02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

POLİTİK BİLİM Aykut Göker http:/www.ınovasyon.org;[email protected] Ülkelerin bilim, teknoloji ve inovasyonla ilgili strateji, politika ve plan belgeleri taramamızı bu hafta tamamlıyoruz. Sanıyorum, aşağıdaki örnekleri, kendi ülkemizle karşılaştırma açısından daha ilginç bulacaksınız. Onlar Ne Yapıyor, Biz Ne Yapıyoruz (3) Amerika kıtasından ilk örneğimiz Brezilya. Bu ülke, ‘Eylem Planı 20072010: Ulusal Kalkınma için Bilim, Teknoloji ve İnovasyon’ (Plano de Ação 20072010: Ciência, Tecnologia e Inovação para o Desenvolvimento Nacional) başlıklı planını gerçekleştirmekte. Kanada’da, Federal Hükümet, 2006 Kasım’ında bir ekonomi planı yayımladı. ‘Kanada’ya Üstünlük Kanadalılar için Güçlü Bir Ekonominin İnşası’ (Advantage Canada Building a Strong Economy for Canadians) başlıklı bu planda öngörülen hedefleri gerçekleştirmek için de ‘Bilim ve Teknolojinin Kanada’nın Üstünlüğü için Seferber Edilmesi’ (Mobilizing Science and Technology to Canada’s Advantage) başlıklı bilim ve teknoloji stratejisi yürürlüğe kondu. Meksika’nın 20082012 dönemini kapsayan bir uygulama programı var; başlığı: ‘Bilim, Teknoloji ve İnovasyon Özel Programı’ (Programa Especial de Ciencia, Tecnología e Innovación 20082012)... Şili’nin, Ulusal İnovasyon Konseyi’nce hazırlanıp ilk cildi 2006’da, ikinci cildi 2008’de yayımlanan bir ulusal inovasyon strateji belgesi var. Başlığı ‘Rekabet Edebilirlik için Ulusal Bir İnovasyon Stratejisine Doğru’ (Hacia Una Estrategia Nacional de Innovación para la Competitividad); Şili bu stratejiyi uygulama yolunda... Gelelim Asya’ya: Dünya’nın ilgi odağındaki Çin’in 20062020 dönemini kapsayan ‘Bilim ve Teknoloji Geliştirmek için Orta ve Uzun Vadeli Program’ başlıklı bir programı var. Bu program izlenecek bilim ve teknoloji geliştirme stratejisi için kılavuz olarak ortaya konmuş. Çin’de, bu kılavuz dikkate alınarak hazırlanan ‘11’inci Beş Yıllık Dönem için Ulusal Bilim ve Teknoloji Geliştirme Planı (20062010)’ uygulamada... Hindistan’da ‘bilim, teknoloji ve inovasyon’, beş yıllık kalkınma planlarının ana başlıkları arasında yer alıyor. Şu anda 20072012 dönemini kapsayan ‘11’inci Beş Yıllık Plan’ yürürlükte. Plân’ın bu konularla ilgili öngörüleri, plân hazırlık çalışmaları sırasında kurulmuş olan Bilim ve Teknoloji Yönlendirme Komitesi’nin hazırladığı rapor dikkate alınarak belirlenmiş. Ülkemizde de her plân hazırlık döneminde bilim ve teknolojiyle ilgili bir özel ihtisas komisyonunun kurulduğu ve bu komisyonun bir rapor hazırladığı bilinir. Sakın bu benzerliğe bakıp Hindistan’ın plân anlayış ve uygulamaları hakkında yanlış bir yargıya varmayın. Bu ülke bilim ve teknolojiyi de, ilgili komitelere hazırlattığı raporları da, yürürlüğe koyduğu plânları da ciddiye alan bir ülkedir... Japonya’nın 2025 yılını hedef alan ‘İnovasyon 25: Geleceği Yaratmak; Sınırsız İmkânlardan Yararlanmak’ başlıklı, uzun vadeli bir stratejisi var. Yürürlükteki, 20062010 dönemini kapsayan ‘3’üncü Bilim ve Teknoloji Ana Plânı’ da bu stratejiye uygun olarak hazırlanmış. Güney Kore’nin de ‘Vizyon 2025: Bilim ve Teknoloji Geliştirmek için Uzun Vadeli Plân (20002025)’ belgesinde ortaya konmuş olan uzun vadeli bir stratejisi var. Bu strateji bağlamında yürürlükte olan uygulama plânının başlığı da ‘2’inci Bilim ve Teknoloji Ana Plânı (20082012)’... Afrika’dan örneğimiz, Güney Afrika Cumhuriyeti... Bu ülkenin uygulayageldiği 20022012 dönemini kapsayan bir ‘Ulusal ARGE Stratejisi’ (National R&D Strategy) ve 20082018 dönemini kapsayan bir ‘On Yıllık İnovasyon Plânı’ (TenYear Innovation Plan) var. Bu ülke ayrıca, kendisi açısından kritik bazı teknoloji alanlarında ulusal stratejiler de izliyor: Bunlar ‘Ulusal Biyoteknoloji Stratejisi’, ‘Ulusal Nanoteknoloji Stratejisi’ ve ‘İleri İmalât Teknolojileri Stratejisi’ başlıklarını taşıyor. Bir de Bilim ve Teknoloji Bakanlığı’nın izlediği ‘Kurumsal Strateji’ (DST Corporate Srategy: 20082009) var. Üç haftadır verdiğim bu örneklerle ilgili olarak, isterseniz gelecek hafta ortak bir değerlendirme yapalım. Orta sınıf, sürekli evrim geçiren bir organizma gibi… Bilim insanları ihtiyaçlar hiyerarşisinin yalnızca bireylere özgü olmadığını, toplumların ihtiyaçlarının da benzer bir sıralamaya tabi olduğunu ileri sürüyor. Bu bağlamda orta sınıf karmaşık, dağınık ve sürekli olarak evrim geçiren bir organizma olarak ele alınıyor. Ayrıca geçmişte kamu sektörünün yarattığı orta sınıf ile bugün özel sektörün yarattığı orta sınıf arasında davranış ve düşünüş açısından çok farklı. ORTA SINIF Z NC RLER N KIRIYOR! Sosyolojik araştırmalar, maddi ko ullar n iyile mesiyle tüm gruplar n davran lar n n ve düünce tarzlar n n de i ti ini ortaya koyuyor. 1967 yılında Maslow kuramının etkisiyle, Herbert Gans, “Levittowners” adını verdiği, bugün sosyal psikolojinin klasikleri arasında yer alan kitabını yazdı. Bu kitap Amerika’nın yeni orta sınıfının değişen düşünce yapısına açıklık getiriyor. Levittown ABD’de bir banliyönün adıdır. Burası, bahçeli, biriki katlı, tahta parmaklıklı, her evde tek bir ailenin yaşadığı tipik Amerikan evlerinin bulunduğu bir bölgedir. Tekdüzeliği ile dikkat çeken bu kasabanın, dünyanın diğer taraflarındaki pek çok banliyöye örnek olmasının nedeni ne olabilir? “Levittowners” kitabında Gans, Amerika’nın yeni orta sınıfının emekçi sınıfından farklı davrandığını ve düşündüğünü ileri sürüyor. Bu geleneksel toplulukların peergrup (akran grubuAynı sosyoekonomik statüye, ortak uğraşlara ve normlara sahip insanların oluşturduğu grup) etkisi altında olduklarını söyleyen Gans, bunların aile bireyleri ve iş arkadaşları gibi yakın çevrelerinin değerlerini ve davranışlarını benimsediklerine dikkat çekiyor. Oysa orta sınıfın, aile ve iş arkadaşlarının değil, daha uzak çevrelerinin veya medya kanalı ile bilgi sahibi oldukları çağdaşlarının etkisi altında kaldıklarını iddia ediyor. Akran grubunun etkisindeki insanlar köylerinin veya iş çevrelerinin benimsediği katı kuralların dışına pek çıkamazlar. Uzak çevrelerin etkisindeki gruplar ise daha esnek bir düşünce yapısına sahiptirler. Lindsey bu durumu şöyle açıklıyor: “Orta s n f n ya am , ortak de erle dayanan soyut ili kiler üzerine kuruludur. Bizler, herhangi bir i i yaparken tan mad m z insanlarla bir araya gelmeye al k n z. Ve bu süreçte ki ili imizin ve kültürümüzün ayr nt lar ndan kendimizi soyutlar z. Bir benzetme yapmak gerekirse dar çevrenin insanlar jiroskopa benzer; tek bir nokta üzerinde sal n p durur. Oysa uzak çevrelerin etkisindeki insanlar radar gibidir; yak n ve uzak sinyalleri alg larlar.” 1 CBT 1146/ 6 6 Mart 2009 943 yılında Amerikalı davranış bilimcisi Abraham Maslow , “İnsan Motivasyon Kuramı” adlı bir makale yayımladı. Maslow, bu makalesinde dünyanın her yerinde insanların “İhtiyaçlar hiyerarşisi” olarak isimlendirilen bir sıralamaya göre ihtiyaçlarını giderdiğini söylüyordu. Piramit şeklindeki bu hiyerarşinin en alt basamağında yiyecek ve bar nma, seks ve uyku gibi temel fizyolojik ihtiyaçlar yer alır. Bir sonraki basamaktaki temel ihtiyaç güvenliktir. Bu ihtiyaçlar giderilmediği sürece –ki dünyanın yoksul insanları bütün bunlardan yoksundur insan yaşamı bunların peşinde koşmakla geçer. Ancak temel ihtiyaçlar bir kez karşılandığı zaman, insanlar “Maslow piramidi”nin üst sıralarına doğru tırmanarak başka şeylerin peşine düşerler. Bu başka şeyler sırasıyla “ait olma ihtiyac ” (sevilmek, kabul görmek, bağlanmak), “sayg nl k ihtiyac ” (kendine saygı, sosyal statü, çevrenin onayı) ve en üstte “kendini gerçekle tirme ihtiyac ”ndan oluşur. Maslow bu sonuncusunun, kendisiyle barışık olan, kusurlarını olduğu gibi kabullenen, yeteneklerine güvenen insanlarda görüldüğüne dikkat çekiyor. Örneğin müzisyenin müzik yapması, ressamın resim yapması, şairin şiir yazması bu gereksinimi karşılamak içindir. Maslow, kuramında bireyleri ele alıyor; ancak Washington DC’deki Cato Enstitüsü adındaki düşünce kuruluşundan Brink Lindsey, grupların da Maslow’un piramidini tırmandığını ileri sürüyor. Lindsey’e göre ABD’de maddi olanak bolluğu insanları giderek benmerkezci hale getiriyor. Bunun sonucunda kültür ve politikanın çehresi değişiyor. Bu durum genellikle, insanlar piramidin en tepesine tırmandıklarında ortaya çıkıyor. Kalkınmakta olan ülkeler daha bu noktaya erişmiş değiller. Lindsey, yiyecek ve güvenlik gibi sorunların halledilmesiyle, orta sınıfın “ait olma” ve “sayg nl k” gibi ihtiyaçlara yöneleceğine inanıyor. ORTA SINIFIN EMEKÇ SINIFINDAN FARKI Kamuoyu araştırmalarına dayanan çalışmalar, orta sınıf ile emekçi sınıfının davranışları arasındaki farkı somut bir şekilde gözler önüne seriyor. Bu alandaki en iyi bilinen çalışma Michigan
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle