02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ZÜMRÜTTEN AKİSLER A. M. Celal Şengör bile doğurabiliyorlar. Nosebo etkisinin ortaya çıkması için zararlı maddeler hakkındaki medya haberleri bile yeterli oluyor. Nosebo etkisi, Plasebo etkisinin tam tersidir. Latince Nocebo aşağı yukarı “zarar vereceğim” anlamına geliyor. Bu fenomen bir ilacın etkisinin test edilmesi sırasına keşfedilmişti. Araştırmaya katılanlarda etkisiz bir ilacı (yani Plasebo) aldıktan sonra rahatsız edici yan etkiler görülmüştü. Tıp dilinde bu yüzden bilimsel kanıtı olmayan etkiler ve birçok negatif reaksiyonlara yol açanlar, Nosebo etkisi olarak isimlendirilir. Ancak eğer olumlu etkiler fazlaysa Plasebo etkisinde söz edilir. King’s College London kurumundan G.James Rubin ve Mainz JohannesGutenberg Üniversitesi’nden Michael Witthöft şimdi sadece ilaç prospektüslerindeki bilgilerin değil, zararlı maddeler hakkındaki medya haberlerinin bile rahatsızlıklara yol açabileceğini buldu. Psikologlar 147 katılımcılı araştırma için elektromanyetik hiper duyarlılık fenomenini seçmişler. Bazı incelemelerde, elektromanyetik hiper duyarlılığın büyük bir olasılıkla Nosebo etkisi olduğu anlaşılmış. Yani sadece beklentiye bağlı negatif değişimler. Çok sayıda medya haberine göre cep telefonu, baz istasyonu, yüksek gerilim hatları veya WLAN’dan yayılan elektromanyetik alanlar sağlığa zararlıdır. Kendilerini elektromanyetiğe karşı çok duyarlı olduklarını söyleyen insanlar genellikle baş ağrısı, bulantı ve ciltte karıncalanma gibi rahatsızlıklardan söz eder. Semptomlar emisyonlarla ilişkilendirilmektedir. Deneyler sırasında yaşları on dokuz ve altmış sekiz arasında değişen katılımcılara ilk önce bir belgesel izletilmiş. Bir grup, telsiz ve WLAN sinyallerinin sağlık üzerindeki tehlikesini anlatan bir belgesel izlerken, diğeri Internet ve cep telefonu güvenliği hakkında bir haber izlemiş. Daha sonra iki gruba da yalancı WLAN sinyalinin etkisinde bırakıldıkları söylenmiş. Hiçbir ışın bulunmamasına rağmen katılımcıların %54’ü huzursuzluk, iç sıkıntısı, konsantrasyon zorluğu veya parmaklarda, kollarda, bacaklarda ve ayaklarda karıncalanma gibi semptomlardan söz etmişler. Filmlerin olumsuz etkileri kadın ve erkeklerde farklılık göstermiyor diyor bilim insanları. Medya haberlerinin bile insanlar üzerinde bu kadar etkili olup Nosebo etkisine yol açması kesinlikle gerçek. Nitekim beyinde ağrının işlenmesinden sorumlu olan bölgeler Nosebo etkisi sırasında kaydedilebilecek kadar aktifler. açıdan bakıldığında korkulu bakışlardan sadece kişinin kendisi değil etrafındaki insanlar da yararlanıyor. Duygusal ifadeler de zaten insanlar arasında bir tür iletişim aracı gibidir. Deneyler sırasında gözlerini kocaman açan insanlara bakanlar, korkan kişinin hangi yöne baktığını daha iyi görmüşler. Bilim insanları gözdeki beyaz kısım ve iris arasındaki zıtlığın “büyük” gözlerde daha belirgin hale geldiğini tahmin ediyorlar. Evrim açısından korkulu bakışlar hem bireyler hem de grup için mantıklı. Atalarımız mesela yırtıcı bir hayvandan hızla uzaklaşmak zorundaydılar. Korku olmaksızın insanoğlu bugünlere gelemezdi bile. Korku, gözlerini büyük açan insanın yüzüne yansıyor ve kişinin hızlı tepki verebilmesi için kasların daha fazla gerilmesini sağlıyor. Çok aziz dostum, sevgili komutanım Tümamiral Cem Gürdeniz bana, haksız yere yattığı hapishaneden «Hedefteki Donanma» adlı eserini yolladı (Cem Gürdeniz, 2013, Hedefteki Donanma: Kırmızı Kedi, İstanbul, 416 ss.). Suya söyle, işitsin, eren yardımına yetişsin Azerbaycan halk deyişi Pirî Reis’ten «Hedefteki Donanma»ya Bu eser bir hapishane anıları derlemesi değildir. Cem Gürdeniz’in eseri, tüm yaşamını adadığı Türk deniz gücünün kısaca tarihini, ama en önemlisi günümüzdeki önemini anlatan üst düzey bilimsel bir uluslararası ilişkiler eseridir. Cem Gürdeniz kitabını sadece kendi geniş tecrübesine değil, çok ciddi ve zengin bir bilimsel literatür tabanına da dayamıştır. Birinci sınıf bir asker olan sevgili komutanımızın bilimsel yanını merak ediyorsanız hemen kısaca eserlerine değineyim: İngilizce ve Fransızcaya sözlük yazacak kadar hâkim olan Gürdeniz Amiralim, Deniz Kuvvetleri Dergisi’nde 19792005 arasında 22 makale (1979 yılının kendisinin Deniz Harp Okulu’nden mezun olduğu yıl olduğunu belirteyim) ve dört kitap yayımlamıştır ki bu kitapların iki tanesi Deniz Kuvvetleri prestij eserleri arasındadır. Ben kendisini tanımadan önce eserleriyle tanışmış, «İngilizce/Türkçe ve Türkçe/İngilizce Deniz Terimleri Sözlüğü» (2001) adlı kitabından yararlanarak onu kütüphaneme almıştım. Gürdeniz Amiralim «Hedefteki Donanma» adlı kitabında aslında niçin bu kadar çok deniz subayının hapiste olduğunun gerçek nedenlerini anlatıyor (diğer kuvvetlerden hapsedilenlerin de çok benzer sebepleri vardır ki, mesela yakından tanıdığım Hava Kuvvetleri’nin kanadını kırma arzusunun temelinde, Türk hava gücünün birilerini korkutacak bir hız ve kalitede bağımsız bir vurucu güç haline gelmekte olmasının yarattığı korku vardır). Gürdeniz Amiralim önce Türkiye’nin konumunu ve burada denizlerin önemini, sonra da Osmanlı’dan beri güçlü bir deniz kuvvetlerimizin olmayışının başımıza açtığı dertleri özetliyor. Sonra da donanmamızın güçlenmesinin hikâyesiyle beraber, çevremizde at oynatmak isteyenlerin planlarını bozmak ve ülkemizi korumak için Deniz Kuvvetlerimizin yaptığı ve planladığı müdahaleleri izah ediyor. Harp Okulunda uluslararası ilişkiler bölümünde okumuş olan Gürdeniz Amiralim bu müdahalelerin veya müdahale planlarının gerek ABD ve gerekse de AB üzerinde yaptığı ürkütücü etkileri birinci elden bilmektedir. Kitabında bunların diplomatik aksülâmelleri açıklanarak Balyoz denilen ve artık neredeyse her gazetecinin yazdığı gibi uydurma olduğu bizzat bazı hükümet üyelerince de dile getirilen «delillerle» yürütülen bir davada nasıl Deniz Kuvvetlerinin vatanı savunma görevini yapmasının önüne geçilmesine çalışıldığı okuyucunun gözleri önüne seriliyor. Gürdeniz Amiralim «bize şu haksızlık yapıldı, bu haksızlık yapıldı» demiyor: İçeri girmeleriyle yaratıldığı neredeyse gündelik olarak yazılıp çizilen ve «dostlarımız» olan uygar dış ülkelerin bile artık sessiz kalamadığı bir «hukuk terörü» olmasaydı Türkiye’nin neler yapabilecek kudrette olduğunun altını çiziyor sadece. Gürdeniz Amiralimin kitabını hem askerliğe meraklı bir vatandaşı, hem de bir yerbilimci gözüyle okudum ve aklıma meşhur haritasının 500. yılını kutla(yama)makta olduğumuz merhum Pirî Reisimiz geldi. O Balyoz sanıklarından hem daha talihli, hem de daha talihsizdi: Daha talihliydi, çünkü 82 yaşına kadar devletine ve milletine hizmet edebilmişti. Bunun mükâfatı olarak bazılarının muhteşem dediği Sultan I. Süleyman tarafından boynu vurduruldu. Daha talihsizdi, çünkü öngördüğü gibi, devleti dünyayı öğrenemediği, denizlere egemen olamadığı için sonunda yok oldu. Eserinin ihtişamını yıkılan devletin harabeye dönmüş (evet Topkapı Sarayı, Atatürk onu ele alıp restore ettirene kadar, neredeyse bir yüzyıl önce terk edildiği için harabeye dönmüştü) saray kalıntısı içinde keşfetmek iki Almana kaldı. Pirî Reis’in gerçek katilleri, istedikleri rüşveti alamadıkları için onun hakkında uydurma hikâyeler icat ederek zaten entrikaya merakı nedeniyle değerli şehzadesi Mustafa’yı da kurban etmiş olan padişahı kandıran Basra ve Kahire valileri Kubat ve Mehmet Paşalardı. Düşünüyorum da acaba ne zaman Balyoz’da kolu kanadı kırılan ordumuzun gerçek düşmanlarını yakalayıp halkımıza teşhir edebileceğiz? Mahkemenin seyrini takip etmiş olanlar, bu işin elebaşılarını olmasa bile yardakçılarını tahmin etmeye başlamışlardır. Bu kişiler gerçek bir yargı önüne çıkarılana ve hapisteki komutanlarımızın onurları kendilerine, kendileri de milletimizin hizmetine iade edilene kadar milli vicdanımız kanamaya, uluslararası onurumuz da yerlerde sürünmeye devam edecektir. ARTIK YETER! Ergenekon’u her fırsatta dile getiren, ama Balyoz’dan hiç bahsetmeye yanaşmayan politikacılarımız da korkmasınlar: Haklıyı savunmakla darbeci olmazsınız. Sonuna kadar açılmış gözlerle ifade edilen korkulu bakışların evrimsel bir mantığı var. Çünkü gözlerin açılması, korkuyu ifade ettiği gibi görüş alanını da büyültüyor, diyor Toronto Üniversitesi psikologu Daniel Lee. Hatta bir kişinin yüzündeki korku ifadesi sadece görüş açısını genişletmekle kalmayıp, diğer insanlara da tehlikeyi haber veren bir sinyal görevini görüyor. Bu Korkulu bakışların evrimsel anlamı Nilgün Özbaşaran Dede CBT 1365/ 7 17 Mayıs 2013 Eritoran etki maddesinin, grip enfeksiyonu taşıyan farelerde görülen ölümcül akciğer hasarlarını önlediği tespit edildi. Maryland Üniversitesi Üniversitesi’nde Kari Ann Shirey ve Stefanie Vogel yönetiminde çalışan ekip, enflüenza bulaşmış fareleri söz konusu maddeyle tedavi ettikten sonra, Eritoran tedavisinin enfeksiyondan sonraki ikinci günde ölümlülüğü yüzde doksan düşürdüğünü görmüş. Eritoran, aşırı sitokin salgısına yol açan bağışıklık reseptörü TLR4’e karşı reaksiyon gösteriyor. Sitokin saldırısı akciğere zarar veren aşırı bir bağışıklık reaksiyonudur. Bu etki maddesi klinik testlerde başarılı olmuş, uzmanlar bu yüzden yakında grip veya diğer tehlikeli solunum yolları hastalıklarını tedavi edebilmeyi umuyor. Bir Japon firması bu etki maddesini, aşırı bağışıklık reaksiyonunun yine önemli bir rol oynadığı kan zehirlenmelerine karşı geliştirmişti. Fakat klinik testlerde Eritoran maddesinin kan zehirlenmesine karşı pek etkili olmadığı görüldü. Bu arada grip virüsü taşıyan farelerde TLR4’ün riskli akciğer komplikasyonlarında etkili olduğu ortaya çıkmıştı. Bu reseptörü taşımayan farelerin neredeyse hiçbiri grip yüzünden ölmüyordu. Shirey ve ekibi, TLR4 reseptörlerinin Eritoran ile bloke edilmesi halinde, farelerin gerçekten de gribin ölümcül komplikasyonundan korunduğunu görmüşler. Etki maddesi enfeksiyondan iki gün sonra farelere verildiğinde, on kemirgenden sadece biri ölmüş. Etki maddesi altıncı gün verildiğinde bile farelerin üçte biri hayatta kalmış. Oysa kontrol grubundaki farelerin yüzde doksanı ölmüş. Bununla birlikte etki mekanizması henüz kısmen açıklanabilmiş. (Nature). Ölümcül gribin ilacı mı?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle