Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Sağlık Gülüşünüzde plastik cerrahi Bu ameliyatlar ile sadece bireyin daha estetik gülümsemesi değil, tüm yüzün daha güzel bir görünüşe kavuşması mümkün olur. Prof. Dr. Reha Yavuzer, Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi Plastik Rekonstruktif ve Estetik Cerrahi Bölümü T üm dünyada son beş yıl içerisinde ekonomik durgunluk her sektörü derinden etkilerken, estetik sektörü tüm dünyada ve her ülkede yükselişine devam ediyor. Yapılan çalışmalar 2015 yılı ile birlikte estetik cerrahinin tam bir patlama noktasına geleceği ve tüm dünyada 55 milyon kişinin estetik cerrahi operasyonu yaptıracağı şeklinde. Güzel olmak, güzel hissetmek, güzel görünmek yaşamımızın en doğal parçası halini aldı. Bir arkadaşımızın bir estetik cerrahi operasyonu geçirmiş olması günlük doğal bir olay artık. Peki güzel bir gülümsemede saklı olan plastik cerrahi girişimleri neler olabilir? Estetik cerrahi ve plastik cerrahi uygulamalarını kabaca ikiye ayırmak mümkün. Ana kısım ameliyatlar. Ameliyatlarda çesitli kesiler yapılarak dokularda değişiklikler elde edilmekte. Diğer kısımı ise minimal girişimsel yaklaşımlar veya ameliyat dışı yaklaşımlar diye adlandırdığımız yöntemler. Bu ameliyatsız uygulamaların başında elbette botoks olarak bilinen botulinum toksin A uygulamaları geliyor: Onu ise hyaluronik asit veya hidroksiapatit denilen dolgu uygulamarı takip ediyor. İş arası estetik mola ile daha güzel bir ağız çevresine sahip olmak isteyenler için neler var? İş arası estetik molasında akla ilk önce botoks geliyor. Peki botulinum toksin nedir? Botulinum toksin clostridium denilen bir bakterinin toksinidir. Çok kuvvetli bir toksin olan bu madde tıpta sadece estetik amaçlı değil, pek çok konuda göz hastalıkları, nöroloji, üroloji, genel cerrahi ve fizik tedavide yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu uygulama sadece kırışıklıkların veya kaz ayaklarının düzeltilmesi için değil, aynı zamanda giderek artan oranda terleme sorunu ve migren tedavisinde de kullanılmakta. Bu da kozmetik amaçlı başvuran kimi hastalarda ek bir fayda olarak karşımıza çıkıyor. Kas şekillendirmede oldukça hassas ve etkin bir uygulama olan botulinum toksin, iş arasında verilen 10 dakikalık bir molada gerçeklestirilebilecek kadar kolay bir yöntem. 10 dakikalık bu uygulama sonrası, birey işine geri dönebilmekte ve plastik cerrahi ile ortalama 46 ay sonra görüşmek üzere ayrılmakta. Botulinum toksin uygulaması yüzdeki istenmeyen kırışıklıkları gideriyor ama gülüşümüzde ondan nasıl faydalanmak mümkün? Genç ve çekici bir gülümseme de üst çene dişlerimizin görünürlülüğü çok önemlidir. Kimi bireylerde görünen kısım o kadar fazladır ki, kişi güldüğünde diş etleri bile gözükür “gummy smile” olarak bilinen bu durumda dudağı yukarı çeken kasların botulinum toksin ile modüle edilmesi bu görüntüyü ortadan kaldırarak estetik olarak çok daha güzel bir görüntü sağlar. Üst dudaktaki dikey kırışıklıklar sigara çizgisi olarak da bilinir. Bu ince kırışıklıkların azaltılmasında yapılan çok düşük doz uygulamalar ile üst dudağın daha genç bir görüntüye kavusması mümkün olur. Ağız köşesi zaman içerisinde yerçekiminin de etkisiyle aşağıya doğru yön değiştirir ki bu yüze genel olarak üzgün ve mutsuz bir görüntü verir. Boyun kaslarına ve ağız köşesini aşağıya doğru çeken kaslara yapılan uygulamayla ağız köşesine hafif bir gülümsüme etkisi vermek mümkün olur. Dolgunlukla gelen güzellik Bir de dolgular var. Özlerinde hyaluronik asit veya hidroksi apatit barındıran bu dolgular adeta tıbbi bir çimento görevi görmekte. Hyaluronik asit doğal kollajenimizi oluşturan ana yapı taşlarından biridir. Dolgu enjeksiyonlarıda yine iş arası estetik uygulamalar sınıfına girebilmektedir. Dolgular verildikleri yeri doldurup kırışıklıkların azalmasına, çene ucu, elmacık kemiği gibi yapıları belirginleştirmekte kullanılabilmektedir. Dolgularda yavaş yavaş azalarak vücut tarafından parçalanarak kaybolmaktadır. Kullanılan dolgulara göre bu malzemelerin kalıcılık süresi daha yüksek bir değişkenlik göstermektedir. Dolgular aynı zamanda bölgede su tutarak cildin nemlenmesine ve yeni kollajen yapılmasına neden olmaktadır. Ağız çevresinde dolgu kullanımı estetik bir görüntüde çok önemli rol oynamaktadır. Ağız çevresindeki kırışıklıkların doldurulması yanında, alt ve üst dudak kalınlığının arttırılması ve şekillendirilmesinde de yine dolgular plastik cerraharın sık baş vurduğu yöntemlerden biridir. Kişilerin en büyük korkusu gereğinden fazla verilmesiyle doğal olmayan abartılı dudaklara sahip olmak. Bu korkulara artık son vermek mümkün, sadece tek seferde işlemin tamamını yapmak yerine aşamalı tedaviler ile aşırı dozdan kaçınmak mümkündür. Cerrahi ile Güzelleşen Gülümseme Baş döndürücü bir hızla teknoloji ilerlemekte ve tıp da bundan nasibini almakta. Plastik cerrahi teknik, teknoloji, bilgi sanat ve el becerisinin aynı kapta harmanlanıp tek bir ürün haline geldiği bir dal. Plastik cerrahide teknolojik yenilikler yerini hızla alıyor, bunlar arasında ilerlemiş anestezi teknikleri, yapılan ameliyatların riskinin cok daha azalmasını ön plana çıkarıyor. Artık eskisi gibi ameliyatlar çok ağrılı ve sıkıntılı geçmiyor. Anestezi, ağrı kesici ve bakım ürünlerinin gelişmesi hasta konforunda belirgin olarak bir artışa neden olmaktadır. Çoğu hasta ameliyatlarını güven içerisinde oluyor ve ameliyat sonrasında çok rahat bir iyileşme periyodu geçiriyor. Artık iyileşme süreleri çok daha hızlı ve rahat geçiyor. Ameliyatlardan sonra bireyler çok daha kısa zamanda normal yaşantılarına dönebiliyorlar. Tabi ki bu durum iyi ve eğitimli bir hekimin, iyi bir hastane koşullarında gerçeklestirdiği ameliyatlar için geçerli. Hastaların gerek doktor seçiminde gerekse hastane seçimininde çok titiz davranmaları, seçimlerinde fiyat faktörünü tek başına değerlendirmemeleri çok önemli. Fiyattan çok fazla ödün verilmesi kaliteden de ödün verilmesini beraberinde getiriyor bunu unutmamak gerekir. En önemli gelişme nedir diye sorarsanız bu sorunun cevabı ise teknoloji değil kesinlikle. Plastik Cerrahi’de 2000’li yılların en önemli gelişmesi bence estetik anlayışımızın artık çok daha olgun ve zarif olması. Abartılı ve yapay ameliyat sonuçlarının hem plastik cerrahlar hem de toplum tarafından beğenilmemesi aslında bunun en güzel göstergesi. Baktığı zaman bir bütünü görebilen plastik cerrahlar, hastalarına daha bütünsel bir yaklaşım yapabilmekte ve estetik normların daha iyi oluşabilmesi amacıyla hastalarına kombine işlemleri önerebilmekte. Artık amaç bir ameliyatı gerçekleştirebilmek değil, gerçekten bir heykeltraş gibi bedene daha iyi bir şekil verebilmek. Elinde bıçak tutan bu heykeltraşın elbette bilim ana yol göstericisidir. Bu noktada hastanın malzemesi olan dokuları ve iyileşme özellikleri de çok önemli belirleyici kriterler arasındadır. Artık katalogdan resim seçim isteme dönemi bitti. Bunun gerçekçi olmadığı, tam aksine yanıltıcı oldugu bilimsel arenada tespit edilmiş durumda. Her estetik girişim o kişiye, o kişinin özelliklerine özel. Bu nedenle estetik işlemlerden sonra her zaman ileriye doğru adım atılıyor ancak filmlerde olduğu gibi sizi bambaşka bir kişi haline getirmiyor. Bu olgunlaşan ve çok daha gerçekçi beklenti ve görüşlerle daha başarılı estetik cerrahi sonuçları her gün aramızda bulunan pek çok arkadaşımızın veya tanıdığımızın başvurduğu bir yöntem. Günümüzde çevremizdeki estetik cerrahi işlemi yaptırmış pek çok kişiyi onlar söylemediği takdirde anlamıyoruz, doğal sonuçları toplumumun tarafından algılanmadan sosyal yaşamımızın bir parçası halini almıştır. Bu bilgiler ışığında hangi cerrahi yöntemler ağız çevresınde ve gülüş estetiğimize katkıda bulunuyor? Yüzde profilimizin, ağız ve yüzün diğer bölgelerinin oransal olarak çok daha dengeli yapılandırılmasında ortognatik cerrahi dediğimiz ve çene kemiklerimizin kesilerek ileri, geri, aşağıya veya yukarı doğru hareket ettirilerek tespit edildiği ameliyatlar dikkati çekmektedir. Bu ameliyatlar öncesinde kişiler, diş hekimi ve plastik cerrahlarla ortak olarak değerlendirilmekte ardından yapılacak ameliyat projelendirilerek gerekli hesaplamalar yapılmaktadır. Bu süreç içerisinde ortodonti tedavisi ile dişler ameliyata hazırlanmakta; sonrasında da ihtiyaca göre bazen tek çeneye bazen de her iki çeneye birden girişimde bulunulmaktadır. Bu ameliyatlar ile sadece bireyin daha estetik gülümsemesi değil, tüm yüzün daha güzel bir görünüşe kavuşması mümkün olur. Dudak kalınlaştırma işlemlerini kalıcı olarak isteyen bireyler için dizayn edilmiş ameliyatlar mevcut. Bu cerrahi girişimleri ağız içerisinden yaparak dudakta kalıcı kalınlaştırma elde edilmekte. Ağız çevresindeki önemli estetik ameliyatların bir diğeri ise çene protezleri. Ağız içerisinden yapılan bu ameliyatlar ile önceden yapılan ölçümler çerçevesinde çene gerek boyut olarak arttırılabilmekte gerekse şeklinde değişiklik gerçekleştirilebilmektedir. Bu uygulamaların boyun bölgesine de pozitif etkisi bulunur. Kısaca güzel bir gülümseme de plastik cerrahınızla paylaşacağınız pek çok sırrınız olabilir Geçen hafta bu sayfada yayımlanan“Checkup” yazısını Durmuş Gümüş değil, Dursun Sevinç yazmıştır. Bu yanlışlıktan dolayı okurlarımızdan ve yazarımızdan özür dileriz. Özür ve düzeltme: CBT 1345/ 17 28 Aralık 2012