Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Selçuk Dcmirel'in kitabı Fransa'da büyük ilgigördü Sessizliğin Gürültüleri olarak gurur duyuyorum seninle" dedı. Hoş sözlerdı bunlar Çizerın çizeri öv mesi zordur çünkü. Şoyle bir şey gozluyorum insanlarda: Selçuk, diyc gelıp elımı sıkarlarken, gözume yalnız bir çizer, bir res sam falan değil de bir düşunürmüşüm gibi bakıyor lar Bir bilgc falan gibi yaklaşıyorlar Dun bir Amerıkalıyla karşılaştım, adı George'muş, yazarmış. Çizgilerdeki estetiğin ötesinde, filozofmuşum gibi davrandı bana. Ne diyeceğimi şaşırdım, çekingenleştım Bu davranış bundan sonra yapacaklarımı zorlaştırıyor tabii. Kolaya kaçma olana ğım yok. Çok çizerek usta la^ınca i^ kolaylajır gibi ge liyorsa da durum tersinı gcisterıyor. Hep daha iyı, daha ıyı olsıın diye giderek arttırıyorum zorluğu Başka bir şey daha fark ettim bu kitapla. Bir kez, çok geniş bir çizgi paletim var Çok yumuşacık ve çok sert olabilırım Bir masada çiçekli böcekli çalışırken, ötekine geçip çok haşin olabiliyorum. Dr. Jekyll, Mr. Hide gibi... Kitapta bütun bunları bir araya getirdim, çok şaşırtıyor tabiı. Hem çok sofistıke, hem sınık olabilen zengin bir yelpaze var çalışmalarımda İnsa.Jarın eğilimlerinı gördüm bu sayede. Ayrı ayrı tercihleri var. Kitap iyi oldu, kitap yapmak, arınmak gibi bir şey. Masa temizleniyor. Yeni şeylere başlamak için. Boşluk yaratılıyor. Yeniden nasıl doluyor o boşluk? Yeniden çizerek, eylülden bu yana epeyce bir şeyler oldu... Ankara'dakı sergi, sonra kitabın etrafında, "La Hune"deki (Parıs'in en gözde kıtabevı) sergi, iki televizyon programı. Fransız uçuncu kanalında farklı kultur programları yapıldı, benimle ilgili Televizyon çekimleri sırasında rahatsız olduğunuzu söylemiştiniz... Işte o kameranın varlığı biraz rahat&ız edıci tabii. Sonra bazı sorular biktı beni "Bir Türk "Sessizliğin Gürültüleri" adlı kitabı La Monde Diplomatique yayınları arasında çıkan Selçuk Demirel, 70 yıllık bir katalog olan "Snoeck" yıllığında yer alacak. Her yıl bir çizere yer veren " Snoeck "ün 1992 çizeri Selçuk Demirel olacak. MİNEG.SAULNIEfl PARİS Selçuk, tombul harfli bir imza. İncc mi ınce desenlerın, sankı Diyojen'ın ımbığınden damttdmışçasına fılozof çızgı lerin altına, sankı yukarıtla çaktığı felseie pınltısıyla alay edercesine, çoLiksu bir damga gibi baNilıyor bir köşeye. Selçuk Demirel, 20 yıl da Paıis'te ve çizeri ol duğu Le Monde Diplomatıque'Ie birlikte, zirveye çivili bir Turk sanatçısı Son aylarda bir kitabı çıktı Selçuk'un Sonra Selçuk televizyonlara hem de birkaç kez çıktı Derken Belçıkalara gıtti Bız de aşağıdaki söyleşıyı yaptık kendısiyle. Sayın Demirel, geçen ay Le Monde Diplomatique Yayınlannın çıkardığı "Sessizliğin Gürültüleri" adlı kitabınız büyük ilgi gördü. Bize bu ilgiyi sayılarla aktarır mısınız? Evet, epeyce ilgi gördü kıtap. Ük on beş günde 7000'i satıldı Toplam 30 000 basıldı Daha kesin veriler gelmedi, ama şu ana kadar dörtte üçünün satıJdığı tahmin ediliyor. Çok iyi eleştiriler aldı. En hoş şeyleri de Plantu (Le Monde çizeri) soyledi. "Buna benzer kitap çok az çıkıyor" dedi bana. "Senin çizgilerini çok seviyorum ve bir çizer olarak bunlan nasıl yapabiliyorum...", "Acaba Türk atasözlerinden etkileniyor muyum" gibi so rular falan. Bütün bu sorulan hiç üstüme almıyo rum ben tabii. Yanıtlamak istemiyorum. Çizgilerimin kaynağında Nasreddin Hoca falan olduğunu sanmıyorum yani. Ya da oturup Laz fıkralarını U lustre de etmiyorum. Ayrıca Laz ya da Belçikalı fıkralarından hiç hoşlanmam Bu, biraz fıkralarla kültüriı halletmeye ya da folklorla, kilimle ışi bitır meye benziyor. On iki ciltlik ansiklopediyi eve atınca her şeyi bildiğini sanmak gibi bir şey yani Bence kulturu, duşunceyi, şiiri iki kelimelik fıkraya. indirgeyerek Türk toplumunun diışünce yapısını ve yaşam biçimini "kıssadan hisse" özetlemeye çahşmak saçma. Onlar yüz bınlerce olgudan birer tanesi; mizah, şaka, vb. hiçbir şeyın çıkiş noktası olamaz, ancak bir ayrıntıdır. Işte bu tür yaklaşımları içeren soruları cevaplamıyorum. Onun ötesinde Türk olduğumun hissettırildiğı yerler de var tabiı. Örneğın İtalya'ya gıttim İtalya ve Frama'ya girip çıkarken Türk olduğumu hatır lattılar bana, 85 kişiydik Bir ben bekledım. Pasa portumun nerelere gidip incclcndiğıni bilmiyo S A Y F A CUMHURİYET KİTAP SAYI 73