Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
HUKUK POLİTİKASI Gökbilimcilerin Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki Gözlem Şenliği Doç. Dr. Günay Taş, Ege Üniv. Fen Fak. Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi gunay.tas@ege.edu.tr Hayrettin Ökçesiz hayret@akdeniz.edu.tr Argumenta non sunt numeranda sed ponderanda – Numerantur sententiae, non ponderantur(*). Kanıtlar sayılmaz, tartılır – Oylar tartılmaz, sayılır. İlkinde doğruluk, ikincisinde geçerlilik aranmaktadır. Bu iki söz, siyasi iktidarların sarf ettiği mugalâtaya çok iyi birer denek taşı olsa gerek. Ümit Sarıaslan’a içten destekleri için şükranla… G mobil gökevinin önünde kuyruk yine uzun. 1 Gökevi = Planetaryum, Gezegenevi CBT 1235 / 15 19 Kasım 2010 ökbilimciler, 11–22 Ekim tarihleri arasında Güneydoğu Anadolu Bölgesinin dokuz şehrinde gözlem şenlikleri yaptı. Böylesi bölgesel çaplı bir etkinlik, ülkemizde ve hatta dünyada ilk defa gerçekleşti. GAP İdaresi Başkanlığı’nın akademik hayatı desteklemek ve gelişmekte olan eğitim teknolojileri konusunda hizmet vermek amacıyla düzenlediği 16 Ekim 2010 Diyarbakır Dağkapı meydanında teleskopları çevreleyen ve uzaydan alınmış gökcisimlerine ait fotoğraflardan oluşmuş sergiyi gezen meraklılar. “Dünya Astronomi ve Uzay Etkinlikleri” konulu progratışma olanağı buldu. mın davetlisi olan Ege, Ankara, İstanbul ve Erciyes Bunların yanı sıra farklı gökbilim konularına ilişÜniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri kin beş ayrı perdeye yansıtılarak, görsel şölene dönBölümlerinden çok sayıda gökbilimci Gaziantep, üştürülmüş bir şekilde aktarılan bilgilerden faydaKilis, Şanlıurfa, Adıyaman, Diyarbakır, Mardin, landılar. Aynı zamanda okulun bahçesinde özel filtBatman, Siirt ve Şırnak sırasında yolculuk ederek ak relerle donatılmış teleskoplarla güneş gözlemi yapılşam 19:00 ile 22:00 saatleri arasında şehir meydan dı. İTÜ Uydu ve Uçak Mühendisliği, TÜRKSAT ve larında halka açık gözlem şenlikleri düzenledi. TÜBİTAK da programa katkıda bulundu. Özellikle Dört farklı teleskobun arkasında uzun kuyruklar TÜRKSAT’ın spor salonlarına kurduğu mobil Gökevi1 oluşturan meraklılar Ay, Jüpiter ve uyduları gibi gök öğrencilerin ilgi odağı oldu. Akşam gökyüzü şenlikcisimlerini yakından görme olanağı buldu. Ayrıca yi leri sırasında ise öğretmenlere programa katılımlane meydanlara kurulan büyük beyaz ekranlara, te rından dolayı sertifika verildi. leskoba alınan Ay görüntüsü yansıtılarak, izleyenleBizler, en eski yerleşim bölgelerinden olan rin adeta Ay üzerindeki kraterler içinde yürümesi sağ Güneydoğu Anadolu bölgesinin arkeoastronomik landı. Gençyaşlı, kadınerkek teleskopların çevresine açıdan ne denli önemli olduğunu bir kez daha fartoplanan halk aynı zamanda orada bulunan ve onlarla kettiğimiz eşsiz örneklerle karşılaştık. Dünyada 90’laruzun uzun sohbet etmekten büyük zevk alan akade da başlayan, ancak ülkemizde henüz çok başında olmisyenlere merak ettikleri gökbilim sorularını yö duğumuz arkeoastronomi alanı için tarihin başlannelttiler. gıcından bu yana pek çok medeniyetin yaşadığı Gökyüzü şenlikleri aslında çok büyük bir orga Güneydoğu Anadolu Bölgesi iyi bir başlangıç noktası nizasyonun üçte birlik bir parçası oldu. Günübirlik dü olacak gibi görünüyor. zenlenen programın ilk kısmında İl Milli Eğitim Böyle bir programı düşünen ve hayata geçirme baMüdürlüklerinin daha önceden seçtikleri bilime me şarısı gösteren GAP İdaresi Yetkililerini, bu vizyonraklı ve istekli ortaokul ve lise öğrencileriyle öğret larından dolayı kutluyor ve teşekkür ediyoruz. Diğer menlerin toplandığı bir dinleyici kitlesine, her sefe yandan, her şehirde kendimizi evimizde gibi hissetrinde beş ayrı konuşmacı tarafından sabah konferanslar memizi sağlayan Milli Eğitim Müdürlükleri bu progverildi. Konuşmaların sonunda salonu dolduran iz ramın en önemli halkalarından biri oldu. Programa leyicilerin sorduğu sorular yanıtlandı. Öğleden son büyük katkı sağlayan ve destek veren il valileri, vara ise okulların spor salonlarında öğrenciler ve öğ li yardımcıları, aynı zamanda izleyici olarak da etretmenler, gökyüzünün uydular tarafından alınan 75 kinliğin her parçasına katılarak bilime verdikleri öneadet gerçek fotoğrafından oluşmuş bir sergiyi gezme mi gösterdiler. Önümüzdeki günlerde hem astronove bu gezi sırasında akademisyenlerle konuşmatar mi bölümleri hem de GAP idaresi web sayfalarında bu programa ilişkin detaylı bilgi, döküman ve fotoğraflar bulunabilecek. Umuyorum ki önümüzdeki yıllarda bölgede yeni açılan üniversitelerin fen fakülteleri mutlaka bir gözlemevi yaptıracak, içinde halka açık etkinliklerde kullanılabilecek bir teleskop ve gerekli donanımları bulunduracak. Pozitif düşünen, bilime meraklı gençlerin yetişmesine ve amatör olarak bilim ateşini yüreklerinde taşıyan yetişkinlere belediyelerimizin 18 Ekim 2010 Mardin Anadolu öğretmen lisesi spor salonunda bazı öğrenci sağlayacağı en önemli yararlardan biler resim sergisini gezerken, bir kısmı perdelere yansıtılarak anlatılan gökbi ri, herkesin ulaşabileceği caddelere bir limin ilginç konularına kendini bırakmış. TÜRKSAT’ın siyah kubbe şeklindeki Gökevi inşa etmek olacaktır. Oysa Geçerli Bile Değil! Olay, olgu, neden ve sonuçların ve bunlardan çıkarılan hükümlerin, “Doğruluk” ve “Geçerlilik” ölçütlerinin duruma göre birbirlerinin yerine geçirilerek değerlendirilmesinde mevcut hükümet partisinin önde gelenlerinden daha mahir başka siyaset erbabı bulmak pek kolay değildir. Doğru olanın geçersiz kılınmasıyla, geçerli olanın doğru sanılması, gösterilmesi doğru orantılıdır. Ülkemizin kamusal yaşamında bugün böyle bir alacakaranlık hüküm sürüyor. Her siyasetçi için; kanıtların neliklerini ve oyların niceliklerini bilerek ya da bilisizlikle birbirine karıştırmak, bu durumdan medet ummak, nemalanmak kalıcı bir tahakkümün, maddi, manevi sefaletin baş sorumlusu, ilk sıradan etkeni olmak demektir. Yeni HSYK’da ağırlaştırılmış hükümet etkisinin oyların artık daha zor sayılacağına, daha çok tartılacağına; Yeni AYM’ne yargıçların (bağımlı bir cumhurbaşkanı figürü yardımıyla) siyasetçilerce seçilmesinin ve kimi siyaset güdümündeki kurumlarca belirlenmesinin kanıtların özünün siyasal etkiye daha çok kurban verileceğine doğrudan birer işarettir. Ülkemizin bugünkü siyasal seçim yöntemi, siyasal parti örgütlenmesi ve yasama normları bunların aksini söylemeyi zorlaştırıyor. Hukuksal yargı içeriksel, biçimsel, örgütsel işleyişinde yukarıdaki iki temel ilke yönünde ilerler. Bu kanının aksi yaygınlaştıkça toplum çözülmeye başlar; yeniden bu ilkelerin egemen olacağı bir düzene doğru acılı, sancılı bir sürece girer. Yargıyı hangi yönden, hangi amaçlarla olursa olsun bu işleyişinde bozmanın vebali başka hiçbir ağır cürümde yoktur. Bilimde de bu böyledir. Kanıtların bilge ve hafif sesini kitlelerin gürültüsünde yahut diktatörlerin hırçın hezeyanlarında duyulmaz kılarsanız, yine bunun vebali başka hiç bir ağır cürümde yoktur. Çoğunluk oylarıyla ancak bir geçerlilik elde edilebilir. Doğruluk, geçerli olana doğrudan gelen bir şey değildir. Doğru olan ise, doğru olmak için çoğunluk oyuna gerek duymaz. “Doğru”, bir yargılama işidir. Yargılamanın kendi doğa yasaları vardır. Geçerli olanın aynı zamanda doğru olduğunu bu yasalarla yargıladıktan sonra bilebiliriz. Bu yüzden yasakoyucunun yaptığı her yasa, hukuk olabilmek için yargıcın bu doğal yasalar terazisinde kendi ağırlığını gösterebilmelidir. Bu ağırlığı kuru gürültüyle kimse sağlayamaz. Yargıcın yaptığı işi siyasetçinin anlaması her zaman kolay değildir. Layıkıyla anlamak istiyorsa, ilk önce, kendince demokratik saydığı bir yönetim yetkisinin, kabagüç kullanma yetkisinin türlü kaynağını gerçeğin bilinme yöntemi olarak görmemeyi içselleştirmelidir. Kabagüç, hangi yolla geçerli kılınırsa kılınsın, bir kanıt asla değildir. Bu gücü bir kanıt gibi meydanlarda dayatmanın içten içe getireceği yıkımı hiçbir düşman güç daha etkili bir biçimde o ülkeye getiremez. Bilimde ve hukukta yargıya saygı duymakla başlar bir ülkenin aydınlığı. Hukuk felsefesinde bir hukuk normunun üç geçerlilik alanından söz ederiz: (usulüne uygun konulmakla gelen) normatif geçerlilik, (muhataplarının çoğunluğunun uymasıyla gelen) sosyolojik geçerlilik ve etik geçerlilik… Bir biçimde ilk iki geçerliliğe sahip bir hüküm, Ancak “Doğru” olmakla etik geçerlilik ölçütüne uygun düşecek ve tanınmanın tüm gereklerini yerine getirmiş olacaktır. Doğru olmak yargısına kitleler, cemaatler, bunlar şunlar değil insan bireyi kendi aklı ve duyuncuyla (vicdanıyla) varacaktır. Böyle bir yargıya varabilmenin önkoşulu bütünüyle entelektüel ve duyunçsal olan bu süreçlerin baskısız ortamlarıyla ve önce özgürlük ilkesi ışığında düzenlenmesidir. Kanıtların üretilmesinde, iletilmesinde, değerlendirilmesinde yeterli derecede bir yetkinliğin bu sürece dahil edilmesi gerektiğini unutmadan söylemelidir. Yazının başındaki özdeyişler bu örgütlenmeye ve etkinliğe sızacak sinsi tutumların teşhirine yöneliktir. Yukarıda mugalâta yaptıklarını söylediklerimin siyasi iktidarının, parlamentoya seçilme yöntemlerinin doğru olmaması nedeniyle geçerli bile olmadığını bilmeyen yoktur. Hangi yüzle, ne için yurttaştan itaat bekliyorlar? (*) Plinius d. J, b.y.: Lateinische Rechtsregeln und Rechtssprichwörter, haz. Detlef Liebs, Darmstadt 1982