Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Bilim ve Türban gür düşüncenin egemen olduğu kurumlar olmalarıdır. Kendisini şu veya bu dinin dogmalarıyla sınırlayan bir öğrenciye bilim öğretebilir misiniz? Kendisini yaradılış dogmasıyla sınırlamış bir Hıristiyana veya Müslümana modern biyolojinin çağımızdaki temel kuramı olan evrim teorisini bir tarafa bırakıp nasıl modern biyoloji öğretebilirsiniz? Taşkın Atılgan, taskinatilgan7@hotmail.com Bilim kız öğrencilerin kafalarına örttükleri türbanlarla atlamyus (Ptolemy; MS 85 – MS 165), zamanı ilgilenmez. Fakat bilim, o kafalara takılan türbanların almızdan 2000 yıl kadar önce, Hıristiyanlığın orta tındaki beyinleri bilim yapmaya hazırlamakla yakından ya çıktığı yıllarda İskenderiye’de yaşamış, mate ilgilidir. Üniversitelere bunun için gidilir. Şayet o kafamatik, coğrafya ve astronomi konularında eserler ortaya lara türban taktıran inanışlar özgür düşünceyi de sınırlıkoymuş Yunan asıllı bir bilim adamıdır. yorsa, ki tarih bunun örnekleriyle doludur ve kendisine, Batlamyus, antik Yunan ve Mezopotamya kaynakla dogmalarla sınırlanmış bir düşünce hapishanesi yaratıyorsa, rından derlediği, daha sonraki asırlarda Arapçaya ve o kafalar dini dogmalarla ters düşen bilimi kabul etmeArapçadan da Latinceye çevrilen Almagest (Arapçası El yecektir ve bunun egemen olduğu bir toplumda bilimin mecisti, Türkçesi ise Büyük Derleme) isimli astronomi ki gelişmesi imkânsız olacaktır. tabında Dünya merkezli evren modelini öne sürüyordu. Çünkü, 20. yy’da, “Ve Tanrı’nın kanunlarına (dogAristoteles fiziğini temel alan bu kuramda, evren küre malara) karşı akli, ruhi, ilmi hiçbir itiraz ve temyiz maseldir, Yer bu evrenin merkezinde hareketsiz olarak dur kamı bulunamaz” diyen zihniyet (Başbakan’ın en çok bemaktadır ve Güneş, gezegenler ve yıldızlar, iç içe geçmiş ğendiği şairlerden Necip Fazıl Kısakürek’in Büyük saydam küreler üzerinde Dünya etrafında dönmektedir. Doğu’daki yazılarından), 12. yy’da Aşari/Sünni mezhebinin Antik çağlarda ve daha sonra yaşanan “İslam en önde gelen ilahiyatçılarından AlGazali’nin yazdığı Aydınlanması” döneminde (MS 8. asrın ortalarından 13. “Filozofların Tutarsızlığı” isimli kitapta, “İslam asra kadar olan dönem) Güneş merkezli evren modeli öne Aydınlanması’nı” sağlayan Farabi ve İbni Sina gibi bilim sürülmüşse de, Batlamyus modeli Batı ve İslam dünyasında adamı, filozoflara karşı çıkarak, dini dogmaların akıldan geçerli model olarak kabul edilmiştir. önce geldiğini, dogmalara ters düşen akıl Bilimde mutlak doğru yoktur; biyürütmelerin ve bilimsel buluşların kabul limsel modeller (kuramlar) gerçeğe yak Türban takma özgür edilemeyeceğini savunan zihniyet ve 16. laşma sürecinde bir aşamadır. Daha iyi lüğünün önü açılırken, yy’da Bruno’yu, Katolik dogmalarla ters gözlemler, ölçmeler, geliştirilen daha iyi bilim yuvalarının vaz düştüğü için, Roma’da diri diri yaktıran bilimsel yöntemler ve daha iyi bilimsel geçilmezi olan bağım zihniyetle, 21. yy’da türban taktıran ziharaçgereçler, hipotezler ve karşı hiponiyetler arasında fark yoktur. tezlerle, tümevarım ve tümdengelime da sız akıl yürütme, özPoliste, yargıda, orduda, medyada, yanan yinelenen (iterative) süreçlerle, gürce düşünme ve dü okullarda ve üniversitelerde bir cemaat gerçeği (doğayı) daha iyi açıklayan daşünceyi yayma özgür kadrolaşmasının ve korkusunun yaratılha iyi bilimsel modeller geliştirmemizi dığı, gazetecilerin düşünce özgürlüklerimümkün kılar. Bilimsel süreç, dini dog lüğüne engel oluyor nin kısıtlandığı, mahkum edildiği, hermalar yerine aklın ve özgür düşüncenin sanız ortaçağ karan kesin dinlendiğinden şüphe edildiği, tuegemen olduğu sosyal, kültürel ve laik or lığından çıkma şansı tuklulukların yıllara uzatılarak cezaya tam sürdükçe, gelişerek devam eder. çevrildiği, bir korku devleti imajının yanız yok demektir. Şüphe bilimin dinamosudur. ratmaktan sorumlu bir hükümetin “türHıristiyanlık dini, 1500 yıl kadar bana özgürlükle” ilgili niyetleri özgürBatlamyus’un evrenle ilgili kuramını (model) dondurmuş, lüklerin genişletilmesiyle özdeşleştirilebilir mi? bir dini inanışa (dogmaya) dönüştürmüş, bu inanışı çüNormal bir ülkede, bir üniversite öğrencisinin türban rüten bilimsel bulguları kabul etmemiş ve bunları orta takması sorun olmaz! Ancak hangi aklı başında insan, telya çıkaran bilim insanlarını şiddetle cezalandırmış, yal evizyonlarda milyonların gözleri önünde, “parasız eğitim” nız kendi dogmalarını destekleyen kuram ve modelleri ka için pankart açan bir kız öğrencinin, saçlarından sürükbul etmiş, diğerlerini reddederek bilimin özgürce gelişip lenerek ve ağzı kapatılarak bir üniversite salonundan dıserpilmesine engel olmuştur. şarı atılmasını insan haklarına ve özgürlüklere saygı duKopernik (14731543 ), Avrupa Aydınlanmasının 16. yulan bir ülke ile bağdaştırır? Daha çok bir korku devleyy aşamasında gelişen matematik (özellikle trigenomet tini andıran böyle bir Türkiye’ye normal bir ülke diyebilir ri ve cebir) ve rasathanelerde yapılan daha doğru göz miyiz? lemlere dayanarak, güneş merkezli kosmos modelini geÜniversitelerde türbana özgürlükle beraber, ülkenin liştiriyor fakat yazdıklarını sağlığında yayımlamaktan çe geleceği için çok daha önemli olan, özgür üniversiteyi yakiniyor. ratacak reformlar yapılmalıdır. Bugün, üniversitelerin, özDaha sonraki yıllarda bunu açıklamaktan çekinme gürce, kendi rektörlerini ve dekanlarını seçmelerine biyen (İtalyan filozof, rahip, gökbilimci ve şair) Giordano le yönetim tarafından müdahale edilmekte ve engellenBruno (15481600), Katolik kilisesi tarafından sapkın ilan mektedir. edilip, Roma’da diri diri yakılarak idam ediliyor. 12 Eylül darbe rejiminin yarattığı YÖK ve ilgili yaKopernik’in buluşlarını, yaptığı teleskopla ve göz salar özgür üniversitelerin önünde en büyük engeldir. lemleriyle de destekleyen Galileo (15641642) ise Katolik Özgürlük, YÖK’ü ortadan kaldırarak ve üniversiteleri, bikilisesinin Engizisyon Mahkemesi’nde, Bruno’nun aki lim ve teknoloji üretebilen özerk kurumlara dönüştürebetine uğramamak için, güneş merkezli kosmos modeli rek başlar. Özgürlük ve demokrasi, laiklikle, yargı bani inkâr etmek zorunda kalıyor fakat ömrünün sonuna ka ğımsızlığıyla, dokunulmazlıkların ve seçim barajının kaldar gözaltında kalmaktan kurtulamıyor. dırılmasıyla, siyasi partilerde lider sultasını sona erdireTürban, bazılarına göre, uyulması gereken dini bir ku cek, parti içi demokrasiyi sağlayacak tüzüklerin ve siyaraldır (dogma), inananlar da dahil, bazılarına göre ise de si partiler kanunlarının uygulamaya konulmasıyla başlar. ğil. Üniversiteler bilim kurumlarıdır. Bilim kurumlarının Bunlar çözülünce “türban sorunu” kendiliğinden çözüözelliği, dini dogmalardan bağımsız (seküler), aklın ve öz lecektir. “Tanrı, iradesini hâkim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır; yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hâkim kılmak için Tanrı’yı kullanır” Giordano Bruno; Rönesans felsefesini biçimlendiren en önemli filozoflardan. Türban özgürlüğü nereye varır? Türban özgürlüğünün üniversitelerle sınırlı kalacağına inanmak saflık olur. AKP iktidarı tüm ülkeyi türbanlamak için elinden geleni ardına koymayacaktır. Bu aldatıcı özgürlüğün ve onu izleyecek öteki özgürlüklerin inançlara saygı ve değişim adı altında nerelere varacağına dair tanık olduğum bazı çarpıcı örnekler vereceğim. Dr.Coşkun Özdemir, coskunoz@superonline.com 1. Birkaç yıl önce elimi sıkmayı reddeden inançlı bir asistana sahip olmuştuk. Bu kızcağız Allahın, ak saçlı hocasının elini sıkmayı yasak ettiğine inanıyordu. 2. İnançlı bir çocukluk arkadaşımı geçirdiği felçten dolayı nöroloji kliniğine yatırdık Mısır’da El Ezher Üniversitesi’nde okuyan yeğeni amcasını ziyarete geldi. Bilgi almak için odama girdi ve elimi öptü. Yaptığım açıklamaların ardından bazı şeyler konuştuk. Laiklerin öldürülmesinin İslam inancının gereği olduğunu söyledi. 3. Konya’da genç nörolog öğretim üyeleri, bana öğrencilerden bir bölümünün beyin lokalizasyonu dersine itiraz ettiklerini anlattı. Onlara göre duygu ve heyecanları beyin korteksine yerleştirmek dinimize aykırı idi. Bunların kalpte yer alması gerekirdi. İnançları gereği derse karşı çıkıyorlardı. 4. Birkaç ay önce 7 kadar tıp öğrencisi paldır küldür nöroloji dersine 40.ıncı dakikada girdi ve hocalarının sorgulaması üzerine “Cuma namazından geliyoruz hocam” diye cevapladılar. 5. Önceki yıllarda biz öğretim üyeleri inançlı bazı kişilerden mektuplar alırdık. Bu mektuplarda “Türkiye Cumhuriyeti Atatürk’ün önderliğinde Allah’ın yolundan sapmıştır, yeniden Allah’ın nizamı kuruluncaya kadar bu memleket bir darülharp bölgesidir” yazılı idi. 6. Bir ilahiyat fakültesi doçentinin “açık gezen kadınlar fuhşu davet ederler, turistik oteller fuhuş yuvalarıdır” fetvasını okudum. 7. Daha 1956 yılında Urfa’ya Demokrat Parti’nin atadığı belediye başkanı benim de bulunduğum bir sofrada “orucunu yiyenin katli vaciptir” demişti. B DEMOKRASİ BAŞKA ŞEY Kör inançlara dair binlerce örnek var. Bunları inançlara saygı anlayışı ile göz ardı edebilir miyiz? İslam dini değildir bu. Bir de kadın eli sıkmayan sağlık bakanını düşünün. Son olarak TV ekranlarında sıkça görülen İslamcı yazar Abdurrahman Dilipak’tan birkaç satır sunacağım: İslamı, demokrasi ile liberalizm ile rasyonalizm ile açıklayamayız. İslam, demokrat değildir. İslamın kendi değerleri, ölçüleri vardır. Bir insan bu sözleşmenin altını imzalamışsa (İslamiyeti kabul etmişse) ve bunlara uymuyorsa cezalandırılır. Mesela başı açık gezemez Müslüman kadın. Alırsın, cezalandırırsın. Müslüman olduğunu söyleyen bir kişi oruç yiyemez. Her çocuk 18 yaşına gelince dinden çıkabilir. Ama bu insan bu hakkıyla ilgili süre geçtikten sonra dinden çıkarsa öldürülür. Türkiye depremde kaybettiği 20 bin insan için gözyaşı dökerken “7.4 yetmedi mi” diye pankart açan genç kızımızı ve Atatürk’ü değil Humeyni’yi seven ve sömürge olup dinini yaşamayı ülkenin bağımsızlığına tercih eden kızlarımızı ve onları yetiştiren ortamı da unutamayız. Bir başka inanç sahibi ile yazıyı bitirelim isterseniz: Müslümansan hangi meşrep ve mezhepten olursan ol, mutlaka doğru dürüst olmak zorundasın. Siz yıllar var ki doğruluk şişesini taşa vurup param parça ettiniz. İslamda devlet ve belediye bütçelerini hortumlamak var mıdır? Rüşvet almak, haram yemek var mıdır? her türlü emanete hıyanet etmek var mıdır? İhalelere fesat karıştırmak halkı aldatmak, haram yollarla süper zengin olmak var mıdır? Bu sözler Mehmet Şevket Eygi’den. Son söz: Müslümanlığın ne olduğunu ne olmadığını, din istismarının ve saptırmaların nasıl yapıldığını pek güzel anlatan “Allah ile Aldatmak” ile birlikte 20 kadar kitabın yazarı ve gerçek bir inanç sahibi ve din bilgini Prof. Yaşar Nuri Öztürk acaba neden televizyonlarda konuşturulmuyor? Neden hiçbir gazetede tutunamıyor? Milli Güvenlik Belgesi’nde irticanın bir tehlike olmaktan çıkarıldığına seviniyor musunuz? Bütün bunlar, güzel yurdumuzun AKP iktidarında nereye doğru yol aldığını açıkça gösteriyor mu sevgili Cumhuriyet okurları? CBT 1235/ 19 19 Kasım 2010