25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ÇEVRE VE SAĞLIK AYLAK BİLGİ Tahir M. Ceylan tmceylan@superonline.com Asbest: 260 kat kanser riski Akciğer ve karın zarı kanseri, asbestin neden olduğu en önemli hastalıktır. Bu hastalığın asbest ile ilişkisi 1960 yılından beri biliniyor. Asbestle temas, hastalık gelişimini 260 kat arttırıyor. Osman Elbek, Yrd. Doç. Dr.; Gaziantep Üni. Tıp Fak. Göğüs Hastalıkları Liderin hırsız olmaması değil, haksızlık yapmaması önemlidir. Çünkü hırsızlık kafileden değil geçilen yerlerden yapılır, Türkiye hâlâ göçer yaşamaktadır. Türk Liderler Türk liderler her zaman sosyologlar için şaşırtıcı olmuştur. Son dönem liderlerin tarihsel örneklerini ayanla eşrafta, lonca başkanlarında görüyoruz. Bunlar halkın içinde tezahür ettikten sonra padişah iradesiyle iltizam olsun timar olsun düzenin sağlanması için devlet tarafından yerel seçkin olarak tanınırlar. Asil değildirler, çünkü asillikte soya dayanarak iktidara sahip olmak vardır. Türklerde yerel seçkinler soylu bir aileden gelmeden geniş alanlara hükmetmişse de, onların toprak üzerinde sınırsız yetkiye sahip birer derebeyi olmadığını biliyoruz (İnalcık, 78). Türk devletlerinde tebaa ne hiçbir şeydir, ne de her şey. Tebaadakiler mesela şaşırtıcı bir etkinlikle doğal liderlerin ortaya çıkmasında eğilim belli ederek sürece katkıda bulunur. Dikkat ederseniz bugün bile seçimde adaylar, "Ben talip olmadım, millet beni göreve layık gördü" demektedir. Çünkü tebaanın benimsemediği kişi lider olamamıştır genellikle Türk ellerinde. Popüler bir yazıda sosyologlar umarım şunu söylememe izin verir: Türklerde, Doğu uluslarından farklı olarak demokrasinin hâlâ yaşıyor olmasını, biraz da onların geleneğinde var olan bu doğaçlama demokrasiye bağlayamaz mıyız? Bizde güçlü ve kötünün sonradan iyi hasletler kazanıp lider kabul edildiği seyrek olmuştur, ama iyinin çalıp çırparak zenginleşip lider olmasına çok defa izin verilmiştir. Zaten göç koşullarında, geçtiği yerlerde az buçuk talan yaratmayan, hırsızlık yapmayan birinin sadece hayvan bakarak tebaasını yaşatmasının imkanı yoktur. Türk liderden soyut bir soyluluk taşıması değil, yaşamın içinde gerçekçi bir varedici olması beklenir. O yüzden burada lider, adı konmamış atipik bir demokrasiyle tezahür eder. Devlet doğal liderleri tanımakla birlikte, onlar halkla çatıştığında zaman zaman yerel seçkinleri tutmamakla, onları Avrupa’daki senyörlerden ayırmıştır (Heper, 80). Dolayısıyla sistem, Orta Asya’dan Selçuklulara kadar her parçası bütüne entegre, büyük bir hayvan gibi hareket etmiştir. Göçte bu hayvan için önemli olan ayaküstü uymak, uydurmaktır. Apaçiler, arabaya ilk bindiklerinde, müthiş bir uydurmayla kablolara kan damarı, aküye karaciğer, benzin deposuna mide demişlerdi, onlar tekerlekleri gördüklerinde sanırım bacakları dönen bir ata bindiklerini düşünmüşlerdi! Apaçilerin bir boy olarak ait olduğu Kızılderililer, Türklerin ilk yurdu orta Asya’nın kuzeyi Sibirya’dan onsekiz bin yıl önce göçmüşlerdi. Türkler gibi uydurmaları demek, aynı coğrafyadan gelmeleri nedeniyleydi. Bu düzen içinde, gidilecek yönü tayin eden liderin sahip olması gereken özellik, Apaçiler gibi uydurabilmenin yanında ulaşılabilir olmaktır. Seçim meydanında köylüler lidere, yerel lisanla sataşmaya, onunla şakalaşmaya çalışır, bu liderin lisanını, beden dilini, hoş görüsünü test etmeyi sağlar. Onlar için çünkü ulaşamadıkları yabancıdır; asırlardır beraber giden göç grubunda birisi farklı hareket ediyorsa o kendilerinden değildir. Uydurabilmenin önemi ise, etkili bir çözme yöntemi oluşundan gelir. Nasıl askerler köprü yıkılmasın diye nehirleri uygun değil serbest adımla geçerse, halkın karşısında liderler de vaat etmekte kendilerini "serbest atış"ta hissederler. İkinci olarak liderin hırsız olmaması değil haksızlık yapmaması önemlidir. Çünkü hırsızlık kafileden değil, geçilen yerlerden yapılır, ama haksızlık varsa bu kabile içinde taraf tutmak anlamına gelir ki, aşirete zarar verir. Liderin mesela devlet arazisini peşkeş çekmesinin bir önemi yoktur, çünkü göçerlerin ayak bastığı toprak, hatta yaşadıkları yaşam kendilerinin değildir. Liderden ülkeyi soğuk yasalarla değil, sıcak insanlarla yönetmesi beklenir. O yüzden kanunda boşluk aramak ve pragmatizm Türk siyasetinin önemli bir çizgisidir. Konuşma şekli de önemlidir, lider, müzikal tonla, prozodiyi güçlendirip konuşmayı sürükleyici tutabilmelidir. Çünkü o sadece yönetici değil, aynı zamanda eğlendirici, tedavi edici, düğünde, cenazede yardım edicidir. Liderin biraz yalan söylemesinde de mahsur yoktur, çünkü sürükleyici konuşma yalansız olmaz! Başarılı lider, etraflarındakilerle fazla bireysel aralık bırakmayan kişidir. Sıradan kişilerde aralık bir kol boyu iken, yakasına paçasına, şapkasına yapışanlarla Demirel’de neredeyse sıfırdır. halkına "size kan, acı, ter ve gözyaşından başka şey vaat etmiyorum" diyerek direncin sembolü olmuş, Nobel edebiyat ödüllü Churchill gibi biri burada lider olabilir miydi acaba? sbest; Yunanca ‘yanmaz’ kelimesinden gelir. Isıya, sürtünmeye ve kimyasal ajanlara dayanıklı bir mineraldir. Lifsel yapıdadır; serpentin ve amphibole olmak üzere iki ana gruba ayrılır. Serpentin (beyaz) asbest endüstride kullanılır; diğer asbest türlerinin ise çıkarılması ve kullanılması yasaktır. Ancak Dünya Sağlık Örgütü, bu tip asbestin de kanser gelişme riskini arttırdığını belirtmektedir. M.Ö. 2500 yılından bu yana asbest, inşaat sektörü, gemiuçakotomobil yapımı, suatık taşımasında ve ısıses izolasyonu başta olmak üzere üçbinden fazla iş kolunda kullanılıyor. Ancak insan sağlığı üzerinde başta akciğer ve karın zarı kanseri gelişimi olmak üzere pek çok soruna neden olduğu için asbestin kullanımı ve asbest işçilerinin korunması konusunda dünya genelinde ciddi kurallar/kısıtlamalar kondu. Elbette saptanmış bu kurallara uyum, asbest üretilen işyerlerinin denetimi, buralarda çalışanların asbestin yaratacağı risklerden korunması ve hastalık geliştiğinde hak ettikleri tazminatlarını alması küreselleşmenin tetiklediği pek çok olayda olduğu gibi ülkeler arasında ciddi farklılıklar göstermektedir. A TÜRKİYE PEK UYMUYOR Kıta Avrupası ve ABD’de saptanan standartlar, işyeri denetimleri ve tazmin hükümleri oldukça iyi biçimde yerine getirilirken, Türkiye başta olmak üzere gelişmekte olan ülkelerde kamuoyunun konuya ilgisinin azlığının da etkisiyle çalışanların korunma ve tazmin yükümlülükleri gözardı edilmekte. İşte bu iki nedenden dolayı Türkiye ve gelişmekte olan ülkeler, son günlerde ülkemiz özelinde Otopan asbestli gemi örneğinde yaşandığı gibi asbest açısından hedef ülke konumunda. Akciğer ve karın zarı kanseri, asbest maruziyetinin neden olduğu en önemli hastalıktır. Bu hastalığın asbest ile ilişkisi 1960 yılından beri biliniyor. Bu nedenle özellikle gelişmiş ülkeler 60’lı yıllardan itibaren asbest kullanımı ve üretimi üzerine ciddi yaptırımlar getirdi. Asbestle teması olmayan nüfusta bu hastalıkların gelişimi her 1 milyon kişide 1 iken, asbest teması varlığında bu oran yılda her 100.000 kişi için 26’dır. Yani asbest maruziyeti, hastalık gelişimini 260 kat arttırıyor. Öte yandan mevcut bilgiler ışığında akciğer ve karın zarı kanseri geliştikten sonra hastalığın tamamen yok edilebilmesi olanaklı değil. Hastalık geliştikten sonra uzun yaşayan olgular nadirdir, tanıdan sonraki yaşam süresi ortalama 412 aydır. Asbest, endüstriyel alan dışında özellikle ülkemizde ev badanası biçiminde de sıklıkla kullanılmakta. ‘Aktoprak’, ‘Göktoprak’, ‘Höllük Toprağı’, ‘Ceren Toprağı’, ‘Çorak’ asbestin halk arasındaki isimleridir. Bugüne kadar ülkemizin değişik yörelerinde yapılan araştırmalarda kullanılan bu asbest biçimine bağlı ciddi sağlık sorunlarının yaşandığı saptandı: Çüngüş, Ergani, Çermik, Palu, Maden, Siverek, Sorgun, Mihalıççık, Emirdağ ve Gediz bu yöreler arasında ilk akla gelenlerdir. Asbestin neden olduğu hastalıkların gelişimini önlemek ancak koruyucu hekimlik uygulamalarını yetkinleştirmek ile olanaklıdır. Bu çerçevede özellikle kırsal alanda ev badanası biçiminde kullanılan asbestin önlenmesi ve endüstriyel alanda izin verilen üretimin yakından denetimi gereklidir. Ülkemizde halen beyaz asbest tekstil, izolasyon, çimento ve fren balataları alanında kullanılıyor. Türkiye’de bu alanda çalışanların maruz kaldığı asbest oranının, sağlık için izin verilen değerin iki katının üzerinde olduğu düşünüldüğünde, ülkemizdeki asbest çalışanlarının hangi risklerle karşı karşıya oldukları rahatlıkla anlaşılabilir. Otopan gibi ölüm gemilerinin ülkemize girişinin dahi izin verilmesi toplum sağlığı açısından kabul edilemez. CBT 1017 /15 15 Eylül 2006
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle