Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İktidarın Coğrafyası: Küresel Ekonomi Politik Nasıl Yaratıldı(*) Serdar Şahinkaya (**) Özgür Üniversite Yayınları arasında Nisan ayında yayınlanan kitabın yazarı Richard Peet, ABD’deki Clark Üniversitesi’nde Coğrafya Profesörüdür. Focus on the Global South’ın Başkanı Wallden Bello kitap için, jeopolitik gerçekleri sınıfsal yapılar, ulus devlet ve küreselleşme ile karşılıklı ilişkileri içinde ele alıp gün yüzüne çıkarak mükemmel bir iş başarmış. Aktardığı değerli bilgiler ve kışkırtıcılığıyla eylemciler için olduğu kadar araştırmacılar için de mutlaka okunması gereken bir kitap değerlendirmesinde bulunuyor. Giriş: İktidarın Coğrafyası İçin Kavramlar, Ekonomik İktidar, İdeolojik İktidar, Siyasi İktidar, AltHegemonya/Güney Afrika, KarşıHegemonya, Üç ‘Neo’gibi yedi alt başlıktan oluşan bu çalışmada, güncel küresel iktisat politikalarının hangi kurumlar tarafından, hangi ideolojik bağlılıklarla oluşturulduğu ve ne şekilde uygulandığı incelenmekte. Yazar, IMF ve Dünya Bankası gibi kuruluşlar 2,5 miyardan fazla insanın geçiminin denetlenmesiyle ilgili olarak oynadığı temel rolleri açıklamakta ve neoliberal iktisadi politikanın Kuzeyde seçimle değil atama yolular görevlendirilen ve hesap vermek zorunda olmayan birkaç bin uzman (!) tarafından uygulandığı ve bu uzmanların yoksullara katlanılabilir yaşam şartları sağlamakta başarı gösteremediklerini ortaya koymakta. Kitap, hegemonyacı iktidar merkezlerinde yoğunlaşmış çok güçlü kurumlar aracılığıyla uygulanan yeni bir iktidarın coğrafyası teorisini eleştirmekte. Bu teorinin yapıları, merkezleri ve mekanizmaları açıklanmakta, düşünsel temelleri eleştirilmekte, demokratik olmayan yargıları deşifre edilmekte. Sonuç bölümündeki ileriye taşınabilecek politika alternatifleriyle de neoliberal ideoloji karşıtlarına tıpkı Profesör H.J Chang’ın yaptığı gibi yeni bir el kitabı sunmaktadır. New York Üniversitesi The Center For Place, Culture and Politics’den Neil Smith kitap için; Marx ile Foucault’yu birleştirip ikisinden de daha dolaysız yazan Richard Peet günümüzün küresel ekonomi politikasının yapısını keşfetmek isteyenler için bir toplumsal kuram ortaya koyuyor. Büyük teorinin ışığında deneye dayalı etkileyici ayrıntıların yer aldığı bu kitap dünyanın günlük iş dünyasına ilişkin araştırma ve haber başlıklarının gerisindeki ekonomik iktidarın yapısını kavramaya çalışan ve özellikle bu başlıkları değiştirmeyi amaçlayan okurlar için eşsiz bir kaynaktır yorumunu yapıyor. Hugo Chávez, Juan Evo Morales, Joá Pedro Stédile’ye ve daha iyi bir dünya için onlarla birlikte çarpışan milyonlarca cesur insana ithaf edilmiş 311 sayfadan oluşan bu yapıtın çevirisi de çok ustaca gerçekleştirilmiş. Oktay Etiman ve Bülent Göktaş tarafından dilimize kazandırılan bu yapıtı bence başka bir dünya mümkündür diyenlerin öncelikle okuması gerekiyor. Boston Massachusetts Üniversitesi Arthur MacEwan, İktidarın Coğrafyası: Küresel Ekonomi Politik Nasıl Yaratıldı için, Richard Peet küreselleşmiş toplumumuzda iktidar koltuklarında oturanların suç ortaklıklarını etkileyici bir biçimde açıklıyor. İktidarın ekonomik kurumlar, ideoloji ve dünyada gerçekleştirilen yönetişim düzenlemeleri aracılığıyla nasıl uygulandığını ortaya koyan Peet, dünyayı değiştirmek isteyenlerin günümüz dünyasının nasıl döndüğünü anlamasını sağlayacak bir çalışma yapmış ve bu dünyanın net bir fotoğrafını çekmiş. İktidarın Coğrafyası okunması en fazla gereken kitaplardandır diyor. Meraklısına: http://www.ozguruniversitekitapligi.com/ Öpüşme Konusunda Bilmediklerimiz... nsanlarda dudaklar, tüm öteki hayvan türlerinden farklı olarak, dışarıya dönüktürler. Ne var ki, öpüşme ve benzer davranışlarda bulunan tek canlı türü insan değildir. Goril ve orangutan gibi büyük maymunlar coşku, sevgi ya da uzlaşma gibi duygularını belirtmek için dudaklarını birbirlerine bastırırlar. nsanların neden öpüştükleri konusuna henüz kesin bir açıklama getirilemiyor. Ancak kimi bilim insanları bunun beslenmeyle ilgili ilk deneyimlerden kaynaklandığına inanıyor. Emzirme ve (kimi kültürlerde) çiğnenmiş lokmanın annenin ağzından alınması sırasında bebekler dudağın birilerine değdirilmesi ile sevginin gösterilmesi arasında bir bağlantı kurmayı öğreniyor olabilir. Bir başka olasılık daha var: sevilen birinin yanağını koklamak, Yeni Zelanda’dan Alaska’ya, dünyanın farklı kültürlerinde oldum olası bir tanıma ve değer verme göstergesi olmuştur. Dudaklara bir öpücük kondurmak da zamanla buna eşlik eden bir geleneğe dönüşmüş olabilir. Gelgelelim, öpüşme evrensel boyutta bir olgu değil. Teksas A&M Üniversitesi insanbilim uzmanlarından Vaughn Bryant ve kimi başka araştırmacılar öpüşmenin sonradan öğrenilen bir davranış olabileceğini düşünüyor. Öpüşmeyi bilmeyen toplumlar Romalı askerler sayesinde öpüşmeyle tanıştı. Daha sonra bu görevi Avrupalı gezginler devraldı. ki insanın öpüşebilecek denli birbirlerine yaklaşmalarının burnun uyum sağlama konusunda bir değerlendirme yapmasına yardımcı oluyor. sviçre Lozan Üniversitesi evrimsel dirimbilim uzmanlarından Claus Wedekind tarafından yapılan çığır açıcı bir araştırma kadınların bağışıklık genleri kendilerininkinden farklı olan erkeklerin kokularını daha çekici bulduklarını ortaya koyuyor. Farklı bağışıklık sistemi genlerinin karışması bağışıklık sistemleri daha güçlü yavruların dünyaya gelme olasılığını arttırabiliyor. Wedekind’in halk arasında “terli tişört araştırması” olarak bilinen deneyinde terden pek eser yoktu. Deneye başlamadan önce erkek deneklerden duş alarak üzerlerindeki kokulardan olabildiğince arınmaları istenmişti. Öpüşme ile ilgili ilk yazınsal belgeler, 1000 ile 2000 yıl öncesine uzanan, Kuzey Hindistan’ın Sanskrit dilindeki Veda metinleriydi. Sathapata Brahmana destanının bir bölümünde “ağızlarını birbirlerine da UNER TAN SYNDROME İngiltere’de London School of Economics’ten Nicholas Humprey, John Skoyles ve Cambridge Üniversitesi’nden Roger Keynes’in Üner Tan Sendromu veya kısaca UTS olarak bilinen hastalık üzerine yazdıkları makaleler Betascript Publishing tarafından UNER TAN SYDROME adı altında derlenerek yayımlandı. Lambert M.Surhone, Mariam T.Tennoe ve Susan F.Henssonow adındaki editörlerin Wikipedia’daki UTS konusundaki bilimsel makalelerden derleyerek hazırladıkları kitap, evrim biyoloğu Üner Tan tarafından tanımlanan UTS hastalığı hakkında bilgi veriyor. UTS’nin en belirgin özelliği, bu hastalığa yakalanan insanların dört ayak üzerinde yürümeleri, çok ilkel bir konuşma yeteneğine sahip olmaları ve zekâ özürlü olmaları. Kitapta, Üner Tan’ın Ulaş ailesinin fertlerinde gözlemlediği hastalık, bir tür tersine evrim olarak nitelendiriliyor. Roger Keynes, Nicholas Humprey ve John Skoyles ise bu hastalığın nadir görülen iki fenomenin bir araya gelmesiyle ortaya çıktığını savunuyor. CBT 1256/16 15 Nisan 2011 yamış ” sevgililerden söz edilmektedir. Dopamin adı verilen, mutluluk, arzular ve ödüllendirmeyle ilintili sinirsel iletkenlerin düzeyi yeni ve sıra dışı deneyimler yaşandığında artıyor. Bu durum ilk öpücüğün neden öylesine özel olduğunu da açıklığa kavuşturuyor. Dopamin düzeyindeki ani bir artış kimilerinde iştahsızlığa ve uykusuzluğa neden olabilir. Âşık olanlarda da aynı belirtilere tanık olunur. Dopamin beynin ventral tegmental bölgesinde üretiliyor. Bağımlılık yaratan kokain ve benzeri uyuşturucular da beynin bu bölgesini etkiliyorlar. Lafayette College davranışsal sinirbilim uzmanlarından Wendy Hill’e göre, erkeklerde ateşli bir öpücük bağlanma ve güven duygularını devinime geçiren oksitosin hormonunun üretimini de artırıyor. El ele tutuşmak ve öpüşmek stres hormonu olarak bilinen kortizol düzeylerini düşürüyor. Buna bağlı olarak kan basıncı da düşüyor ve bağışıklık sistemi dengeleniyor. Ateşli bir öpücük insanda güzel avrat otunun (belladonna) yarattığı etkiye benzer bir etki yaratarak gözbebeklerinin büyümesine neden olur. Ruhr Üniversitesi ruhbilimcilerinden Onur Güntürkün’e göre, öpüşme sırasında insanların üçte ikisi başlarını sağa doğru eğiyorlar. Bu davranış bebeklerde ve hatta fetüslerde gözlenen başı belli bir yana çevirme konusundaki tercihlerine de ayna tutabilir. Evrimsel dirimbilim uzmanları sulu Fransız öpücüğünden erkeklerin kadınlara kıyasla daha çok hoşlandıklarını ortaya koydu. Tükürük alışverişi erkeğe üretkenlik açısından üstünlük sağlayabilir. Açık ağızlı öpücük sırasında erkek testosteronundan birazını eşine aktarır. Bu tür öpüşmeler zamanla dişinin cinsel arzularını güçlendirerek cinsellikten daha çok haz almasını sağlayabilir. Beyler dişlerinizi fırçalamayı asla unutmayın. New York Eyalet Üniversitesi evrimsel ruhbilim uzmanlarından Gordon Gallup kadınların öpüşmeye karar vermeden önce eşlerinin ağız kokusuna ve dişlerine erkeklerden daha çok dikkat ettiklerini ortaya koydu. Bir mililitre tükürüğün içinde yaklaşık 100.000.000 bakteri barınıyor. Rita Urgan, Discover