27 Eylül 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Meslek Seçme Faciası Gençlerimizin geleceğini şekillendiren meslek seçme süreci bir facia.. Meslekler hakkında hiçbir temel bilgi yok. Meslek seçimlerinde ilgisiz listeler hazırlanıyor. Tercihler puanlara ve belli reçetelere göre yapılıyor. Derin Orhon Bilim Akademisi Üyesi ([email protected]) OKUMA YAZMA ÖZÜRLÜ ÜNİVERSİTELİLER ODTÜ’YE A’ DESIGN AWARD 20122013’TE 12 AYRI ÖDÜL Orta Doğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi, Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü öğretim görevlisi Dr. Hakan Gürsu ve ekibi Avrupa Birliği’nin Milano’da her yıl düzenlenen A’ Design Award yarışmasında 12 tasarım ödülü aldı. Dr. Hakan Gürsu ve ekibi; • Tamamen çevreci malzemeden üretilerek sayısız hayvan ve yaratık yapılabilen; hayal gücü ve yaratıcılığı geliştiren 72 parçalık Yaratıcı Ahşap Oyuncak Seti ile jüri ve genel oylamada %99’un üzerinde beğeni toplayarak, Oyuncak kategorisinde birincilik ve Platin Ödül; • Yenilikçi tasarımı ve aerodinamik özellikleriyle alanında öne çıkan Snow 66 metre Yelkenli tekne ile Yat ve Deniz Araçları kategorisinde birincilik ve Altın Ödül; • Güneş enerjisiyle çalışan bir balık yemi olarak derin sularda bile parlak LED ışığıyla kolay balık tutabilmeyi sağlayan Solar Rapala ile Tarım ve Balıkçılık kategorisinde birincilik ve Altın Ödül almaya hak kazandığı tasarımlarla öne çıktı. Ödüllü tasarımların yer aldığı yarışma linki ve Designnobis tasarımlarına; http://www.adesignaward.com/winners.php ve http://www.designnobis.com adreslerinden ulaşılabilir. G eçenlerde bir bilgi yarışmasına gözüm takıldı. Yarışan, Robert Kolej mezunu, üniversite seçme sınavını üçüncülükle kazanmış tıp tahsiline başlamış pırıl pırıl bir genç. Bunun üzerine programı biraz izlemek istedim. Sorulardan biri, “..Morg Sokağı Cinayeti ‘ kitabının ünlü yazarının dört seçenek arasından bulunması; birinci seçenek Edgar Allan Poe!.. Bu genç için peynir ekmek bir soru dedim. Ancak gencimiz başladı düşünmeye. Sunucunun “gerilim yazıları ile ünlüdür” ikazından sonra biraz daha düşünüp cevap verdi: “Charles Dickens”!?.. Cevap, üniversite seçme sınavının, okuma/yazma özürlü olarak yetişen gençler üzerindeki tahribatını çok güzel yansıtıyor [1]. Bu sınav kâbusundan sözde başarı ile çıkan gençler meslek seçebiliyor mu? Bu konuda sevgili arkadaşım Duygu Asena’ya yıllar önce bir bilgi notu vermiştim [2]. Maalesef hâlâ güncelliğini koruduğu için notu aşağıda özetliyorum: CBT 1359/ 9 5 Nisan 2013 Ortaöğretimden beklentiler ve devam eden sınav sistemi arasındaki uyumsuzluk ülkenin geleceği açısından çok temel bir eğitim sorunu. Öğrencilerin seçecekleri meslekler hakkında hiçbir bilgileri yok. Bu tür bilgiler ortaöğretimde verilmiyor. Kadeş Savaşının tarihi, bir entegral, bir böceğin bacak eklemleri meslek ve hayat bilgilerinden çok daha önde gidiyor. Yaşam bilgisi ve kültürü çok anlamlı bir konu olmasına karşın ilköğretimden sonra terk ediliyor. Üniversite giriş sınavı hazırlığı için çok büyük emek ve para harcanıyor ama tüm çabaların karşılığı olarak beklenti sadece öğrencinin üniversiteye girmesi; geçerli bir meslek sahibi olması değil. Ülkemizde, değişik meslekler tanıtan bilgiler, beklentiler yok denecek kadar az; ülkede ve dünyada 2000’li yılların önde gelen meslekleri ve yenilikçi alanlar ile çalışmalar yapılmıyor; bilgiler sağlıklı değil; tanıtım yetersiz. Sonuçta, öğrenciler meslek seçimlerinde ilgisiz ve anlamsız listeler hazırlıyor. Listeler sadece üniversitelerde bir yer kapmayı amaçlıyor. Listelerde, ekonomi ile tarih, fizik ile biyoloji alt alta sıralanıyor. Aday hem elektrik, hem inşaat hem de kimya mühendisi olmak isteyebiliyor. Başarılı öğrenciler de listelerini belli reçetelere ve günün modasına göre yapıyorlar. İşin kötüsü bu reçeteleri de, farkında olmadan daha önceki seçimleri ile, öğrenciler tanımlıyor. Bir dönem inşaat mühendisliği ve siyasal bilgiler, sonra tıp, daha sonra elektrik/ elektronik mühendisliği, şimdi de hukuk ya da işletme... Bu alanların geleceği ve sağlayacakları iş imkânları hiç önemli değil. Uygulamada, başarılı öğrenciler mesleği bir tarafa bırakıp daha iyi bir üniversite seçmeye çalışıyor. Birkaç puan yüksek olan kurum diğerine oranla daha iyi olarak algılanıyor. Oysa iyi üniversite kavramı meslek seçiminde geçersiz; sadece meslek dallarına göre iyi birimler, bölümler var. Yani, aynı üniversite bir alanda çok iyi iken, bir başka alanda da zayıf olabiliyor. Örneğin mühendislik alanlarında ABD’de 2012 yılı için yapılmış olan sıralamada Harward Üniversitesi 19. sırada yer alabiliyor – 1999 yılında 25. sı BU GENÇLERİ YETİŞTİREN SİSTEM rada ve bu sıralamayı kabulleniyor [3]. Bu değerlendirmeler her yıl basında yayımlanıyor. Her kurum çok iyi üniversite olduğunu idda ediyor; bunlar hiçbir bilimsel ve akademik esasa dayanmayan iddialar... Öğrenci bunların irdelemesini yapacak bilgiye, ailerler de bu görgüye sahip değil. YÖK bu konuya tamamen ilgisiz; halbuki, konu başarılı öğrencinin en iyi eğitime yönlenmesi açısından çok önemli. İngilizce öğretim veren bölümler ön plana geçmiş, öğrenci üniversiteyi meslek edinmek için değil, fakat yabancı dil öğrenmeye çalışmak için seçiyor. Halbuki, bir yıl hazırlık sınıfı ile yabancı dil öğrenmek mümkün değil. Türkiye’de meslek dalları itibarı ile üniversitelerimizin saygın bir mekanizma ile değerlendirilmesi ve bu bilgilerin öğrencilere sürekli sunulması ülkenin gelecekteki beyin yatırımı açısından kaçınılmaz ve geciktirilmemesi gereken bir zorunluluk. Bir kaç yıl önce sınavdan birinci çıkan bir gencimiz bana gelmişti. Konuşmamızın başında çok çalıştığını ve başarılı olmak için 34 yıl hiç kitap okumadığını övünerek vurguladı ve İstanbul ÜniversitesiCerrahpaşa’da tıp tahsili yapmak istediğini belirtti. Yaklaşık bir saat içinde Sabancı Üniversitesi’nde Mekatronik tahsili yapmaya karar verdi. Sonra üniversite ve meslek olarak ne seçti, bilemiyorum. Bana göre, gençlerimizin geleceğini şekillendiren meslek seçme süreci bir facia.. Ancak, sınav ve kayıt döneminde belki biraz konuşulacak ve sonra, ülkemizdeki tüm diğer önemli konular gibi, hemen unutulacak. [1] D. Orhon, ÖSS Faciası, CBT 1170, 15.08.2009 [2] D. Asena, Bu Köşenin Adı Yok, Milliyet gazetesi, 01.08.1999 DÜNYA GÖSTERGELERİ Dünyada sığınmacılar En fazla sığınma talebi hangi ülkelerden geliyor? Hangi ülkeler tercih ediliyor? Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin 21 Mart tarihinde yayımladığı rapora (http://unhcr.org/asylumtrends/UNHCR%20ASYLUM%20TR ENDS%202012WEB.pdf) göre 44 sanayileşmiş ülkeye sığınma talebinde bulunan Suriyeli sayısı geçen yıl üç katına çıkarak 25.000’e ulaşmış. Suriyelileri sayıca geçen tek ülke Afganistan (37.000). 2010 yılında AB ülkelerine seyahat kısıtlamasının kalkmasıyla birlikte 24.000 Sırp, sığınma talebinde bulunmuş. Dünyada sığınma talebinde bulunanların sayısı % 8 artarak 479.300’e ulaşmış. Bu, 2003 yılından sonraki en yüksek rakam. En fazla mülteci kabul eden ülke sıralamasında başı çeken ABD’ye, 2012 yılında 83.400 kişi sığınma talebinde bulunmuş. ABD’yi Almanya ve Fransa izliyor. Nüfus yoğunluğuna göre görece olarak en fazla sığınmacı talebini Malta alıyor. 2008 –2012 yıllarında her 1.000 kişiye 21.7 sığınmacı talebi düşüyor. Malta’yı İsveç ve Lichtenstein izliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle