Katalog

SON ARAŞTIRMALAR İngiliz bilim kadınının uzaylı modeli işaret ediyor, diyor Toronto Üniversitesi Hospital for Sick Children kurumundan Jing Wang. Özellikle de hipokampüs zihinsel yeti için önemli bir rol oynar ve Alzheimer ve inme gibi hastalıklarda da özellikle bu bölge tehdit altındadır. Metformin bu beyin bölgesinin yenilenme yetisini güçlendirmekte ve bu nedenle de zararları önleyebilir diyor araştırmacılar. Daha önceleri de diyabet nedeniyle Metformin alan hastalarda Alzheimer semtomlarının hafifçe gerilediği görülmüştü. Fakat bu durum o zamanlar daha iyi kan şekeri seviyesi ve diyabet hastalığının tedavisine bağlanmıştı. Oysa şimdi ilacın diyabet üzerindeki etkisinden bağımsız olarak yeni beyin hücrelerinin büyümesinden sorumlu olduğunu anladık, diyor bilim insanları. En büyük avantaj ise ilacın zaten satılıyor olması, ayrıca sayısız diyabet hastasından da ilacın iyi tolere edildiği biliniyor. Bilim insanlarının insana ait sinirsel kök hücre kültürleriyle gerçekleştirdikleri deneyler sonucunda, Metformin’in sinirsel kök hücrelerindeki özel bir metabolizma yolunu etkinleştirdiği görülmüş. Bu sinyal hücrelerin bölünerek, çeşitli beyin hücreleri olarak gelişmelerine yol açıyor, diyor bilim insanları. Araştırmacılar yetişkin farelere otuz sekiz gün boyu her gün kilogram başına 200 mg’lık doz aşılamışlar. Bu şekilde Metformin’in özellikle de farelerin hipokampüsündeki beyin hücrelerinin gelişimini uyardığı ortaya çıkmış. ğı çok hafif belirtilerle atlatmışlar. Hatta fareler için normalde ölümcül olan virüs dozu bile kemirgenleri öldürememiş. Grip virüsleriyle temas edildiğinin bilinmesinde, tedaviler doğrudan doğruya virüs üzerinde etkili oluyor. Ama bunlar güvenirli değildir ve genelde virüs bu tedavilere karşı direnç kazanıyor, diyor San Diego Eyalet Üniversitesi’nden Joy Phillips. İşte EP67 tam da bu durumlarda kullanılacak bir ilaç olabilir. Protein virüsü hastalık belirtilerinin ortaya çıkmasından önce öldürebilir diyor Phillips ve ekibi. Proteinin etkisi grip virüsü aşılanan farelerle test edilmiş. Kemirgenler grip enfeksiyonuna yakalandıklarında genelde ağırlıklarının yüzde yirmisini kaybediyor. Fakat grip virüsünün bulaşmasından yirmi dört saat sonra farelere EP67 aşılandığında sadece yüzde altısını kaybetmişler. Hatta ölümcül dozda grip virüsü aşılandığında bile protein işe yaramış. Nor Uzaylılarla ilgili tüm tahminlerinizi bir tarafa atın. Üç gözlü yeşil adamlar ya da dört kollu ve dört bacaklı yaratıkların hiçbiri İngiliz uzay araştırmacısı Dr. Maggie AderinPocock’un simülasyonlarındaki uzaylıya benzemiyor. Aynı zamanda BBC2 bilim yönetmeni olan AderinPocock, dünya dışı canlılar konusunu enine boyuna düşünerek, bir sanatçının yardımıyla uzaylıların gayet ayrıntılı robot resimlerini çizdirtti. Yaratık ilk bakışta uzantılarında bir tür soğana benzeyen yumrular bulunan medüze benziyor. Bunlar dikey hareketlerden sorumlu. Vatozunkine benzer dev ağızdan atmosferdeki kimyasal maddeler alınıyor. Kırk dört yaşındaki bilim kadınının bu tarifi elbette ki boş hayallere dayanmıyor. Yaşamın mümkün olabileceği koşullar hakkında ne kadar fazla bilgi edinirsek uzaylılar hakkında o kadar iyi tahminler yürütebiliriz. Bunlar örneğin Satürn’ün uydusu Titan gibi sıvı metan atmosferinde bile yaşayabilirler, diyor. AderinPocock. Halihazırdaki bilgilere göre yaşamın varlığı için karbon ve su mutlaka gerekli. Ama bazı bilim insanları silisyum bazlı yaşam biçimlerinin de var olabileceğini düşünüyorlar. AderinPocock evrende toplam dört uzay uygarlığının bulunduğuna inanıyor. CBT 1322/ 6 20 Temmuz 2012 Diyabet ilacı Metformin’in beyin üzerinde sürpriz etkisi keşfedildi ve bu olumlu etki Alzheimer ve diğer nörolojik hastalıkların tedavisinde yardımcı olabilecek. Çünkü diyabet ilacı yeni beyin hücrelerinin büyümesini uyararak, belleği güçlendiriyor. Kanadalı bilim insanları bu sonuca fareler ve insandan alınan hücrelerle ulaştılar. Farelere bir ay boyu Metformin aşılandığında özellikle de bellek için önemli olan hipokampüs bölgesindeki beyin hücreleri artmış. Ve fareler labirent deneylerinde aşılanmamış farelere kıyasla daha başarılı olmuşlar. Bu durum Metformin’in yeni beyin hücrelerinin büyümesini teşvik ettiğini ve mekânsal belleği iyileştirdiğini gösteriyor, diyor bilim insanları Cell Stem Cell dergisinde. İnsana ait sinirsel kök hücre kültürlerinde de Metformin’in yeni beyin hücrelerinin gelişimini tetiklediği görülmüş. Sonuçlarımız Metformin’in insandaki nörolojik hastalıklar için terapötik stratejilerin temelini oluşturabileceğine Diyabet ilacının sürpriz etkisi Amerikalı bilim insanları bağışıklık sistemini enfeksiyonla savaşmaya tetikleyen yapay protein ürettiler. “EP67” sayesinde bedenin savunma sistemi hastalıkla daha iyi savaşacağı gibi semptomlar ortaya çıkmadan da virüsü öldürebilecek. Bu durum farelerle gerçekleştirilen deneylerle kanıtlandı. Grip virüsüyle enfeksiyon kapan farelere yirmi dört saat sonra EP67 aşılanınca, savunma sistemleri daha etkili oldu diyor araştırmacılar PLoS ONE dergisinde. Fareler hiç hastalanmamışlar ya da hastalı Yapay proteinle enfeksiyon savaşı malde tüm fareler ölürken, protein aşılandığında kemirgenlerin hepsi hayatta kalmış. EP67 bugüne kadar aşılarda yardımcı madde olarak kullanılan sentetik bir proteindir. Phillips ve ekibi şimdi proteinin tek başına bile etkili olabildiğini gösterdi. EP67, bedende bulunan ve iltihap süreçlerinde ve bakteri, virüs ve mantar enfeksiyonlarına karşı mukozada önemli bir rol oynayan C5a maddesiyle aynı etkiyi yapıyor. İşi ilginç yanı ise protein etkisinin hastalık etkeninin türünden tamamen bağımsız olarak işliyor olması. Nitekim protein aslında virüse karşı değiş bağışıklık sistemine karşı etkili. Amerikalılar uzun süren güneş banyosundan sonra insanların niçin güneş yanığına sahip olduklarını buldu. Güneş ışığının kızılötesi ışınları nasırlı tabaka hücrelerindeki küçük bir RNA molekülüne zarar veriyor. Değişime uğrayan bu molekül, cildin iltihaplanmasına yol açıyor. Bunun sonucunda ise güneş yanığının tipik semptomları ortaya çıkıyor. Sonuç, hücre kültürleri ve farelerle gerçekleştirilen testlerle elde edildi. Bozulmuş RNA molekülünün farelere aşılanması, kızılötesi ışınların etkisinde kalmayan farelerde bile güneş yanığının oluşmasına neden olmuş. Gözlemlerimiz kızılötesi ışınının etkisini anlamak ve zararları engellemek için yepyeni tedavi imkânı sundu, diyor Kaliforniya Üniversitesi’nden (San Diego) Richard L. Gallo Nature Medicine dergisinde. Tıp artık örneğin hastalık derecesinde ışığa duyarlı olan cilde sahip insanlara yardımcı olabilecek. Mekanizma ayrıca cilt kanserinin oluşum sürecine de önemli bir bakış açısı sunuyor. Bugüne kadar kalıtım molekülü DNA’da özellikle de kızılötesi ışına bağlı zararlar melanomun baş nedeni olarak biliniyordu. Son araştırma, değişime uğrayan RNA moleküllerinin de rol oynayabileceğini gösterdi. Nitekim bu etkinleşen maddeler ve reaksiyonlar tümörü tetikleyici olarak kabul edilir. Güneş yanığının başlıca sorumlusu güneşteki UVB ışınıdır. Gerçi bu tüm güneş ışınlarının çok küçük bir parçasını oluşturmakta, fakat bu kısa dalgalı ışınlar cildin derinliklerine kadar işleyerek, cildin sadece bronzlaşmasına değil yanmasına de neden olurlar. Bu iltihap reaksiyonunun sonucunda cilt kızarır, yanar ve sıcaklık hissedilir, en kötü durumda kabarcıklar bile oluşabilir. Güneş yanığının mekanizması çözüldü ULTRASON, RADYOTERAPİYİ DAHA ETKİLİ HALE GETİRİYOR Kanadalı bilim insanları tümörlere karşı yeni tür bir ultrason tedavisi geliştirdi. Bildik radyoterapiyle birleştirildiğinde on misli fazla kanser hücresi ölüyor. Sonuç kanser hastası farelerle gerçekleştirilen deneylerle elde edildi. Yeni yöntemde ilk önce kan dolaşımına minik gaz baloncukları veriliyor. Bunlar kanla tümörün ince damarlarına ulaşıyor. Baloncuklar ultrasonun etkisiyle titremeye başlıyor ve en sonunda da patlıyor. Bu süreç tümör damarlarını bozarak çevredeki kanser hücrelerinin ölmesine neden oluyor (Proceedings of the National Academy of Sciences). Toronto Üniversitesi’nden Gregory Czarnota ve ekibine göre tümörün öldürülmesi için gerekli ışın dozu ultrason tedavisi sayesinde önemli ölçüde düşürülebiliyor da. Bu durum bu tür tedavilerdeki yan etkileri de azaltıyor. Farelerle gerçekleştirilen deneyler sırasında normalde etkisiz olan dozun bile ultrason tedavisiyle birleştirilmesi halinde tümörlerin küçüldüğü görülmüş. Ayrıca bu kombine tedaviyle iyileştirilen fareler arasında hayatta kalanlar daha fazlaydı. Yeni yöntem şimdiye kadar insandan alınan prostat tümörü aşılanmış farelerde test edilmiş henüz. Fakat araştırmacılar tedavinin diğer kanser türlerinde ve insanda da etkili olacağını düşünüyorlar. Radyoterapide kanser hücrelerinin kalıtımı yüksek ışın dozu yüzünden o kadar çok zarar görüyor ki hücreler ölüyor. Oysa yeni ultrason yöntemi tümördeki mikro damarlar üzerinde etkili. Tümörlerin içinden dallanıp budaklanarak geçen bu çok ince damarlar hücrelere kan taşıyor. Biz bu mikro damarlara mekanik olarak zarar veren bir yöntem tercih ettik, diyor Czarnota. Titreşen mikro baloncuklar, hücre damarlarının iç cidarlarına zarar verince bunlar ölüyor ve damarlar bozuluyor. Bunun sonucunda ise çevredeki tümörler yeterli kan alamadıkları için teker teker ölmeye başlıyor.