Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Kuzeydoğu Anadolu’da yeni bir kuş türü keşfedildi Türkiye kuşlarının yarısından fazlasını ve binlerce canlıyı barındıran Aras Nehri Kuş Cenneti kuş listesine bir tür daha eklendi. Boz Çıvgın, Aras Nehri Kuş Cenneti’nin 241. türü olarak kaydedildi. Ülkemizde Orta, Doğu Akdeniz, Kuzeybatı Marmara ve Trakya bölgelerinde üreyen Boz çıvgın (Phyllocopus orientalis) Orta ve Batı Anadolu’da ise geçit kuşu olarak görülmektedir. Iğdır’ın Tuzluca ilçesi Yukarı Çıyrıklı köyü yanında yer alan Aras Kuş Halkalama ve Eğitim Merkezi’nde kuş halkalama çalışmalarına devam eden KuzeyDoğa Derneği uzman ve gönüllülerinden oluşan ekibin halkaladığı Boz Çıvgın, Doğu Anadolu Bölgesi’nde Elazığ ilinden sonra Iğdır’da da kaydedilmiş oldu. Doç. Dr. Çağan Şekercioğlu liderliğinde yıllardır alanda yapılan çalışmalar sayesinde 241 tür kuş kaydedilmiş ve toplamda 45.000’e yakın kuş halkalanmıştır. Bu da, alanın bu kuşlar açısından ne kadar önemli olduğunu ve yıllar geçtikçe binlerce kuşun daha bu alanı kullanmaya devam edeceğini ortaya koymaktadır. Barındırdığı binlerce canlı, uluslararası önemi ve her geçen gün yeni türler keşfedilmesine karşın Aras Nehri Kuş Cenneti yapılması planlanan Tuzluca Barajı’nın suları altında yok olma tehdidi ile karşı karşıya. Buna engel olmak, Iğdır’ın markası ve ekoturizm merkezi Aras Nehri Kuş Cenneti’ni tüm canlıları ile korumak ve gelecek nesillere aktarmak için kampanya başlatan KuzeyDoğa Derneği’ne ve yöre halkına destek olmak için: Türkçe: <http://www.change.org/araskusceneti> İngilizce: <http://www.change.org/aras> İklim Kuşaklarındaki Değişim Hızlanıyor İklim kuşakları, artan sıcaklıklara uyumlu olarak, giderek artan bir hızla değişiyor. Araştırma, salımların yüksek düzeylerde seyretmesi durumunda, değişim hızının bu yüzyılın sonuna gelindiğinde yaklaşık iki katına çıkacağına ve tüm karasal alanların %20 kadarının değişime uğrayacağına işaret ediyor. Bu durum canlı türlerinin yeni iklim koşullarına uyum sağlamak için eskisinden daha az zamana sahip olacakları, buna bağlı olarak da tükenme olasılıklarının da artacağı anlamına gelebilir. ABD Ulusal Bilimler Akademisi’nden Irina Mahlstein ve arkadaşları dünya üzerindeki sıcaklıklar ve yağışlarda, buna bağlı olarak da iklim kuşaklarında meydana gelen değişiklikleri araştırmak amacıyla iklim modeli benzeşimlerinden yararlandılar. Sonuçta, aylık ve yıllık sıcaklıklarla yağışlara dayalı iklim kuşaklarının, sıcaklık artışlarıyla hemen hemen aynı doğrultuda, giderek artan bir hızla değişmekte olduğu görüldü. Kaynak: Nature Climate Change, 22 Nisan 2013 DÜNYA GÖSTERGELERİ Deniz Kestaneleri Okyanuslardaki Asitlenmeye Uyumlu Biçimde Evriliyor İklim değişimi cephesinden, değişiklik niyetine, bir de iyi haber var: kimi deniz canlıları okyanuslarda fosil yakıtların tüketilmesi sonucunda üretilen karbondioksidin yol açtığı asitlenmeye şaşırtıcı bir biçimde ayak uydurabiliyor. Okyanuslardaki asitlenme arttıkça deniz canlılarının iskeletlerini oluşturmak için gereksindikleri kalsiyumu elde etmekte giderek zorlandıkları sanılırdı. Ne var ki, evrim sürecinin değişen çevreye ne denli ayak uydurabildiğini anlamak amacıyla yapılan bir araştırmada, Indiana Üniversitesi evrimsel dirimbilim (biyoloji) uzmanlarından Melissa Pespeni ve arkadaşları suların daha asitli olmasının deniz canlılarının larva aşamasındaki iskeletlerinin gelişiminde görünürde herhangi bir olumsuz etki yaratmadığına tanık oldu. Deniz kestanelerinde genetik çeşitlilik düzeyleri olağanüstü yüksektir. Pespeni ve arkadaşlarının yeni araştırması evrim sürecinin daha asitli koşullara uyum sağlamak için gerekli gen değişkenlerini hızlı bir biçimde seçebildiğini ortaya koyuyor. Kaynak: New Scientist, 8 Nisan 2013 lim değişiminin şaraplık üzüm üzerinde yarattığı etkileri tartışıyor. Şimdi de bilim insanları yeni bir soruyu gündeme getirdi: havanın giderek ısınması ve yağışların azalması yüzünden bağlık alanların elverişsiz duruma geleceği düşünülerek başka yerlere taşınması o bölgelerde halihazırda yaşamakta olan hayvan ve bitki türlerinde ne gibi etkiler yaratabilir? Araştırmacılar, çoğu iklim modellerine göre, Şili’nin Akdeniz iklimine benzer koşulların egemen olduğu ve şaraplık üzüm yetiştirmeye elverişli topraklarının yaklaşık %47’sinin yok olacağına inanıyor. Dahası, Kuzey Amerika’nın batı kesimindeçoğunlukla Kaliforniya’da yer alan bağlık alanların %59’unun sıcaklık ve azalan yağışlardan ciddi bir biçimde etkileneceğine, Avustralya’daki benzer koşullara sahip alanların %74’ünün de bağcılığa elverişli olmaktan çıkacağına da dikkat çekiyor. Ancak en çarpıcı değerler Avrupa’nın Akdeniz kıyılarındaki bölgelerle ilgili. Günümüz Avrupa’sında şaraplık üzüm yetiştirilmesine elverişli olan toprakların %85 kadarı, 2050 yılına gelindiğinde bağcılığa elverişsiz alanlara dönüşebilir. Gelgelelim, çevreciler en çok da bağlık alanların daha yabanıl bölgelere yayılmasından ve bundan yalnızca büyük hayvanların değil, aynı zamanda yörede yaşayan daha küçük bitkilerin de olumsuz yönde etkilenmesinden korkmakta. Kaynak: The New York Times/ 8 Nisan 2013 KİŞİSEL BİLGİSAYAR PİYASASI Geçen yıl Çin, kişisel bilgisayar satışlarında ABD’nin önüne geçerek, dünyanın en büyük kişisel bilgisayar (PC) pazarı oldu. IHS isimli araştırma şirketine göre Çin’e yapılan sevkiyat 69 milyon PC’ye ulaşırken, ABD 66 milyonda kaldı. Bu arada dünyadaki PC satış rakamlarının giderek düştüğü görülüyor. Bu yılın başlarında IDC isimli başka bir araştırma şirketi 2013’ün ilk çeyreğinde PC satışlarının % 13.9’luk bir düşüşle 76.3 milyona gerilediğini duyurdu. Bu da satış kayıtların ilk tutulmaya başlandığı 1994 yılından bu yanaki en düşük rakam. Uzmanlara göre bunun nedeni, Microsoft’un en son işletim sistemi olan Windows 8 yüklü PC’leri satın almak yerine, insanların tablet veya akıllı telefonlara yönelmesi. Çin’de satışlar artarken, satın alınan PC’lerin masaüstü ve taşınabilir notebook arasındaki dağılımının eşit olduğu da görülüyor. Çin’deki notebook satışları küresel piyasanın % 64’ünü oluşturuyor. Çin’in muazzam kırsal nüfusu şimdilik masaüstü PC’leri tercih ediyor. Ancak IHS, Çin piyasasının yakında dünyadaki gidişata ayak uyduracağını tahmin ediyor. Şirket ayrıca bu yıl PC piyasasının yalnızca %34 oranında büyüyeceği kanısında. Bu da Çinli PC üreticisi Lenovo’yu düş kırıklığına uğratabilir, zira şirket en büyük kârını ülkesindeki talep artışından sağlıyordu. Solucanlar İklim Değişimine İvme Kazandırıyor Nature Climate Change dergisinde yayımlanan bir araştırmada Hollanda, ABD ve Kolombiya’dan bilim insanları solucanların küresel sera gazı salımları üzerindeki etkisini inceleyen daha önceki çalışmalar kapsamında yapılan 237 farklı deneyin sonuçlarını bir araya topladılar. Araştırmacılar küresel karbondioksit salımlarının %20’sinin, azot oksit salımlarının da üçte ikisinin topraktan kaynaklandığına tanık oldu. Gaz salımları doğada meydana gelen, bitki kökleri ve toprakta yaşayan mikroorganizmaları içeren çeşitli dirimsel süreçler sonucunda üretiliyor. Uzmanlara göre, toprakta ne miktarda karbondioksit üretileceğini ve bunun ne kadarının havaküreye sızacağını solucanlar belirliyor. Solucanların sera gazı salımlarını arttırması ve solucan sayısının da giderek çoğalıyor olması bilim çevrelerinde kaygı uyandırıyor. Solucanların bağırsaklarındaki bakteriler bir başka güçlü sera gazı olan azot oksit üretiminin de üç kat daha fazla olmasına yol açıyor. Bilim insanları genelde toprakta solucanların varlığının azot oksit salımlarını %42, karbondioksit salımlarını da %33 oranında arttırdığına dikkat çekiyor. Hazırlayan: Rita Urgan Şarap Bağları Yeni Alanlara Kayıyorsa Şarap uzmanları on yılı aşkın bir süredir ik CBT 1365/ 9 17 Mayıs 2013