Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Çocuklanna masallar anlatan bir kadının dramı ya da umudun masalı Perihan Mağden 'ın öyküleri Kışkırtıcı ve yatıştırıcı Haberci Çocuk Cinayetleri / Perihan Mağden / Afa Sessiz kitlenin baskısı Yayınlarıjst. Şubat 1991/ 116 s. / 9.000 TL. CKKKodNo:011. 154 Telefondaki ses "Cuma akşamı bır partiye davetlisiniz" dedi, "Kalem kağıt alın elinize hemen adresi yazdıracağım." Şaşkınlıktan küçük dilimi yutmak uzereydim. Ne sesi tanıyordum ne de ses kendini bana tanıtmak üzere Perüm Mafden herhangi bir girişimde bulunmustu. Bütün cesarefimi bir araya toplayıp sordum: "Ne partisi, beni kim davet edıyor, siz kimsiniz?" "Siz İsmet Berkan değil misiniz?" Öyle bir sesti ki, sorduğu bütün sorulara cevap vermek zorundaydım ve o ancak lütfederse bcnim sorularımı cevaphyordu. Kekeledim. "Eevet." "Ben de Perihan Mağden." Yani eğer ben İsmet Berkan'sam o da Perihan Mağden'di. Birçok ortak arkadaşimız vardı, bu ismi sık sık duyuyordum. Kendisiyle böyle tanıştım. Geçenlerde Perihan Mağden'in Afa yayınlarından çıkan I laberci Çocuk Cinayetleri adlı kıtabırıı bitirdiğimde nedense bu öyküyü hatırladım. Kitabın tamamtm okumam 45 saatimi aldı vc bütün bu süre boyunca Perihan Mağden sanki karşımda konusuyordu Çok eğlenceli, çok akıcı, çok hızlı okunan bir kitap Haberci Çocuk Cinayetleri. İçinde cüceler var, yapay döllenmeye üretilen haberci çocuklar var, Humphrey Bogart var, Lauren Bacall var, Sam Spade var, Dashiel Hammet'in zavallı ruhu var, var oğlu var. St. Petcrsburg Konservatuvarı'ndan kovulan kız mı erkek mi belli olmayan bir kahraman, onun acayip annesi, ölmüş dedesinin Hindistan'dan bulup gctirdiği uşak WangYu ve lıepsi birbirinden ucayip üç öykü. Okurken dehşetli keyif veren, zekice cümlelerle özenle süslennıiş, her türlü fikir sıçraması için oldukça geniş imkanlar dolu bir öykü kitabı Haberci Çocuk Cinayetleri. İçinde üç öykü var ve bu üç öykü arasında belli belırsiz bır bağlantı. Tck tek de ele alınabilirler, bir arada da. Ama galiba kitabın en önemli özelliği, anlattıklartnın içeriğinden çok kullanmayı tercih ettiği dil. Karsınızda yeni bir insan konuşuyor. Zaman zaman iğneleyici sözler söyleyen, zaman zaman ince ve bağıran kadın sesini andıran, zaman zaman haşarı ama zeki çocuk sesini çağrıştıran çoğu zaman provokatif, zaman zaman isc teskin edici bir ses bu. Yazının değil de sesin temposuna kapılarak okuyorsunuz. İSMtB«*M Cemile oder das marchen von der hoffnung (Cemile ya da Umudun Masalı) / İsmet Elçi / Clemens Zerling Yayınevi, Berlin, 1991 fAHİNE HATİPOİLU Zamanın hızla akıp gittiği ve insanların yasama dair umutlarının her gün biraz daha yittiği günümüzde, masallar da eski kimliğini yitirdi. Günümüz çocukları, gelişen teknolojinin etkisiyle daha çok elektronik aletlerin kahramanları oluşturduğu masallar kuruyorlar, dinliyorlar. Eski masalların mantığı onlara saçma geliyor... Büyükler için gerçek farklı mı? Onlar daha da çözümsüz gibi.. ."Bir şeyleri umut etmek doğaldır ve gereklidir insan yaşamı için" deniliyor. Peki ya umudu umut etmek? Yaşama olan bağlılığı, yaşamın anlamını güçlendirmek, mantığını çözmek için oluşturulan masallar, şimdi umudu umut etmek amacına yönelmişse?.. Umutları canlı tııtmak başarıya giden yolıın en önemli basamaklarından biri. Evet!.. Ya yajam adına hiç gerçekl eşmeyecek şeylerin masalıysa dinlenenler? İnanılanlar? Oysa masallar, "gerçekten uzaklaşma" değildir, "gerçeği başka bir dille anlatma"dır. Yaşama sıkı sıkıya bağlıdır. Ama masal, "umudun masalı" olunca, yaşamı ne kadar destekler veya köstekler, geciktirir, bilinmez.... Cemile ya da Umudun Masalı adlı kitabında İsmet Elçi, çocuklanna masallar söyleyen bir kadını anlatıyor. Kendi sınırlarının, kendi gücünün dışındaki tehlikelerle mücadele etme imkânı olmayan, sonunda kendini korumak için ölümü seçen bir kadını... Çocuklanna umudu anlatan bir kadını... Cemile'nin kocası Rüstem ve erkek kardeşi Kasım îstanbul'a giderler. Yıllar sonra Kasım geri döner, ama yanında Rüstem yoktur. Bu süre içinde ikisihden de en küçük bir haber alamamıştır Cemile. Kü çük çocuklarıyla büyük bir sefaletin içinde debelenmiş, kendini korumaya, çocuklarını yaşatmaya çalışmıştır. Ama yine de kötülük peşini bırakmamış, birtakım serserüerin tecavüzüne uğramıştır. Korkudan ve utançtan kimseye söyleyemediği sırrı yavaş yavaş kendini belli etmeyebaşlamıştrrama. Cemile hamiledir... Kasım'la birlikte baba evine döner Cemile, çocuklarını da alarak. Kocasının öldüğünü bilmektcdir artık, Kasım bir şey söylemese de emindir o. Cemile'nin trajedisi, mekân değiştirkiekle bitmez, çünkü kaderini karnında götürmüştür yeni mekânına.... Almanca olarak yayımlanan Umudun Masalı, bir masal değildir. Ne konusu ne de anlatımı... Yazar olaylar dizisini zaman sıralamasına göre vermiyor. Bir film gibi kurgulanmış hikâye. Tanımlamaları, cümle kuruluşları, çizdiği resimler, oldukça şiirsel ve özgün bir anlatım çıkarıyor ortaya. Kişileri ve mekânları, can alıcı noktalarını ortaya çıkaracak ayrıntılarla veriyor. Kitapta yer yer geçen simgesel anlatımlar ve masalcıklar, yazarın düşünce dünyasını, dünyaya bakışını, yaşadığı ortama olan eleştirel yaklaşımını ortaya koyuyor. Her şeyin ötesinde bireysel hikâyeler gibi görülen Cemile, babasi, kardeşi ve çocuklarının hikâyeleri ger çekte bir toplumsal gerçeği anlatmakta, kişisel ayrıntılar, belli bir yerin tasviri, bizi bir başka boyutta, bir başka gerçeğe götürmektedir. Doğa ve insan kaderinin paralelliği, doğa ve toplum kanunlarının paralelliği dedikkatiçeker. Doğa bütün ağırlığıyla çöker ınsanların üzerine. Çocuklanna masal anlatan Cemile, içinde öyle acımasız bir gerçeği büyü tür ki bunun dehşetini okuyucu olarak güçlü bir şekilde duyarız. Ana karnında büyüyen bir bebek kadar "gerçek" ne olabilir yeryüzünde? Evet, bir gerçek daha var: Toplumun sessiz baskısı. Gözlerin sessiz ağırlığı, eziciliği, yırtıcıhğı... Her gün biraz daha büyüyen bebeğe koşut, her gün biraz daha büyüyen, üzerine gelen gözler, Cemile'nin dünyasını daralta daralta hücreye çevirirler. Sonunda bu duvarlararasındaezilirCemile... U C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 7 3 S A Y F A 5