01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

[email protected] Dünya hızla değişiyor... Çok çabuk büyüyen balıklar, şişmanlatmayan tatlılar, tırmalamayan kediler, soğukta yetişen tropik meyveler, verimli sebzeler... Genetik mühendisleri, yakın bir gelecekte bütün bunların gerçekleşebileceğini söylüyor. Neden, niçin, nasıl? ISINAN RENKLER GEREKEN MALZEME: Bir dosya kâğıdı büyüklüğünde siyah karton Bir dosya kâğıdı büyüklüğünde beyaz karton 2 termometre Mutfak saati İki kâğıdı da altına termometreleri koyarak güneş alan bir yere yerleştiriniz. 10 dakika sonra her iki kartonun altındaki termometreleri okuyunuz. S on yüzyılın belki de en önemli gelişmesi, yaşama müdahale edebilme olanağı veren genetik çalışmalardır. Bu müdahale sayesinde insanoğlu, yeryüzünde yaşayan canlıları dilediğince değiştirebilme şansını elde etmiştir. Doğal seçilim nedeniyle, belki yüzyıllar alacak bazı dönüşümler laboratuvarlarda çok daha kısa sürelerde gerçekleştirilebilmektedir. Son yıllarda genetik olarak müdahale edilmiş çok sayıda gıda ürünü satışa sunulmuş, besi hayvanlarının en verimli olanları kopyalanarak çoğaltılmıştır. NELER OLUYOR? Siyah kartonun altındaki termometrenin ısısı beyaz kartona göre daha yüksektir. NEDEN? İki kâğıt da gün ışığının altında ısındılar. Fakat, beyaz renk üzerine yansıyan bütün ışıkları yansıttığından daha az ısı tuttu. Üzerine yansıyan ışıkları emen siyah renk ise altında duran termometrenin daha çok ısınmasına neden oldu. Bu nedenle yaz günlerinde siyah yerine beyaz ya da açık renk giysiler tercih edilir. İLK KOPYA BİR KOYUN: DOLLY Genetik çalışmaların başarısının merkezinde, hayvan ve bitkilerin klonlanarak kopyalanabilmesi vardır. Klon, DNA’nın, yani yaşamın şifresinin kopyasıdır. DNA adını verdiğimiz asit, her hücrenin çekirdeğinde bulunur ve birbiri üzerine dolanan iki zincirden oluşur. Buna ikili sarmal adı verilir. Bu ikili sarmal, karmaşık dizilmiş birimlerden meydana gelmiştir. Bu dizilişleri kesen enzimler genetik değişiklikleri yaratırlar. Enzimlerin bu işi nasıl başardığını anlamak genetik müdahaleleri de olanaklı kılar. İlk kez 1997 yılında, bir memeli hücresi klonlanarak yine bir memeli olan Koyun Dolly yaratılmıştır. Dolly’nin yaratılması için üç koyundan faydalanılmıştır. Koyunlardan birincisinden alınan hücrenin genleri ile, ikincisinden alınan hücrenin DNA’sı çıkarılmıştır. Bu DNA ile ilk Liz 2004 yılında klonlandı ve Liz II dünyaya geldi. koyundan alınan hücre eritilerek birleştirilmiştir. Embriyo oluşma aşamasının ardından doğal gelişimini tamamlaması için bir dişi koyuna yerleştirilen Dolly, üçüncü koyunun yavrusu olarak dünyaya gelmiştir. GENETİK MÜDAHALELERE KARŞI ÇIKANLAR Bu müdahaleler, doğal olarak gerçekleşecek bazı zincirleme reaksiyonları da değiştirdiğinden, genetik çalışmalarına karşı çıkanlar da vardır. Özellikle, bir insanın tamamının klonlanması düşüncesi pek çok kişiyi rahatsız eder. Canlılara çok fazla genetik müdahalenin zaman içinde yaratıklar doğuracağı ve bunun da felaketlere sebep olabileceğini düşünenlerin önerisi ise, yaşam zincirine müdahale etmemektir. Oysa artık; inek, domuz, koyun ve fare gibi hayvanlar kopyalanmaktadır. Bu çalışmaların sürdürülmesi, insan yaşamını uzatabilmek ya da genetik olarak taşınan bazı hastalıkları ortadan kaldırabilmek için önem taşımaktadır. DüşünEğlen 1. Uzay mekiği Challenger hangi yıl infilak etmiştir? a. 1982 b. 1990 c. 1986 2. Einstein, Görelilik Teorisi’ni açıkladığında kaç yaşındaydı? a. 26 b. 34 c. 50 3. Diş doktoruna kaç ayda bir gitmeliyiz? a. 12 b. 6 c. 2 4. Hangisi çiçeksiz bir bitkidir? a. Şebboy b. Eğrelti otu c. Yasemin GEÇEN SAYININ ÇÖZÜMÜ: 1b, 2c, 3b, 4a Biliyor musunuz? SAMANYOLU Geceleri gökyüzünde, beyaz bir kuşak gibi görülen yıldız şeridini eski insanlar “Sütyolu”, yani “Milkway” olarak adlandırmıştı. İlk kez 1610 yılında Galileo Galilei tarafından tespit edilen bu yıldız kümesi Samanyolu’dur. Samanyolu, içinde Güneş’in de bulunduğu 200 milyondan fazla yıldızdan oluşan, disk şeklinde bir galaksidir. 15 milyar yıl önce başlayan yıldız oluşumu halen sürmektedir. Samanyolu Galaksisi, çevresinde bulunan 10 galaksiyi de çekimsel olarak yönetir. Büyük bir spiral biçimindedir ve bu spiralin kolları, galaksinin döndüğünü akla getirir. Galaksimiz dönmeseydi, bütün yıldızlar galaksinin merkezine düşerdi. CBT 1017/22 15 Eylül 2006
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle