22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

KİMYA Levant Kumpanyası Tarihi Zeki Arıkan zeki.arikan78@gmail.com EĞİTİM TEKNOLOJİLERİ ZİRVESİ Einstein 21. yüzyıl teknolojisini YTÜ’de yakaladı Yıldız Teknik Üniversitesi Eğitim Teknolojileri Zirvesi’ne hologramla katılan Einstein, “Selfie” çektirip twitter’a atarak, 21. yüzyıl teknolojisine uyum sağladı. Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Davutpaşa Kongre merkezinde gerçekleştirilen Eğitim Teknolojileri Zirvesi’ne (ETZ14) ünlü fizikçi Albert Einstein hologram ile katıldı. “Eğitimde teknolojilerinin geldiği nokta hakkında ne düşünüyorsunuz?” sorusuna cevap veren Einstein, “Ne düşünebilirim ki teknoloji çok hızlı ilerliyor ve artık günümüzün ayrılmaz bir parçası haline geldi. Ben bile bu sayede aranızdayım. Eğitim noktasına dönecek olursak her zaman demişimdir ki öğrenme sadece bilgiden ibaret değildir, öğrenmenin bir yolu da deneyimlemektir. Eğitim teknolojileri araçları ve uygulamalarının sayısız faydaları var. Mesela bu sayede çeşitli formatlarda bilgiyi deneyimleyebiliyorsunuz, öğrenenler birbirleriyle etkileşim halinde öğrenip yeni yaklaşımlar geliştirebiliyorlar ve en önemlisi de öğrenme zamandan ve mekândan bağımsız olarak gerçekleşiyor.” dedi. “Bu çağda yaşasaydınız sosyal medyayı aktif kullanır mıydınız” sorusu üzerine “Bu da soru mu şimdi, tabii ki kullanırdım. Görüyorum ki şuan bile benim adıma açılan hesapları yüzbinlerce insan takip ediyor. Sosyal medya altın çağını yaşıyor bu devirde. Hatta Işıl şu an bir Selfie çekip tweet atasım geldi, bana eşlik eder misin?” dedi. Ardından Işıl Boy, holograma dahil olarak, Albert Einstein ile Selfie çekti ve #etz14 “hasthag”ıyle paylaştı. ETZ14’ün sosyal medya oturumunda “Takipçin Kadar Konuş!” İsimli panelde ilk olarak söz alan YTÜ akademisyenlerinden Teyfur Erdoğdu, sosyal medyaya felsefi bir bakış açısıyla yaklaşarak tespitlerini aktardı. Sosyal Medya’da yapılan paylaşımları ahlak dışı bulmadığını aktaran Erdoğdu, “burada sözünü ettiğim ahlak anlayışı, müstehcenlik değil. İnsanların kendilerini olduğu gibi değil, başkalarının kendilerini görmelerini istedikleri şekilde C CBT 1421 18 /13 Haziran 2014 oğrafi keşiflerle birlikte Kuzey Avrupa’nın ve hatta Akdeniz’in ekonomik ve ticari ağırlığı Amerika’ya, Okyanuslara kaydı. Akdeniz limanlarının yerini kuzey Avrupa limanları aldı. Ama geleneksel Doğu (Levant) ticareti çekiciliğini yitirmemişti. İtalyan kent devletlerinin Ortaçağ’da başlattıkları Doğu ticareti devam ediyordu. Fransa, xvı.yüzyılın başlarında Doğu’ya yönelmiş ve Türkiye’den 1536 Kapitülasyonlarını elde etmişti. İngilizler uzun süre Doğu’nun ürünlerini İtalyan pazarlarından alıyorlardı. İngilizler Kraliçe Elizabeth döneminde iç sorunlarını çözdükten sonra dünya ticaretiyle ilgilenmeye başlar. Bunda Doğu ticareti de vardır. 3 İngiliz tüccar, kara yoluyla İstanbul’a gelir. Bu tüccarlar kurnazca kendilerini kraliçenin gönderdiği izlenimini yaymaya çalışırlar ve başarılı da olurlar. Saray çevreleri, İspanyollara karşı İngiltere’nin desteğini sağlamanın önemi üzerinde durur. Yazışmalar başlar ve Türk İngiliz ilişkilerinin temeli atılır (1578). Bunu izleyen gelişmeler İngilizlere ilk Kapitülasyonlarının verilmesiyle noktalanır (1580). Bu ferman, İngiliz tacirlerine bütün Osmanlı İmparatorluğu’nda ticaret yapmak hakkını veriyor, ölen bir tüccarın malı, vasiyetine göre konsolosluk tarafından paylaşımını öngörüyordu. İmparatorluğa gelip yerleşen İngiliz tacirlerinden haraç istenmeyecek, yalnız rüsumı adiyelerini vereceklerdi. Bu fermanı alan İngiliz tüccarları, kraliçenin beratıyla Türkiye Kumpanyasını kurdular. Osmanlı ülkesine gelen ilk üç tüccardan biri olan Harborne, İngiliz elçisi olarak İstanbul’a gönderildi. Gerekli görülen yerlerde konsolosluklar açıldı. Bunların içinde İzmir ve İskenderiye konsoloslukları önemliydi. O tarihte bu ilişkilere karşı çıkan Fransa’ydı. Venedik ses çıkaracak durumda değildi. Fransa’ya “Biz her dost olanla dostuz” yanıtı verildi. Bir süre sonra Türk Kumpanyası, Levant Kumpanyası adını aldı (1592). XVI. yüzyıl, kumpanyalar dönemidir. Tüccarlar, uzak ülkelere daha güvenli yolculuklar yapabilmek için mal ve sermayelerini ortaya koyuyor, kâr ve zarara da ortak oluyorlardı. Unutmamak gerekir ki bütün bu gelişmeler İngilizlerin dünyaya açılmalarının programının bir parçasıdır. Bunda Kraliçe Elizabeth’in siyasal becerisinin de önemli bir payı vardır. Nitekim tarihçi Selaniki, İngiltere vilayeti adasının İstanbul’dan 3700 mil uzakta olduğunu “hakimesi olan avrat”ın ülkesini tam bir yetki ve beceriyle yönettiğini yazar. Hatta İngilizler XVI Yüzyıl ortalarında Moskova Kumpanyasını kurmuşlardı. Doğu ve Batı Hint Kumpanyaları’nın kurulması da Levant Kumpanyası’yla aynı döneme rastlar( Sir William Foster, England’s Quest of Eastern Trade, London, 1933). İngilizler Doğu’ya kurşun, kalay, çeşitli renkte kumaşlar, tavşan derisi getiriyor buna karşılık yağ, çivit,ham ipek, pamuk, pamuk ipliği, ba harat, boya, kuşüzümü, ecza, halı vb. nesneler alıyorlardı. Reform sırasında sökülen çanlar da eritilip değerlendirmek üzere Türkiye’ye gönderilmiştir. Tütünü İstanbul limanına ilk kez İngiliz gemileri getirdi( yak. 1600). Tütün içimi İstanbul’da moda oldu. Kısa bir süre sonra Anadolu’da özellikle Manisa’da tütün ekimi başladı ve pazarlara sürüldü. Sık sık tütün ekimi yasaklandı. 1634’te Sultan IV. Murat, bütün imparatorlukta tütün ekimini yasakladı. Başa çıkılamadı, sonra tütün ekimi vergiye bağlanarak serbest bırakıldı. İngilizlerin getirdiği kumaşlar (Londrin) çok nitelikli olduğu için tutuldu. Alışveriş kolaydı. Çünkü İngilizlerle ticaret bir çeşit takasa dayanıyor, mala karşılık mal ödeniyor bu bakımdan büyük ölçüde altın ve gümüş dışarı çıkmıyordu. Ticaretin başlamasıyla birlikte İngiliz Kraliçesi’nin saraya gönderdiği hediyeler, gündeme damgasını vurdu. Bunlar yalnız hükümdara gönderilmiyor, valide sultanlara, saray mensuplarına ve paşalara da gönderiliyordu. Kraliçe Elizabeth’in III. Sultan Mehmet’e gönderdiği mekanik bir org (erganun) çok geniş bir yankı uyandırdı. Bunun öyküsünü önce Orhan Burian anlattı bize. Daha sonra bu orgla ilgili bir kitabı da Halim Spatar dilimize çevirdi.Bu org, Sultan I. Ahmet tarafından parçalandığı için günümüze hiçbir iz kalmadı. Ticari ilişkilerin başlamasından önce de İngilizler, Doğu’ya ilişkin haberlere ilgi duyuyordu. Ancak bunların kaynağı, Avupa’da çeşitli dillerde yayımlanmış eserlerin İngilizce çevirileriydi. Fakat şimdiden sonra bu haberler artık İngiltere çıkışlıdır. Hakluyt’un raporları, mektuplar, tiyatrolar,seyahatnameler giderek artmaya başlar.xvıı. yüzylın başlarında Türk Tarihi üzerine anıtsal bir kitap basıldı: Richard Knolles, Generall History of the Turks (1603). Eser, Türklerin yükselişini Tanrı’nın Hıristiyanlara bir cezası olarak görüyor, Osmanlı’nın çöküşe geçtiğini sevinçle karşılıyordu. Bu konularla ilgili kapsamlı bir eser XX. Yüzyılda yazıldı: Samuel C. Chew, The Crescent and England during the Renaissance, Oxford New York, 1937. Levant Kumpanyası kimi bunalım ve sarsıntılara karşın uzun süre Doğu ticaretini yürüttü. Kumpanyanın giderek katılaşan kuralları ve bu gibi kuruluşlara karşı düşmanlık besleyen serbest ticaret söylemleri karşısında kumpanyanın varlığı sona erdi (1825). Elbette bunun başka nedenleri de vardı. Wood’un kitabı 1935’te basıldı, kimi eklerle iki kez daha yayımlandı. Türkçeye ikinci baskıdan (1964) Çiğdem Erkal İpek çevirdi (Alfred C. Wood, Levant Kumpanyası Tarihi (Çev. Çiğdem Erkal İpek), Doğu Batı, Ankara, 2013). Daha önce birçok yazınsal nitelikte çevirilere imza atmıştı. Fakat İpek, bu tarih, siyaset, ticaret ve ekonomi metnini başarıyla dilimize kazandırdı. Türkİngiliz ekonomik ve ticari ilişkileri 1838 anltaşmasıyla bambaşka bir aşamaya ulaştı. Bunun öyküsünü de Prof. Mübahat S. Kütükoğlu yazdı. EİNSTEİN İLE KONUŞMA gösterme anlayışıdır ve bence bu hiç ahlaki değil” dedi. “Sosyal Medya Savaşları” kitabının yazarı Ümit Sanlav, teknolojinin eğitime olan katkılarından, teknolojinin sonsuz fayda ve nimetlerden faydalanırken, dikkatli olunmadığı takdirde bundan görülebilecek zararlara değindi. Yapılan araştırmaların internet kullanıcılarının %61’inin bağımlı olduğunu ortaya koyduğunu anlatan Sanlav, akıllı telefon kullanan her 10 gençten 9’unun uyandığında, daha yataktan kalkmadan elini yüzünü yıkamadan sosyal medya etkileşimlerini kontrol ettiklerini söyledi. Sosyal medya bağımlılığının yaşam kalitesini olumsuz yönde etkilediğini, paylaşımların beğenilmesi arzusunun, bencillik, hatta narsizme varan etkiler gösterebildiğini belirtti. Eğitim Teknolojileri Zirvesi’ne yurtiçi ve yurtdışından çeşitli konuşmacılar katıldı. Harward Üniversitesi’nden Güven Güzeldere “Zihin – Beyin Davranışı” hakkında detaylı sunum yaptı. Üniversitelerden, özel okullardan ve çeşitli şirketlerden başarılı eğitimciler zirvenin farklı panellerinde sunumlarını gerçekleştirdi. Teknolojinin eğitime entegre edilmesi, öğrenmenin fizyolojik temelleri, eöğrenme, oyunlaştırma, internet güvenliği gibi konularda alanında bilgilerini paylaştılar. Etkinliğin son oturumunda Warwick Üniversitesi’nden Russell Stannard konuşmasını gerçekleştirirken paralel oturumda “Herkes Mucit Olabilir!” isimli panelde ALKEV eğitimcilerinden Hakat Atas ve Aslı Başaran Baş su ile yaptıkları müzik büyük ilgi gördü. Misafirler de suya dokunarak su ile müzik yaptılar. Etkinlik boyunca fuaye alanında 2 kermes vardı. Hayvan Hakları Federasyonu işbirliği ile açılan stantta sokak hayvanları ve bakıma muhtaç hayvanlar için yardım toplandı. Sokak çocuklarının umudu olan Umut Çocukları Derneği için de temsilciler oradaydı. İki kermeste de toplanan para ile yardım yapıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle