25 Haziran 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Son Araştırmalardan CBT 1487/18 Eylül 2015 7 Kitap Üç Mühim Kitap Bu not, üç yeni kitap ile ilgili okuyucuyu haberli kılmak üzere yazılmıştır. Kitapların ikisi, sosyal bilimlerin esas olarak iktisat alanındaki iki bilge iktisatçısından: Prof. Dr. Oktar Türel ve Prof. Dr. Korkut Boratav. Yayıncısı da Yordam Kitap. Üçüncü kitap, Dr. Necdet Oral’ın editörlüğünde ülkemiz tarım sektörünü her yönüyle masaya yatırıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi ve Nota Bene Yayınları ortak eseri. Gelin biraz daha yakından bakalım: Serdar Şahinkaya kemiğinde ve göğüs kemiğindeki iç kemik dokusunda çözülmeler saptadı. Bunlar lösemi için kesin kanıtlar. Çünkü omurlarda, kaburgalarda, kafatasında, kalça kemiği ve üst baldır kemiklerinin uçlarında olduğu gibi bunlarda da kan üreten kök hücreleri bulunur. Paleoantropolog Heike Scherf ve ekibi, buluntu yerindeki diğer iskeletlerle karşılaştırdı ve hiçbirinde bu motiflere rastlamadı. “Uzun” XIX. Yüzyılda Orta Avrupa: Bir Habsburg Üçlemesi Oktar TÜREL ODTÜ İktisat Bölümü Emekli Öğretim Üyesi Prof. Oktar Türel, bu kitapta I. Dünya Savaşı’nın ardın dan çözülen AvusturyaMacaristan İmparatorluğu’nun ana bileşenlerinin XIX. yüzyıldaki toplumsal tarihine eğiliyor. Dr. Türel, “‘Uzun’ XIX. Yüzyıl” deyimi ile XVIII. yüzyılın son çeyreğindeki ekonomik ve siyasal devrimlerle başlayan ve 1914’te I. Dünya Savaşı’nın patlak vermesiyle sona eren çağı tariflerken, tarih yazımına toplumsal değişmenin tüm öğelerini, bu meyanda kültür ve sanat evreninde yaşananları da içeren, bütüncül bir anlatı olarak bakma düşüncesini paylaşmaktadır. Bu bağlamda da, kitabın üç ana kısmında XIX. yüzyıl Orta Avrupa’sının siyasal ve ekonomik gelişme tarihi üzerine bazı sanatçıların kişisel hayat ve kariyer öyküleri izdüşürülmüş ve sanatsiyasal toplum etkileşimi, başlıca plastik sanatlar ve mimarlık bağlamında örneklendirilmiştir. Beş kısımdan oluşan kitabın ilk kısımlarında İmparatorluğun Avusturya parçası, devamında Macaristan Krallığı ve Çek toprakları ele alınmaktadır. Kitabın adında yer alan “Bir Habsburg Üçlemesi” deyimi, böyle bir ilgi alanını betimlemektedir. Kitabın son kısmında Oktar Hoca, daha önceki kısımlarda yer alan bazı temel saptamaların altını çizmekle yetinmemiş, bu kısma uluslar ve ulusalcılık üzerine özlü bir yazın incelemesi de eklemiştir. “Uzun” XIX. yüzyıldaki iki temel sorunsalın, yani ulusdevletlerin inşası ile sanayileşme ve modernleşmenin, XX. ve XXI. yüzyıllara taştığı anımsandığında, bu eklemenin gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Böylelikle, “Habsburg ulusalcılığı”nın günümüzde de önem ve anlam taşıyan öğeleri daha iyi anlaşılabilmekte ve yorumlanabilmektedir. Klasik, Viyana – Budapeşte, Prag turlarına gideceklere özellikle tavsiye ederim. Prof. D. E. Ahmet Tonak, Oktar Hoca ile bu “şaşırtıcı kitap” ile ilgili güzel ve ayrıntılı bir söyleşi yapmıştı. Meraklılar için bu söyleşinin linkini de not ediverelim: http://kitap.radikal.com.tr/makale/haber/sanatcilarbiztoplumbilimcileriasipgeciyor421967, Trinitrotoluen veya kısaca TNT olarak bilinen patlayıcı madde son derece zehirlidir ve toprağı kalıcı olarak kirletir. İngiliz bilim insanları şimdi bitkilerin zehirle daha iyi başa çıkmalarını sağlamakla kalmayıp, zehri indirgemelerine de izin veren bir metabolizma mekanizması buldu. Bu şekilde gelecekte TNT ile kirlenen topraklar temizlenebilecek (Science). TNT yoğunluğuna göre bu topraklarda bitkiler çok zor büyüyor. Bu nedenle bu tür alanlar zahmetli ve masraflı fiziksel ve kimyasal yöntemlerle temizlenmeli. Veya alternatif olarak bazı mantarlar ve bakteriler var. Ayrıca tütün gibi genetik değişimden geçirilen bitkiler de kullanılıyor. York Üniversitesi’nden Emiliy Johnston ve Elizabeth Rylott biyoloji laboratuarlarında sıkça kullanılan tere bitkisinin (Arabidopsis thaliana) farklı cinslerini TNT içerikli topraklarda çimlendi. İncelenen tere cinslerinden birinin hem kökleri hem de filizi TNT’li toprakta daha hızlı büyümüş. Kirlenmiş toprakların, özel yetiştirilmiş ya da genetik değişimden geçirilen bitkiler, mantarlar veya toprak bakterileriyle temizlenmesi, hesaplı ve çevreye duyarlı bir çözüm olabilir. TNT ile kirlenen topraklar temizlenebilecek Kitap, “Memleketin Haline Bakarken”, “Türkiye Ekonomisi”, “Dünyanın Hali”, “Marksist İktisat” başlıklı dört ana kısımda on beş bölümden oluşuyor. Boratav Hocanın seçtikleri, memleketin, dünyanın haline “endişeler ve ümitler içinde bakan” söyleşi, yazı ve konuşmalarla başlıyor; Türkiye ekonomisine geçerek devam ediyor. “Samir Amin, Giovanni Arrighi, Perry Anderson ve Çin’de Sosyalizm” başlıklı yazı ise Sovyet sosyalizminin çözülüşü ve “reel sosyalizm” tartışmalarına Çin deneyimini inceleyerek katılıyor, tartışmaya önemli katkılarda bulunuyor. Kitabın son bölümünde Marksist öğretiyi doğrudan doğruya tartışıp yorumlayan dört yazıya yer verilmiş. “Toplumsal Sınıflar” ve “Lenin’den Yüz Yıl Sonra Emperyalizm” başlıklı ilk iki yazı, Marksizmin temel bir kavramı ile çağımızı kavramada belirleyici önem taşıyan bir uzantısını açıklamayı, yorumlamayı hedefliyor. Diğerleri ise iki iktisatçının (Thomas Piketty ile Nail Satlıgan’ın) katkılarını Marksist politik iktisadın merceğinden tartışıyor. Türkiye’de Tarımın EkonomiPolitiği 192320131 Editör: Dr. Necdet ORAL Sanayi devriminden günümüze, iktisadi gelişmeye paralel olarak ekonomi içindeki göreli önemi azalsa da günümüzde, dünya nüfusunun yarıdan fazlası kırsal alanlarda yaşıyor ve tarımla uğraşıyor. Açlık ve yoksulluk gibi küresel sorunlar, iklim değişmeleri, üretimde kullanılan doğal kaynakların (toprak, su) kirlenmesi, bozunması ve yok olması gibi sorunlar, gıda güvencesi / güvenliği vb. sorunların ön plana çıkması, öte yandan köylülüğün yoksullaşması ve tasfiyesi gibi sorunlar, tarıma ayrı bir önem kazandırıyor; bu önem gelecekte daha da artacağa benziyor. Türkiye, sahip olduğu doğal kaynaklar (toprak, su), coğrafi konumu, iklim koşulları gibi özelliklerinden dolayı tarım potansiyeli oldukça yüksek bir ülke. Ancak, 1980’li yıllardan bu yana ABD, AB gibi metropol ülkelerin ve IMF, Dünya Bankası gibi uluslararası mali kuruluşların dayatmalarıyla uygulanan neoliberal politikalar sonucu tarımda da net ithalatçı bir konuma düştü. Üretimdeki artış hızı, nüfus artış hızının gerisinde kaldı, gıda açığı giderek büyüdü. Bir yandan bazı bölgelerde yarıfeodal üretim ilişkileri varlığını korurken, öte yandan ülke genelinde çokuluslu gıda tekellerine bağımlı sözleşmeli üreticilik hayata geçirildi. Son yıllarda yerli ve yabancı tarımhayvancılık şirketleri tarafından büyük çiftlikler kuruldu. Bu olgu mülkiyetin el değiştirmesine ve yabancılaşmaya yol açıyor, ülkenin gıda egemenliği yerli/yabancı tekellere bırakılıyor. Türkiye’de Cumhuriyetin başlangıcından günümüze kadar tarımsal/kırsal yapıdaki ve tarım politikalarındaki değişimi/gelişimi irdeleyen; bu olguları üretici güçlerin ve üretim ilişkilerinin gelişimi çerçevesinde içsel ve dışsal etkenlerle birlikte değerlendiren çalışmaların sayısı oldukça kısıtlı. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi ve Notabene Yayınları’nın ortaklaşa yayımladığı “Türkiye’de Tarımın EkonomiPolitiği (19232013)” başlıklı 13 yazarlı bu kitapta, Cumhuriyet döneminde Türkiye’nin tarımsal değişim ve gelişiminin bilançosunun çıkarılması amaçlanıyor. Osmanlı’nın son döneminden başlayarak Cumhuriyet döneminde tarımsal/kırsal yapıdaki dönüşüm, yaşanan kapitalistleşme süreci, üretimmülkiyet ilişkileri, uygulanan tarım politikaları ve devlettarım ilişkilerini ele alınıyor. Öte yandan özellikle 1980’lerden bu yana tarıma uygulanan politikaların, tarımdan sanayiye kaynak aktarımı mekanizması olarak işlediği, bu süreçte küçük ölçekli işletmelerin mutlak yoksulluk koşullarına sürüklendiği ortaya konuluyor. Kitapta ayrıca emperyalistkapitalist sistemin Türkiye tarımında yarattığı yıkımın nedeninin yalnızca dış dinamikler değil; mevcut sistemin üretimmülkiyet ve bölüşüm ilişkilerinin de olduğunun altı çiziliyor. 1 Geniş ölçüde http://www.bianet.org/biamag/tarim/152032turkiyedetariminekonomipolitigi’nden yararlanılmıştır. Clinical Infections Diseases dergisinde yayımlanan araştırmaya göre koruyucu amaçlı Truvada ilacı, HIV enfeksiyonundan da koruyor, üstelik enfeksiyon tehlikesi yüksek olduğu zaman bile. İlacı en az iki yıl kullanan 657 erkek katılımcıdan hiçbirine virüs bulaşmadı diyor epidemiyolog Jonathan Volk. HIV tedavisinde kullanılan Truvada, virüsün bulaşmasını da önleyebiliyor. İlaç çok yüksek risk grubundakilere veriliyor, örneğin HIV taşıyanların eşlerine. Araştırmaya katılanlar, özellikle de eşcinsel erkekler daha az kondom kullanmışlar. Ve bu grupta gerçekten de daha fazla cinsel hastalıklar ortaya çıkmış ama hiçbirinde HIV enfeksiyonu görülmemiş. İlacı kullanan 657 kişiden sadece dördü eşcinsel erkek değildi. Katılımcıların yüzde 84’ü eşlerini değiştirdiklerini söylemişler. Truvada pahalı bir ilaç. 30 tablet yani bir aylık doz ABD’de 1400 doların üzerinde satılıyor. Nilgün Özbaşaran Dede [email protected] HIV ilacı enfeksiyondan koruyor Dünyadan Türkiye’ye, İktisattan Siyasete Korkut BORATAV İrfan ocağımız fakültemiz Mülkiye’den hocamız Korkut Boratav, sadece iktisat alanında değil, sosyal bilimlerin farklı disiplinlerinde çok önemli katkılar yapmış dünya çapında bir bilim insanıdır. Korkut Hoca, bu kitabında, son yıllarda yazdığı makalelerden, sunduğu bildirilerden ve verdiği röportajlardan bir bölümünü bir araya getiriyor. Yarım yüzyılı aşkın bir süre içinde edindiği birikimle ve özümseyerek olaylara / olgulara uyguladığı tarihî maddeci anlayışla dünya ahvaline, memleketin haline çeviriyor bakışlarını.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle