22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

14 Bilim Programları CBT 1442 /7 Kasım 2014 Ekranda Bilim ve Teknoloji programı: Yeni Ufuklar Cem Seymen’i dergimiz sayfalarına davet ettik ve programla ilgili sorular yönelttik. Hem programı kaçırmayın hem de aşağıda verdiği yanıtları okuyun lütfen.. Soru: Uzun zamandır televizyonlarımızda bilimteknoloji programı bulunmuyordu, kısaca programın çerçevesini çizer misiniz neler var içinde? Cem Seymen: Türkiye’de bilim ve teknolojinin çok konuşulmadığı bir ortamda yaşıyoruz. Ama özellikle Güney Kore ile karşılaştırdığımız zaman bilim, ARGE, teknoloji ve inovasyona yatırım yapıldığında ülkeler için ne kadar büyük bir istihdam kaynağı yaratabileceğimizi ve ekonomik büyümeye teknolojik gelişmeleri eklediğimizde büyük bir fark yaratabileceğimizi zaten görüyoruz. Bunun için yeni kaynaklar bularak bilimsel gelişmelere yatırım yapmak zorundayız diye düşündük. BBC ile ortak bir çalışma diyebiliriz bu programa. Yeni Ufuklar BBC’de yıllardır yayınlanan ve çok büyük bir izleyici kitlesine ulaşan HORIZONS programının yerli versiyonu. Hiçbir reyting kaygısı gütmüyoruz. Yine de çok izleyici kitlesine ulaştığımız söylemeliyim. CNN TÜRK’te her cumartesi saat 19.20’de Yeni Ufuklar adıyla bir süredir yeni bir bilim ve teknoloji programı yayımlanıyor. Programı kotaran ve sunan Cem Seymen, dünyada ve Türkiye’de ileri bilim ve teknolojinin peşinde koşuyor. Girişimcilerle, bilim insanlarıyla, akademisyenlerle konuşuyor. düstrisindeki gelişmeler ve özellikle daha az şansa sahip olan insanların hayat kalitesini yükseltecek türde yeni teknolojik gelişmeler. Bütün bunlar çok şık bir paket altında sunuluyor. Belki biraz dili teknik gelebilir ama yine de bunu en anlaşılır şekilde Türk izleyicisiyle buluşturmayı amaçladık. Amacımıza ulaştığımızı izleyicilerden gelen olumlu tepkilerden anlıyoruz. Soru: Yeni Ufuklar’ın şu kadarı yerli şu kadarı dışarıdan diye bir dengesi söz konusu mu? Yanıt: Yeni Ufuklar her bölümünü farklı bir ülkedeki farklı bir hikâyeye ayırıyor. Dolayısıyla belli bir bölgede belli bir coğrafyaya yoğunlaşmak gibi bir formatı yok programın. Biz Türkiye’deki çekimleri, Türkiye’deki bilimsel gelişmelere dayandırarak yaptık ve programı genellikle Türkiye’deki bu bilimsel gelişmeleri yapan kurumlara ayırarak açtık. Çok önemli, çok büyük farkındalık yaratabilecek atılımlar var, bu atılımları yapan üniversitelerimiz var, bilim kuruluşlarımız var. Onların sesini her zaman duyurmak pek mümkün olmuyor. Özellikle ana akım medyada bu kadar siyasi ve ekonomik gündemi yoğun bir ülkede bu in Program genel olarak dünyanın farklı ülkelerinde, farklı bilimsel teknolojik gelişmeleri izleyiciye tanıtan, anlatan ve insan hayatını daha yaşanır, daha kaliteli kılan bütün bu yenilikleri yerinde anlatarak bir fark yaratmaya çalışıyor. Dolayısıyla Güney Afrika’daki bir çöp probleminden, Sri Lanka’daki yeni bir enerji buluşuna kadar ya da Hindistan’daki bir su dağıtım kanalı teknolojisine kadar her şey programın içinde bulabilirsiniz. Ama genel olarak kapsadığı alanlar; özellikle evrenin bilinmeyen sırları, ilaç en sanlara bir seslerini duyurabilme platformu vermek çok zor. Onlar da zaten, özellikle bilim dünyası seslerini duyuramamaktan şikâyetçiydi. Biz Tekirdağ’dan Ankara’ya, İstanbul’dan Gebze’ye kadar çok farklı yerlerde bilim ve teknoloji alanında çığır açıcı çalışmalar yapan Türk bilim insanlarının hikâyesini ekrana getirdik. Ve büyük bir farkındalık yarattığımıza inanıyoruz. CNN TÜRK’te ekrana gelen Yeni Ufuklar’ın kaçırdığınız bölümlerini tv.cnnturk.com/yeniufuklar sayfasından izleyebilirsiniz. Soru: “Yerli” olarak neler yapıyorsunuz? Bilim dünyamızda sadece teknoloji, KOBİ’lerde yenilikçilik gibi konulara mı gireceksiniz, yoksa temel bilimler de yer alacak mı.. Yanıt: Bilkent Üniversitesi’nde geliştirilen uydu teknolojileri, 2016 yılında ASELSAN’la birlikte ticari ürün olarak üretilecek. TÜBİTAK tarafından desteklenen ve Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM) tarafından yürütülen bir uydu projesinde geliştirilen transistör teknolojileri, Türkiye’de üretilecek uydularda kullanılacak. Prof. Ekmel Özbay bana Ankara’da geliştirdikleri yeni malzemeyi özel kıyafetler giyerek girdiğimiz özel laboratuvarında anlattı. Getirdiği yenilik müthiş. Koç Üniversitesi’ni ziyaret ettiğimizde Prof. Çağatay Başdoğan’ı robotlar ve insanız hava araçları üzerinde çalışırken bulduk. Haptic teknolojisi sayesinde gelecekte robotlarla insanlar arasında gerçek zamanlı iletişim mümkün olabilecek. Yine Koç Üniversitesi’nde Prof. Hakan Ürey’in ışık çalışmaları da çok etkileyiciydi. Hakan Ürey Avrupa Birliği’nden  2,5 milyon Avro ’luk ERC Advanced Grant almaya hak kazanmış bir bilim adamı. Bu kadar büyük bir teşvik Türkiye’ye ilk kez veriliyor. Arttırılmış gerçeklik ve 3 boyutlu uygulamalar için yeni görüntüleme ve izleme teknolojilerinin geliştirilmesi temel amaç. Sabancı Üniversitesi’nden Prof. Bahattin Koç da 3 boyutlu yazıcılar üzerinde araştırma yapıyor. Bu yazıcıları anlamak hiç kolay değil aslında ama şöyle söylersem belki daha kolay anlaşılabilir. Yakın gelecekte 3 boyutlu yazıcılar sayesinde vücudumuzdaki tüm organlar basılabilecek ve ölümsüzlüğe giden yolu açacağız. Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi’nde çok önemli bir çalışmaya imza atılıyor. Gidip yerinde gördük. Prof. Can Burak Şişman hafif beton üretiminde organik atıkların özellikle ayçiçeği çekirdeğinin kullanılabilme olanaklarını araştırıyor. Düşünsenize beton yapımında kullandığımız doğayı tahrip eden malzemeler yerine işe yaramayan ay çiçeği çekirdeklerini alter natif olarak kullanmak bilim dünyasına ne çevreci bir katkı. Prof. Solmaz Karabulut Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi. “Kendini onarabilen plastik yapı malzemeleri sistemlerinin geliştirilmesi” üzerine araştırma yapıyor. Uçak ve uzay sanayinde devrim yapacak bir çalışma bu. Projesini TÜBİTAK destekliyor. 8 bölümlük programın çekimlerinde son gittiğim yer bir özel sektör firmasıydı. Firmanın sahibi üniversite yıllarından beri robotlar üzerine çalışan genç mucit Necati Hacıkadiroğlu. 15 kişilik ekibiyle omurilik felçlileriyle konuşarak onların ihtiyaçlarını saptamış ve bir robot geliştirmiş. Öncelikli ihtiyaçları karşılamaya yönelik robotik mobilizasyon cihazı Tek RMC, bugüne kadar omurilik felçlilerine yönelik geliştirilmiş, bilinen en küçük boyutlara sahip tekerlekli ayakta taşıma cihazı. “Bu, gelişmiş tekerlekli sandalye değil, tamamen yeni bir buluş” diyor Necati Bey. Soru: Bilim politikaları, ARGE ve teşvikler, yüksek teknoloji, (yüksek!?) eğitim konuları, çizdiğiniz çerçevenin içinde mi? Yanıt: Yeni Ufuklar programının temelinde sadece insan hayatını kolaylaştıran ve yaşamına kalite getiren son teknolojik ürünler var. Programın formatı; yenilikçi teknolojileri herkesin anlayacağı bir dille anlatmak. Dolayısıyla bu formatta Türkiye için geçerli olan bilim politikaları, ARGE ve teşvikler yer almıyor. Yüksek teknoloji ihracatımızın 1 milyar dolarla sınırlı olduğu bu ülkede zaten teşvikler konusunda anlatacak çok uzun ve etkileyici bir hikâyemiz yok. Ama yakın zamanda bu konuda da özellikle gençlerin heyecan duyabileceği bir program yapmayı düşünüyorum. İzleyicilerimiz de görüşlerini bana twitter.com/cnnturkcom ve twitter.com/cemseymen hesaplarından iletebilir. Ekonomik kalkınma bilim teknoloji ARGE ve inovasyon gibi kavramlar olmadan çok gerçekçi değil. Özellikle gençlerden ve teknolojiye ilgi duyan mucit ruhlu izleyicilerden çok fazla geri dönüşümler alıyoruz. Bu da beni çok mutlu ediyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle