Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
kitap denle yalnız kalmamaları gerekiyor. Penn ve ekibi daha önce de çok fazla farenin aynı yerde beslenmesi halinde de telomerlerin kısaldığını göstermişti. Anlaşıldığı üzere hem yalnızlık hem de çok kalabalık ortamda yaşama gibi faktörlerin telomer uzunlukları üzerinde etkisi var (PLOS ONE). vi için olası uygulamalar üzerinde çalışmaya başladı. Büyük İskender zehirlenmiş mi? İ.Ö. 10 Haziran 323 tarihinde antik çağın en büyük hükümdarlarından biri esrarengiz bir şekilde ortaya çıkan ateşli bir hastalıkla yaşamını yitirmişti: Büyük İskender. Makedonyalı kralı neyin öldürdüğü bugüne kadar bilinmiyordu. Yeni Zelandalı araştırmacıların şimdi bir teorisi var. Şayet kral zehirlendiyse, semptomlar Yunanlılar tarafından genelde kusturucu ilaç olarak kullanılan zehirli ak çöpleme (Veratrum album) bitkisinin belirtilerine benziyor. Büyük İskender büyük bir içki ziyafetinden sonra aniden ateşlenmişti. Birkaç gün içinde yükselen ateş onu iyice zayıflatmış ve sonunda ölüme götürmüştü. Otuz üç yaşındaki kral ölmeden önce ayrıca karın ağrısı çekmiş, kusma nöbetleri geçirmiş ve hatta halüsinasyonlar bile görmüş. Onu neyin öldürdüğüyle ilgili sayısız hipotez var. Bunlar alkol zehirlenmesinden, tifo ve sıtmaya kadar uzanıyor diyor Otaga Üniversitesi’nden Leo Schep. Fakat diğer bir tahmin de en az iki bin yıldır akılla Bundan 251.4 milyon yıl önce Perm’den Trias’a geçişte dünya tarihinin en büyük toplu ölümleri yaşamıştı. Karadaki canlıların yaklaşık %75’i, denizlerdeki canlılarınsa %95 kadarı yok olmuştu. 65 milyon yıl önceki dinozor ölümlerini de aşan bu eşsiz toplu yok oluşun sebebi hâlâ tartışmalıdır. Kesin olan tek bilgi ise, o zamanki coğrafyanın toplu ölümleri kolaylaştırdığıdır. O zamanlar yalnızca süper kıta Pangea bulunduğu için, iklim değişimlerinden kaçma olanakları çok sınırlıydı. Bildik tahminler, çok kuvvetli yanardağ etkinlikleri ve muazzam asteroit çarpmasından ibaretse de, dünyaya yakın bir süpernovanın gamma ışınları da tartışılmakta. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü jeofizikçisi Daniel Rothman ve ekibi, “büyük toplu ölümler” için yeni bir tahminde bulundu. Bilim insanları bu büyük yok oluştan Methanosarcinales mikrop türünün sorumlu olduğuna inanıyor (PNAS). Dünya tarihindeki en büyük toplu ölümlere yeni bir teori Güven Arsebük Ülkemizin saygın tarih öncesi uzmanı Prof. Dr. Güven Arsebük, emekli olduktan sonra da bilime katkılarını sürdürüyor. Elimizde Ege Yayınları’ndan çıkan yeni bir kitapçığı var: “Orta Amerika Arkeolojisine Giriş Olmek, Maya, Aztek Uygarlıklarının Genel Bir Özeti”.. Kitapçık dedik, çünkü 50 sayfa kadar ve meraklılara en önemli bilgileri sunuyor. Arsebük diyor ki: “ükemizde Yeni Dünya arkeolojisi.. üvey evlat muamelesi görür. Bu konuda yeterli bir çalışma ve/ veya yayın yoktur. Elinizdeki bu deneme, coğrafi, siyasi veya kültürel anlamda Orta Amerika bölgesinde karşılaşılan uygarlıklarla sınırlı olup... sadece giriş niteliğinde kalem alınmıştır..” Arka kapaktan: “Yeni Dünya uygarlıkları insanın kendine özgü biricikliğine somut bir örnek oluşturur. İnsan, dünyanın neresinde ve hangi zaman diliminde olursa olsn insandır, ve yaratcı gücü de daima egemen olmuştur... Yeni Dünya’da oluşan bu uygarlık, M.S. XVI yüzyılın başlarından itibaren buraya Avrupa’dan gelen ve genel anlamda kültürleri değilse bile, patlayıcı silahları, çelikten yapılma miğferleri, kılıçkalkan gibi savaş araç gereçleri yerli halktan üstün olan kişiler tarafından yıkılmış ve bilinçli olarak yokedilmişlerdir..” Orta Amerika Arkeolojisine Giriş Kâğıt Yolunda Erik Orsenna Metis Yayınları, bol ödüllü bir siyaset kökenli bir küreselleşme uzmanı iktisatçı akademisyenin ilginç, maceralı, ama insanlığın gelişmesi açısından da o derece önemli bir kitabını yayımladı. İlk kez bizim Bergama’da yapılan “parşömen”in peşine düşere, 2200 yıl önce başlayan bir küreselleşme öyküsü anlatıyor bize. Avrupalıların kâğıdı da iki Arap esirden öğrendiklerini bize naklediyor. Yazar “bizi kâğıt yolunda zevkli bir dünya turuna çıkarıyor. Antik şehirlerde, ormanlarda, ırmak kenarlarında geçen bir hikâye bu: Doğuda Japonya ve Çin’den batıda Kanada’ya, kuzeyde Finlandiya ve İsveç’ten güneyde Brezilya’ya, otuz kadar ülkeyi dolaşıyor, kâğıdın geçmişteki ve bugünkü üretim merkezlerini bir bir ziyaret ediyor, kâğıtla ilgili her şeyi uzmanından dinliyoruz… Kâğıt üretimindeki kaynakları, farklı yöntemleri, türleri, yeni teknolojileri ve kâğıdın kullanım alanlarını” öğreniyoruz. Akın Terzi’nin çevirisinde, yazar sunuşunu kâğıda övgü düzüyor: “Bir gün ona hiç teşekkür etmediğimi farkettim, halbuki okumalarımı öncelikle ona borçluyum… Ona hürmetlerimi sunmanın vakti geldi de geçiyor.Üstelik bir ayağının çukurda olduğu söyleniyor. Böylece yola koyuldum, onun yoluna.. Hey Aziz Kâğıt! Bitki liflerinin şu aziz halitası!” Yazar kâğıdı iki kısımda inceliyor, ilk bölümde Geçmişin Kâğıtları var. İkinci bölümde de Günümüzün Kâğıtları.. İranlı vezir Abdul Kasım İsmail’in 117 bin kitabı varmış.. Nereye giderse bu kitaplarını de beraberinde 400 devesine taşıtırmış.. Develer de yüklendikleri eserleri alfabetik sıraya göre taşırmış.. Devlet ricalinin diğerleri de, bu develerin arkasından cariyeleriyle eşyalarıyla yolculuk edermiş.. Bu öyküyü annesi anlatmış kendine, kitaparıyla uzun yolculuklara çıkarken.. Keyifle okunan ve içinde çok ilginç öyküler, koskoca bir uygarlık tarihini de barındıran bir kitap.. Küreselleşme Üzerine Küçük El Kitabı Optogenetik, hasta sinirleri iyileştiriyor Londra College Üniversitesi bilim insanlarından Linda Greensmith ve ekibi, ışık flaşlarıyla değişime uğramış nöronların uyarılmasıyla, felçli kaslara yeniden hareket kazandırılabildiğini açıkladı. Farelerle yapılan testler, omurilik yaralanmaları, epilepsi ve motor nöron bozuklukları gibi sinir hasta lıkları tedavilerinde bu tür optogenetik uygulamaların temelini sunuyorlar. Optogenetik, sinirbilimlerindeki en önemli gelişmeler arasında yer almaktadır. Nöronlar genetik değişimden geçirilerek ışığa duyarlı protein üretecek hale geliyor. Bunlar ışığa maruz bırakıldıklarında elektriksel bir sinyal iletiyor. Optogenetik şimdiye dek daha çok beyin araştırmalarında kullanılıyordu. Fakat bilim insanları artık teda Nilgün Özbaşaran Dede nilodede@hotmail.com CBT 14137 / 18 Nisan 2014 rı kurcalamakta: Büyük İskender zehirlenmiş olabilir. Bazı kaynaklarda kralın bir kadeh şaraptan sonra bağırsaklarına giren sancı yüzünden çığlık çığlığa bağırdığından söz ediliyor. Peki kralı öldüren gerçekten de zehirdiyse bu hangi zehirdi? Ceset olmadan bunu hiçbir zaman kesin olarak açıklamayız. Bu yüzden ancak semptomlara bakarak olası ölüm nedenine varabiliriz’ diyor Schep. Çünkü İskender’in ne mezarı ne de bedeni bulunabildi. Schep ve arkadaşları sistematik olarak zehirlenme senaryosunu kontrol etmişler. Bunun için bilinen semptomların hangi zehirle ortaya çıktığını ve hangi bitkilerin İskender’in yaşadığı çevrede bulunduğunu araştırmışlar. İncelenen kimyasal ve botanik zehirlerden anlaşıldığı üzere ak çöpleme bitkisindeki alkaloidler İskender’i 12 gün içinde öldürecek ve bilinen semptomları ortaya çıkaracak nitelikte. Çünkü striknin veya arsenik çok daha hızlı etkir ve hastalık bu kadar uzun sürmezdi. Oysa ak çöplemenin zeiri hemen karın ağrısına neden olur ve bunu ise bulantı ve kusma takip eder. Bu ilk aşamadan sonra zehrin etkisi sinirlere geçer en sonunda da felce neden olur. Kalp kasları da etkilendiğinden, kalp atışları yavaşlar ve kan basıncı önemli ölçüde düşer. Büyük İskender’de de bunlara çok benzer belirtiler çıkmış. Ayrıca ölüme kadar geçen uzun süreç de bu tabloya uyuyor. Tüm bunların dışında bu bitki zehrinin verilmesi de daha kolay. Ak çöpleme antik çağlarda Yunanlılarda çok bilinen bir ottu. Hatta çok inceltilmiş ve fermente edilmiş özü kusturucu ilaç olarak olarak kullanılıyordu. Zehir buruk şarapta çözülerek fermente olmuş olabilir. Suçu işleyenin bunu Büyük İskender’in sofra şarabıyla karıştırması da hiç zor olmamıştır (Clinical Toxicology). Türkiye Zekâ Vakfı’nın ilkokul dönemi çocukları için hazırladığı zekâ, matematik ve mantık oyunları dergisi OYUN Çocuk’un nisan sayısı yayında. İlkokul dönemi çocukları zekâ, matematik ve mantık oyunları ile buluşturan dergi; çocukların hayal gücü, sorgulama ve çözümleme becerilerine katkı sağlıyor. Sıradanın dışında zihin geliştirici içeriğiyle, çocukların düşünme yeteneklerini geliştiriyor ve onlara farklı bakış açıları kazandırıyor. Çok sayıda eğlenceli soru ve oyunla egzersiz yapma olanağı bulan çocuklar var olan kapasitelerini geliştirirken; bilimsel düşünmenin önemini, farklı bakış açısının, matematiksel becerilerin gerekliliğini, mantıksal çıkarımı, dil becerisinin gücünü öğreniyor, keyfini çıkarıyor. Dergi aylık olarak yayınlanır. Satış Fiyatı: 7 Lira Matematik ve Mantık Oyunları Dergisi