Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SON ARAŞTIRMALAR DİNOZORLAR HANGİ RENKTEYDİ? Dinozorlarda ve ilkel kuşlarda ilk kez melanozom olarak bilinen pigment damlacıkları bulan İngiliz bilim insanları, ilk dinozorlardan olan tüylü dinozorların kuyruklarında turuncu ve beyaz çizgilerin bulunduğunu açıkladı. Bristol Üniversitesi’nde Mike Benton ile çalışan bilim insanları yüz milyon yıldan önce yaşamış olan Sinosauropteryx ve diğer bazı hayvanların renklerini tespit etti. Benson Tian Wang. Yapay tatlandırıcılı içecekten içenler bir gün sonra alacakları daha az paraya razı olmuşlardı. Yapay tatlandırıcılı içecekler bedende “enerji krizi” sinyali veriyorlar. Çünkü bedene lezzetli bir şey girmesine rağmen besin değeri içermemektedir diyor Wang. Beden bu durumda sunulan her şeyi almaya çalışır. Araştırma light içeceklerin diğer kararlarda da benzer etkiyi yaptığını göstermekte. Konuyla ilgili araştırma “Psychological Science” dergisinde yayımlandı. ÖRÜMCEK AĞINDAKİ SUYUN GİZİ Örümcek ağının ipi son derece sağlam ve esnektir. Bu yüzden bilim insanlarının yeni malzemeler için örnek aldıkları doğal maddelerden biridir. Çinli araştırmacılar şimdi örümcek ağındaki diğer bir özelliğini gizini çözdü. Nemli bir gecenin ardından örümcek ağında inci taneleri gibi dizilen su damlacıkları çiğ ve güneş ışığının yardımıyla renklenir ve büyüleyici bir görüntü oluşturur. Demek ki örümceğin ipeği havadaki suyu emip depolama yetisine sahip. Çin Bilimler Akademisi’nde Lei Lang ile çalışan bilim insanları, suyu emen bu malzemeyi Uloborus walckenaerius örümceğinde yakından incelediler. Anlaşıldığı üzere örümcek ipeğinin lif yapısı ıslandığı zaman değişiyor. Nano liflerden biçimlenen düğümler dizisi oluşuyor ve bu dizi “menteşeler” tarafından düzenli olarak bölünm e k t e . Düğümler ve menteşeler arasındaysa suyun örümcek ağında iyi ve kalıcı bir şekilde yoğunlaşmasını sağlayan farklı enerji ve basınç oranları yerleşiyor. Bilim adamlarının anlatımına göre su damlacıkları düğümler etrafında “toplanmakta”. Lei Lang ve ekibi ıslak örümcek ağındaki yapının endüstrinin ilgisini çekmiş olmasını umuyorlar. Nature dergisindeki yazıya göre Çinli bilim insanları örümcek ipinin su toplamasını taklit eden yapay liflerin ilk prototiplerini üretmişler bile. Nature dergisi Çinli bilim insanlarının bu buluşunu yeni sayısında (Sayı 463, s. 660) “Directional water collection on wetted spider silk” başlığıyla kapak konusu yaptı. Nilgün Özbaşaran Dede TEMBELLİK, BEYNE YARIYOR Dinlenmek, tembellik yapmak veya hayal kurmak gibi üretken olunmadığı zamanlarda beyin daha önce alınan bilgileri işliyor. Sağlıklı bir dinlenme bu yüzden öğrenenlerin uzun vadede kalıcı olmasında etkili olabilir. New York Üniversitesi sinirbilimcileri Lila Davachi ve Arielle Tambini’nin Neuron dergisindeki yazılarına göre dinlence sırasında beyin daha yoğun çalışmakta. Deneyler sırasında resimlere baktıktan sonra ara veren ve kısa bir süre için hiçbir şeyle meşgul olmayan katılımcılar gösterilen bilgileri daha iyi hatırlamışlar. Anlaşıldığı üzere bir dersten sonra kahve molası vermek, öğrenilenlerin kalıcı olmasını sağlıyor diyor Davachi. Halihazırdaki bilgilere göre uyku sırasında izlenimler ve anılar kalıcı hale gelmekte. Ayrıca araştırmalardan elde edilen sonuçlara göre dinlenme sırasında belli başlı bölgelerin daha etkin olduğu bilinmekte. Davachi ve Tambini, tembellik yaparken veya dinlenirken de anıların daha iyi işlenip işlenmediğini görmek için hipokampus bölgesini ve beyin kabuğunun bazı bölgelerini manyetik rezonans tomografisiyle incelemişler. Bu inceleme sonucunda daha önce bir görev için uyarılan söz konusu bölgelerin dinlenme sırasında çok yoğun bir biçimde çalıştığı görülmüş. Hipokampus ve beyin kabuğu arasındaki bu aşırı etkinlik, bilim insanlarına göre daha önce görülen bilgilerin dinlenme sırasında işlendiğini gösteren bir kanıt. Biz dinlenirken, beynimiz bizim için çalışıyor. İstirahat bellek ve bilişsel işlevler için önemli diyor araştırmacılar. DUYGULARIN DİLİ BİR Gülmek, ağlamak veya iğrenmek; dünyadaki tüm insanlar temel duyguları benzer seslerle ifade ediyor. Demek ki bu tür duygu ifadeleri bağlı olduğu kültürlere göre biçimlenmiyor, çok daha eski bir geçmişi var diyor College Üniversitesi bilim insanları. İngilizler ve Namibya’da modern uygarlıktan çok fazla etkilenmemiş Himba halk grubuyla gerçekleştirilen araştırmada, katılımcılara çeşitli duyguları (yabancı dillerde) yansıtan sesler ve bunlarla ilgili yüz resimleri gösterilmiş. Katılımcıların görevi sesleri uygun resimlerle birleştirmekti ve iki grup da gerçekten farklı kültürlerdeki öfke, korku, iğrenme, sevinç, üzüntü ve şaşkınlık gibi temel duyguların ifadesini resimlerle doğru olarak birleştirmişler. Sonuç, duyguların ve bunların ifade edildiği seslerin tüm kültürlerde birbirine benzediğini göstermekte diyor araştırmayı yöneten Sophie Scott. araştırmanın ayrıca tüylerdeki işlev değişikliği hakkında ayrıntılı bir bakış açısı sunduğunu da söylüyor. Bugüne kadarki bilgilere göre tüyler, kanatlardan önce vardı. Son araştırmayla tüylerde renk pigmentlerinin de bulunması, bunların sırf renklerin gösterilmesi için gelişmiş olabileceği düşüncesi doğdu. Isıtıcı veya uçmada yardımcı görevleri evrim sürecinde daha sonraları gelişmişti diyor bilim insanları. Son bilgilere göre tüyleri beyaz, siyah ve turuncumsu kahverengi lekelerle kaplı ilkel kuş Confuciusornis, kanatlarını uçmak için kullanan ilk hayvanlardan biri. Bilim insanlarına göre sonuçlar, kuşların etçil dinozorlardan geliştiğinde dayanan tahmini de desteklemekte. ŞEKER SEVİYESİ KARARLARDA ETKİLİ Amerikalı bilim insanları önemli konuşmalardan önce şekerli içecek içilmesini öneriyor. Nitekim kandaki şeker seviyesi yüksek olduğunda daha mantıklı kararlar alınıyor. Güney Dakota Üniversitesi bilim insanları araştırmalarında altmış beş üniversite öğrencisinden, bir gün sonrası için belli başlı bir para miktarı ve daha sonraki bir zaman için daha büyük bir para miktarı arasında seçim yapmalarını istemiş. Katılımcılardan bazıları içinde yapay tatlandırıcı Aspartan, diğerleri ise şeker bulunan içecek içmişler. Bilim insanları kan seviyesinin yemek yeme alışkanlığı dışında başka karar süreçlerini de etkileyip etkilemediğini öğrenmek istiyordu. Şekerli içeceği içen öğrenciler, daha fazla para için daha uzun bir süre beklemeye hazırlardı. Bu durum tokluğa benziyor. Kan şekeri yüksek olduğu zaman yemek için daha fazla beklenebilir diyor psikolog Xiao Araştırma TUTANKAMON’UN DNA ANALİZİ TAMAMLANDI Birkaç yüz mumyanın analizi kişilikler ve aile bağları hakkında bilgi verecek. Sonuçların 17 Şubat’ta açıklanması bekleniyor. Bilim insanları Tutankamon mumyasının DNA incelemesini tamamladı. Kahire’de gerçekleştirilen bir konferansta konuşan Zahi Hawass, sonuçların 17 Şubat’ta açıklanacağını söyledi. Sonuçlar kral Amenophis III’ün DNA verileriyle karşılaştırılınca Tutankamon’un büyük babası olup olmadığı belli olacak. Araştırma, yüzlerce mumyanın kişiliğini ve aile bağlarını açıklayacak bir çalışmanın parçası. Özellikle de Tutankamon’un aile ilişkileri uzun süredir merak ediliyordu. 3300 yıl önce yaşayan Tutankamon, 18. hanedanın son hükümdarlarından biriydi. Dokuz yaşında tahta çıkan firavun, on yıl sonra esrarengiz bir biçimde yaşamını yitirmişti. Mezarı 1922 yılında İngiliz araştırmacı Howard Carter tarafından Krallar Vadisi’nde bulunmuştu. Mısır, DNA analizlerinin yabancı bilim insanları tarafından yapılmasını istemediği için Mısır’daki müzede özel bir DNA laboratuvarı kurulmuş. Hawass’ın en önemli hedeflerinden biri bu şekilde firavun Echnaton’un eşi olan Nefertiti’nin mumyasını bulabilmek. Mısırlı yetkililer 2008 yılında Tutakamon’un mumyasından ve aynı mezarda bulunan iki ceninden DNA örnekleri aldıklarını açıklamıştı. DNA analizleriyle bu iki ceninin Tutankamon ve eşi Ankesenamon’a ait olup olmadıkları araştırılacaktı. Ankesenamon, Nefertiti’nin kızlarından biriydi. CBT 1195/ 4 12 Şubat 2010