13 Haziran 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

$uz adam Ötzi, evinden :ok fazla uzaklaşmamış Bundan \?, yıl once *mmmm /ustuı ya'daki Similaun , ızulunda bulunan 5?.OO »„ 1lık buz adamının, evuım en fazla 60km uzaklaşış oldugu ortaya çıktı. 01'nin yaşam ve dolaşım jlgesini bulmak ısteyen nıstralya Ulusal ÜniversiJI rıderı Wolfgang Mülr, fosiJin kemikleri ve diş rindeki müıeral oıarunı irıılemiş. Topragm bileşmıi bölgeden bölgeye faıklılık gosteıdıgi için bu küııyasal parmak ızı de beslerırneyle kemıklere depolandıgının Otzi'nin bacak kemikleri, kökeni hakkmda bilgı vernıiş. Mulleı, •mmuz ayırıda da dış minesı analızlerıyle Otzi'nin çocuklugunu bü ık bir olasılıkla Eisack vadismde geçüdiguu ve daha sonralan da un yolculuklaıdaıı kaçmdıgı sonucuna ulaşmıştı. Araştırmacı şimdi jlorado ve Isvıçrc'dekı meslektaşlanyla bulikte andlizini ikinci kez Büyiik Kanyon'un kökeni Yenı bir araştırma Büyuk Kanyon'u oluşturan kimi kayaların do• !*• gu kıyılanndan geldiguıı ortaya koyuyoı. A.B.D'nın batı kıyısında yer alan ve yaklaşık 350,000 kilometrekarelik bir alanı kaplayan ve 150300 mılyon yıl kadar önce kumtaşına dönüşen kumların kökeni bugüne dek gizmi korudu. Uzmanlarm buyuk bü çogunlugu kumların New Mexıco'nun güneyınden Colorado'nun kuzeyine dogıu uzarıaıı ve şimdi duzluğe donüşmus olan Eskı Kayalık Dağlar'dan geldigine ınanıyordu. Arizona Üniversitesi yeıbilimcilermderı Bill Dickinson üe meslektaşı George Gehrela söz konusıı kumun yanya yakınınm bü: zamanlar kilometrelerce uzaktaki Apalaş Dağlan'nuı bü' parçası oldugunu ortaya koydular. Araştırmacılar kumun büyiik akarsularla batıya taşındıgmı, oradan da rüzgâıia güneye suruklenerek VVyomıng kıyısıYenl gellftirilen yöntem daha önce na bıriktigını one suıuyorlar, sormaya blle cesaret edemeyeceğl Yerbiümciler daha once kumtaşuu oluşturan kum taneciklerüıın nlz sorulara yanıt veriyor türlerüıe bakarak kayahk kökenlerine ınmeye çahştılar. Rüzgann, ya da suyun bu tanecüderi hangi yöne sürukledigi gıbi başka ıpuçları da bu konuya ışık tuttu. Gelgelelün, A.B,D'nm bansındaki eskı kumullar gibi kimi kayalar ıçin bu yöntemler çok da kesüı sonuçlar vermiyordu. Boyle olunca, Dickinson ve Gehrels kumtaşlannda bulunan ve uranyum içeren zürkon taneciklerüıi yakmdan üıcelediler. Zkkon erünış magmadan kristale donusuı donuşmez, içüıdekı radyoaktıf uranyum çürüyerek kurşuna dönuşmeye başlar. Bu nedenle, bır zirkon tanecigüıüı içerdigi kurşun miktarı onun ne zaman oluştugunu ortaya koyar. Daha sonra bu degerler farklı dag sıralanndan elde edilen zükon yaşlanyla karşüaştınlır. Incelemeler Büyiik Kanyon'dan alınan ömeklerin yansırun ya 1,2 milyar yü kadar, ya da 500 rrülyon yıl kadar önce olustugunu ortaya koyuyoı. Bu tarıhler Apalaş Daglan'ndakı granıtin yaşıyla da uyuşuyor. Itoeciklerüı yalnızca dörtte bırirun Eskı Kayalık Daglardan, gerı kalanının da Kanada'nın iç kesünlerinden geldıgı belırtüıyor. Uranyum kuışun tarihlendirme yontemüıdekı son gelışmeler sayesınde çok daha az sayıda tanecıkle çok daha kısa sürede sonuç aünabüiyor. Kumtaşınm kökenlerüıi beürlemek amacıyla yapılan bu araştırmada yontemin ilk kez kapsamlı olarak uygulandıgına dıkkat çeken uzmanlar bunun dünya yüzeyındeki tektonik levhalann geçmişteki konumlanru beürlemede de etküi olabileceğmi belirtiyorlar. mtladı. Belli başlı oksijen izotoplaıı, Otzi'nin bugunku Avusturda çok fazla yaşamadıgını gösteriyor. Alplerin kuzeyinde ornegin z vadisiııdeki yuğışlaıın bileşimi, guneydekı Adna yagmurlannn farkhydı. Otzi'nin dışlerinde ve kemiklerinde daha çok guney ol bolgesindeki suların izleıi görulmekte. Ayrıca gımeyde de bır nr çizrnek mümkün. Kurşun ve stronsiyum elementlerinin yogurıju Ötzi'rıin, ne aşagıddkı Etsch vadısı ne de Bozen'ın gııneyındekı }er bolgelere gıtmedıginı gösteriyor. Tüm bu bilgiler Lşıgında buz amın memleketiııiıı Eisack vadisi çevresi ya da bakır çagına aıt II merkezlerınin bulundugıı I'eldthurns olması dalıa buyuk bu ihıal. Mullcr'in analizden çıkaıdıgı sorıuçlara gore Otzi, kuzeyğuya doğru gidiyordu. Einstein'ı doğrulayan uydu Metroda Eflatun'u kavramaya çalışan biri gibi, uzaklara yayılan bir uydu görev başındayken olağanüstü verimli bir şey başardı. NASA'nın CassiniHuygens uzay aracı Satüm'e doğru yol alırken Einstein'ın yerçekimi kuramını benzeri görülmemiş bir kesinlikle sınadı. 1915'te Einstein yerçeki minin uzam ve zamandaki sapmadan başka bır şey olmadığım öne sürdü. Maddeyle enerji uzam ve zamanı saptınyor, ozguıce duşen bü cisim bukumlu uzamzaman alanmda düz çizgiye en yakm yolu izleyerek yol alıyordu. C^enel görecelık adıyla bilüıen bu kuram zamanla modern fızigüı temelüıi oluşturdu. Kısaca GPS olarak bilinen kuresel konumlandırma sistemı gıbi gündelik teknolojiler bile bu ilkeye dayanıyor. Ne var ki, bugüne dek bu kestırimlerin ne derüi dogıu olduğu yönündeki deneylerden büıde birlik bu kesinligın üzerine çıkılamadı. Cassini'den gelen ve giden radyo smyalleri şündi Eüıateüı'uı kuramma 50 kat daha yuksek bır kesinlik kazandırıyor. Cassini'den gelen smyalleri ınceleyen Pavıa Üniversitesi astrofızikçilerüıden Bruno Bertotti, Roma La Sapıenza Üniversitesi fizikçilerinden Luciano less ve Bologna Ürüversıtesi'nden muhendıs Paolo Toıtoıa dunyadan yayıları radyo dalgalaıı güneşın oluşturdugu uzamzaman çukui'undan geçerken frekanslaımın degiştigme tanık oldular. Cassini'nin gönderdigi sinyaller aldıgı süıyallerin frekansma gore degıştıgınden, uzmanlar degışüıün boyutunu saptayabilıyorlardı. Elde edilen bulgulann, Einstein'ın lehine, degişimlerin genel görecelik kuramırun öngördügü kestirünlerle milyonda 20'lik bu uyum içinde olduğu görüldü. Fizık uzmanları elde edüen bu sonuçlann yerçekimi araştırmalarına yepyera bır soluk kazandırdığma, böylesi çıgır açıcı bir gelişmeyi otuz yıldu beklediklerüıe dikkat çekiyorlaı. Uzmanlarm büyuk bir çogunlugu genel gorecelık kuramımn, kuvantum mekarugıyle dogrudan ilintili olmaması ve evi'enüı evtünıııe de bü açıklama getırememesi nedeniyle, yerçekmıiyle ilgüi son kuram olarnayacağuıa ınanıyorlar. Oyle olunca, genel gorecelık koııusunda dalıa yuksek bir kesinlik elde edilmesi yolunda yapılan deneylerüı yerçekimi dışında yeni güç ve parçacıklan su yüzüne çıkartabilecegi belirtüiyor. Jüyük DNA molekülü taranlıkta ışıyor Stanford Üniversitesi bilirrı adamlan, dogal örneginden ıklaşık olarak %?,0 daha büyuk olan çift sarmallı bü DNA olekulu iırettiler. xDNA, ayrıca dogal DNA'ya kıya.sla ısıya karşı daha dayanıklı ve karanlıkta ışıyoı. Normal DNA 21,3 derecede, xDNA ıse 55,6 derecede dagüıyoı. Erıc T.Kool'urı açıklamasına göre xDNA ile tamamen yenı olan ve dunyadakileıe berı/.emeyen genetik bir sistem gelıştııümış oldu. Doner merdıven biçimindeki çift sarmal her biri bir baz çiftinden oluşan basamaklanndan oluşur.Dogada dort farklı baz vardır: Adenın (A), Tımin (T) Guanin(G) ve Sitosm (C). T, A üe, C ıse C ile birleşir. Bilim adamlarınm araştırması işte bu bazlaım değıştır ılmesıne dayanıyor Aıaştırmanın çıkış noktası yetmışlı Jarda A molekulune bır benzol halkası ekleyerek xA üreten îlson Leonhard'ın çalışmasıydı. Bilim ddamları xT uretmek ıçııı ; benzeı bır yöntemle dogal T'den iki mıslı büyuk olan sentetik ızdan yararlandılar. ikinci bir adımda ise xT'nııı çift sarrnala •rleştiı ılmesı gerekıyordu. Başarılı çiftleşme xA ve T/ xT ve A ile 'rçekleşmış ve bu duzen sayesiııde x'li çiftleri taşıyacak kadaı mışleyen çift saımal gelıştırılebılmiş. Bımdan sonraki çalışmalar j ve xC molekülleri üzorino sürecek. J/4
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle