24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

POLİTİK BİLİM Ali Akurgal ali@akurgal.com 8 MimarlıkSergi CBT 1466/24 Nisan 2015 Sanayimizi geliştirmek için devletin alıcı olmasının önemini anlatmış, ABD’den örnekler vermiştim. Başbakan’ın TOBB’a seslenişinde geçen ay dile getirdiğim iki isteğin yer alması ümit verici. Ama bu yazıda elektrik kesintisini anlatacağım. Günümüzdeki görüntüsü ile enterkonnekte sistemi, bir kızak ve onu çeken 810 köpeğe benzetebiliriz. Hiçbir köpek tek başına o kızağı çekemez, ama güçler birleşince kızak hareket eder. Köpeklerin üç türlü hareket şekli vardır. Ya kızağa asılırlar, koşum gerilir, yük taşırlar. Ya diğer köpeklerle birlikte koşarlar ama koşumları gevşektir, yük taşımazlar, göstermelik olarak oradadırlar. Ya da geri kalırlar, diğer köpeklerin ahengini bozar yükün taşınmasını zorlaştırırlar. Enterkonnekte sistemde santraller, kızaktaki köpekler ve davranışları benzer. Biz tüketiciler de kızaktaki yükler gibiyiz. Rahatımız, konforumuz için kızağa biraz daha yük yüklersek, bunu köpekler çekecek. Bir santral, ne kadar önde koşmaya gayret ederse koşum o kadar gerilir, onu enterkonnekte sisteme bağlayan hatlarda akım o kadar artar, o kadar fazla yük çeker. Bir santral, sisteme bir şey vermeden ve almadan “rölanti”de de koşabilir. Ama bir santral geri kalmaya başlarsa, sistemden enerji çekmeye başlar ki, diğer santrallerin ahengi bozulur. Peki bir santral kaldıramayacağı kadar yüklenirse ne olur? Tıpkı köpeklerde olacağını düşündüğünüz gibi, tökezler. Olayı anlatmaya çalışıp teknik terim kullananlar, bu ahenk bozulmasına frekans düşmesi diyorlar. Aslında, santralin, önde koşarken, tökezleyip, bir adım atma süresince bocalayıp, bir sonraki adımda tekrar yük çekmeye devam etmesini anlatmaya çalışıyorlar. Doğal olarak bu tökezleme sırasında kızağın yükü bir an, diğer köpeklerin üzerine kalıyor, onlar da tökezlerse, uzmanlar, “domino etkisi”nden söz ediyorlar. Günümüzde, santrallerden, o anki pazar değerleri ile elektrik alımı yapılabilmesi için (diye yorumluyorum), enterkonnekte sistemimiz, “santrallerin sürekli olarak devreye girip çıkması ve isteyenin dilediği kadar yük alması” üzerine kurulu. Halbuki, bakanın 33 yıl dediği 1978 petrol krizinden sonra farklı bir yapıdaydı. O dönem arz belliydi, yüklerin devreye girip çıkması esasına dayalı bir işletme esası vardı. Günde 4 saat “programlı elektrik kesintisi”ni anımsayınız. Enterkonnekte sistemin, Nisan başında birkaç santralin tökezlemesinden sonra tümüyle karanlığa bürünmesi, kızağın devrilmesi anlamına geliyor. Halbuki, 30 yıl önceki işletme esası etkin olsa, kızak silkelenmeye başladığında birkaç yük kızaktan aşağı atılır, tökezlenme düzelip yol alma dengeye kavuştuğunda yükler teker teker yeniden kızağa alınabilirdi. Bu yaklaşım için, santraller arası kurulan pazar oluşumunun benzerinin, bir de dağıtım şirketleri esasında oluşması gerekli. Öyle ki, bir dağıtım şirketi, abonelerine, “evet ben elektriği 0,5 kuruş daha pahalıya satıyorum ama size senede 1 kere, o da 5 dakikadan fazla kesinti olmayacağını garanti ediyorum” diyebilmeli. Bunu sağlamak için ise, bir nedenle bir arz kıtlığı olduğu zaman parayı bastırıp yüksek bedelle tercihli alım yapabilmeli. Eğer bu yaklaşımı etkin olarak uygulayan bir enerji piyasamız olsaydı, mevcut elektriği “ne pahasına olursa olsun” alan dağıtım şirketlerinin bölgelerinde elektrik kesilmezdi. 1978 krizi sonrasında, “bizim sokakta hastane var, o nedenle bizde hiç elektrik kesilmiyor” diyenlerimizi anımsayın. Tekerlek kırılmadan yol göstereyim: YSK, seçimlerde jeneratör takviyesi planlamış. Jeneratör, sonuçların merkeze yollanması için yeterli değil. TTNet’in sâha dolapları, elektrik kesilince aküsünden çalışıyor, akü bitince de duruyor. Bilgisayarınızı jeneratörden çalıştırabilirsiniz ama, internet bağlantınız olmayabilir! * Elektrik kesintisinin nedeninin hâlâ anlatılamamış olmasına gönderme; savaşta ölen katırın tıp terimleriyle yazılmış ölüm nedenini anlayamayan komutanın feryadı. Teşekkürler Haluk Günerman. Baytar efendi, ıstılahâtı fenniyyen başında paralansın, bu katır neden öldü onu söyle!* ‘Sinan ve Mimari Dehânın Şahaserleri’ Mimarlık ve mühendislik dehası Mimar Sinan, ölümünün 427. yılında “Sinan ve Mimari Dehanın Şaheserleri” sergisiyle anılıyor. Sinan hakkında düzenlenen bu kapsamlı ve multiteknolojik sergi, 31 Mayıs’a kadar MSGSÜ Tophanei Amire Kültür ve Sanat Merkezi’nde görülebilir. H em kültürümüze hem de dünya mimarlık mirasına kazandırdığı yapıtlarıyla Klasik Osmanlı Mimarisi’nde çığır açan Mimar Sinan, MSGSÜ, Mimar Sinan Araştırma ve Uygulama Merkezi, MSGSÜ İç Mimarlık Bölümü ve Allevents ortaklığında düzenlenen “Sinan ve Mimari Dehanın Şaheserleri” sergisi ile anılıyor. Sergi İstanbul’un ardından 2015 ve 2016 yılları boyunca Ankara, Bursa, Kayseri, Eskişehir’in yanı sıra, uluslararası platformlarda da dolaştırılarak, Avrupa, Amerika, Ortadoğu ve Uzakdoğu ülkelerinin önemli kentlerinde izleyicilerle buluşturulacak. Sergi yurtiçi ve yurtdışındaki dolaşımını tamamlandıktan sonra tüm envanter ve materyalleri şu anda yapım hazırlıkları devam eden MSGSÜ Mimar Sinan Araştırma Merkezi ve Müzesi’ne bağışlanacak. Sergide Sinan’ın tüm eserleri, çizimler, maketler ve klasik tekniklerin yanı sıra kullanıcının sergi materyalleriyle interaktif bağ kurmasına olanak tanıyan dokunmatik ekranlar, akıllı telefon ve tabletlere özel uygulamalar, ekran duvarlar, kiosk uygulamalar ve 2D3D uygulamalarla destekleniyor. Sergide Sinan’ın hayatı ve eserleri şu başlıklar altında antatılıyor: • Sinan’ı anlamak HANGİ SİNAN başlıklı panoda Sinan’ı yalnızca mimar olarak algılamanın onun çok yönlü kimliğinin sadece bir yüzünü görmek anlamına geldiği belirtiliyor. Sinan aynı zamanda: •Bir mühendis, bir yeniçeri • Bir şehir planlamacısı , bir marangoz • Bir gemi yapımcısı, bir kaptan • Bir kamu çalışanı ve bir çevreci olarak tanıtılıyor • Kültürel Etkileşimler Bu bölümde Sinan çağdaşı Palladio ile karşılaştırılıyor; aynı dönemde İstanbul’un ve Venedik’in benzer yönleri ortaya konuluyor. Ayasofya’nın aşılamayan mimarisi ile Sinan’ın rekabeti konusunda bir panoda şöyle yazıyor: “Sinan eserleri Batılı pek çok kaynakta Ayasofya’dan türetilmiş çeşitlemeler olarak ele alınırken, ulusçu Türk bakış açısı bu mimari üzerindeki Ayasofya etkilerini yok sayarak bütün kökleri milli kaynaklara bağlamıştır. Sinan’ın eserlerinin ise her türlü ‘izm’den uzak SERGİNİN BÖLÜMLERİ bakıldığında daha yakından ve net görülmesi mümkündür.” Bir başka pano ise şu görüşü yansıtıyor: “Sinan mimarisi, içe dönük sayılabilecek klasik üslubunun yanında, geçmiş mevcut kültürlerin etkileyici sentezlerini de barındıran billurlaşmış bir öz olarak kabul edilebilir.” • Mimari Adap İzleyicilerin, Sinan’ın eserlerine, mimarlığın altında yatan hiyerarşik, kültürel, coğrafi, dini, yapısal adap çözerek bakma imkânı bulabileceği bu bölümde, mimaride birinci dereceden etkisi olan kurallar ile dönemin toplumsal dokusunun dini yapıları nasıl şekillendirdiği aktarılıyor. • Himayeciler ve Mimar Sinan Bu bölümde mimarlığın destekçilerle var olduğu bir dönemde yapıların ortaya çıkmasında en önemli etken olan himayecilerin sponsorluk süreçlerini, mimarbaşıyla ilişkilerini, bulundukları statüye göre şekillenen eserlerin hikayeleri anlatılıyor. Hanedan kadınlarından Hürrem sultan, Valide Nurbanu Sultan, Mihrimah Sultan ve İsmihan Sultan önemli himayecilerdendir. Fakat hanedan kadınlarından bazıları geride durarak yaptırdıkları cami külliyelerini kendi kocalarına ve ya da babalarına atfetmişlerdir. • Hassa Mimarlar Ocağı Sinan, kendinden önce gelen ve kendisiyle birlikte gelişip büyüyen Hassa Mimarlar Ocağı’ndan ayrı tutulamaz. Bu bölümde Sinan’ın meslektaşları, usta ve işçileri, dönemin inşaat süreçleri, bu süreçlerin devlet mekanizması ile bağları anlatılıyor • Haritalar ve Siluetlerde Sinan Sinan’dan önce, Sinan sonrası ve bugün olarak üçe ayırabileceğimiz İstanbul şehir siluetinin gravürler ve fotoğraflar aracılığıyla kavranabileceği görsellerden oluşan bir gösterimin sunulduğu bu bölümde Sinan’ın şehir topoğrafyası ve peyzajına uyumlu, çağının ihtişamını yansıtan yeni şehircilik anlayışı anlatılıyor
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle