13 Haziran 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Gönülden Bilime Ahmet Inam Ruhumuzun yüzü "Neden kaçyorsun kendinden?" soruyor, telefondaki ses. "Bunca kitap yazmışsın, ilk kitaplarının bir ikisi dısında, baştan aşağı arabesk ve yalanalık dolusun." "Ne gibi?" diye soruyorum. "Can, gönül, sevgi, aşk... Tüm bunlar koskoca yalanlar ve bunların hiçbirini yaşayamadan sen, kendi durumunu gormemek için boyuna uyduruyorsun." "Peki, neden kaçmak isteyeyim ki durumumdan? Sence çok mu kotü durumum?" "Bilemem orasını" diyor, ses, herkese sirin, akıllı, dengeli, olgun, sıcak, sevecen görünmenin ardında, korkak, kolaya, yılgın bir yanın var." "Allah, Allah" diyorum, hiç kızmadan (kızmayışıma da saşıyorum!) ben de kendimi tam tersi biliyordum. Demek, görünüşümle kendim arasında böyle bir boşluk var!" "Elbette", diyor ses, o yüzden seni hiç okumuyorum. Nasıl bu hale gelmissin bilmem. Çevren seni kötü etkiliyor. Yalnızbğı bilmiyorsun, tanımıyonun. Yalnız olmayan, senin sozünü ettiğin seyleri anlayamaz. Sen de yaşamadığın şeyleri, hem de çok ucuzundan, değersiz bir arabesk gibi sunuyorsun." "Doğru olabilir" diyorum, "düsüneceğim söylediklerini. Senin gözünle görünce kendimi, tam bir gaflet içinde bulunduğum anlasılıyor." "Şimdi de elestiriye tahammüllü, akıllı insan rolünü oynuyorsun. Değisme sansın hiç yok. Git gide bu yarattığın yalan dünyaya batıp, sığlaştıkça sığlasacak ve kaybolup gideceksin." "Tesekkür ederim uyanlarına. Bana olan kızgınlığın soyletiyor olabilir bu sözleri ama yine de sözlerinden öğrenmeye çalısacağım." Sese tesekkür ediyorum. Içimin sızladığını, kapamaya çabaiadığım yaralanmın kanadığını hissediyorum. Ses haklı mı? Kendimi keşke dışıma çıkıp görebilseydim. Birisi bir ömür boyu yaşadıklarımı filme olsaydı da, kimi yerlerini tekrar tekrar seyretseydim. Aldatıyor muyum kendimi? Nerelerde? Nasıl? Gerçekle yüzlesebilme cesaretim var mı? Yaşadığım yalan dünyayı anlayınca, yaşamımı değiştirebilme, daha gerçekçi yasama şansım var mı? Telefondaki sesin bir sans olduğunu düşünuyorum. Benim yuzümu, doğrusu, yüzlerimden birini gördüğünü, bundan rahatsız olduğunu söyluyor. Rahatsız olduğunu soylediği yüzü benim uzerine en fazla titrediğim yuzüm. 0 yüzümdeki maskeyi indirdiğini düşünüyor ses. Hepimizin geliştirmeye, özen göstermeye çalıstığı yüzleri yok mu? Ne denli emek harcamışsak, ter dokmüşsek o yüzü taşımak için, kitaplar, belki kütüphaneler okumuş, yaşamın türlü sınavlarmdan geçmiş, zorluklar, sıkıntılar, belalar yaşamıssak, o denli değerli oluyor yuzümüz. Yüzümüz bizim ürunümüz oluyor çünkü. Plotinos'un deyimiyle ruhumuzun heykelttrası olmaya çabalıyoruz. Ne denli başarabiliyoruz? Öncelikle içimize slnmeli ruhumuzun yüzü. "Bir bilim insanı olarak yüzüm böyle olmalı" demeliyiz, fazlaca ürkmeden. Yüzümüzü dünyaya sunduğumuzda, karşılaşacağımız tepkileri değerlendirmeleri bilmeliyiz. "Yuzüm yüzüm, can yüzüm." Sizin iç seyrinizin, iç dünyanızın, düşüncelerinizin, dünyayı kavrayışınızın çileli çabasını anlayabilmiş insanlardan, daha önce yolunuzu benzer yollardan yurüyebilmiş olanlardan çok şeyler öğrenebilirsiniz. Ruh yüzünüzü elbette herkes beğenmeyecek. Çunku bu yüz belli bir açıdan, belli savlarla bakıyor dünyaya. Her elestiriye göre yüzünüzü değiştirmeye kalkmak, yüz yokluğuna yol açabilir. Ama tüm eleştirilere kulak tıkamak da yüzsüzluktür. Ruhumun heykeltıraşı olarak, yüzümden sorumluyum. Bu sorumluluğu korkmadan taşımalıyım. "Bu, beniml" Sorgulamalara açık, gerçeklerle karsılasmalardan alacağı yaralan sarmaya hazır. Içlmdekl güçle yasamalıyım yüzümü. Sorunların üstüne çevirmeliyim onlardan kaçarak, onları çozümsuzluk içinde bırakarak, ağır aldanmalar yaşayan bir yüzüm olmamalı. Içlmln gücünü gelistirmeliyim, yüzümle dış dünyada var olabileyim, insanlarla karşılasabileyim, insan gibi insan olabileyim diye. Yüzüm insanlığı oluşturan milyonlarca yüzden biri. Bu yüzu, dünya tarihinde insanı okumak isteyen varlıklara, saklamadan, beni ben yaptığını düşündüğüm insanlığımla gösterebilmeliyim. "Işte, ben insanım. Şuraiarım hâlâ eksik, şuraiarım özürlü, hâlâ birlikte yasamaları bilmiyorum, hâlâ haksızlık yapıyor, hâlâ kan dokuyorum. Ama bu yüz geieceğin insanına umutla bakmayı sürdürüyor. Ondakbgüzellikleri görüyor. Insanın yüzü kendini tanıdıkça güzelleşecek bir yüz." 838/4 Çevreyı en çok kırletenler genelde ıki zamanh motorlar olarak bıhrür Fakat Josef Zeitler ın motosıkletının egzozundan sadece su damlıyor Alnıan motorlu taşıt ustası hidrojenle çalışan ılk motosüdeti gelıştath Bir Moped motorundan gelıştrüen 2,6 kilovathk hıdrojen motoruna sahıp "Aqwon", saatte 50km hız yapabılıyor. Motorun HydndTank olarak ısımlendırılen deposunda hidro]en, metal tozuyla bırleşıyor Ve bu teknık sayesınde hıdrojen deposu sadece 34 dakıka içinde doldurulabümekte. Motorun menzılı aşagı yukan lOOkm cıvannda Zeıtler sen ureton sayesınde motosıkletınfiyaünı5600 euroya kadar duşurebıleceginı sanıyor. Hatta henuz çok yaygın olmayan hıdrojen ıstasyonunu da motorla birlikte satmayı duşunuyor Zeıtler. Guneş enerjisiyle ısleyen bir "Ev ıstasyonu" kullanıcılan istasyon arama kulfetınden kurtaracak Su ve guneş enerjısme dayanan bu ev ıstasyonu gunluk kullanım ıçın yetennce hıdrojen uretecek kapasıtede ve fıyaü 16 000 euro cıvannda Suyla çalışan motosiklet uretıldı Mikroplardan minik toplar Alman drdştımidcılar, uç ılkel organızmanın bırleşerek karmaşık, mınık kuıelere donuştuklerını ortaya koydu St Andrevvs Unıversıtesı çevrebılımcılerınden David Paterson oluşan bu toplann mıkroplarda gunumuze dek tanık olunan en karmaşık yapılar olduklannı one suruyor Mantar ıle yosunun bırleşmesı sonucun^ ^ ^L da oluşan lıkenlerle JtKj^^i yakın benzerlıkler ^^^K taşıyan kurecıklerın •^f^^~ bu tur bırleşme su' reçlennın nasıl baş ladıgına ışık tutabıleceğme dıkkat çeküıyor Kurecıklen Almanya'nın Kuzey Denızı kıyılarındakı balçık alanda bulan Oldenburg Unıversıtesı mıkıobıyolojı uzmanlanndan Katarzyna Pallnıka ve arkadaşlan, bunlan laboratuvara taşıyarak gebşme sureçlennı ınceledüer Inceleme sonucunda, baktenlerın topun yuvarlanmasına olanak tanıdıgına tanık olundu, ancak bu surecı başlatan etmenın ne olduguna bir açıklama getırılemedı Yaklaşık bın kadar kurecıkten oluşan obekler salgüadıklan bir kımyasalla kendılennı çevreleyen 3 mılımetre enınde bir katman oluşruruyor Daha sonra, farkh bir mıkrop turu olan, cıyanobaktenler devreye gınyor Gorunuşe bakılırsd kurecıkler her gelenı ıçerıye almıyorlar ve yalnızca kıyanobdkteıılerın gumesıne ızın verüırken, otekı canlılar dışanda bırakılıyor Kıyanobakterıler ıçerıye gırer gırmez, kolay kolay dışanya çıkamıyorlar Palınska'nın deyışiyle, "yılan gıbı devınen" bakterıler kurenın ıç yuzeymde bırleşerek ona sıcımden bir yumak gorunumu verıyorlar Paterson bunun bir ortakyaşam ornegı olup olmadıgıran henuz bılınmedıgını belırtıyor yı.ıv. Robot denizaltı Antarktika da Autosub adıyla bdinen ozerk bir sualtı araanın dunyanın henuz büınmeyen son bırkaç bölgesınden bınnı su yuzune çıkartacak ilk inceleme aracı oldugu belırnhyor Araç Antarknka buzul kutlelerinın alündakı henuz keşfedilmemış bolgelere dahş yapacak Amundsen Denızı ve Pıne Adası Buzulu'nun altında gezinecek olan Autosub, Dogal Çevre Kaynak Konseyi tarafindan desteklenen dort proje için veri toplayacak Araştırmada, kuresel ısınmanın Antarktika bolgesındekı etkılerıne ışık tutacagı sanılan, buzul ıle okyanus arasındakı etküeşımın kavranması amaçlanıyor Antarktıka'nın en dinamık, en hızlı devinen buzullanndan bın olan Pıne Adası Buzulu her yıl 69 kılometrekupu aşkın buzu Amundsen Denızı'ne gondenyor 2001 kasımında boyuru New York kentine eşıt (yaklaşık 714 blometrekare) bir buzul parçası ana kıtlede meydana gelen bir çatlak sonucunda koparak çevreye yayıldı. Uydu verilen 90'larda buz kutlesinde bir ıncelme olduğunu ortaya koyuyordu Autosub buz kutlesıyle denEin tabanı arasında yuzlerce küometrelik bir boşlukta gezınmek uzere programlandı. Lancaster Unıversıtesı toprak uzmanlanndan Trevor Pierce solucan konusunda usta olan şeflere uyanda bulunarak, parlak sarı renklı solucanlardan uzak durmalannı onenyor Pierce san, ancak sdğhklı solucanlan eskı bir arsenik made nının yakmlanndakı larlı toprakta ortaya çıkart. Ahşılmışın dışındakı rengm bir olasılıkla arsenıgın yutulmasından kaynakldndıgını one suren Pıerce, dltın lenklı canlılann krrlı topraklann belırlenmesı ya da kırlenmış alanlann temızlenmesme yardımcı oldbıleceklenne dıkkat çekıyor Solucanlar 19 yuzyılda dunyanın en buyuk arsenik kaynagı olan, aynı zamdndd zengın balar madenlennın de bulunduğu Bntanya'mn Devon Great Con sols çevresındekı toprdklarda bannıyorlar Her ıkı element bu bolgelerdekı topraklann kırlenmesıne yol açıyor Cardıff Unıversıtesı solucan uzmanı John Morgan diserugm solucandakı pıgment bıleşımını bu bıçımde etkıledıgınp, kırlı topraklann renk degışımıne yol açügına manıyoı Aynı solu can rurunun kurşunlu topraklarda koyu bir renge donuştııgune, çınkonun ıse bu canlıya neredeyse saydctm goıııntusu verdıgıne dıkkat çekıyor Pıerce, yaptıklan deneyler sonucunda solucanlann sdr^ renk ve arsenığe ddyanıklılık gıbı ozellıklen yavrulanna da geçırdıklenne tanık oldu Pıerce bir obek san solucanın zehırb maddeleıe dırençh bıtkılerle bulıkte kırlenen bolgelerın yenıden eskı ekolojık saglıklarına kavuşturulmasına yardımcı olabıleceğını belırtiyor Sarı solucanlardan sakının Hazırlayanlar: Nilgün Özbaşaran DedeRita Urgan
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle