Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Sağlık Migren tatil seviyor! Genellikle oksijeni az olan yoğun ortam da, yoğun kokulu ortam da migreni tetikleyebilir. Ayrıca vücudu strese sokacak herhangi bir faktör migren ağrısının tetiklenmesine neden olabilir. Bu ağrı uzun süreli bir stresi izleyen rahatlama döneminde de ortaya çıkabilir (örneğin tatilde). Uyku miktarı hep sabit kalmalıdır. Az veya fazla uyumak, migreni tetikleyen bir etkendir. Ayrıca bazı yiyicekler (her hastada geçerli olmamakla birlikte, çikolata, beyaz peynir, kaşar peyniri, baharatlı yiyecekler ve mezeler, alkol) migren ağrılarını uyarabilir. Dr. Ari Boyacıyan V ehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi Nöroloji Bölümü doktorlarından, Dr. Ari Boyac yan’a göre migren toplumda görülen en sık başağrısı türlerinden biri. Değişik çalışmalarda farklı rakamlar çıkmasına rağmen yaklaşık olarak toplumda yüzde 10 15 civarında kişide ortaya çıkabiliyor. Migren esas olarak beyinde hücresel düzeyde fonksiyonel bir bozukluktan kaynaklanır. Bu bozukluk belli bir süre devam ettikten sonra dönemini tamamlar ve iz bırakmadan düzelir. Migrenin süresi klasik olarak 372 saat arasıdır. Aslında beyinde hücresel düzeyde bir bozukluk başlıyor ve beyin damarları ile beynin etrafını saran zarlar etkileniyor. Sonuçta şiddetli zonklayıcı ağrı ortaya çıkıyor. Çoğu zaman ağrının bir periyod halinde gelişen bir hastalık zaman zaman ağrı dışındaki belirtilerle de kendini gösterebilmekte. Migren genel olarak klinik planda auralı migren ve aurasız migren olarak ayrılmaktadır. Bunun dışında daha nadir görülen oftalmik migren, hemiplejik migren, komplike migren gibi türleri de vardır Migrenin belirtileri ve sebepleri neler? En önde gelen belirti zonklayıcı başağrısıdır. Buna genellikle bulantı ve kusma eşlik eder. Eş zamanlı olarak ses ve ışık hassasiyeti, koku hassasiyeti ve bu ana belirtilerle birlikte ikincil olarak gelişen otonomik bozukluk belirtileri gelişir. Uyku hali, açlık hissi, esneme, gaz birikim, geğirme, başdönmesi. Öncül veya eşlik eden belirtilerden olabilir. Migrenin temel olarak sebebi bilinmiyor. Ancak yukarıda sözü edilen peşisıra bozukluklarnı birbirini tetiklediği biliniyor. Başlangıçta hücresel düzeydeki meka nizmalar etkilidir. Bu düzeyde biriken bazı inflamatuar maddeler başka reaksiyonları tetikliyor. Beyin hücrelerinin ve bazen de kan damarlarının işlevleri bozulabiliyor. Bütün bunları da genellikle başağrısı izliyor. Migrene nas l tan konur? Başağrısı genel bir başlıktır, migren başağrısının alt gruplarından biridir. Başağrısına, örneğin küme tipi başağrısı, dolaşım bozuklukları, beyin tümörleri, beyin kanamalarının neden olduğu başağrısı yol açabilir. Migren tanısı, genellikle öykü özelliklerine dayanılarak konur. Çünkü atak sırasında yapılabilecek bazı özel laboratuvar tetkikleri dışında migren hastalığını ortaya koyabilecek bir tetkik yoktur. Çoğu zaman olmayana ergi yöntemiyle, diğer hastalıklar dışlanmak yöntemiyle tanı konur. Migren, hastalar n ya amlar n nas l etkiler? Migren aslında önemli bir toplumsal sorundur. Migren hastalığının neden olduğu iş gücü ve üretim kaybı yüksektir. Hastanın kendisi açısından da yoğun ağrılı ve diğer ek belirtilerin olduğu dönemler yoğun sıkıntı verici düzeydedir ve çoğu zaman yatarak istirahati gerektirir. Migren atakları yukarıda anlatılan mekanizma ile ortaya çıkar. Auralı migrende genel olarak 1 saat civarında süren öncül belirti olup, bunu izleyen başağrısı gelişir. Aurasız migrende ise genellikle öncül belirti ortaya çıkmaz ve başağrısı daha uzun sürer. Migren ataklarının sıklığı ve şiddeti hastadan hastaya büyük değişkenlik gösterebileceği gibi, aynı kişide değişik dönemlerde sıklık ve şiddet değişkenlikleri görüle bilir. Hayat boyu ancak birkaç kez migren tipi ağrısı olan insanlar olduğu gibi, hemen hergün migren ağrısı ile yaşamak zorunda kalan olgularla vardır. Migren ağrısı sırasında kişi genellikle sessiz ve karanlık bir ortamda yatmayı tercih eder. Atak döneminde olduğu için bu dönemi kırmakta kullanılan ilaç uygulamaları yardımcı olur. Migren tedavisi asıl olarak iki başlıkla irdelenebilir. Atak tedavisi: Şiddetli ağrı sırasında uygulanacak ilaçlar ve yardımcı yöntemler, ağrı olmaksızın uygulanan ağrıyı önleyici ilaçlar ve yöntemler (koruyucu tedavi) Hava ko ullar , stres, psikolojik etkenler migrene neden olur mu? Evet olabilir. Genellikle oksijeni az olan yoğun ortam da, yoğun kokulu ortam da migreni tetikleyebilir. Ayrıca vücudu strese sokacak herhangi bir faktör migren ağrısının tetiklenmesine neden olabilir. Bu ağrı uzun süreli bir stresi izleyen rahatlama döneminde de ortaya çıkabilir (örneğin tatilde). Uyku miktarı hep sabit kalmalıdır. Az veya fazla uyumak migreni tetikleyen bir etkendir. Ayrıca bazı yiyicekler (her hastada geçerli olmamakla birlikte, çikolata, beyaz ve kaşar peyniri, baharatlı yiyecekler ve mezeler, alkol) migren ağrılarını uyarabilir. Migrenin kad nlarda daha s k rastland do ru mu? Migren en sık 1040 yaş arası görülür. Ancak ileri yaşlarda da şiddetli migren ağrıları çeken olgular vardır. Migren özellikle hormonal değişikliklerden sık etkilenir. Bu nedenle örneğin kadınların periyod dönemlerinde şiddetli ağrılar ortaya çıkabilir. Bu açıdan başka bir destekleyici kanıt, migren tipi ağrıların genellikle hamilelik döneminde azalmasıdır. si nedir? • Diyabetli miyim? Hamilelikte şeker • Diyabetle hangi spor? • Diyabet ve cinsel yaşam • Genetik faktör: çocuklarda görülme riski • Et, süt, sebze, ekmek, yağ meyve değişim diyet listeleri • Diyabet ve sinir sistemi • Tanılar, tedaviler, tahliller, son gelişmeler… Diyabet ve endokrinoloji uzmanı Prof. Metin Özata, 1982’de Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA) Tıp Fakültesi’nden birincilikle mezun oldu. 1990’da İç Hastalıkları Uzmanı, 1994’de doçent, 2003’de profesör oldu. Federal Almanya’nın Wiesbaden kentinde USAF Regional Medical Center’da, ABD’de Chicago Üniversitesi’nin Tiroid Kliniği’nde çalıştı. GATA Araştırma Merkezi Tıbbi Araştırma Bölüm Başkanlığı ve Gülhane Tıp Dergisi yardımcı editörlük görevlerini de yapan Dr. Özata Türk Diyabet Cemiyeti Prof. Celal Öker Bilim Ödülü, Roche Tıp Ödülleri Yarışması Birincilik Ödülü, İstanbul Üniversitesi Bilim Ödülü, Bayındır Tıp Merkezi Ödülü, Tübitak Bilim Teşvik Ödülü ve Tübitak ‘Türkiye Tıp Araştırma Ödülü’ sahibidir. Diyabet, Tiroid ve Obezite üzerine özgün araştırmaları olan Prof. Dr. Metin Özata, dünyada ilk kez şişmanlığa neden olan bir gen bozukluğunu da saptamıştır. Türkiye’de ve Dünya’da Ekonomik Bunalım, 20082009 Bağımsız Sosyal Bilimciler Bağımsız Sosyal Bilimciler’in bu çalışması, dünyada ve Türkiye’de 200809’da yoğunlaşan ekonomik bunalıma odaklanıyor. Çalışma, sunuşu izleyen sekiz bölümden oluşmaktadır. İkinci Bölüm’de Türkiye’de halk sınıflarının güncel yaşam koşulları ile ilgili gözlem ve değerlendirmeler var. Üçüncü Bölüm’de 200709 küresel bunalımı için bir analiz çerçevesi verilmekte. Söz konusu küresel bunalımı, asli ve yapısal nedenleri ile değil, bunların tezahürleri ve uygulanan/uygulanmayan politikalarla açıklamaya çalışan anlayışa karşı çıkılmakta, esas sorunun kapitalizmin krize yatkın doğası ile ilgili olduğu, krizsiz/barışçıl bir dünyanın ancak kapitalizmin aşılması ile mümkün olabileceği vurgulanmakta. Dördüncü Bölüm’de Türkiye ekonomisinin 200809 öncesinde de durgunluğa gidişin işaretlerini verdiği somut verilerle ser gileniyor. Beşinci Bölüm ise bugünkü ekonomik bunalımın kısa dönemli ekonomik sinyallerine ve 2009 yılı başında ödemeler dengesi ve reel ekonominin görünümüne ayrıldı. Altıncı Bölüm, TürkiyeIMF ilişkilerinin Nisan 2008Mart 2009 dönemindeki seyrini irdeleniyor. Yedinci Bölüm’de ele alınan konu, küresel bunalımın Türkiye’yi belirgin bir biçimde etkilemeye başladığı Eylül 2008’den günümüze kadar hükümetin aldığı önlemlerdir. Sekizinci Bölüm’de emekten ve toplumsal adaletten yana bir bakış açısı ile yaşanan ekonomik bunalıma ne tür kısa ve orta vadeli çözümler getirilebileceği tartışılıyor. Son Bölüm ise çalışmanın temel saptamalarını ve politika önermelerini özetlemektedir. Yordam Kitap, 12 TL. Diyabetle Kaliteli Yaşam Rehberi Diyabetliler ve yakınları için, açıklamalı yüzlerce tablo, grafik ve diyet listesiyle desteklenmiş kolayca anlaşılabilir yeni bir başucu kitabı. Ülkemizin önde gelen diyabet ve endokrinoloji uzmanı Prof. Dr. Metin Özata’dan, kaliteli ve sağlıklı bir yaşam için bilinmesi gereken ve diyabetle (şeker hastalığıyla) ilgili merak ettiğiniz herşey. • Ne zaman, yemeli ne kadar yemeli? • “Gi” diyetiyle diyabet mönü örnekleri. • Diyabet tipleri: A’dan Z’ye… • Gece hipoglisemi CBT 1157 / 13 22 Mayıs 2009