24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

HABERLER POLİTİKBİLİM Müfit Akyos http://www.ınovasyonheryerde.com/: mufıta@ttmail.com Arı ölümlerine çözüm arayışı Dünya genelinde önemli bir sorun olan arı ölümlerinin azaltılması, arıcıların gündeminde. Dünya Arıcılar Birliği Başkanı, İTÜ’nün Arıcılık Araştırma Geliştirme Merkezinde yapılan çalışmaların arı ölümlerinin engellenmesi için çok önemli olduğunu söyledi. ları hakkında bilgi aldı hem de arı ölümlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Ratia’nın ziyaretine İTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Sabri Çelik, Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Bahri Yılmaz, İstanbul Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Onur Çilenk ve Kovanımı İzliyorum Projesi Koordinatörü Aslı Elif Sunay eşlik etti. İTÜ’nün yürüttüğü “Kovanımı İzliyorum” projesini yerinde Soldan sağa ikinci kişiden itibaren Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet inceleyen Ratia, İTÜ’de kovanları Sabri Çelik, Kovanımı İzliyorum Projesi Koordinatörü Aslı Elif Sunay, izlemek için sensör sistemi geliştiTürkiye Arı Yetiştiricileri Merkezi Birliği Başkanı Bahri Yılmaz, İstanbul rilmesine ilişkin yürütülen çalışArı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Onur Çilenk ve Dünya Arıcılar Birliği maların arıcılık ve arı ölümlerinin Başkanı Gilles Ratia engellenmesi için çok önemli olduğunu vurguladı. Ratia, arıcılığın İlk defa 1897 yılında düzenlenen, dünyagelişimi adına atılan adımların önemini belirtenın en eski ve en prestijli kongreleri arasında rek, dünyada tüketilen gıdanın yüzde 35’inin arıyer alan, Dünya Arıcılar Birliği Kongresi (APIlar tarafından gerçekleştirilen tozlaşma sonucu MONDIA), 2017 yılında İstanbul’da düzenleüretildiğine dikkat çekti. Arı ölümlerinin yüzde necek. 12 bin kişinin katılmasının beklendiği 10 civarında olması gerekirken, dünya genelinde kongreye doğru, ön incelemede bulunmak ve lokal organizasyon komitesi ile görüşmek üze yüzde 20’lerde seyrettiğini belirten Ratia, bunun re Dünya Arıcılar Birliği Başkanı Gilles Ratia temel nedeninin tarımda kullanılan zirai ilaçlar olduğunu, ayrıca arılara kış döneminde besleme İstanbul’a geldi. İTÜ Arıcılık Araştırma Geliştirme Merke amaçlı verilen mısır şuruplarının da arıların bazini ziyaret eden Ratia, hem merkezin çalışma ğışıklığını düşürerek ölüme yol açtığını ifade etti. Araştırma altyapıları, geleceğin teknolojilerini oluşturmaya aday kritik kütleye sahip yüksek nitelikli araştırma kurumlarıdır. Araştırma Altyapılarının Desteklenmesine Dair Kanun Tasarısı Üzerine Görüşler Okuyan Toplum Projesi’ne Ödül Eğitimci ve Okuma Araştırmacısı Ferhat Özen, yürüttüğü Okuyan Toplum projesi ile  Göksu Rotary Kulübü’nün Meslek Hizmet Ödülü’nü aldı. Eğitimci  ve Okuma Araştırmacısı  Ferhat Özen’e, bu ödül, 10 yıldır Okuyan Toplum Projesi’yle öğrencilere okumayı sevdirme konusundaki çalışmaları nedeniyle verildi. Ekran bağımlılığına karşı Eleştirel Medya Okur Yazarlığı eğitimi yanında Kitapla Barışma söyleşileri gerçekleştiren Ferhat Özen, kendi deyimi ile   bir anlamda okullarda  “Okuma Aşısı” yapıyor. Bu yıl Ferhat Özen ile birlikte Müjdat Gezen, Can Ataklı da Meslek Hizmet Ödülü’ne değer görüldü. Söz konusu ödül, alanlarında yaptıkları başarılı çalışmalarla öne çıkan, yaptıkları yüksek ahlaka sahip çalışmalarla meslek yaşamları boyunca meslektaşlarına ve topluma örnek olanlara veriliyor. www.okuyantoplum.com <http://www.okuyantoplum.com/> Kandilli Rasathanesi 102 yılın hava durumunu görselleştirdi Kandilli Rasathanesi Meteoroloji Laboratuvarı, Türkiye’de aynı noktadan en uzun süreli yaptığı meteorolojik ölçümlerle derlediği meteorolojik veriyi, 23 Mayıs’ta “Veri Görselleştirme Atölyesi: 102 Yıllık Hava Durumunu Görselleştiriyoruz” isimli etkinliğinde katılımcılarla paylaştı. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’nde yoğun bir katılımla gerçekleşen etkinlikte, sanat disiplinlerinden 3 boyutlu yazıcı teknolojisine bir çok alandan veri görselleştirme uygulaması tanıtıldı. Etkinliğin atölye kısmında da, yazılımcılar kendilerine sağlanan meteorolojik verilerle ürettikleri çalışmaları ortaya koydular.   Kandilli Rasathanesi Meteoroloji Laboratuvarı Meteoroloji Mühendisi Adil Tek, laboratuvarın geçmişten bugüne geçirdiği aşamaları ve teknolojiye ayak uydurma serüvenini anlattı. 102 yıllık süreçteki önemli tarihlere de değindi. Örnek olarak Tuna Nehri’nin Karadeniz üzerinden İstanbul Boğazı’na buz parçaları taşıdığı, kamuoyunda “Boğaz’ın Donduğu Gün” olarak bilinen 24 Şubat 1954, İstanbul’da ölçülmüş en yüksek sıcaklığın (42,7 derece) yaşandığı 13 Temmuz 2000’ü gösterdi.. Not: Konudan haberdar eden ve yazının oluşmasına katkıda bulunan Sayın Aykut Göker’e teşekkür ederim. M.A. CBT 1421 9 /13 Haziran 2014 Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu’nun, Araştırma Altyapılarının Kalkınma Bakanlığı’nca kurulmasına ilişkin kararı (15.12.2010) uyarınca hazırlanan, Araştırma Altyapılarının Desteklenmesine Dair Kanun Tasarısı’nın TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda başlayan görüşmelerinde?Kalkınma Bakanı, “araştırma altyapılarının değerlendirmeye tabi tutularak, yeterlik verilenlere tüzel kişilik kazandırılması”nı tasarının getirdiği bir yenilik olarak belirtti. Avrupa’daki örneklerinde altyapıların, geleceğin teknolojilerini oluşturmaya aday kritik kütleye ve bilginin teknolojiye ve giderek karmaşıklaşan toplumsal sorunların çözümü dahil yenilikçi ürün ve hizmetlere dönüştürülmesinde önemli bir işleve sahip yüksek nitelikli araştırma kurumları olduğu görülmektedir. Kanun taslağı konusunda söylenebilecekler satır başlarıyla: Taslağın gerekçesi, “ülkenin sahip olduğu araştırma altyapısının çıktılarının yeterince ticarileşmemesi”, nedeni ise var olan altyapının (110 kurulmuş, 70 kurulacak tematik araştırma merkezi ve 49 kurulmuş, 45 kurulacak merkezi araştırma laboratuvarı gibi) “tüzel kişiliklerinin” olmaması olarak özetlenebilir. Altyapılarla ülkemizin araştırma ve yenilik sistemine yeni “kurumlar” eklenmektedir. Ancak son yıllarda “sisteme” eklenen her yeni araç gibi, sistemin diğer araçları ile yatay ve dikey ilişki ve işleyiş yeterince tanımlanmamış ve bütünlük sağlanmamıştır. Siyasiler açısından araştırma ve yenilik sisteminin fonlanması yeni bir “güç ve kontrol aracı” olarak keşfedilmiştir. Bu nedenle ArGe ve yenilik alanında farklı kaynaklardan farklı destek araçları türetilebilmektedir. Kamu arazisinde (üniversite) kurulacak ve üniversite araştırma altyapısı üzerinde inşa edilecek altyapıların yapılanması, Yönetim Kurulu, Danışma Kurulu ve Müdür’den oluşmaktadır. Altyapıların katılımcı bir anlayışla yönetilebilmesi için tüm tarafların (ilgili diğer yükseköğretim kurumları, faaliyet alanındaki özel sektör ve ilgili kamu kurumları) temsil edildiği bir yönetim kurulu yapısı önerilmektedir (Madde 8). Yönetime katılacak özel kesimin yükümlülüklerine ise işaret edilmemektedir. Yüksek yönetim niteliği gerektiren altyapıların Müdürleri için nitelik tanımı ise “en az lisans mezunu olan ve bilim, teknoloji, yenilik alanında en az beş yıllık tecrübeye sahip kişiler arasından seçilir” olarak yapılmaktadır (Madde 10)! Madde 112’de araştırma altyapıları “yükseköğretim kurumlarının yanı sıra kamu kurum ve kuruluşları, özel sektör kuruluşları ve/veya sivil toplum kuruluşları ortaklıkları yoluyla da kurulabilir” denmekte ve düzenleme yönetmeliğe bırakılmaktadır. Dikkat çekici olan ve sakıncalar doğurabilecek konu, “araştırma altyapılarının işletilmesi[nin] özel sektöre, bilim ve teknoloji alanında faaliyet gösteren ve kamu yararına çalışan dernek veya vakıflara devredilebilir” (Madde 115) olması ve düzenlemenin “protokole” bırakılmasıdır. Altyapıların kurulması ve Yönetim Kurulu ve Müdür’ün atanma kararları, Kalkınma, Bilim Sanayi ve Teknoloji ve Milli Eğitim Bakanlarından oluşan Araştırma Altyapıları Kurulu’nca, yeterlilik konularında karar ise Kalkınma, Bilim Sanayi ve Teknoloji ve Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarları, YÖK ve TÜBİTAK Başkanı’ndan oluşan kurulca verilecektir. Tamamı politik kimlikli karar organlarınca, kamu varlıklarının nitelik değiştirmesi yoluyla üniversite varlıkları ve kamu kaynakları kullanılarak inşa edilecek altyapıların kurulmasında neler yaşanabileceği konusunda iktidarın bu güne kadarki uygulamalarına bakıldığında kuşku duymamak elde değil. Taslakta sağlanacağı belirtilen olanakların çekiciliği ile üniversitelerin doktoralı elemanlarını kaybetme olasılığı güçlüdür. Özellikle ekonomik durgunluk dönemlerinde kamu tarafından desteklenen altyapıların yenilikçi ürünlere dönüşecek fikir ve geliştirmelerde önemli rol oynadığı ve uzun erimde bunun işlendirme (istihdam) anlamına geldiğinden çokça söz edilse de bu, gerçekleşmesi pek çok ve güç koşula bağlı bir varsayımdır. Hele de bilginin kurumsallaşan cehalet tarafından bu topraklardan kovulmaya çalışıldığı, otoritenin en üst düzeyde şiddete dönüştüğü, bilginin “faşizan prestij yatırımları” için kullanılmaya zorlandığı bir ortamda…
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle