18 Haziran 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SON ARAŞTIRMALAR MAMUTLARIN ÖLÜMÜ İKLİMİ DEĞİŞTİRMİŞ Amerikalı bilim insanlarına göre Kuzey Amerika’da ölen mamutlar geçmişte iklim değişimine yol açmış. 13.000 yıl önce hayvanların cesetlerinden atmosfere yayılan metandan sonra soğuk bir dönem başlamış. Kuzey Amerika’da yaklaşık olarak 13.000 yıl önce çok sayıda büyük memeli yaşıyordu. Mamutlar dışında dev tembelhayvan ve mastodon gibi hayvanlar da vardı. Fakat bir buçuk bin yıl sonra önemli bir kısmı yok oluş. Arkeolojik kalıntılardan bilindiğine göre, aynı tarihlerde insan da Kuzey yüz kitaplı bir evde büyüyen çocukların eğitim düzeyi arasındaki fark, yüksek öğrenim görmüş aileler ve hemen hemen hiç eğitim görmemiş ailelerin çocuklarının eğitim düzeyi kadar farklı diyor. Evans kitapların olumlu etkisi en çok da düşük eğitim düzeyli anne babanın çocuklarında ortaya çıkıyor. Bu çocukların evlerinde sadece yirmi kitap bile bulunsa eğitim düzeylerinde hafif bir düzelme görülmekte. Çin gibi bazı ülkelerde kitabın etkisi daha belirgin bir şekilde ortaya çıkıyor. Kitaplar, çocuklarımızın geleceği için uzun vadede en etkili yatırımdır diyor araştırmacılar. oluşuyor. Bilim kadını Nadja Knoll, araştırmanın kurak dönemde yapıldığını, sonuçların kısa süren yağmur döneminde farklı çıkabileceğine de dikkat çekiyor. Nitekim hayvanlar bu dönemde daha fazla süt veriyorlar. Masailer bu artı ürünü, ayrana benzer bir içecek olarak fermente ediyor. Et çok az tüketiliyor. Masai halkı sadece törenlerde veya bayramlarda hayvan kesiyor diyor Knoll. larına inen Phoenix, o tarihten sonra beş ay, yani planlanandan iki ay daha fazla çalıştı. Bilim insanları uydunun, Mars’taki kış mevsimini atlatmasını beklemiyorlardı ama yine de sinyalleri dinlemeye devam ettiler. Daha sonraları Mars’ın etrafında dönen “Mars Odyssey” uydusundan alınan fotoğraflarla, Phoenix uydusunun güneş yelkenlerinden birinin buzlanma nedeniyle kırıldığı anlaşıldı. GEZEGENLERİNİ YUTAN YILDIZ YETERSİZ BESLENMEYE RAĞMEN SAĞLIKLI BİR HALK Kenya’da yaşayan Masai halkı, tek yönlü ve yetersiz beslenmesine rağmen sağlıklı bulundu. Alman bilim insanları tarafından gerçekleştirilen araştırma sonucunda, Masai insanlarının alyuvarlarının hücre duvarları önemli Omega 3 yağ asitlerini barındırmakta. Oysa bu besleyici maddeler aldıkları gıdalarda bulunmuyor bile. Sonuçların şaşırtıcı olduğunu söyleyen Jena Üniversitesi beslenme fizyologu Gerhard Jahreis’a göre araştırma, insan organizmasının muazzam uyum yetisini kanıtlıyor. Araştırma öte yandan, beslenmeyle ilgili birçok basmakalıp bilginin Masai insanları için geçerli olmadığını da gösteriyor. Tarihsel belgelerin aksine bu insanlar daha çok et ve kan tüketmiyorlar. Aldıkları besinlerin yüzde ellisinden fazlasını bitkiler oluşturmakta. Masai halkı kahvaltıda iyice tatlandırılmış süt içiyor. Gün içinde ve akşamları alınan besinlerin temeli de mısır ve sütten EVDEKİ KİTAPLAR ÇOCUĞUN EĞİTİM DÜZEYİ ÜZERİNDE ETKİLİ Uluslararası bir araştırma sonucuna göre evlerinde anne babalarına ait kitap bulunan çocuklar, kitapsız evlerde büyüyen çocuklara kıyasla daha yüksek eğitim düzeyine sahip oluyor. Uzun vadeli araştırmanın sonucu, sosyal ve kültürel çevre dikkate alınmadan elde edilmiş. Çocukların hangi eğitim düzeyine ulaşabilecekleri her şeyden önce ailenin durumuna bağlıdır. Mesela yüksek öğrenim görmüş anne babanın çocukları büyük bir olasılıkla yüksek öğrenim görürler. Oysa daha alt sosyal tabakadan gelen çocukların üniversiteye gitme olasılığı daha düşüktür. Nevada Üniversitesi sosyologu Mariah Evans ve ekibi, yirmi yıllık araştırmayla, kitapların da eğitim düzeyi üzerinde etkili olup olmadığını araştırdı. 27 ülkedeki 70.000 aileyi inceleyen araştırmacılar, kitapların gerçekten de etkili olduğunu görmüş. Kitapsız evde büyüyen çocuklar ve ortalama olarak beş Amerika’ya geldi. New Mexico Üniversitesi araştırmacısı Felisa Smith, mamutların yok oluşundan insanların sorumlu olduğunu söylüyor. Biyolog, Nature Geoscience dergisindeki yazısında insanların fauna ve çevre üzerindeki etkilerini kanıtlamaya çalışıyor. Amerika’da yaşamış olan büyük memeliler yılda 9,6 milyon ton metan gazı saldıkları için küresel metan salınımında önemli bir faktördü diyor araştırmacı. Grönland’dan alınan karot örneklerinden anlaşıldığı üzere küresel metan yoğunluğu 13.00012.000 yıl önce birdenbire azalmış. Bu tarih Amerikan faunasının dünya sahnesinden silinmesiyle aynı döneme denk gelmekte. Smith’e göre insanoğlu büyük otçul hayvanları tüketerek, atmosferdeki metan oranının düşmesine neden oldu. Bu da, “Erken Tundra Devri” veya “Erken Dryas” olarak isimlendirilen soğuk dönemi başlattı. 12.700 yıl kadar önce özellikle de kuzey yarımkürede buz devrinin bitmiş olmasına rağmen, büyük alanlarda buzullanmaya neden olacak soğuklar meydana gelmişti. Kötü iklim şartları yüzünden İskandinavya’da iğne yapraklı ağaçlar yok olmuş bunun yerine tundra florası yayılmıştı. Buz devrine benzer bu iklim koşulları bin yıl kadar devam etmiş. Smith’in hesaplarına göre 20ppb’lik metan azalması, sıcaklığı bir derece kadar düşürebilmekte. Erken Dryas’taki metan oranı 180ppb azaldığına göre hava sıcaklıkları dokuz derece kadar düşmüş olmalı ki bu da geçmişe ait iklim verileriyle örtüşüyor. CBT 1211/ 4 4 Haziran 2010 Bir yıldız şu sıralar galaksimizin en kızgın gezegenini yutmakla meşgul. Astronomlar, gezegenin tamamen yutulmasının on milyon yıl kadar süreceğini söylüyor. Baltimore Space Telescope Science Enstitüsü bilim insanları bu müthiş gösteriyi Hubble uzay teleskopuyla yakaladı. Enstitünün açıklamasına göre WASP12b gezegeni, yıldızına, etrafını sadece 1,1 gün içinde çevreleyecek kadar yakında bulunuyor. 1.500 derece ısınan gezegen enine doğru uzamaya başlamış ve atmosferi Jüpiter’in üç misli çapına ulaşmış. Gezegenin etrafında gördüğümüz dev bir madde bulutu yakında yıldızı tarafından yakalanacak gibi duruyor diye açıklıyor araştırmayı yöneten Open Üniversitesi araştırmacısı Carole Haswell. Gezegenin üzerinde, güneş sistemimizin dışındaki bir gezegende daha önce görülmeyen kimyasallar bulunuyor. WASP12 yıldızı, dünyamızdan yaklaşık olarak 600 ışık yılı uzaklıktaki arabacı takımyıldızında yer alıyor. Nilgün Özbaşaran Dede Araştırma YOKSA ALZHEİMER BULAŞICI MI? Amerika’da on beş yılda tamamlanan bir araştırma, alzheimer hastası eşlerine bakan kişilerin aynı hastalığa yakalanma olasılığının altı misli fazla olduğunu gösterdi. Bazı uzmanlar buna neden olarak on yıllar boyu aynı yaşam koşullarının paylaşımını gösteriyor. Diğerlerine göre ise yaşlı insanlarda bu hastalığa enfeksiyon ve iltihapların yol açabileceğini gösteren kanıtlar var: Bazı bakteri türleri ve uçuk virüsleri beyin hücrelerini öldürmekte ki bu da alzheimer hastalığının en önemli belirtilerinden biri olan demansa (bunama) yol açıyor. Alzheimer hastalarının genç yakınlarında ve NASA: “PHOENİX” ÖLDÜ! Amerikan uzay ajansı NASA, üç ayaklı Mars uydusu “Phoenix”in artık devre dışı kaldığını ve uyduyla iletişim çabalarının tamamen başarısız olduğunu açıkladı. 25 Mayıs 2008’de Mars’ın kuzey kutbu yakın ya bakıcılarında aynı hastalığın ortaya çıktığını gösteren kanıtlar bulunmamış. Kimi bilim insanları ilginç sonuçlara rağmen, alzheimer hastalığının bulaşıcı olduğunu kabul etmiyor. Mesela Münih Üniversitesi Nörodejeneratif Hastalıklar Merkezi’nden Melanie Meyer, farelerle gerçekleştirmiş olduğu araştırmada, alzheimerin sadece beyinlerine beta amiloyid proteinleri aşılanan, hastalığa kalıtsal olarak eğimli olan hayvanlara bulaştığını tespit etmiş. Amerika’da gerçekleştirilen son araştırma Journal of the American Geriatrics Society dergisinde yayımlandı. Araştırma çerçevesinde 1221 çiftin sağlık durumu on beş yıl takip edilmiş.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle