Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ÜLKELER VE BİLİM İRAN’IN BAŞARISININ SIRRI S İran ve Türkiye, bilimde hangisi daha başarılı? Ortadoğu’da Türkiye ve İran yükseliyor, ama dünyada Çin zirvede İslam ülkelerinde ve Ortadoğu’da bilim ve teknolojide hızlı yükselen İran ve Türkiye’nin bilimsel yayın açısından karşılaştırılması.. Prof. Dr. Mehmet Doğan (Emekli, Hacettepe); h.m.dogan@gmail.com on yıllarda Batı Avrupa ve ABD kaynaklı yayınlarda Ortadoğu’daki Bilimsel Yayın artışı tartışılmakta özellikle bu bölgenin yeni liderleri olarak görülen İran ve Türkiye üzerinde yorumlar yapılmaktadır (14). “İslam’ın Altın Çağı” olarak tarihe geçen 912. YY arası bilimsel öncülüğü elinde tutan İslam âlemi, 13.yüzyıldan itibaren bilimden, araştırmadan ve teknolojik başarıdan uzaklaştı. İslam âlemi 1980 yılından, özellikle de 2 bin yılından itibaren büyük bir gayretle geri kalmışlığını bilimle kapatma gayretine girdi. İslam ülkeleri Avrupa’da 19. Yüzyılda başlayan sanayi devrimini yakalayamadığından, uzun yıllar çoğu Batı Avrupa ülkelerinin pazarı ve hatta sömürgesi olarak sanayi ülkelerinin hammadde ve petrol talebini karşılamakla zaman geçirdi, bilime ve hatta genel eğitime zaman ve destek veremedi. İslam ülkeleri arasında eğitim ve bilimde ilk dikkati çekenler eski İngiliz söBu makalede ise, ISI WOS verilerinden yararlanarak, İslam ülkeleri arasında yayın sayısını en hızlı artıran iki öncü ülkenin son 34 yıldaki bilimsel başarısını karşılaştırmayı amaçladık. Aşağıdaki tabloda görüldüğü gibi 1975 yılından itibaren bu 2 ülkenin ve bölgenin bilim öncüsü İsrail’in yayın üretimlerini ve atıflarını karşılaştırdık. Listeye almasak da artık bu ülkelerin çok gerisinde kalan Pakistan ve Mısır ile ilgili iki veri ve Tunus ile ilgili bazı değerlere de Tablo 2’de yer verdik. Tablo 1’de üç ülkenin yayın ve atıf sayıları karşılaştırıldığında başlangıcından günümüze kadar 104 Nobel bilim ödülü alan Yahudi bilim adamlarının da çoğunun yerleştiği İsrail, yıllardan beri yüksek sayıda atıf alan yayınlar üretimiyle dikkati çekmektedir. İncelenen tüm yıllarda tüm dünya ülkelerindeki artış ortalaması kadar yayın sayısını sürekli arttırmış ve 2005 yılına kadar diğer 2 ülkenin üzerinde yayın üretmiştir. 2005 yılından itibaren Türkiye kaynaklı yayın sayısı İsrail’i geçtiği gibi hızlı bir yükselişle aradaki farkı lehine çevirmiş, 2013 yılında İsrail’in 1,5 katından fazla yayın yapmıştır. İran, Irak savaşı ve 1979 İslam devrimi etkisiyle 1990 yılına kadar düşen yayın sayısını hızla artırarak 2010 yılında 22.198 yayınla İsrail’i geçmiş, 2013 yılında ise 29.514 yayınla Türkiye ile arayı kapatırken İsrail’in 1,5 katına ulaştırmıştır. Yukarıdaki raporda da belirtildiği gibi Türkiye ve İran’ın yayınlarının etki (impact) faktörleri de dünya ortalamasının üzerindedir. Yani yalnız yayın sayılarını değil, yayın kalitesini de artırmışlardır. ÇİN BİLİMSEL YAYINDA 2. SIRAYA OTURDU TÜRKİYEİRAN KARŞILAŞTIRMASI İngiliz Bilimler Akademisi Royal Society’nin “21. Yüzyılda Bilimde Küresel İşbirliği” raporu, başta Çin olmak üzere bir grup ülkenin “bilimin süper güçleri” olarak kabul edilen ABD, Batı Avrupa ve Japonya ile yarıştığını belirtiyor. Bu ülkeler Brezilya, Hindistan, Türkiye, İran ve Tunus. Ortadoğu bölgesinde ise Türkiye ve İran başı çekiyor. • Mısır 200, • S. Arabistan 855, • Pakistan 78 patent almıştır. Malezya’da yüksek sayı bu ülkedeki Çinlilerin ve Çin firmalarının, S. Arabistanda ise bu ülkedeki yabancı şirketleri payı unutulmamalıdır. İran patenti az olsa da özellikle nükleer teknoloji, roket teknolojisi ve silah üretiminde halen Türkiye’den daha başarılıdır. 19802014 yılları arasında 2 ülkenin ürettiği yayınlar arasında en büyük fark, ülkemize net makalelerin (322.941) önemli bir bölümü tıp alanında (Cerrahi 20.622, pediatri 11.725, Genel tıp 10.007, kardiyoloji 9.166, klinik nöroloji 9.058) büyük paya sahipken.. İran yayınlarında (201.503), ilk 10 sırayı elektik, makine, kimya, malzeme, fizik, kimya, matematik gibi mühendislik ve temel bilimler almaktadır. Gerçi kategorik olarak bilim alanları düşünülürse Türkiye’de tıp alanını kimya izlemektedir. Ancak İran dış ambargolar korkusuyla kendi teknolojisini kendileri üretme çabasında bizden başarılıdırlar. Not: Başbakan Erdoğan’ın son dönemdeki her açıklamasının “biz İslam’a dayanarak daha iyi kalkınırız” söylemini hatalı ve eksik buluyorum. Doğrusu “İslamın Altın Çağında” Abbasi Halifeleri ve Selçuklu Sultanları gibi bilim insanları desteklenir, araştırma merkezleri hizmetlerine sunulur ve molla baskılarına karşı hür düşünceli bilimciler korunursa liyakata önem verilerek bilimde ileri ülkelerle işbirliği desteklenirse, bu öngörü doğru olabilir. Aksi halde SaİRAN’ın 19802014 yılları arasında yın Erdoğan’ın kendi yapmış olduğu 201.503 yayının Web of yeni Türkiye hayali Science kategorilerine göre dağılımı: ile de çelişeceğini düşünüyorum. ARAŞTIRMA ALANLARINA GÖRE: Kaynaklar Mühendislik 48.114 1 T o n y Scully. Report Tracts Standard of research in Middle East Published online 9 Marcch 2011, 2 Robert Koening, Iran’s Scientist Cautiously Reach Out to the World, News Focus, DOI:10. 1126/ science 290,5496,1484 3 ISI Web of Science (WoS), 4 Robert Koening Iranian Science Iranian Women Hear the Call of Science, New Focus Iranian ScinceDOI: 10. 1126/ science.2905496.1485 Kimya Fizik Bilgisayar Bilimleri Malzeme Bilimi Matematik Tarım Kristalografi Yaşam Bilimleri Mikrobiyoloji Nükleer Bilim Teknolojisi Psikoloji Pediatri Jinekoloji Transplantasyon Entomoloji Psikiyatri Hematoloji Balıkçılık Sosyal Bilimler, diğer konular Maden İşleme 31.646 17.959 16.516 15.783 11.763 6.876 1.744 1.729 1716 1.706 1.682 1655 1529 777 763 737 725 718 704 654 Reyhan Oksay “B TABLO 1. İRAN, TÜRKİYE ve İSRAİL Kaynaklı Bilimsel Makalelerin Karşılaştırılması İRAN TÜRKİYE İSRAİL Yıllar 1975 1980 1985 1990 1995 2000 2005 2010 2013 19801985 19851990 19901995 19952000 20052010 20102014 Yayın Sayısı 370 343 138 192 604 1.752 6.913 22.198 29.514 1.205 998 2.198 6.600 22.709 89.323 Atıf Sayısı 2784 2816 976 1.483 6.200 20.094 65.206 * * 9.512 7.722 22.487 75.688 * * Yayın Sayısı 251 427 584 1.181 3.422 6.983 17.653 29.348 33.970 2.845 5.058 12.975 32.760 73.438 144.791 Atıf Sayısı 2.667 4.218 4.922 12.321 36.811 92.691 * * * 27.236 51.023 * * * * Yayın Sayısı 6594 8.602 8.718 12.172 14.813 16.690 18.659 19.879 46.570 52.978 61.525 81.869 107.550 86.924 Atıf Sayısı 122.823 169.788 199.062 * * * * * * * * * * * ilgi, Ağlar ve Ülkeler: 21. Yüzyılda Bilimde Küresel İşbirliği” başlıklı rapor, ülkelerin ürettiği bilimsel yayın sayısındaki eğilimleri gibi çeşitli verileri inceliyor. Rapor, dünyada üretilmiş toplam yayın sayısı açısından Çin’in, uzun süredir dünya liderliğini koruyan ABD’nin hemen ardından ikinci sırada geldiğini gösteriyor. Çalışmanın danışma kurulu başkanı Profesör Chris Llewellyn Smith FRS, “Bilim dünyası hızla değişiyor ve eski oyuncuların yerini yeni oyuncular almak üzere. Çin’in başarısını GüneyDoğu Asya, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleri izliyor. Bu durumda küresel bilim lideri olmanın sağladığı ekonomik avantajları korumak isteyen ülkeler, geçmişteki başarılarının üzerine yatıp, işleri ağırdan almak gibi bir lükse sahip değiller” diyor. İRAN’IN BÜYÜK SIÇRAMASININ NEDENLERİ *Atıf analizinde görülmüyor, muhtemelen 200.000’in üzeri. CBT 1432/10/29 Ağustos 2014 CBT 1432/11/ 29 Ağustos 2014 mürgeleri Pakistan ve Mısır oldu. Tüm zamanlarda Nobel bilim ödülü alan iki Müslüman bilimci TUNUS Yıllar Yayın Atıf (fizikte 1979’da Abdüs Selam ve Sayısı Sayısı Kimyada 1999’da Ahmet Zewail) 1980 112 681 bu iki ülke vatandaşıdır ve İngil1990 283 2152 2000 716 6695 tere ile ABD’deki çalışmaları ile 2010 3543 14999 bu ödülleri aldılar. 2014 4471 2746 9 Mart 2011 tarihli “Report 2010 MISIR 6863 38350 2010 PAKİSTAN 5381 27281 Trackts Standard in Middle East” isimli, 14 Ortadoğu (Arap, Pers ve Türk) ülkesinde bilim ve araştırmaların incelendiği raporda, Türkiye, İran, Mısır, S. Arabistan ve Ürdün gibi en öncü 5 ülkenin tüm Ortadoğu ülkelerinde üretilen toplam bilimsel yayınların %90’dan daha çoğunu ürettikleri yazıldı ve özellikle de İran ve Türkiye’nin başarısı tartışıldı. Örnek olarak Türkiye 2000 yılında 5000 olan toplam yayın sayısını 2009’da 22.000’e çıkararak dünya bilim üretimine katkısını % 0.7‘den % 1.9’a çıkardığı; aynı senelerde İran’ın da katkısını % 0.2’den % 1,3’e çıkardığı vurgulandı, dünya çapında 10 yılda toplam yayın sayısı 760 binden 1.160 bine yükseldiği (artış oranı 1.5 kat) dikkate alınırsa bu 2 ülkenin artış hızı daha dikkati çektiği ifade edildi. Tablo 2. TUNUS’un Yayın Gelişimi ve Pakistan ile Mısır’dan 2 veri İran’ın yayın sayısın daki hızlı yükselişin nedeni olarak Mollaların özellikle Bilim Bakanı Moin ve Devlet Bakanı Khatemi’nin bilime verdikleri desteğin artması ve dünya çapında tanınmış fizikçi Profesör Reza Mansouri’nin ülkesine davet edilerek 1980 yılında İran’a dönmesi, “Sharif University of Technology” açtırması, İran da sinklotron (parçacık hızlandırıcı) kurması, meşhur yerbilimci, kanser uzmanı, gibi bazı bilim inanlarının İran’a getirilmesi, bu bilimcilerin çalışacağı araştırma enstitülerinin, nükleer araştırma merkezi ve 1000 MW gücünde nükleer santralin kurulması, roket yakıtlarının ve uzun menzilli roketlerin geliştirdiği merkezlerin desteklenmesi, dış ülke bilimcileriyle işbirliği programlarının desteklenmesi gösterilmektedir. İran kaynaklı yayınların sadece %16’sı yabancılarla ortak yapılırken, bu oran Türkiye’de %21; S. Arabistan, Mısır ve Ürdün’de yabancı ortaklı yayınlar toplam yayınların %40’ı bulmaktadır. Ürdün’de yabancı ortaklı yayın toplam yayının % 43’ü olup % 14,2 si ABD vatandaşlarıyladır. İran ve Türkiye’nin bir diğer dikkati çeken özelliği, kadınların bilim üretimine büyük oranda katılmalarıdır. Özellikle Türk üniversitelerinde kadın öğretim elemanı oranı Avrupa ülkelerinin birçoğundan daha yüksektir. İran’da yükseköğretimdeki kadın oranı geçen yıl erkekleri geçmiştir. İki ülkede üretilen patent sayılarını karşılaştırırsak • Türkiye 20002014 yılları arasında 509 patent ıle çoğu İslam ülkesinin çok önündedir. • İran bu dönemde 139 patent üretmiştir. İslam ülkeleri arasında; • Malezya aynı dönemde 2152 patentle ilk sırada, Rapora göre ülkelerin toplam yayın sayısı payları 19932003 ile 20042008 dönemleri arasında önemli ölçüde değişiyor. ABD dünya liderliğini korumakla birlikte, küresel yazarlık payı % 26’dan % 21’e düşmüş, Çin ise 6. sıradan 2. sıraya yükselmiş. Çin’in küresel yazarlık payı ise % 4.4’den % 10.2’ye ulaşmış. İngiltere 3.sıradaki yerini korurken, yazarlık payı % 7.1’den % 6.5’e düşmüş. Royal Society raporu ayrıca atıflar ile ilgili verileri de değerlendirmiş. Atıflar genellikle yayınların kalitesine ilişkin bilgi veren çok değerli kaynaklardır. Bu iki dönemde de ABD atıf paylarında liderliğini koruyor. Rapora göre bilim her geçen gün biraz daha küreselleşiyor. Çin, Brezilya ve Hindistan’ın dikkat çeken yükselişleri yanında bazı ülkelerin bilimsel çalışmalarda adını duyurduğu belirtiliyor. Bu ülkeler ile ilgili rapordaki yorumlar şöyle: • Türkiye’nin bilimsel performansı son yıllarda dikkat çeken bir gelişme kaydediyor. ARGE’nin GSMH içindeki payı 19952007 arasında yaklaşık 6 misli artmış durumda. Şu anda nakit olarak Danimarka, Finlandiya ve Norveç’ten daha fazla ARGE harcaması yapıyor. Aynı dönemde bilim insanı sayısında da %43’lük bir artış görülüyor. • İran ise bilimsel yayın sayısındaki artış hızı açısından dünyada birinci. 1996 yılında 736 olan yayın sayısı 2008’de 13.238’e çıkmış. Hükümet ARGE’ye yapılan yatırım payını 2030 yılına kadar % 4’e çıkartmayı planlıyor. 2006 yılında bu pay GSMH’nın yalnızca % 0.59’u idi. • Tunus ise milli gelirinden ARGE’ye ayırdığı payı YAYIN SAYISINDAKİ DEĞİŞİKLİKLER 1996’daki % 0.03’ten 2009’taki % 1.25’e yükseltti. Bu arada ulusal araştırma altyapısında yatırımlara ağırlık vererek, 624 araştırma birimi ve 139 araştırma laboratuvarı kurdu. • Singapur 1996 ile 2007 arasındaki dönemde ARGE harcamalarını hemen hemen iki katına çıkarttı (GSMH’nın %1.37’inden % 2.61’ine). Aynı dönemde bilimsel yayınlar üç katına (2620’den 8506’ya) çıktı. • Katar 1.4 milyon nüfusuna karşın 2015 yılına kadar ARGE harcamalarını GSMH’nın % 2.8’ine çıkartmayı planlıyor. Ortadoğu’nun bilimsel çalışmalar açısından bugüne dek en iddialı ülkelerinden İsrail ise kısa zamanda yerine kaptıracağa benziyor. İsrailli bilim insanları ülkelerinde bilimsel araştırma altyapısının yetersiz olmasına bağlı olarak çok büyük bir beyin göçü yaşandığından yakınıyor. BarIlan Üniversitesi Rektörü Moshe Kaveh, Çin’de de bir zamanlar çok büyük bir beyin göçü yaşandığını, ancak akıllı politikalar sayesinde bugün beyin göçünün tersine çevrildiğine dikkat çekiyor. Son 7 yıl içinde Çin’de üniversite mezunlarının 950 binden, 4.5 milyona çıktığını belirten Kaveh, bu ülkede parlak akademisyenleri geri çekmek için yoğun bir kampanya yürüttüğünü söylüyor. Halihazırda Çin Bilimler Akademisi üyelerinin %81’i ve Çin Ulusal Mühendislik Akademisi üyelerinin % 54’ü yurtdışındaki üniversitelerdeki görevlerini bırakıp ülkelerine dönen Çinli bilim insanlarından oluşuyor. Son 10 yılda yurtdışında çalışan Çinli akademisyenlerin % 20’si ülkelerine dönmüş. Kaveh, 2010 yılında Netanyahu Hükümeti tarafından başlatılan “Yıldız Programı” çerçevesinde 10 yıl içinde bin kadar bilim insanını İsrail’e dönmesinin beklendiğine dikkat çekiyor. Bu program tek bir bilim insanı İSRAİL VE ÇİN’DE TERSİNE BEYİN GÖÇÜ için 1.5 milyon dolarlık(laboratuvar kurulması, asistanların ve hocaların ücretleri ve diğer ilgili harcamalar) bir yatırımın yapılmasını gerekli kılıyor. 2010 ile 2011 yılları arasında 200 akademisyen İsrail’deki yükseköğrenim kurumlarında iş buldu. 2012’de bu rakam 230’a ulaştı. Ne var ki bütçe kısıtlamaları önce bu programı vurduğu için Kaveh son yıllarda bu programın geri plana itildiğini düşünüyor. İsrail’in önde gelen araştırma kurumu Samuel Neaman Enstitüsü araştırma ekibinden Dr. Daphne Getz, Yair EvenZohar, Prof. Uri Kirsch son yıllarda ülkelerinde bilimsel araştırmalara daha az yatırım yapılmasına bağlı olarak bilimsel üretkenliklerini azaldığını, kalitesinin düştüğünü söylüyor. Özellikle üniversitelerde araştırma fonlarının azaltılması akademisyen sayısında ciddi düşüşlere yol açtı. Bunun nedeni üniversitelerde ücretlerin düşüklüğüne bağlı olarak üniversitelerin istihdam edecek genç insan bulamaması. Dolayısıyla akademisyenlerin ortalama yaşları sürekli olarak yükseliyor. Bütün bunlara karşın İsrail şu anda ABD’den alınan patent sayısı açısından İran ve Türkiye’nin açık ara önünde. https://royalsociety.org/news/2011/newsciencecountries/ http://www.almonitor.com/pulse/ar/cultu re/2012/10/thesciencewar.html https://royalsociety.org/~/media/RoyalSociety Content/policy/publications/2011/4294976134.pdf http://www.almonitor.com/pulse/culture/2012/09/ fallingstars.html# ÜLKELER VE BİLİM