Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Gönülden Bilime Ahmet Inam Şeytanlanmdan ikisi Yolcuların yoldan çıkarıcılan olur Yol gosterıalerı de Yol onceden dosenmıs bır yol değılse Sonu bellı değılse Arayanların yoluysa bu yol Yoldan çıkarıcılanmı, şeytanlarımı hep sevdım Sevmesem yoldan çıkarırlardı Benı durdurdular, çelme taktılar, çok ama çok uzduklen oldu Korkuttuklan da Bıraz yuruyebılıyor, arayahılıyorsam onlara borçluyum bu gucumu Ikısinden soz edeceğim yalnızca Yıllardır yolculuklanmda yanımdalar Konusur, soyleşırız 1 Ikısı de bana hep "Sakın ola, aldanma " derler "Cozunu dort aç, bılım ıne var yaptıklarının, yaşadıklarının, yazdıklannın1" Bu ıkı şeytanımın da çalıskanlıklarını, tutkularını, bıtmek tukenmek bılmeyen enerjilennı sevdım Onlara saygı duydum Bırı Freud'du Freud'dan oğrenmek kolay olmadı Kıtaplardan, teonlerden gelmıyordu Freud Yaşamımın ıçındeydı, ağzmda purosuyla, pencerelerden, aralık kapılardan, derslenmde onumdekı sıralardan, yazarken, okurken omuzlanmın ustunden bana gulumsuyordu Yazılarımın ortalık yerınde, coşkuyla sonuca doğru koşarken "atıyonun1" dıyordu "Yıne neyı ortuyorsun?", "kendınden ne saklıyorsun?" "Neden geçıştınyorsun7" "Neden, kendınle yuzleşmıyorsun7" Bana keşfedemedığım, keşfedemeyecegım karanlıklanm olduğunu ıma edıyor du Onunla pek turtışmadım Haklı olabıleceğını du sundum Teorıde bır Freud değıldı o, jung'dan, Adler'den, Fromm'dan geçmış, benım yorumlarımla bırleşmış bır Freud'du Içımdekı Freud Çalışırken, severken, kendımle kıyasıya hesaplaşırken oradaydı, sessız Oturur, dınlerdı, arada bır yuzunu buruşturarak "Olmadı" derdı "Oldu" derdım Kendımı aldatmaya karar verdım Yazacağım, abartacağım, kelımelerle oynuyıp, senın de tozunu atacağım Şeytanımsın, anladık Ama insan, seytanının şeytanıdır1 Marks, "uslu sakalıyla" sozlerımın, tarıhsel, toplumsal, sıyasal, ekonomık arka planını hatırlatır dururdu Bılırdım kı Freud şeytanım da, Marks şeytanım da, defalarca yorumlanmış, klınık bulgularla, toplumsal, tarıtnel, ekonomık çalışmalarla yanlışları gosterılmıştı Hem Freud hem Marks bırer sımgeydı, belkı de, bende Insanın bilinç dışını gostenyorlardı Bıyolo/ık ve ıdeolo/ık bılınç dı şımı Uzerımdekı, toplumdan, uretım bıçımlennden, ekonomık, teknolo/ık, sıyasal ılışkılerden kaynaklanan guç lerle bedenımden "durtuler" halınde (Nıetzsche anlamında') yukselen guçler, bedenımı, duygulanmı, duşuncelerımı, sozel ya da yazılı ıfadelenmı, toplumdakı ılışkılerımı etkılıyordu Ne zaman "çıkarla " ılgısı olmayan bılgılerden, toplum ustu ıdeallerden soz etsem benı uyarıyordu Şeytanlarım, kendılerının aldanmaması ıçın son derece dıkkatlıydıler Ikısı de yenı goruşlerden, bılgılerden haberlı olmak ısteyen, olgusal venlere karşı son derece duyarlı, oz eleştın yapabılecek duyarlılığa sahıp, sozlerını esırgemeyen şeytanlardı Onların gonullu oğrenası oldum Onların şeytanı olan oğrenası Geçmışte yaşıyorlardı, olmuşlerdı, geçmışe gıdıp, onları şeytanınız olmaya çağınrsanız, sızı kırmaz gelırler, sızı aamasız eleştırırler, kendılerını eleştırdıklen gıbı Şeytan da bır melektır Bılınç dısının karanlıktara açılan kapısını açtılar Gorebıldığımce, bu kapıdan geçıp gordum Insanın ıçındekı doğayı ve ıdeolo/ıyı onlarla tanıdım Benı yoldan ukarmadılar Yola soktular Daha nıce seytanımla, ormanda, yolumdan yururken, yolumu, kendımı, dığer yolları, kultur ınsanlarını konuştum Bana ınsanı anlattılar Şeytanlarınızın lıstesını tutuyorsanız, Freud ve Marks'ı da katın lıstenıze Dığer şeytanlarınızla tyı geçınıyorlar Conlunuze gonul katacak, sızı bılım, sanat, felsefe yolunda yalnız bırakmayacak nıce şeytanlar dılerım . Kök hücre terapisi bilimi böldü Doktorlar kök hucre terapisiyle sansasyonel bıyolog hayvanlaıuı olu dukusuna başanlara imza atarken, kimi bilim adamları kemık ılığı hucrelerı asılayıncd kalp te yenı kas adalan gelışmı^tı tarafından sorumsuzlukla suçlanıyorlar. Ceçtiğimiz yıllarda etikçiler tarafından eleştirilen Kardiyologların kök hücre tedavisi şimdi bilim adamları ara heyecanı Işte kardıyologları heyecan sında yeni tartışmalara yol açtı. landıran geüşme de bu oldu Duseı deıde devd oldrak gorulen kok hucre te ddviiiyle beynm yenı İPiımesı hasaılı kıkıı ddk dokiü,mııın ona tılması ve olu kaJp dok°unun ıyüeştı rılmei.ı beklenıyoı Kok hucienm mukemmel bır onarım <~>raeı olmacı bedendekı tum hucıt üpleıme do nu^ebılme ozelİKjıne dayaruı Tıpta çok şey vaat edeıı bu hammaddenrn nereden kazandaca ğı konusunda geçtıcjımız yıllaıda buyuk tartışmalar yaşandı Ltıkçıleı soıdulaı Kok hucıeleım enıbııyon dan elde edılmesı dogru mu ? Teda vı ıçın ha^taddn dlınan yetı^km kok hucıplerı yeterlı olamaz mı^ Bu tditışnidldim ardından ardşUrmdrılar ıkıye bolundu Bır grup bedendekı 200 doku hucıesıne donuşebüme ozellıgı nedenıyle laboıatudi çalışmdknnda embrıyon kok hurrelerını tercıh edeıken ıkıncı bu gıup kemık ılıgınden elde ettıgı yetışkın kok hucıelerıyle kalp bo zukluklaıını gıdermeye başladı Ikıncı mdİ7eme daha kolay ulaşüabı lır olduğu kadaı etık açıdan dd hıç bu engel oluşturmamakta H rekiıgmı de vuıguladı Tartışmanın esası Uzun bu ınuLddeleden sonra embrıyon kok hucrelerıyle çalışma olandgmı ydkdldyan didştırrnacıldr sonuçldrı hurre kultuı lerınde adım adım kontıul etnıek îitıyorlar Bu vuzderı de yetışkın kok hucrelerının kullatunu cndı^eyle ızlenıyoı Lger kazara bır hasta olecek olursa m sanlann embııyon kok hucre tedavı sıne karşı da guvenlerını yıtuecek leı ve tunı çabaldi boşa gıtmı^, ola cak YeUşkııı kok huueleı lyle yapı lan tedavılerle elde edılen sonuçla rm umut verıcı olduğunu faoyleyen kunıkçıler ıse ellerındekı son tedavı şansıru denedıklerını ve hastalara seldoıf UmveiMte Klrnığı başhekımı BodoEckehard Strauer bu aıaş tırmanın yayımlanmasmdan sadece altı ay sonra yetışkın kok hucreleı ıy le kalp bozukluklaı mı gıdermeye başlddı Doktor koroner kalp dama rından yuksek basmçla kok hucrelennı olu kalp dokusuna aşüıyoı Ve doktoı bugune değın 34 kemık ılığı terapısını başarıyla gerçekleştırdığı nı soylemesme rağmen karşıt gruptakı draştırmacılann kuşkulaıını gı deıemedı Onlar ıçın onemlı olan kalp fonksıyonu olçumlerı değıl yenı kalp hucrelerınm gelışmış olduğu nun kanıtlanması Çurıku kdlp en fdrktusunden sonra gerekJı olan ış levsel dokulaım yerıne gelmesıdır sonuçta 4 ıla S müyon kalp hucresı nın neredeyse %401 olur Ama ne vdi kı bu konuda henuz bır kanıt yok Koln Urııversıtesı Noropsıko lojı Enstıtusu mu duru Hescheleı ayrıca Donald Orlıc ın çalışma larının da bu turlu kanıtlanama rahatsı? Hescheler ın ıkı çalışma aıkadd^ı bu ko nuda üa yıl çalış mış 50 farede yapay olarak kalp enfaıktusu ureten araştırma cüar kemık ılığı hucrelerını farelerın kalplerırıe dşılamalarına rağmen kalp dokusuna donusen tek bu kemık ılığı hucresme rastlamadıklarını soyluyoılaı Hatta Oılıc son Amerıkan Hematolojı Konferansı nda ken dısının büc aynı sonuçlaıa yenıden uldşmdkta zorlandığını ıtıraf ettı Klinikçi kök hücreci Işte bu şekılde yenı bır tartış nid bdşladı ustelık bu seferkı büımın kendı ıçınde suruyoı Klmıkçdeı hız lı tedavı yontemlerınde yetışkm huc releıde ısıaı etmeleıuıe kaışm embrıyon kok hucre yanülan bu tur gmşımleıın olumcul yaıı etkılerı ko nusundd uydrdrak ayrmtılı araştır maların yapılmasından yana Kısa bır sure once Vıyana dakı kardıyolojı kongrcümde konuşan Koln Unıversıtesı noropsıkologlann dan Jürgen Hescheler (enıbnyon kok hucrelerıyle araştınyor) bu ka dar zamanbiz yapüan klınık deneyle ıı doğru bulmuyorum bugune ka dar bır aksaklığın çıkmanıası bade ce şans ışıdır dedır Araşîıınidcmuı bu uyaıısma kardıyolog BodoEckehard Strauer embııyon kok hucıeleııyle ya pılacak tedavıleıın etık açıdan uy gun olmayacagı gerekçe^ryle kaı^ı çıktı Kardıyolog ayrıca hastdlard ye nı tedavı olanaklann sunulrnası ge ayrıntılı açıklamalarda bulunduklannı soyluyorlar Aynca kım ıyüeştırı yorsa haklı olan odur duşuncesı hakım Bodo Eckehaıd Stıauer e gore bu konuda endışe edılecek bır şey yok Sonuçta kenıık üıgındekı kok hucrelerınm ıyıleştırıcı etkısı uzun yıllardan ben büınmekte Bu hucreleı ıltıhapldrın ve dıger yaralanmalann gıdeıılnıesı ıçın kemık ılığı taıafindan salgüanır Ve Ulusal Insan Kahtımı Araş tırmaları Enstıtusu nden Donald Orlic rn üa sene once kanıtlamış ol duQu gıbı kalp bozukluklan da gıdenlebılmekte Faıelerde yapay kalp enfarktusu yaratan molekuler Tartışmalı sonuçlar Oysa Hesrheler rn embı ıyon hucreleıı hayvanlaıda gerçekten de %99 6 oranında kalp kası hucrelerı ne donuşmekte Yenı kalp kası hucrelerı belııgın bu şekılde atarken dı ğer tum elektııksel ozellıkleıe de sahıp Bılım adamı bu hucıelerı yak