Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
L’Oréal, Bilimi İleri Taşıyan Kadınları Destekliyor Bu yıl on birincisi gerçekleştirilen “Bilim Kadınları İçin” Projesi’ne başvurarak 15 bin dolar değerinde burs kazanan 6 bilim kadını, 10 Mayıs Cuma Günü Swissotel’de düzenlenen özel tören gecesinde açıklandı. Bu yıl genç bilim kadınları, Yaşam Bilimleri ve Malzeme Bilimleri alanında dünyayı daha güzel bir hale getirecek ve insanlığı geliştirecek projeleri ile bursa hak kazandılar. T örene çok sayıda üst düzey akademisyen ile birlikte KAGİDER Başkanı Dr. Gülden Türktan, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkan Vekili Büyükelçi Melek Sina Baydur ve UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Meral Özgüç , Fransa’nın Türkiye Büyükelçisi Laurent Bili ile L’Oréal Türkiye Genel Müdürü Claude Rumpler katıldı. Uluslararası alanda 15 yıldır sürdürdüğü “Bilim Kadınları İçin” projesi ile dünyanın her yerinden araştırmacı bilim kadınlarını teşvik eden L’Oréal, bugüne kadar 108 ülkede yaklaşık 1.700’ü aşkın bilim kadınına ulaştı. Ülkemizde de 11 yıldır L’Oréal Türkiye tarafından hayata geçirilen proje, bu yıl da 6 başarılı Genç Bilim Kadını’nın araştırmalarına destek oldu. Biyo çeşitliliğin korunmasından genlerin sırlarını çözmeye, hastalıklar için çare bulmaktan, evreni keşfetmeye kadar; her kıtada, bilimin her seviyesinde çalışan bu olağanüstü kadınlar, hayatlarını bilginin ilerlemesine ve insanlığın iyileştirilmesine adıyorlar. “Bilim Kadınları İçin” projesi ile sağlanan bursa Yaşam ve Malzeme Bilimleri alanlarında katılan ve projeleri seçilen 6 Bilim Kadını, L’Oréal Türkiye’den bir yıllık 15 bin dolar değerinde burs kazandılar. Yaşam Bilimleri alanında; Doç Dr. Çiler Çelik Özenci, Yrd. Doç. Dr. Tuğba Bağcı, Yrd. Doç. Dr. Öznur Taştan L’Oréal Türkiye tarafından sağlanan bir yıllık bursa layık görüldü. Akdeniz Üniversitesi’nden Doç Dr. Çiler Çelik Özenci “Doksorubisin ile indüklenen seminifer tübül hasarının spektroskopik ve görsel görüntüleme yöntemleriyle değerlendirilmesi” üzerine bir araştırma yürütüyor. Araştırma ile BURS KAZANANLAR semeninde sperm olmayan ve ancak testislerinden sperm elde edilebilen erkek hastaların tüp bebek tedavilerinde baba olma şansının arttırılabilmesi hedefleniyor. Koç Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Tuğba Bağcı “Beyin tumör hücrelerinin apoptozunda yeni bir molekülün, Harakiri’nin (HRK) önemi” üzerine çalışıyor. Araştırmada beyin kanserlerinin gelişimini durduracak ve geriletecek yani kanserli hücreleri ölüme programlayacak yeni mekanizmalar bulunması hedefleniyor. Bilkent Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Çiler Çelik ÖzenciDoç. Dr. Solmaz KarabulutYrd. Doç. Dr. Özge Akbulut Yrd. Doç. Dr. Öznur Taştan “HIV1 Enfek Doç. Dr. Öznur Taştan Doç. Dr. Dilek Odacı Demirkol Yrd. Doç. D siyonunun Seyir Hızını Etkileyen Konak Genetik Faktörlerin Genom Çapında Tanımlan “Biyomoleküllerle modifiye edilmiş yüzeylerin hazırlanması ması” üzerine araştırmasını yürütüyor. Bu araştırmanın ve patojen dedeksiyonuna yönelik performanslarının incevirüse karşı koruyucu ve bireye özgün etkin tedavi yöntem lenmesi” üzerine bir araştırma yürütüyor. Proje kapsamında model olarak patojen E. coli hücrelerinin tayini gerçekleşleri geliştirebilmenin yolunu açması bekleniyor. Malzeme Bilimleri alanında; Doç Dr. Solmaz Karabulut, tirilecek olmasının yanı sıra; elde edilen veriler gıda Doç. Dr. Dilek Odacı Demirkol ve Yrd. Doç. Dr. Özge kaynaklı patojenlerden hastane patojenlerine kadar geniş bir skaladaki mikroorganizmaların tayinine olanak sağlayaAkbulut burs almaya hak kazandı. Hacettepe Üniversitesi’nden Doç Dr. Solmaz Karabu cak yeni sistemlerin planlanması için yol gösterici olması lut, “Kendini Onarabilen Yeni Polimerik Sistemlerin bekleniyor. Sentetik DNA/RNA ile yapılacak bu çalışma, Geliştirilmesi” üzerine araştırma yapıyor. Bu araştırmada, dünyada bir ilk olacaktır. Sabancı Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Özge Akbulut gerek günlük hayatta gerekse savunma ve yapı sanayinde kullanılmakta olan polimerik malzemelerde çeşitli dış etki da “Medikal tanı cihazlarının tasarımı ve üretimi” üzerine lerle oluşan derin mikro düzeydeki çatlakların giderilerek bu bir araştırma yürütüyor. Araştırma ile sağlık hizmetlerinin malzemelerin ömür ve dayanıklılığının artırılması hedefle olabildiğince fazla insana ulaşması ve daha ucuza sağlanması, sağlık alanındaki eşitsizliklerin giderilmesine yardımcı niyor. Ege Üniversitesi’nden Doç. Dr. Dilek Odacı Demirkol olunması hedefleniyor. Zengin ve yoksula göre farklı bir internet İnsanların yüzde doksan dokuzu, gelen ışığın bir bölümünü geçirip öteki bölümünü yansıtan, tek yönlü bir aynanın ters tarafında yaşıyor T CBT 1365/ 14 17 Mayıs 2013 üm yaşadıklarınızın görünmez bir el tarafından belirlendiği bir internet düşünün. Sizlere sunulan haberlerin, ürünlerin ve fiyatlarınkarşılaştığınız insanların bile üçüncü kişiler tarafından önceden belirlendiği bir internet. Seçimleri kendinizin yaptığını sandığınız, oysa gerçekte seçeneklerinizin kişinin denetim duygusunun salt bir yanılsamaya dönüştüğü kertede sınırlandırılıp arıtıldığı bir dünya. Böyle bir dünya günümüzde yaşadığımızın çok da uzağında bir dünya değil. Google, Facebook ve benzeri oluşumların bizlerle ilgili bilgiler toplamalarına ve kullanıcı deneyiminin insanların kişisel beğenileri, alışkanlıkları ve gelir düzeylerine uygun duruma getirilmesinde bu bilgilerden yararlanmalarına olanak tanıyan teknolojiler sayesinde internet yoksullarla varsıllar için farklı nitelikte bir ortama dönüştü. İnternette sizinki ve benimki, onlarınki ve bizlerinki kavramları söz konusu. Bu düzenek şöyle işliyor. Halihazırda gelir hacmi açısından internet endüstrisinin büyük bir bölümü reklam sektörü tarafından yürütülüyor. Silikon Vadisi sizlere ücretsiz uygulamalar sunan ve kullandıktan sonra verilerinizi toplayıp satan şirketlerin kurulması ve bunlara kaynak sağlanması açısından kusursuz bir ortam. İnternetin kısacık geçmişinin büyük bir bölümünde bu veri toplama sürecinin asıl hedefini klasik ürün pazarlaması oluşturdu. Reklamcılar, söz gelimi, birilerine Nike ürünlerini tanıtmaya çalışırken birilerine de Manolo Blahnik marka ayakkabıların reklamını yapıyorlar. Ancak veri toplama süreci giderek salt tanıtım odaklı bir süreç olmaktan çıkarak sigorta, sağlık ve başka alanlarda etkinliğini sürdüren şirketlerin bu son derece ayrıntılı “Büyük Veri” kayıtları inceleyip bunlardan kişilerin haberi olmaksızın yararlanmalarına olanak sağlıyor. Şirketler, bu çözümlemeye dayanarak, sizin adınıza kararlar alıyorlar. Bu kararlar arasında kişinin belli bir ürünü pazarlamaya değer olup olmadığı bile yer alıyor. Sonuçta, yüzde doksan dokuzumuz deneyimlerimizin geri kalan yüzde birlik kesim tarafından belirlendiği tek yönlü bir aynanın ters tarafında yaşıyoruz. Kimilerince bu eğilim gördüğümüz reklamların en çok hoşlandığımız alanlarda karşımıza çıktığı duygusunu uyandırmasıyla kulağa son derece masum ve eğlenceli gelebilecek bir “bireyselleştirme” süreci olarak değerlendirilerek göklere çıkartılıyor. Oysa, burada çok daha derin ve belirgin sonuçlar doğuran bir olgudan söz ediliyor. Son on yılda, eticaret siteleri bireylerin internet alışkanlıklarına ve kişisel özelliklerine dayalı olarak fiyatlarında bir değişikliğe gittiler. Yaşadığınız yer neresi ve satın alma geçmişiniz ne durumda? Eticaret sitesine nasıl ulaştınız? Siteyi günün hangi saatlerinde ziyaret ediyorsunuz? Fiyatların en uygun düzeye getirilmesinin törel, yasal ve ekonomik yönleriyle ilgili tüm bir kaynak ortaya çıkmış durumda. Üstelik bu alan hızla gelişiyor: Geçen eylül ayında, Google bir şirketin elektronik içeriğinin dinamik olarak fiyatlandırılmasına olanak tanıyan bir teknolojinin patentini aldı. Örneğin, bu teknoloji bir ekitabı satın alma olasılığınızın ortalama bir kullanıcıdan daha yüksek olduğunu belirlediğinde kitabın taban fiyatını yükseltebiliyor; tam tersine, satın alma olasılığı az olduğunda da okuru özendirmek için fiyatı düşürebiliyor. Ayrımcılık ve bölünme eğilimi giderek yükseliyor. Bireyselleştirme keyif verici olmakla birlikte, karanlık bir yanı olduğu da kesin. Rita Urgan, Scientific online/ 18 Şubat 2013