05 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SON ARAŞTIRMALAR C LD M Z BAKTER FABR KASI G B Cildimizde sanıldığından çok daha fazla bakteri türünün yaşadığı saptandı. Bedenimizdeki bölgeler mikroiklime göre farklılıklar gösteriyor. Tür çeşitliliği özellikle de bedenimizdeki yaşam koşullarına bağlı. Alt kolumuzun kuru cildinde ortalama olarak 44 farklı tür yaşarken, örneğin koltuk altı gibi nemli bölgelerde çeşitlilik azalmakta. Cildimizin en yağlı olduğu bölgelerinde çeşitlilik en düşük seviyede. Bilim insanları mesela kulak arkasında ortalama olarak sadece 14 farklı bakteri türü saptamışlar. Bethesda Ulusal İnsan Genom Araştırmaları Enstitüsü’nde Elisabeth Grice ve arkadaşları, bakteri çeşitliliğini ayrıntılı bir şekilde incelemek için on kişinin cildinden aldıkları sürüntü örneklerindeki bakteri genlerini analiz ederek üç kategoriye ayırmışlar: 1 alt kol gibi kuru cilt bölgeleri 2 koltuk altı ve dizin iç kısmı gibi nemli bölgeler 3 burun kenarları, kulak arkası gibi yağlı bölgeler. Bakterilerin türleşmesi için en uygun koşulları kuru cilt bölgeleri sunarken, yağlı cilt bölgeleri bakteri çeşitliliği için en elverişsiz olan yerler. Science dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, çeşitli beden bölgeleri tipik mikrop karışımını barındırmakta. Farklı kişilerin aynı beden bölgelerindeki bakteriler birbirine bir insanın farklı beden bölgelerindeki bakterilerden daha çok benziyor. Sağlıklı ve hasta cilt üzerindeki bakterilerin karşılaştırılması sonucunda da, hasta cilt üzerindeki mikrop dağılımının ne derecede bozulduğu görülmüş. Cilt hastalıkları için yeni tedavi biçimleri geliştirilebilebilir. rilmeyen fareler farklı sesler çıkarıyor. Farelerin beyinlerini inceleyen bilim insanları, insanda konuşmadan sorumlu olduğu sanılan beyin devrelerinin değiştiğini görmüşler. Ayrıca fareler iletişim için farklı frekanslardan yararlanıyor. FOXP2 geni her şeyden önce konuşma bozukluğu olan kişilerde değişime uğradığı için konuşma yetisinin anahtarı kabul edilir. Bir tür çalıştırma geni FOXP2 diğer birçok genin etkinliğini ayarlayan bir proteinin yapı planını taşıyor. Aynı gen, fare, şempanze ve diğer bazı hayvanlarda bulunsa da, anlaşıldığı dir. İnsanın evriminde meydana gelen değişimlerin ne gibi etkiler yaptığı henüz kesin olarak bilinmese de bilim insanları değişen FOXP2 geninin daha iyi hareket kontrolü sağlayarak akciğer, gırtlak, dil ve dudakların eşgüdümlü hareket etmesini sağladığını düşünüyor. (Cell, Sayı 137, s.961). Genetik bozukluğu giderilen hücreler tıpkı embriyonik kök hücreleri gibi çeşitli hücre türlerine dönüşecek duruma gelmişler. Bu hücrelere kan yapıcı öncü hücreler de dahil. Bu hücre dizileri sağlıklı insanın embriyonik kök hücrelerinden neredeyse farksız deniyor Nature dergisinde. Çok ender görülen Fanconi anemisinde, çok az beyaz ve kırmızı kan hücresi oluşmakta. Bu hastalığa sahip çocuklar bu nedenle çabuk yoruluyor ve enfeksiyonlara karşı daha duyarlılar. Kafatasları da daha küçük olan bu çocukların baş parmaklarında deformasyon görülür. Hastaların ileride kan kanserine yakalanma riskleri daha yüksek. Şu anda tek tedavi kemik iliği nakli, ne var ki bu terapi Fanconi anemisinde çoğu zaman başarılı olmamakta. Bu hastalığa yol açabilecek on iki çeşit genetik bozukluk biliniyor. Amerikalı biyologlar farklı hastaların genlerini onarmışlar. B R ÖLDÜRÜCÜ V RÜS DAHA BULUNDU Güney Afrika’da yeni bir öldürücü virüsün kalıtımı çözüldü.. “Lujo” olarak adlandırılan virüs tıpkı Ebola virüsü gibi ağır iç kanamalara neden oluyor. Güney Afrika’da Lujo virüsü taşıyan beş hastadan dördü yaşamını yitirmişti. Beşinci hastanın araştırmacıların tavsiyesiyle aldığı ilaçlar sayesinde hayatta kaldığı tahmin ediliyor. PloS Pathogens dergisindeki habere göre ilk hastanın virüsü nereden aldığı henüz bilinmiyor. Columbia Üniversitesi epidemioloji uzmanı Jan Lipkin’e göre virüs kemirgenlerde görülen bir virüs ailesinden. Son derece bulaşıcı olan virüsün beden sıvısıyla bulaştığı tahmin edilmekte. Adı, ilk olarak tes NSAN KONU MAYI NASIL Ö REND ? Bilim insanlarını uzun bir süredir meşgul eden bu soru farelerin yardımıyla yanıtlanacak. Fareler konuşmamızı sağladığı sanılan bir gen versiyonuna sahip. Elbette fareler konuşamıyor, ama Leipzig MaxPlanck Evrimsel Antropoloji Enstitüsü’nde Svante Pääbo ile çalışan araştırmacılara göre, mutasyondan geçi üzere insan ve şempanzenin evrim tarihindeki yolları birbirinden ayrıldıktan sonra insandaki versiyonu değişime uğramış. Gerçi insan ve insansı maymundaki FOXP2 geni arasında sadece iki noktada farklılık söz konusu ama tam da bu iki bölgenin özellikle de konuşma yetisinden sorumlu olduğu düşünülüyordu. Pääbo ve diğer araştırmacılar işte bu tezi kontrol etmek için FOXP2 varyantı şempanzeyle neredeyse aynı olan farelerden yararlandılar. Model farelere insandaki FOXP2 geni aşılandığında beyin dışında hiçbir değişiklik yaşanmamış. Bilim insanları beynin Corpus striatum (Çizgili cisim) bölgesinde önemli değişimler saptamışlar. Hareketlerin çalıştırılmasında anahtar rolü oynayan bu bölge insanda konuşma yetisi için önemli pit edildiği Lusaka ve Johannesburg kentlerinin ilk iki harfiyle oluşturulan Lujo virüsü, grip virüsü gibi bulaşmıyor. Nilgün Özbaşaran Dede Araştırma Dünya iyimser biz karamsarız Dünya genelinde gerçekleştirilen bir araştırmaya göre on kişiden dokuzu geleceğe iyimser bakıyor. Hatta insanların %95’i beş yıl sonra yaşamlarının beş yıl önceki kadar iyi olacağını hatta daha iyi bile olabileceğini düşünüyorlar. 140 ülkede, 150.000’i aşkın kişiyle gerçekleştirilen araştırma Kansas Üniversitesi yönetiminde Gallup Araştırma Enstitüsü tarafından gerçekleştirildi. En iyimser insanlar Kuzey Amerika, Kuzey Avrupa (Danimarka, İsveç) ve Yeni Zelanda gibi ülkelerde yaşıyorlar. Mısırlılar, Haitililer ve Bulgarlar ise en karamsar olanları. Haritada görüldüğü gibi Türkler de en karamsar gruba dahil. Haritada en açık renkle gösterilen ülkeler en optimist olanları. Renkler koyulaştıkça karamsarlık artıyor. Araştırmayı yöneten psikolog Matthew Gallagher, sonuçlar iyimserliğin dünya genelinde bir fenomen olduğunu gösteriyor diye konuştu San Francisco’daki konferansta. YEN KÖK HÜCRE TEKN YLE KALITSAL BOZUKLUK ONARIMI Amerikalı bilim insanları iki tekniğin kombinasyonuyla, cilt hücrelerindeki genetik bozukluğu “onardıktan” sonra kök hücre elde etti. Bu sayede belli başlı kalıtsal hastalıklar için yeni bir terapi geliştirilebilecek. La Jolla’daki (Kaliforniya) Salk Biyolojik Araştırmalar Enstitüsü’nde Juan Belmonte ile çalışan biyologlar, kalıtsal Fanconi anemisi hastalığına sahip hastaların cilt hücrelerindeki genetik bozukluğu giderdikten sonra hücreleri bir tür embriyonik kök hücre olarak programlayan dört kontrol geni aşılamışlar. CBT 1161/ 4 19 Haziran 2009
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle