Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2008’in önemli bilimsel olaylar : 2008 yılına damgasını vuran bilimsel gelişmelerin ortak noktası, yaşamı tehdit edici boyutlara ulaşan çevre kirliliğine çözüm getiren alternatif teknoloji arayışlarıydı. Bu arada bazı önemli hastalıkların tedavisinde gen terapisinden umut verici sonuçlar alındı. NASA’nın yanı sıra Çinli ve Hintliler de uzay araştırmalarında iddialı olduklarını ortaya koydular. Derleyen: Reyhan Oksay PETROLE ALTERNATİF TEMİZ ENERJİ ARAYIŞLARI Sınırlı petrol kaynaklarına alternatif oluşturacak yeni enerji kaynakları arayışları 2008’e damgasını vurdu. Alternatif yakıtlar arasında başı çeken mısır etanolünün, son yapılan değerlendirmeler ışığında pek çok açıdan kârlı olmadığı anlaşıldı. 2008 yılında yalnızca ABD’de 34 milyar litre mısır etanolü üretildi. Bu da 2006 yılında üretilen miktarın iki katına eşitti. Petrol bağımlılığını sona erdirecek, yerel kaynaklardan üretilen, sürdürülebilir bir enerji hayali ne yazık ki yılın sona ermek üzere olduğu şu günlerde suya düşmüş durumda. Çünkü temel gıda maddesi olan mısırın yakıt üretimine kaydırılması, fiyatları artırdığı gibi, tohum sıkıntısı yaşanmasına yol açıyor. Sonuçta petrolün yerini neyin alacağı sorusu zamanımızın çözümü en zor bilimsel ve teknolojik sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Biyoyakıtlar da bir ciddi bir seçenek oluşturuyor. Ancak bunlar şu anda yalnızca proje aşamasında. Örneğin yosundan yakıt elde etmek üzere kurulan tesislerin ciddi bir üretim aşamasına geçmesi, uzmanlara göre onlarca yılı bulabilir. Selülozik etanol, yemeye elverişli olmayan bitkilerden elde edilmesine karşın, teknolojisi şimdilik laboratuvar ortamına bağımlı. Ve diğer biyoyakıtlar, çok geniş alanlarda ekim yapılmasını gerektirdiği için, yemelik ekinlere ayrılan alanlarda sıkıntı yaratabilir. Biyoyakıtlar da alternatif oluşturmuyorsa, çözüm nedir? Bir kere petrolün yerini alacak enerji kaynağının sıvı yakıt olması gerekmiyor. Hatta yakıt olması da şart değil. Veya adını sanını duymadığınız egzotik bir kaynak da olmayabilir. Şimdilik petrolün tahtına oturması beklenen en güçlü aday elektrik. Şu anda otomotiv sektöründe üreticilerin birçoğu elektrikli taşıtların yeni versiyonu üzerinde çalışıyor. Ancak bu talebe cevap verecek elektriği ne üretecek? Pek çok ülkede elektrik üretiminde ağırlık kömürde. Rüzgâr, güneş ve hidro enerji gibi yenilenebilir enerji kaynakları yalnızca küçük bir oran dahilinde kullanılıyor. Bu arada nükleer enerji, doğalgaz gibi alternatifleri saymak gerekirse de bazı bilim insanları elektriğin sıfır emisyonlu güneşfotovoltaik panellerinden üretilmesinin en ideal çözüm olduğunu savunuyor. zonları geliyor. MIT’den Nobel Ödüllü fizikçi Frank Wilczek, LHC’nin ne işe yaradığını şöyle özetliyor: “Kuantum mekaniğine göre evren bir deniz gibidir. Bizler bu denizin içindeki balıklara benziyoruz. Boş olarak gördüğümüz evren aslında boş değil. Evreni oluşturan malzeme, nesnelerin davranış şekillerini değiştirir. Bizler bu ortamın içine gömülü durumdayız. Bu maddenin orada olduğunu biliyoruz ama neden yapıldığını bilmiyoruz. İşte LHC bunun ne olduğunu bize gösterecek.” LHC’nin devreye girmesinden 9 gün sonra iki mıknatıs arasındaki hatalı bir elektrik bağlantısı helyum sızıntısına yol açtı. Bu nedenle önlem olarak tüm sistem kapatıldı. Sonuç olarak bir yıl gecikmeyle hizmete giren hızlandırıcı, protonları ancak gelecek baharda yeniden çarpıştıracak. ları aletlerin daha usta işi olduğu ve gelişimlerinin bize benzediği ortaya çıktı. Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinin eylül sayısında yer alan makaleye göre Neanderthaller avladıkları hayvanları pişirdikleri gibi, oldukça iyi işlenmiş aletler kullanıyorlarmış. Neanderthaller sandığımızdan daha fazla bize benzemekle birlikte Leibzig’deki Max Planck Enstitüsü’nden biyolog Svante Paabo, bunların genlerinin yıllar önce atalarımızdan farklı bir kola ayrılmış olduğunu bilimsel olarak kanıtladı. UMUT VEREN YENİ ALZHEİMER İLAÇLARI Alzheimer için iki yeni tedavi yöntemi, Rember (metiltiyoninyum klorid) ve Dimebon (dimebolin hidroklorid) hastalığın yarattığı zihinsel çöküşü yavaşlatıyor. Lancet isimli saygın tıp dergisinin temmuz sayısında yer alan bir makaleye göre Rusya’da 20 yıldır alerji ilacı olarak kullanılan Dimebon, belleği, düşünme yeteneğini ve toplam beyin fonksiyonlarını belirgin şekilde düzeltiyor. ÇİN: Dünya, Pekin Yaz Olimpiyatları nedeniyle gözlerini Çin’e çevirdi. Korkunç boyutlara ulaşan hava kirliliğini önlemek ve aşırı büyümenin yarattığı diğer çevre sorunlarını çözmek için agresif önlemler alan Çin, tam daha yeşil bir görüntü vermeye başlamışken, melamin maddesi ile kirlenmiş olduğu belirlenen süt ürünleri ve mamalarının yarattığı skandal bütün bu olumlu izlenimleri bir kalemde sildi. GÜNEŞ SİSTEMİ DIŞINDAKİ GEZEGENLER: Astronomlar bu yıl da güneş sistemi dışındaki gezegenleri incelemeyi sürdürdü. Kasım ayında çalışmalarını birbirlerinden bağımsız olarak yürüten iki ekibin bu tür gezegenlerin (Bunlardan biri resmi görülen Fomalhaut b’dir) fotoğraflarını yayımlamalarıyla astronomi dünyası karıştı. Bugüne dek bu gezegenlerin özellikleri, konakçı yıldızların özelliklerinden çıkarım yoluyla elde ediliyordu. Bu yıl güneş sisteminin dışındaki bir gezegenin atmosferinde metan ve karbon dioksit gazı tespit edildi. Bu da başka dünyalarda yaşam belirtilerinin olabileceği anlamına gelebilir. İLAÇSIZ BÖBREK NAKLİ Ocak ayında Boston’daki Massachusetts General Hospital’daki doktorlar donör ve alıcının uyumsuz olduğu vakalarda yeni bir böbrek nakli tekniğinin başarıyla uygulandığını bildirdi. Bu teknikte yeni böbrek ile birlikte kemik iliği de naklediliyor ve nakil yapılan hastada organ reddi olasılığını ortadan kaldırmak için bağışıklığı baskılayıcı tedaviye gerek kalmıyor. MERKÜR’DEN AYRINTILI YÜZEY GÖRÜNTÜLERİ Ocak ayında Merkür gezegenini ziyaret eden Messenger isimli uzay aracının çektiği görüntüler NASA’da büyük heyecan yarattı. NASA, bundan 33 yıl önce Mariner 10 uzay aracını göndermişti. Ekim ayında Messenger’ın ikinci posta gönderdiği görüntüler güneş sisteminin bu en küçük ve Dünya’ya en yakın gezegeninin daha iyi tanınmasını sağladı. Uzay aracı 2011 yılında yörüngeye girmeden önce gelecek eylül ayında gezegenin yine yakınından geçecek. DENİZ TABANI CAN ÇEKİŞİYOR İnsanların avladığı balıkların %50’si, mercan kayalarının %50’si tükendi. Çevre kirliliği deniz tabanının büyük bir kısmında yaşamı boğuyor. Amerikan Bilimler Akademisi’nin yayın organı Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinin ağustos sayısında Scripps Oşinografi Enstitüsü’nden deniz çevrebilimcisi Jeremy Jackson, deniz kirliliği konusunda şu değerlendirmeyi yapıyor: “Çok hücreli yaşamın kütlesel yokoluşu hayvan ve bitki biyoçeşitliliğinde büyük azalmaya yol açacak. Bunun sonucunda mikroplar üreyecek. Denizdibindeki hayvanlar öldüğü zaman ekosistemdeki enerji mikroplara ve denizanalarına kayacak. Eğer balıkçılık, çiftçilik, enerji üretimi yöntemlerinde köklü değişiklikler yapılmazsa tüm dünya denizlerinin dibi balçıkla sıvanacak ve ölü bölgeler oluşacak. Bu gidişatı önlemek için henüz zamanımız var. Ama acele etmemiz gerek.” HIV İLE BİRLİKTE 25 YIL: AIDS hastalığına yol açan HIV virüsünün tanımlanmasının üzerinden tam 25 yıl geçti. Bu keşif Luc Montagnier (resimdeki) ve François BarreSinoussi’ye bu yılın Nobel Tıp Ödülü’nü kazandırdı. Bilim insanları virüs ile mücadelede yeni silahlar –tedavi edici ilaçlar veya aşı üretmeye çabalarken, HIV/AIDS’in 25 yıl önce öngörülenden daha ciddi bir tehdit oluşturduğu anlaşılmış oldu. GEN TESTLERİ YAYGINLAŞIYOR: 2008 yılında DNA testlerinin ucuzlaması, genetik testlere yalnızca parası olanların değil herkesin ulaşabilmesinin yolunu açtı.. Artık herkes ağzının içinden, yanağından alınan bir doku örneği ile birkaç yüz dolara bazı hastalıklara ne kadar eğilimi olduğunu öğrenebilecek. Ancak testlere erişimin bu kadar kolay olması beraberinde kuşku ve kaygıları da getiriyor. Bu testlerin doğruluğu ve geçerliliği sorgulanırken, özel yaşamın gizliliği ve ayırımcılık gibi hassas konuların da tartışmaya açılması bekleniyor. MARS: Kızıl gezegen bu yıl da gündemdeki yerini korudu. Mars yüzeyine indirilen Phoenix uzay aracının donmuş yüzeyin altında buz/su izlerini rastlaması Mars’a ilişkin hâlihazırdaki bilgilerin yeniden gözden geçirilmesine yol açtı. Bu arada yörüngedeki bir uzay aracından yapılan gözlemler, Mars’ın güney enlemlerindeki devasa kütlelerin buzul olduğunu ortaya çıkarttı. BİSFENOL A: Yılın başlarında çok fazla üzerinde durulmayan bisfenol A konusu, giderek 2008’in en önemli çevre sorunu haline geldi. Evlerde kullanılan plastik malzemelerin üretiminde kullanılan önemli hammaddelerinden biri olan BPA’nın ciddi sağlık problemlerine yol açtığından kuşkulanılıyor. Yapılan araştırmalara göre BPA özellikle bebeklerde ve çocuklarda sinir ve hormonal sistemlerin gelişimine olumsuz etki yapıyor. Kanada önlem olarak bebek biberonlarının üretiminde BPA kullanımını yasakladı. Ancak BPA’nın yarattığı olumsuzlukların ortaya çıkmasına karşın, Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi’nin maddenin günlük uygulamalarda kullanılmasının güvenilir olduğu yönündeki açıklaması, çevreci ve tüketici haklarını koruyan örgütlerin tepkisini çekiyor. GIDA KRİZİ: Petrol fiyatlarının artması, tarım ürünlerinin biyolojik yakıtlara kaydırılması, kalkınmakta olana ülkelerde et talebinin artması ve tarım üretimini olumsuz etkileyen kuraklıklar gibi sorunların bir araya gelmesiyle 2008’de gıda fiyatları yükselme trendine girdi. Gıda fiyatlarındaki bu artış en fazla Somali gibi yiyecek kıtlığının yaşandığı yoksul ülkeleri vurdu. Yılın ikinci yarısında ortaya çıkan küresel mali kriz, fiyatların üzerindeki baskıyı biraz hafifletse de uzun vadede dünya yiyecek güvenliği konusunda uzmanlar oldukça karamsar. ÇİNLİLERİN İLK UZAY YÜRÜYÜŞÜ Eylül ayında 42 yaşındaki Çinli astronot (taykonot), Dünya’dan 345 km yükseklikte yol alan Şenzou VII kapsülünün dışında 15 dakika süren uzay yürüyüşünü başarıyla tamamladı. KÖRLÜK TEDAVİSİNDE DEV ADIM Yeni bir gen tedavisi Leber’in konjenital amorozisi denilen bir göz hastalığında az da olsa görüntü sağladı. Bu hastalıkta spesifik bir genin eksikliğinin yarattığı hücre dejenerasyonu nedeni ile kişi görme yeteneğini kaybediyor. Pennsylvania Üniversitesi ve University College London’da birbirinden bağımsız olarak yürütülen iki çalışmada bilim insanları hastalara eksik geni taşıyan viral parçacıklar enjekte ettiler. Virüsün bu geni retinal hücrelere taşıdığı görüldü. KUZEY BUZ DENİZİ ISINIYOR Kuzey Buz Denizi’nde yaz sonunda denizbuzulu örtüsü 19792000 döneminin üçte biri oranında küçüldü. Buzulların erimesi ile deniz tabanındaki doğal kaynaklara erişim kolaylaştı ve denize kıyısı olan ülkeler (ABD, Kanada, Rusya, Danimarka (Grönland) ve Norveç) bu kaynaklara gözlerini diktiler. Temmuz ayında Amerikan Jeolojik Araştırmalar Merkezi, bölgede keşfedilmemiş petrolün %13’ünün bulunduğunu açıkladı. Ve bunun üçte biri doğalgaz. Bölge, Deniz Yasaları Antlaşması (Law of the Sea Treaty) kurallarına göre yönetiliyor. ABD henüz yasaya onay verdiğini açıklamamakla birlikte bölgede petrol aramalarını sürdürüyor. GRİP VİRÜSÜNÜN ÇIKIŞ NOKTASI Science dergisinin nisan sayısında yer alan bir makale, grip virüsünün dünyaya nasıl yayıldığına açıklık getiriyor. 2002 yılından bu yana Influenza A adı verilen grip salgınının Asya’nın güneydoğusunda ve doğusunda başladığı ve bu bölgeden dünyanın diğer kısımlarına yayıldığı bildiriliyor. ALS İÇİN LİTYUM TEDAVİSİ Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinin şubat sayısında yer alan bir makaleye göre Pisa Üniversitesi’nden Francesco Fornai, iki kutuplu hastalık olarak bilinen manik depresif hastalarının kullandığı lityum ilacının ALS hastalarına da iyi geldiğini keşfetti. Fornai sıçanlar üzerinde yürüttüğü bir başka deneyde lityumun motor nöronlarının hasar görmesini önlediğini gözlemledi. İlaç ayrıca mitokondriya hücrelerin enerji üreten unsurları üretimini de uyarıyor. 2001’deki ŞARBON SALDIRILARISON EVRE: 2001 yılında postayla gönderilen mektuplarla gerçekleştirilen şarbon saldırıları 5 kişinin ölümüne yol açmıştı. 2008 Temmuz ayında bu olay Bruce Ivins’in intiharı ile kapanmış oldu. Amerikan ordusunda biyolojik savunma uzmanı olarak çalışan Ivins, olayın “birince derece zanlısı” olarak aranıyordu. Ancak saldırıların artçı şokları bitmek bilmiyor. Ekim ayında resmi organlar gelecekte posta hizmetinde çalışanları bu tür saldırılardan korumak için yeni tedbirleri açıkladı. Bu arada FBI, şarbon saldırılarıyla ilgili soruşturmanın niçin bu kadar uzun sürdüğünü inceliyor. Kaldı ki biyolojik savunma silahları geliştiren laboratuvarlara ayrılan parasal kaynakların ne amaca hizmet ettiği hala tartışma konusu. Bu laboratuarlar insanları hastalıklara karşı daha savunmasız mı yoksa daha donanımlı mı kılacak? TANRI PARÇACIĞININ PEŞİNDE 2008’in en fazla ses getiren bilim olaylarından biri de Büyük Hadron Çarpıştırıcısı’nın (Large Hadron ColliderLHC) 10 Eylül tarihinde Cenevre yakınlarındaki devasa yeraltı tünelinde ilk kez devreye alınmasıydı. 26 ülkeden sağlanan 8 milyar dolarlık proje, Avrupa Nükleer Araştırma Örgütü’nde (European Organization for Nuclear ResearchCERN) görevli beş bin bilim insanının çabalarıyla geliştirildi. Karşı yönlerden gelen protonları ışık hızına yakın (%99.999999 oranında) bir süratle çarpıştıran apartman büyüklüğündeki dedektörlerin ne amaca hizmet ettiğini dünya nüfusunun %99.999999’u da bilmiyor. Aslında LHC’nin hedefi yeni parçacıkları keşfetmek. Bunların başında da Tanrı parçacığı denilen Higgs bo KÖK HÜCRELERDEN ÜRETİLEN KAN İnsan kanı laboratuvarda üretilebilir mi? Ağustos ayında bilim insanları insan embriyonik kök hücrelerinden oksijen taşıyan, işlevsel eritrositler veya alyuvarlar üretmeye yarayan bir teknik geliştirdiler. Eritrositler kan naklinde kullanılabilecek miktarlarda üretildi. Bu hücreler doğal alyuvarlar gibi değil. Bunların içindeki proteinler olgun eritrositlerden çok embriyonik hücre özelliği taşıyor. Acil kan nakli gerektiğinde bu teknoloji sayesinde kan sıkıntısı çekilmeyebilir. YARADILIŞCILIK SESSİZ SEDASIZ OKULLARA SIZIYOR Amerikan mahkemelerinde ve okulların yönetim kurullarında evrim kuramı, yaradılışçılara karşı büyük zafer kazandıysa da, 2008 yılında ortaöğretimde hâlâ yaradılışlarla yarışmak zorunda kalıyor. Evrimin orta eğitimde nasıl öğretildiği konusunda ABD’de yürütülen geniş kapsamlı bir kamuoyu araştırması, her sekiz okuldan birinde biyoloji öğretmenlerinin yaradılışçılığı ve akıllı tasarımı evrime alternatif bir görüş olarak okuttuğunu ortaya çıkarttı. CBT 1136/8 26 Aralık 2008 Cebelitarık’taki iki farklı bölgede kazı yapan bilim insanları Neanderthal adamının sanıldığı kadar ilkel olmadığını keşfetti. Beslenme şekillerinin daha gelişmiş olduğu, kullandık CBT 1136/9 26 Aralık 2008 NEANDERTAL ADAMI SANILDIĞI KADAR İLKEL DEĞİLMİŞ!