26 Haziran 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sağlık KOLESTEROL: yi mi, kötü mü? Kolesterol seviyesinin yüksek olması, kalp krizinden felce kadar pek çok sağlık problemine neden olabiliyor. Kolesterol, kalbi ve beyni besleyen damarlarda tıkanma veya daralmaya bağlı felç oluşumuna neden oluyor. Sağlıklı bir yaşam sürmek için, kolesterol seviyesini dengede tutmakta yarar var. Dr. Sinan Özbayrakçı, Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi Kardiyoloji Bölümü Kolesterol nedir, gerekli midir? Kolesterol, bazı hormon ve salgıların yapısına giren belirli düzeye kadar gerekli, fazlalığı da zararlı olan bir tür yağdır. Vücutta yokluğu söz konusu olamaz, sürekli üretilir. Türleri nedir? Kanda total kolesterol, diğer alt grupların toplamıdır. Bunlar HDL(iyi kolesterolyüksek yoğunluklu), LDL (kötü kolesteroldüşük yoğunluklubunun alt grupları var), VLDL (uygulamada çok önemli değil), trigliseridler (toplama belirli bir oranda katılırlar). Zararlar nelerdir? Belirlenmiş düzeyin üstüne çıkan LDL damar çeperinde plak denilen birikimlerle, çap daralmasına, tıkanmasına neden olarak, bulunduğu organa kalıcı veya geçici hasar verir. Kalbi besleyen damarlarda (koroner arterler), beyin, bacak damarlarındaki bu tür oluşumlar kalp enfarktüsüne, felçlere neden olabilir. Trigliseridlerin aşırı yükselmesi pankreasta acil ve ciddi sorun yaratabilir. Ayrıca iyi kolesterol (HDL) düzeyini de düşürebilir. Amaç LDL’nin azaltılıp HDL’nin arttılmasıdır. LDL ve trigliseridler neden yükselir? Genetik özellikler, tiroit bezinin yetersiz çalışması, bazı böbrek hastalıkları, şeker hastalığı, fazla alkol alımı, hareketsizlik, aşırı stres, gıdalar önemli nedenler arasındadır. Hedeflenen LDL düzey farkl l klar neye ba l d r? Tüm dünyada birbirine çok yakın kriter ve değerler kullanılır. Farklılık gibi görünen, kişinin içinde bulunduğu risk durumudur. Daha önce kalp, damar sistemi ile ilgili hastalığın varlığı, beraberinde şeker, tansiyon, sigara, fazla kilo, ailede erken yaşta oluşmuş benzer olaylar, yaş ve cinsiyet bu sınıfları belirler. LDL; bu gruplardan çok yüksek risklilerde 70mg/dl, yüksek risklilerde 100mg/dl ve düşük risklilerde 130mg/dl düzeyini geçmemeli. Risk faktörleri (Koroner kalp hastal için) nelerdir? – Total kolesterol > 200 mg/dl (LDLkolesterol>130 mg/dl) – Yüksek tansiyon: 140/90 mmHg üzeri – Şeker hastalığı – Düşük HDLkolesterol düzeyi; erkeklerde<45 mg/dl,kadınlarda<35mg/dl. – Yaş: Erkeklerde> 45, kadınlarda> 55 veya erken me nopoz – Aile öyküsü: Birinci derecede erkek akrabalarda 55, birinci derecede kadın akrabalarda 65 yaşından önce enfarktüs (veya ani ölüm) bulunması. – Sigara – Şişmanlık Diyet/ laç ne zaman, nas l? Bu konu ile ilgili hiçbir hastalık belirtisi ortaya çıkmadan yapılacak kontrollerde doktorun belirleyeceği risk faktörleri kişinin sınıfını, aynı zamanda önlemler paketini de belirler. Eğer koroner kalp hastalığı veya inme gibi damar sistemini ilgilendiren bir olay geçirilmişse, program biraz daha hızlı ve basamakça ileri olur. Girilecek sınıfa göre günlük kolesterol alımı 300 veya 200 miligramı geçmez. LDL kolesterol düzeyi ve risk sınıfı çok yüksek ise diyet sonucu hiç beklenmeden ilaca başlanabilir. Önce 3, sonra 6 aylık sürelerde yapılacak kontroller diyet, ilaç ikilisinin hedefi yakalamasına göre ne kadar devam edileceğini ortaya koyar. Diyette kolesterol içeren her ey yasak m d r? Kısaca hayır. Püf noktası kişiye izin verilen kolesterol girdisinin günlük olarak aşılmamasıdır. Kolesterol içeriği yüksek gıdalar doyum hissi sağlamadan bu sınıra ulaşacağından, uygulamada zorluk oluşturur. Örneğin yumurta sarısındaki kolesterol neredeyse bir günlük tüm girdi hakkını kullanacağı için, gün boyu başka bir şey yememek gerekir. Diğer önemli nokta, günlük alınabilecek tutarın aynı gün alınmasa bile başka günlere devredilemeyeceğidir. laçlar n yan etkileri? En çok kullanılan statin grubunun karaciğer enzimlerini yükseltici, adale yıkımını arttırıcı etkileri vardır. Ancak bunlar genelde yüksek doz ilaç kullanımında ortaya çıkabilmekte, ilaç azaltıldığında veya kesildiğinde normale dönmektedir. Kanda doktorun önereceği aralıklarla bakılacak AST, ALT, GGT, CK enzimleri bu izlemeleri gerçek kriterlere oturtur. Fiziki aktivite? LDL’yi düşürüp HDL’yi yükselttiğinden yararlı ve gerekli öneridir. Düzenli ve güvenli şartlarda olmalıdır. En az haftada 3 gün, orta hızda 1 saatlik yürüyüş uygundur. Başka bir aktivite yapılmak istenirse, kalp hızı ve tansiyon düzeylerinin, varsa koroner kalp hastalığının hangi aktiviteye izin vere Sinan Özbayrakçı bileceği danışılmalıdır. Di er etkiler: – Stresin olumsuz etkisi artık kabul edilmiş durumda. – Omega 3 (balık veya keten tohumu kaynaklı) özellikle trigliseridlere iyi yönde katkıda bulunur. – Alkol çok az düzeyde alınırsa (en çok 80cc/gün 4045 derecelik) HDL’yi yükseltmekte, ancak bu düzey aşılırsa trigliseridleri yükseltmekte ve aşırı kalori girdisiyle kilo artışına neden olmakta. – Bazı genetik bozukluklar da çok küçük yaşlardan başlayarak, LDL ve/veya trigliseridlerde aşırı yükselmeler yaparak damar sistemini bozar. Sonuç olarak ne her şeyin yasak ne de serbest olduğu uçarı diyet önerileri değil, bilimsel kriterlere dayalı, ölçülü, zararsız, bıktırmayan, kolay uygulanabilir programlar kabul edilmeli. Özellikle kolesterol yüksekliği olan veya enfarktüs, inme gibi damarsal olay geçirmiş kişilerin çocuklarında da 12 yaş civarında durum belirlenmeli, sonuca göre hangi sıklıkta izlem yapılacağı planlanmalıdır. Evrimin son sınırları için sorular Yazının baştarafı 5. sayfada Günümüzde aynı koşulların laboratuvar ortamında yaratılıp amino asitlerin, zarımsı ilkel yapıların, DNA ile RNA’nın kimi yapı taşlarının üretilmesi mümkün. Daha kısa bir süre önce, protein enzimlerinin yanı sıra, RNA’nın da kimyasal tepkimeleri kolaylaştırabildiğine tanık olundu. Dahası, kendi bölümlerini kopyalayabilen RNA molekülleri bile oluşturuldu. Ne var ki, bu tür moleküller ve hatta en ilkel hücre arasında bugün bile korkunç bir boşluk var. Andy Knoll (Harvard Üniversitesi Do al Tarih Profesörü): Darwin toplulukların içinde yaşadıkları ortama nasıl uyum sağladıklarını açıklığa kavuşturdu. Gelgelelim, Dünya gerek fiziksel gerekse biyolojik zorlamalar karşısında sürekli değişmekte olan devingen bir hedef. Yaşam ile çevre arasındaki dinamik etkileşimler henüz tam olarak bilinmiyor, ama dünyanın tarihini ve torunlarımıza bırakacağımız dünyayı belirleyecek olan bunlar. Bu nedenle çevresel değişimlerin dünyayı nasıl etkilediği ile ilgili araştırmalara fizyolojinin organizma ile çevre arasındaki arayüzün de katılması gerekiyor. Helena Cronin (London School of Economics Do al ve Toplumsal Bilimler Felsefesi Merkezi Ba kan ): Evrim kuramında doldurulması gereken boşlukları sormak yerine, evrim kuramının hangi boşlukları doldurması gerektiğini sormak daha yerinde olur. Çünkü evrim kuramı tüm canlıları, özellikle de kendimizi kavramamıza olanak tanır. İnsan doğasının tek bilimsel açıklaması olduğundan, evrim kuramının toplumsal bilimler üzerinde ve buna bağ lı olarak da toplumsal olaylar, politika belirleme ve dünyadaki konumumuzla ilgili görüşlerimiz üzerinde dönüştürücü bir etki yaratması gerekir. Rita Urgan, Kaynak: New Scientist, 31 Ocak CBT 1146 / 13 6 Mart 2009
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle