24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

İmalat sanayii ihracatının teknolojik yapısı ve dış ticaret dengesi OECD’nin teknoloji sınıflandırmasından1 hareketle ihracatın ve dış ticaret dengesinin teknolojik yapısının çözümlenmesi: İmalat sanayi ihracatı esas olarak düşük ve orta teknolojilere dayalı gelişiyor, yüksek teknoloji ihracat değeri ise son derece marjinal... Türkiye imalat sanayii sadece düşük teknoloji içerikli sektörlerde net ihracatçı (dış ticaret dengesinin fazla verdiği), diğer tüm kategorilerde ise net ithalatçı... B. Ali Eşiyok, Türkiye Kalkınma Bankası’nda Kıdemli Uzman/Ekonomist Tablo: Teknoloji Düzeyine Göre Sektörlerin İhracat Payları (%)(ISIC, Rev.3) 15 Gıda ürünleri ve içecek 16 Tütün ürünleri 17 Tekstil ürünleri 18 Giyim eşyası 19 Dabaklanmış deri, bavul, el çantası, saraciye ve ayakkabı 20 Ağaç ve mantar ürünleri (mobilya hariç); hasır vb. örülerek yapılan mad. 21 Kâğıt ve kâğıt ürünleri 22 Basım ve yayım; plak, kaset vb. 36 Mobilya ve başka yerde sınıflandırılmamış diğer ürünler Düşük Teknoloji 23 Kok kömürü ve rafine edilmiş petrol ürünleri 25 Plastik ve kauçuk ürünleri imalatı 26 Metalik olmayan diğer mineral ürünlerin imalatı 27 Ana metal sanayii 28 Makine ve teçhizat hariç; metal eşya sanayii 351 Deniz taşıtlarının yapımı ve onarımı DüşükOrta Teknoloji 2411 Ana kimyasal maddeler 2412 Kimyasal gübre ve azotlu bileşikler 2413 Sentetik kauçuk ve plastik hammaddeleri 2421 Pestisit (haşarat ilacı) ve diğer ziraikimyasal ürünler 2422 Boya, vernik vb. kaplayıcı maddeler ile matbaa mürekkebi 2424 Sabun ve deterjan, parfüm vb. 2429 Başka yerde sınıflandırılmamış kimyasal ürünler 2430 Suni ve sentetik elyaf 352 Demiryolu ve tramvay lokomotifleri ve vagonları 359 Başka yerde sınıflandırılmamış ulaşım araçları 29 Başka yerde sınıflandırılmamış makine ve teçhizat imalatı 31 Başka yerde sınıflandırılmamış elektrikli makine ve cihazların üretimi 34 Motorlu kara taşıtı, römork ve yarırömork üretimi Ortaİleri Teknoloji 2423 Eczacılıkta ve tıpta kullanılan kimyasal ve bitkisel kaynaklı ürünler 353 Hava ve uzay taşıtları imalatı 30 Büro, muhasebe ve bilgi işlem makineleri 32 Radyo, TV, haberleşme teçhizatı ve cihazları 33 Tıbbi aletler, hassas ve optik aletler ile saat imalatı Yük s ek Tek nol oj i Kaynak: OECD sınıflandırmasından ve TÜİK veri tabanından hareketle kendi hesaplamamız. 2008 5.2 0.2 9.0 9.2 0.5 0.4 0.8 0.1 2.8 2 8 .3 5.9 3.8 3.5 18.0 4.4 2.1 3 7 .7 1.0 0.2 0.5 0.1 0.3 0.8 0.3 0.4 0.0 0.1 7.8 4.0 15.5 3 0 .9 0.4 0.5 0.1 1.8 0.3 3 .1 2009 6.2 0.3 10.0 10.1 0.5 0.5 1.0 0.2 2.9 3 1 .7 3.8 4.2 3.9 15.8 4.7 1.9 3 4 .4 1.1 0.1 0.6 0.1 0.3 1.0 0.3 0.4 0.1 0.1 8.5 4.3 13.5 3 0 .4 0.5 0.5 0.1 2.0 0.4 3 .5 2010 6.4 0.3 10.4 10.1 0.6 0.5 1.1 0.1 3.1 3 2 .6 3.9 4.6 3.8 13.7 4.7 1.1 3 1 .8 1.5 0.2 0.7 0.1 0.3 1.0 0.4 0.6 0.0 0.1 8.6 4.6 14.1 3 2 .2 0.6 0.4 0.1 1.8 0.4 3 .4 2011 7.1 0.2 10.3 9.2 0.6 0.5 1.1 0.1 3.2 3 2 .3 4.9 5.0 3.2 13.5 4.9 1.0 3 2 .5 1.6 0.2 0.7 0.1 0.4 1.0 0.4 0.5 0.1 0.1 8.8 4.7 13.5 3 2 .0 2 0.5 0.4 0.1 1.7 0.4 3 .1 2012 6.6 0.3 9.3 8.4 0.6 0.5 1.1 0.1 3.5 3 0 .4 5.0 4.5 2.9 20.3 4.6 0.6 3 7 .8 1.4 0.2 0.7 0.1 0.4 1.0 0.4 0.4 0.1 0.1 8.3 4.1 11.3 8 .4 0.5 0.5 0.1 1.8 0.4 3.4 Dünya ekonomisinde 1970’li yılların ortasından itibaren giderek şiddetlenen krize karşı 1980’li yılların başından itibaren neoliberal yeniden yapılanma politikaları uygulanmaya konmuştur. Yeniden yapılanma politikaları; kamu harcamalarının kısılması, işgücü piyasalarında deregülasyon ve özelleştirme gibi araçlarla uygulamaya aktarılırken, İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemden başlayan ve 1970’li yılların ortasına kadar süren (“altın çağ” boyunca işçiler ile işverenler arasında Fordist/Keynesçi uzlaşma te melinde kurulan) ittifakın da bozulması ile sonuçlanmıştır. Krizle birlikte Türkiye ekonomisinde 24 Ocak İstikrar Programı ile gündeme gelen IMF denetimindeki istikrar programının temel amacı, ekonominin dışa açılması yanında, uzun dönemde dünya ekonomisi ile bütünleşmesini de hedeflemiş, uluslararası işbölümü çerçevesinde iktisadi paradigmada köklü bir değişim gerçekleşmiştir. Sanayileşme sürecinde 1930’lu yıllarda devlet öncülü ğünde, 1960’lı ve 1970’li yıllarda ise özel sektör kamu işbirliği sonucunda azımsanmayacak bir birikim elde edilmesine rağmen, sanayinin mevcut teknolojik düzeyi dışa bağımlı ve ortalama olarak düşük kalmıştır. 1980’li yıllarda uygulamaya konan dış açık politikalar, bir normatif ifade olarak, tedricen ve önceden tüm bileşenleri ile tanımlanmış bir sanayileşme stratejisine dayandırılmış olsa idi, sanayinin günümüzde karşılaştığı ve giderek kristalize olan maliyetleri görece daha az olabilecekti. Dışa açılma ile birlikte, teknolojik gelişmenin yol açacağı verimlilik artışlarına dayalı bir rekabet gücü gündemde olmayınca en kolay yola başvurulmuştur: Tarımın göreli fiyatları dramatik ölçülerde düşürülürken, yüksek enflasyon koşullarında reel ücretlerin düşürülmesi sağlanmıştır. Başka bir ifadeyle, dışa açılmanın ilk maliyetini büyük ölçüde tarım ve ücretliler göğüslemiştir. Bu gelişme ücret geliri elde edenlerin tüketim talebinin daralmasına neden olurken, reel ücretlerin düşmesi ve artan kârlar birikim düzeyini artırmamış, imalat sanayinin üretim, dolayısıyla ihracat yapısı temel olarak teknolojik içeriği düşük sektörlere dayalı gelişmiştir. Bu yazıda OECD’nin teknoloji sınıflandırmasından1 hareketle ihracatın ve dış ticaret dengesinin teknolojik yapısının çözümlenmesi amaçlanmaktadır. Bu çerçevede hazırlanan ve imalat sanayi ihracatının teknolojik düzeyini gösteren Tablo 1 incelendiğinde, imalat sanayi ihracatının esas olarak düşük ve orta teknolojilere dayalı geliştiği, yüksek teknoloji ihracat değerinin ise son derece marjinal kaldığı görülmektedir. Buna göre 2012 yılı itibariyle düşük teknoloji içerikli sektörlerin ihracat payı %30.4 gibi son derece yüksek bir oranda gerçekleşirken, yüksek teknoloji içerikli sektörlerin ihracat payı %3.4 ile sınırlı kalmıştır. Yüksek teknoloji içerikli sektörlerin ihracat payının düşük olmasına karşın, bu yapının zaman içerisinde değişmediği 20082012 arasındaki tüm yıllarda %3 eşiğini aşamadığı görülmektedir. Başka bir ifadeyle, Türkiye imalat sanayi ihracatı teknoloji içeriği düşük harcı âlem sektörlere dayalı gelişirken, bu olumsuz tabloyu aşacak bir dönüşümün de yaşanmadığı izlenmektedir. Teknoloji düzeyine göre imalat sanayinin dış ticaret dengesini gösteren Tablo 2 incelendiğinde ise, Türkiye imalat sanayinin sadece düşük teknoloji içerikli sektörlerde net ihracatçı olduğu (dış ticaret dengesinin fazla verdiği), diğer tüm kategorilerde ise net ithalatçı olduğu görülmektedir. Buna göre imalat sanayi 2002 yılında sadece düşük teknolojilerde 20,207 milyon dolar net ihracatçı iken, yüksek teknoloji kategorisinde 17,772 milyon dolar, ortaileri teknoloji kategorisinde 33,029 milyon dolar ve düşükorta teknoloji kategorisinde ise 2,374 milyon dolar net ithalatçı gözükmektedir. İmalat sanayine ilişkin bu bulgular Türkiye’nin dışa açık politikalar çerçevesinde düşük profilli sektörler çerçevesinde dünya ekonomisine eklemlendiğini, imalat sanayinde son yıllarda gerçekleşen dış ticaret açıklarının sanayinin bu olumsuz yapısından kaynaklandığını ortaya koymaktadır. Sonuç olarak, 1980’li yıllarda gündeme gelen dışa açık ekonomi altında ihracatta önemli artışlar (bölüşüm ilişkilerinin ücretler ve tarımın aleyhine dramatik ölçülerde bozulması sonucunda) yaşanmasına karşın imalat sanayinde gerçekleşen ihracat artışının esas olarak düşük ve orta teknolojilere dayalı geliştiği görülmektedir. Başka bir ifadeyle, 1980’li yıl CBT 1359/ 14 5 Nisan 2013
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle