05 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

OOOF OFF LINE Tanol Türkoğlu Gözümüz aydın, uyuşmazlıkları çözecek yöntem bulundu! Toplumsal ve bireysel ilişkiler sürekli sorun üretir; “sorunsuz bir toplum yaratmak” gerçekleşmesi olanaksız bir düşüncedir. Sorunlar karşısında edilgen kalmak da “dirlik, düzen ve barış” beklentileriyle bağdaşmaz. Çetin Aşçıoğlu Yargıtay Onursal Üyesi, cetinascioglu@gmail.com şında el altından çıkar sağladıkları söylemleri hatırlanmalıdır. Yanlar, yargıya başvurmadan ya da yargılama sırasında arabulucuya anlaşarak başvurabilir; yargı orunu da yanları özendirebilir. Ancak yanlar, arabuluculuk ilişkisine her an son verme haklarını kullanarak sorunu yargı önüne getirebilirler. Bu güçlü olasılıktır; sonuçta hakkın alınması bu nedenle de uzayabilecek ve arabulucu ile kişiler arasında akçalı sorunlar gündeme gelecektir. Arabuluculuğa gidildiğinde ister istemez bir paylaşım olacaktır. Bir uyuşmazlıkta yanlarında biri ya da her ikisi de bir oranda haklı olabilir. Kanıtları güçlü ve haklı olduğuna inananın arabulucuya giderek paylaşmaya onay vermesi de düşük bir olasılıktır. Arabuluculuk uyuşmazlık konusu hakkın paylaşma olasılığının yüksek olduğu durumlarda gündeme gelebilir. Aslında ilgililer bu durumun bilincinde ve iyi niyetli oldukları sürece arabulucu kurumuna başvurmadan gerekirse güvendikleri bir kişiye de aralarına alarak daha kısa ve ucuz yoldan sorunu çözebilirler. Uyuşmazlık yargı önüne gelmiş ise, işin kapsamı nedeniyle, yanlar avukatla temsil edileceğinden; uzlaşma durumu gündeme geldiğinde avukatlar devreye girecek (yasal görevleri) ve arabuluculuğun yapacağı hizmetini üstlenecektir. Bu hem yanların hem de avukatın çıkarınadır. İşi yüklenen avukat, arabulucuyu pastanın paylaşılmasına sokması anlamsız olur. HUAT, AB önerisi olarak hazırlanmasına karşın Avrupa Komisyonu’nun “uzlaşma belgesinin bir yargı ya da kamu orununun kararı veya onayı ile uygulanacağı” yolundaki asgari koşula da yer verilmemiştir. Yanların anlaşarak hakemlerini seçerek oluşturulan tahkim kurullarında bile var olan bu koşulun arabuluculuk kurumunda dışlanması “yargıya güvensizlik” olarak da yorumlanabilir (1). Bu bağlamda, barolar neden bu tasarıya karşı çıkıyorlar sorusu da tartışılmalı: Tasarı ve önerinin yerinde olmadığını savunmak doğrudur. Bu suyun görünen yüzüdür; altındaki neden ekonomiktir. Arabuluculuğu avukatların tekelinde olmasını istemek ise, baroların girişimini zayıflatır. Politik erkin, yargı organının olmazsa olmaz öğesi olan avukatlık kurumunu tükenme noktasına doğru sürümektedir: Her isteyen hukukçunun bir diploma ile avukat olduğu ülkemizde Avukat şişkinliği doğal olarak ekonomik sorun yaratmıştır. Pastadan düşen pay her geçen azalmaktadır. Avukatların içinde bulunduğu ekonomik koşullar yargıyı da olumsuz etkilemektedir. Baroların hem yerindelik ve hem de ekonomik kaygılar nedeniyle HUAT’ye karşı çıkmaları yerindedir. Ancak; barolar, geriye saymaya başlayan avukatlık onur ve saygınlığını koruyucu önlemlerin alınması için eylemlere kadar uzanan girişimleri yoğunlaştırmalılar. Örneğin hukuk öğrenimi, hukuk fakülteleri, adaylığın kazanılmasında ve avukat sanının alınmasında sınav dahil ağır koşullar getirilmesi; meslek etiğinin korunması gibi. Son sözüm politikacıya “arabulucu” seçeneğiyle kolay ve riskli olanı yeğlemektesiniz; gerçek anlamda bir yargı reformu yapılmadan, bir de bunu deneyelim mantığıyla sorunları çözmek olanaksızdır. Yarınlara kötü örnek olmayın. (1) S. Öztek; Arabuluculuk Küreselleşmenin Bir Aracı mıdır? (tanolturkoglu@gmail.com) Bir terabyte’lık bilgi hazinesi içinde dünyayı kurtaracak bilgiler de yer alabilir; film, müzik ve dijital makinelerle çekilmiş fotoğraflar da. 42 Sekstilyon Douglas Adams’ın Anısına S orun çözme, bilgiyi bilimsel yöntemle işleyerek ve akıl yürütülerek ortaya konulan bir öneridir. Ancak; önerilerin başarısı aynı yöntemle sorgulanmaya ve eleştirilmeye bağlıdır. Yasal düzenlemeler de özde bir sorun çözme önerisidir. Bilimsel ilkelere uygun olarak yapılmayan düzenlemeler düş kırıklığı yaratması güçlü bir olasılıktır. Yasa koymada, uzunca bir süredir “ya tutarsa”, “bir de bunu deneyelim”, “AB de istiyor” gibi düşünce ve söylemlerle yasa toto oynamaktayız. Baroların tepkisine neden olan “Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Tasarısı” (HUAT) canlı bir örnek. Uyuşmazlıkların çözümünde seçenekli bir yol öneren HUAT’nin öncelikle gerekçeleri sorgulanmalıdır: Yargıda iş yükü ağırlığı, sayısal olarak doğru olsa da, etkisi yanıltıcıdır. Yüz binlerce “elektrik hırsızlığı”, “kira”, “orman”, “trafik kazaları” ve on binlerce “kredi kartı”, “borç senetlerinde imza”, “kamulaştırma”, “kat mülkiyeti”, “haksız eylem zararları (özellikle manevi); “yalın işçi alacakları” gibi iş yığılmasını arttıran nicelikli ve yalın, sıradan işlerdir. Arabulucu seçeneği, bu sorunu çözemez; çünkü yoğunluk yaratan işler, arabuluculuğa gitme olasılığı olan işler değildir. İş yoğunluğu, “suç işlenmesini” ve “uyuşmazlık yaratmayacak” yasalar ve sosyal düzenle önlenir. Toplumsal barış, uyuşmazlıklar yaratarak sağlanmaz. Davaların uzaması geciken pahalı adalet ve yargıya güvensizlik: Göz ardı edilemeyecek bir sorun. Ancak bu sorunların arabuluculukla çözüleceği abartılı bir beklentidir. Akçalı bir işte psikolojik bir duygu olan güvenin olumsuz etkilenmesi güçlü bir olasılıktır. Ayrıca uyuşmazlığın akçalı değeri büyük bir olasılıkla dörde (yanlararabulucu ve işi başında alan avukat) bölüneceği de bilinmelidir. CBT 1146/ 10 6 Mart 2009 HUAT’nin üçüncü gerekçesi: Avrupa Parlamentosu ve Konseyi’ nin önerisi ve bazı AB ülkelerindeki yasal düzenlemelerdir. “Diğer ülkelerdeki düzenleme ve ilkelerin” gözetilmesi bilimsel bir yaklaşımdır. Yanlış olan“ kolaycılığa kaçıp doğrudan kural bazında incelemeyle yetinmek ve ülkelerin,“o alandaki sorunları”, “toplumsal yapısı” ve “uygulamada alınan sonuç ve eleştiriler” üzerinde durulmamasıdır. AB ülkelerinde “özdeki yargı” ve “toplumsal” sorunlar büyük ölçüde çözülmüştür. Ülkemizde yargı düzeni de toplumsal ilişkiler de sorunludur. “Doğru güvenli yargılanma hakkının” güvencede olacağı bir yargı düzeni kurulmadan “ekonomik gücü olana arabuluculuk” seçeneği olanağı yaratmak “ayrımcı” bir yaklaşım olarak da nitelendirilebilir. Yüksek öğretim görmüş ve diğer yasal koşulları da kazanmış her Türk yurttaşı sicile kaydedilmekle arabulucu sanını ve yetkisini kullanabilecektir. Hizmet bir ücret karşılığında yapılacağına, işin doğası gereği bir büro ve hizmetliler de olacağına göre, arabuluculuğu “bir ticari işletme olarak” nitelendirmek yanlış olmaz. Bu nedenle arabulucu hizmetinin ederi yüksek olacaktır. Ayrıca, hak ve çıkar üzerindeki uyuşmazlığın arabulucu sanı altında ve bir ücret karşılığında çözümlenmesi riskli bir durumdur. Akçalı çıkarların söz konusu alanlarda görülebilen örtülü anlaşmaların arabuluculuk kurumunda olmayacağı güvencesi verilemez. Tahkim işlerinde bazı hakemlerin yasal ücret dı DO RUYANLI Amerikalı dilbilimci Mark Liberman, bugüne dek yeryüzündeki tüm insanların konuşmaları kayıt edilseydi, bu kaydın ne kadarlık bir diske sığabileceğini hesaplamış. Yeni standartlar sağ olsun bu tür devasa hacimdeki bilgileri ifade etmek için artık düzinelerce rakam kullanmaya gerek yok. Örneğin Liberman’ın hesabının sonucu 42! Bu 42 bana Douglas Adams’ı anımsattı. Otostopçunun Galaksi Rehberi isimli bilim kurgu klasiği romanında yaşamın, evrenin ve herşeyin anlamının cevabı olarak Deep Tought (Derin Düşünce) adlı bilgisayar 42 diyor ve daha sonra ilgili sorunun ne olacağını ancak kendisinin imal edeceği kendisinden daha yüksek kapasitede bir başka bilgisayarın (bu bizim dünya gezegenidir) hesaplayabileceğini belirtiyordu (Karl Marx’ın Londra’daki mezarını ziyarete giderseniz, mezarlıktaki yol ayrımının beş metre gerisinde soldaki minik mezarlardan birinin Douglas Adams’a ait olduğunu görebilirsiniz). Dünyadaki insanların tüm konuşmaları ve 42. Doğal olarak bu 42’nin yanına bir birim getirmek gerekiyor. Örneğin 42 dakika desek sanırım buna kimse inanmaz. Ama ya 42 zettabyte dersek? Doğal olarak aklınıza bu zettabyte da nedir diye bir soru gelecektir. Byte ile biten bu birimleri bilgisayarınıza sabit disk ya da dondurma çubuğu büyüklüğünde flash bellek alırken etiketlerin üstünde görüyorsunuzdur. Ya da bilgisayarınızın belleğinin kapasitesini ifade ederken. 2 Gigabyte bellek, 500 megabyte sabit disk, 4 Gigabyte flash bellek vb gibi. Zettabyte da bu kapasite merhalelerinden birisi. Temel sıralama şöyle gidiyor. Byte – kilobyte – megabyte – gigabyte – terabyte – petabyte – exabyte – zettabyte – yottabyte. Her bir adımdan diğerine geçmek için bin ile çarpmanız gerekir. Yani bin tane byte bir kilobyte’tır. Ya da bin gigabyte bir terabyte’tır. Bilgisayar sistemlerinde bu değer tam bin değil, onun yerine bin 24’tür. O da bilgisayar sistemlerinin onluk değil ikilik düzeneği temel almış olduklarından. Bu çerçevede bir kilobyte aslında 1024 byte iken bir megabyte da 1024x1024 byte’tır. Ancak ünlü “metre”nin standard olarak kabul edilmesini sağlayan Uluslararası Birimler Sistemi’nin onluk düzenine göre sondaki 24 ler atılarak hesap kolaylaştırılmış durumda. (yine konu dışı olacak ama bugün dünya üzerinde resmi olarak metrik sistemi kabul etmeyen sadece üç ülke kaldığını biliyor musunuz? Bunlar Liberya, Burma adıyla bildiğimiz Myanmar veee ABD). O halde belki de benim gibi siz de bilgisayarınızın yanında duran bir terabyte’lık diskin kaç byte’tan oluştuğunu hesaplayabilirsiniz. Cevap; 1 trilyon byte. Yani birin yanına 12 tane sıfır yazarak ulaşılacak sayı. Bu formüle göre zettabyte’ı hesaplamak isterseniz birin yanına 21 tane sıfır yazmanız gerekir. Bu sayı nasıl okunur diye merak ediyorsanız bunun cevabı da var: Sekstilyon! 42 sekstilyon ne anlama geliyor? Biraz akıl yürütelim. Bir dakikalık bir ses kaydı kabaca 1 megabyte’lık yer teşkil etse bu 42 peta (on üzeri 15) dakikalık bir süreye tekabül eder. Bir yılda bulunan dakika sayısını (525 bin 600) kabaca beş yüz bin olarak kabul edersek 42 peta dakika 84 giga (on üzeri 9) yıl eder. Yani dünya üzerinde şimdiye dek yapılmış tüm konuşmaları bir kişi yapsaydı bu kişinin hiç durmadan 84 milyar yıl konuşması gerekirdi. Petalar, zettalar, yottalar yakın gelecekte gündelik hayatımızın bir parçası olacak. Tıpkı bugün megaların, gigaların, teraların olduğu gibi. Öte yandan bu durum verim ve kalite konularını da yeniden gündeme getirecek. Çünkü bir terabyte’lık bilgi hazinesi içinde dünyayı kurtaracak bilgiler de yer alabilir; film, müzik ve dijital makinelerle çekilmiş fotoğraflar da.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle