Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAĞLIKLI YAŞAM Kalp damar hastalıklarının önlenmesinde 11 öneri Amerikan Kalp Birliği Beslenme Komitesi (American Heart Association Nutrition Commitee), kalp damar hastalıklarının (KDH) önlenmesini amaçlayan yeni önerilerde bulundu. Bu öneriler Circulation dergisinin 4 Temmuz tarihli özel sayısında yayımlandı. Doç. Dr. Doğan Yücel, S.B. Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Klinik Biyokimya Bölümü A merikan Kalp Birliği’nin diyet ve yaşam biçimi üzerine önerileri şu başlıklar altında özetlenebilir: 1. Bol sebze ve meyve. Sebze ve meyvelerin çoğunda yeterli miktarda besin maddesi vardır, aynı zamanda kalorileri düşüktür ve çok miktarda lif içerirler. Dolayısıyla, sebze ve meyveler fazla enerji vermeden yeterli besin sağlarlar. Yapılan çalışmalar sebzemeyve ağırlıklı diyetin tansiyoÖneriler erişkinlere ve 2 nu düşürdüğünü yaşından büyük çocuklara ve KDH riskini, yönelik. Önerilerle özellikle de inme riskini, azaltamaçlanan ise şunlar: tığını göster• Sağlıklı bir diyet sürdürmek mektedir. Bu etki sebzemeyve• Sağlıklı bir vücut ağırlığına lerin içerdiği sahip olmak maddelere de bağlı olabilir, di• Kanda düşük dansiteli yetten diğer yilipoprotein kolesterolü (LDLyeceklerin çıkaC; "kötü kolesterol"), yüksek rılmasına da... Özellikle koyu dansiteli lipoprotein kolesrenkli sebzeterolü (HDLC; "iyi kolesterol") meyveler önerilmektedir. Örneve trigliserit düzeylerini isteğin ıspanak, hanen rakamlara getirmek vuç, şeftali, kiraz, çilek vb. • Normal tansiyona (kan Meyve sularıbasıncına) sahip olmak nın, hem doy• Normal kan glükoz düzeyine gunluk sağlamamaları, hem de sahip olmak lif içermemeleri • Fiziksel aktivite göstermek nedeniyle, meyve yerini tutma• Tütün kullanmamak, tütün yacağını de beürünlerine maruz kalmamak lirtelim. zengindir. Haftada iki kez balık yenmesi erişkinlerde birden ölüm ve koroner kalp hastalığı nedeniyle ölüm riskini azaltmaktadır. Ayrıca, dolaylı olarak balık yağları, diğer besinlerle alınan ve KDH riskini artıran zararlı yağların da (doymuş yağlar ve trans yağ asitleri) diyetten çıkarılmasına yol açar. Ancak, balık etinin çevre kirliliği nedeniyle aşırı miktarda civa ve bazı organik toksik kimyasallar içerebileceğini de vurgulamak gerekiyor. Bu yüzden yenecek balığın kaynağının iyi bilinmesi, pişirmeden önce derisinin ve yüzeydeki yağlarının uzaklaştırılması öneriliyor. KALP VE DAMAR sağlığı için yapılması gerekenlerden biri sağlıklı yaşam, dengeli beslenme ve 4. Az doymuş yağ, trans yağ asidi ve kolesterol. Günlük enerjinin en fazla %7’si doymuş yağ, %1’i trans yağ asidi olabilir; kolesterol ise günde 300 miligramı geçmemeli. Bu hedeflere ulaşmak için yağsız et ve sebze, yağsız süt ürünleri yemek ve diyette margarinleri en aza indirmek gerekiyor. Doymuş yağlar ve trans yağ asitlerinin LDL kolesterolü (kötü kolesterol) artırdığı iyi biliniyor. Fazla kolesterol alımı da LDL kolesterolü artırır. Diyette kolesterolün başlıca kaynağı yumurta, et ve süt ürünleri. Diyetteki toplam yağ miktarı ise %2535 ile sınırlandırılmalı. yılda bir kez yaptırılan rutin kontrollerden geçiyor. göründüğünden, şimdilik günde 2.3 gramı (günde 100 milimol) geçmeyecek bir miktar öneriliyor. ve insüline direnç (insülin kan şekerini düşüren hormon) o ölçüde artıyor. Bu nedenle ev dışında yemek yerken seçimi iyi yapmak önemli. 5. Şekerli yiyecek ve içeceklerden kaçınmalı. Tüm dünyada, ticari dürtülerin de etkisiyle, her geçen yıl, diyetle alınan toplam enerjinin daha fazla kesimi şeker katılan içeceklerden geliyor. Şekerli yiyecek ve içecekler fazla kalorileri nedeniyle şişmanlığa yol açıyorlar. Şekerli içecekler doygunluk da vermediklerinden, kişi daha fazla enerji alıyor. Günümüzde şişmanlığın başlıca nedenlerinden biri şekerli içecek kullanımı. 7. Alkol. Az miktarda alkol alımının KDH riskini azalttığı biliniyor. Ancak, diğer yararlı yiyecek içeceklerden farklı olarak, sadece KDH riskini azaltması nedeniyle alkol alımının teşvik edilmesi doğru bulunmuyor. Çünkü alkol bağımlılık yapan bir içki ve aşırı alındığında hem sağlığı olumsuz yönde etkiliyor, hem de toplumsal uyumsuzluklara yol açıyor. Alkol aşırı miktarda alındığında kanda trigliserit düzeyini artırıyor, tansiyonu yükseltiyor, karaciğer hasarına yol açıyor, fiziksel bağımlılık yapıyor, trafik ve iş kazalarına kapı açıyor. Alkolün meme kanseri riskini de artırdığı belirtiliyor. Bunun için de, günde alınan alkol miktarının erkeklerde iki kadehi, kadınlarda bir kadehi geçmemesi öneriliyor. Alkolün aynı zamanda proteinler ve karbonhidratlara oranla kalori bakımından daha yoğun olduğunu da belirtelim. 8. Ev dışında yenen yemekler. Gerek öğrenim ve iş yaşamı (genel olarak kent yaşamı), gerekse Batı kültürü, ev dışında yenen yemek oranını artırmaktadır. Özellikle hızlı servis yapılan veya hazır halde pazarlanan yemekler doymuş yağ, trans yağ asiti, kolesterol, şeker ve sodyum açısından zengin; buna karşılık lif ve yararlı besin maddesi içermeyen yemekler. Ev dışında ne kadar çok yemek yenirse, şişmanlık 9. KDH üzerine etkileri henüz kanıtlan mamış besinler. KDH riskini azalttığı belirtilen ve günümüzde pek popüler olan çeşitli besin maddeleri hakkında görüşlerse şöyle: Antioksidan Ürünler. Antioksidan vitaminler ve selenyum gibi antioksidan özellikteki elementlerin KDH’nı önlemek için alınması önerilmiyor. Gözlemler, antioksidan desteğin KDH riskini azalttığını gösteriyorsa da, bu henüz klinik çalışmalarla kanıtlanmış değil. Hatta, beta karoten gibi bazı antioksidanların sigara içenlerde akciğer kanseri riskini, yüksek doz E vitamininin ise ölüm oranını artırdığı öne sürülüyor. Antioksidan destek ürünlerinin alınması önerilmese de, antioksidan özellikte besinlerin, özellikle meyve, sebze, işlenmemiş taneli beisnlerin ve bitkisel yağların alınması doğru bulunuyor. Soya Proteinleri. Önceki çalışmalar soya proteinlerinin LDL kolesterolü düşürdüğünü, diğer KDH risklerini azalttığını öne sürmüşse de, son beş yıl içinde yapılan çalışmalar bu bilgiyi doğrulamış değil. Hayvansal protein ya da süt ürünleri kaynaklı protein yerine aşırı miktarda soya proteini alınırsa, bunun kolesterolü yüksek kişilerde LDL kolesterolü düşürmekte yaralı olabileceği, ancak HDL kolesterol, trigliserit ve lipoprotein (a) (bunun yüksekliği de damar sertliği ve inme riskini ar tıran bir etkendir) düzeyini etkilemediği belirtilmektedir. Gene de, en azından, diyette hayvansal ürünler veya süt ürünleri nispeten azalacağından, bunların yerine soya proteinince zengin yiyeceklerin kullanılması daha az doymuş yağ ve kolesterol alınması anlamına geliyor Folik Asit ve Diğer B Vitaminleri. Şu an için folik asit ve diğer B grubu vitaminlerin KDH riskini azalttığını kanıtlayan bilgi yetersiz. Folik asit, B6 ve B12 vitaminlerinin kan homosistein düzeyini (homosistein infarktüs ve inme sıklığını artıran bir bileşik) düşürdüğü, ancak bu vitaminlerle tedavinin beklenen sonuçları vermediği belirtiliyor. Fitokimyasallar (bitkisel kimyasallar). Flavonoitler ve kükürt içeren bileşikler meyve ve sebzelerde bulunan ve damar sertliği riskini azalttığı düşünülen bir grup madde. Ancak henüz bu grupta yer alan maddeler ve etkileri tam anlamıyla anlaşılabilmiş değil. şişmanlığı, kan yağlarında olumsuz değişiklikler (yüksek trigliserit ve düşük HDL kolesterol düzeyi), yüksek tansiyon, insülin direnci, kanda pıhtılaşma eğiliminin ve vücutta iltihabi olaylara eğilimin artması. Metabolik sendromlularda başlıca hedef diyet ve yaşam biçimi değişiklikleriyle KDH riskini azaltmak. Metabolik sendrom gelişimini önlemek için de fiziksel aktivite göstermek ve şişmanlamamak gerekli. Böylece şeker hastalığı ve KDH riski de azaltılıyor. Eğer trigliserit düzeyi yüksek ve HDL kolesterol düzeyi düşükse, yağ içeriği çok düşük diyetten kaçınmak doğru bulunuyor. Bunun yerine orta düzeyde yağ içeren bir diyetle kalori kısıtlamasına gitmek ve fiziksel aktiviteyi artırmak daha yararlı. Kronik böbrek hastaları. Bu hastalarda KDH riski daha yüksek. Bunun nedeni kısmen uygulanan diyetten kaynaklanıyor. Şeker hastalığı, kanda trigliserit yüksekliği, yüksek tansiyon sık görülüyor. 10. Özel Gruplara Yönelik Öneriler İki yaş üstündeki çocuklar. Çocuklarda ve gençlerde aşırı kilo ve şişmanlık sıklığı gittikçe artıyor. Bu grupta şişmanlık, ileriki yaşlarda KDH habercisi. Bu nedenle erken önlem almak gerekli. Ancak, bu grupta diyete sınırlamalar koymak zor. Çünkü normal büyüme ve gelişme sınırlamadan olumsuz yönde etkilenmemeli. Yaşlılar. Damar sertliği erken yaşlardan başlayan ama kendini ileri yaşlarda gösteren bir hastalık. Diyet ve yaşam biçimi alışkanlıkları KDH riskini azaltabiliyor. Bu nedenle yaşlılıkta da bu alışkanlıkları daha sıkı bir şekilde sürdürmek gerekli. Metabolik sendromlular. Metabolik sendrom, insülin direnci ile ilgili ve genellikle aşırı kilolu veya şişman kişilerde görülen bir bozukluklar bütünü. En belirgin özellikleri ise karın bölgesi Dolayısıyla genel öneriler bu hastalar için de gerekli. Özellikle tuz kısıtlaması çok önemli. Kan yağlarındaki bozukluklar düzeltilmeli. Et yerine süt ürünleri ve sebze alınması, böbreklerdeki bozulmayı da yavaşlatıyor. Kronik böbrek hastalığının ileri aşamalarında ise protein, fosfor ve potasyum kısıtlamasına gitmek gerekiyor. 2. İşlenmemiş taneli, bol lif içeren yiyecekler. Bunlar hem diyetin kalitesini artırırlar, hem de KDH riskini düşürürler. Lifli diyet mide boşalmasını geciktirerek doygunluk sağlar; böylece alınan kalori miktarı da düşer. Ayrıca vücutta sentezlenen kolesterol miktarını düşürürler. AHA, taneli yiyeceklerin en az yarısının işlenmeden alınmasını öneriyor. 3. Haftada en az iki kez balık. Balık eti, özellikle de yağlı balık eti, çok uzun zincirli omega3 doymamışlığı çok (poliansature) yağ asitlerince 6. Tuza dikkat. Fazla tuz (sodyum klorür) alınışının yüksek tansiyona yol açtığı iyi biliniyor. Tuz kısıtlaması, tansiyonu normal kişilerde yüksek tansiyon gelişimini önlüyor, yüksek tansiyonlularda ise tedaviyi kolaylaştırıyor. Tuz kısıtlaması yaşa bağlı tansiyon yükselmesini azaltıyor, damar sertliği (ateroskleroz) ve kalp yetmezliği riskini düşürüyor. Potasyum oranı yüksek diyet, tansiyonu düşürüyor, aşırı sodyum alımına bağlı yüksek tansiyonu da önlüyor. Sodyum alımı günde 1.5 gramı geçmemeli denilse de, bunu başarmak çok güç CBT 1017/12 15 Eylül 2006 Kaynak: Lichtenstein AH vd. Diet and lifestyle recommendations revision 2006: A scientific statement from the American Heart Association Nutrition Commitee. Circulation 2006; 114: 8296. CBT 1017/13 15 Eylül 2006 11. Teknoloji ve Çevresel Etkenler. Teknolojik yenilikler de KDH riskini artırıyor. Örneğin otomobil kulanımı fiziksel aktiviteyi düşüren bir etken. Güvenli kaldırımların, estetik sokakların olmaması ve iyi aydınlatılmaması da yürüyüş yapmak için caydırıcı. Televizyon seyretmek, bilgisayar başında oturmak, video oyunları oynamak, hep fiziksel aktiviteyi azaltan unsurlar. Bu gelişmeler, yanına sağlıksız beslenme kültürü de gelince, şişmanlığı bir salgın haline getiriyor. SAĞLIKLI YAŞAM