorsıınıı/ demektir. Yani insanlar arasındaki düşünce ayrılıkları, bilgi eksikliklerinden doğar. Aynı bilgide olan iki matematikçinin sizhiçtartıştığınıgördünüzmür'Nihayetoturui'yeııi baştan işlemi ya'parlar, sağlamasını yaparlar, yanlışlık neredeyse bulurlar. Tartışmaya gerek yoktur bilimde. Çünkü gerçekleritektirbilimin. Bilimsel düşünceyi nasıl tanımlarsınız? ~ Bilimsel düşünce, bilimin son verilerine göre pratikle tanıtlanmış olan düşüncedir. Pratikle tanıtlanmamış olan hiçbir düşünce, bilimsel düşünce değildir. Yani varsayım, laraziye, hipote/... Varsayım, varsayım kaldığı sürece hiçbir şey değildir. Amagerçekleşip de pratikle denenip tnnıtlanırsa, bu varsayım bilimsel düşünce olur. Felsefe için de aynı şcyi söyleyebilir Birtakım temeller bile ortaya kon Türk Edebiyatcılar Birllulnin Kitap Serglslnde Behçet Kemalle (sol miyiz? .. da) blrllkte Gayet tabii... mamış, dıyorsunuz. Felsefe diye bir şey kalmadı artık. Felsete kelimesi, Evet, evet... Hâlâ metafizikle uğraşılıyor. En biliyorsunuz, philpsophia, bilgi sevgisi anlamına geaydın arkadaşlarımız Camus'nun, Sartre'ın filan peliyor. Ama bu, spekülasyon olarak başlamıştır. Yani şindeler. Oysa bunlar metafizikçi, gerici adamlar kurgusal felsefe. Elini şakağına koyup düşünmek yobunlar. Sözgelimi bir zat var... Neyse, onları anlarlııyla... NedenPÇünkü bilimler yoktu, bilimler emekmayayım, yazılması doğru olmaz. leme dönemindeydi. Bilimler olmayınca da zorun İsimvermeyiz. luydular o zaman düşünüp düşünüp bir şeyler bul Sözgelimi Türkiye'nin büyük çapta entelektümaya... Ne zaman ki bilimler gelişti, spekülasyonu el, hepimızin abisi olan bir zatla Yaşar Nabi'nin geçtiler, artık spekülatif felsefe diye bir şey kalmadı. evinde tanışmıştım. Konuşuluyor. Yaşar Nabi'nin Bugünün felsefesi, bilimden çıkarılan felsefedir. FI arkadaşları var. Sabri Esat Siyavuşgil filan, onlar S A Y F A Tutarlı olmak için 13
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle