Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Politik Bilim Aykut Göker Yine üniversitesanayii işbirliği III ÜniversiteSanayi Işbirliği'ni (ÜSİ) geliştirmek için yapılanları söyledik; peki, sonuç nedir? Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu yeni çıkarıldığı için bu konudaki etkileri ileride görülecek. ARGE Yardımı Kararı'nın ya da genel olarak, TÜBİTAKTİDEB ve TTGV eliyle yürütülen ARGE destek programlarının etkisi ne oldu; bunu, Prof. Dr. E. Taymaz'ın "Ulusal Yenilik Sistemi: Türkiye Imalat Sanayiinde Teknolojik Değişim ve Yenilik Süreçleri" adlı çalışmasındaki "Teknoloji Hizmetleri Kullanım Anketi" (1998) sonuçlanna bakarak söylemek mümkün. Anketi yanıtlayan 1108 işyeri içinde, bir üniversite ya da kamu araştırma kurumu ile işbirliği yapanlann oranı %14.3'tür. Oysa, ARGE destek programlanndan yararlanmış firmalara aynı soru yöneltildiğinde, TİDEB desteğinden yararlanmıs 99, TTGV desteğinden yararlanmış 41 firmanın verdiği yanıta göre, bu oran, sırasıyla %70.8 ve %80.3'tur. Bu desteklerden yararlanan firmaların ortak özelliği ARGE yapmalarıdır. Demek, ARGE yapan firmalarda bu oran, beklenebileceği gibi, ortalamanın epeyce üstundedir, Hangi amaçlarla işbirliği yapıldığına bakıldığında göze çarpan husus, yine beklendiği gibi, ARGE yapan firmaların işbirliği düzeyinin diğerlerine göre daha yüksek olduğudur. Herhangi bir nedenle üniversite ya da bir araştırma kurumuyla işbirliği yapan ilk gruptaki işyerleri için birinci öncelikteki işbirliği alanı %54.4'le "teknik / operasyonel sorunların çözümü" iken, TİDEB ve TTGV'den destek almış firmalar için birinci öncelik %45.9 ve 9665.5 ile "yeni ürün geliştirme"ye kaymaktadır. Demek ki, Türkiye'de ARGE'ye yönelen firma sayısı arttıkça üniversite ile işbirliği yapan firma sayısı da artacak ve işbirliği düzeyi yükselecektir. Dolayısıyla, ARGE yapan firma sayısını artırmayı hedefleyen destek programları, son çözümlemede, ÜSl'nin de gelişmesini sağlayacaktır. Ancak, hemen belirtmek gerekir ki, ARGE'ye Yardım Kararı, ARGE yapan firma sayısının arzu edilen düzeyde artmasını sağlamamıştır. Bunun nedeni kaynak yetersizliği değildir. Gerek TİDEB gerekse TTGV eliyle sağlanan ARGE destek arzının, deslek talebinin epeyce üstünde olduğu biliniyor. Yardım Kararı'na ya da uygulayıa kurumlara atfedilebilecek eksikliklerin bundaki rolü de, kanımca, talep azlığı açısından belirleyici olmamıştır. Bu durumda, ÜSl'yi geliştirmede temel sorunun, daha çok, sanayimizin ARGE'ye yeterince yönelmemiş olması meselesinde düğümlendiği söylenebilir. ÜSl'nin gelişmemesinde, üniversiteye atfedilebilecek sebep hiç yok mu? Bunu, TÜBİTAK eliyle yürütülen ÜniversiteSanayi Ortak Araştırma Merkezleri Destek Programı'na bakarak söyleyebiliriz, 1996'nın sonlannda başlatılan bu program için önemli bir çaba gösterildiği biliniyor. Ama, 2002 Ağustos'unda görülen odur ki, UniversiteSanayi Ortak Araştırma Merkezi kurmaya yönelik, toplam 16 girişimden, yalnızca ikisinde başarı sağlanmıştır (Anadolu Üniversitesi'ndeki Seramik Araştırma Merkezi ile Ege Üniversitesi'ndeki Tekstil Araştırma Merkezi). Bunların dışında, bazırlık aşamasında olan iki girişimde başarı kazanma şansının yüksek olduğu; ayrıca, iki girişimde daha başarılı olunacağı tahmin edilmektedir. Diğer 10 girişim ise sonuçsuz kalmıştır. Bu 10 girişimden sonuç alınamamasının nedeni finansman desteğinin yetmemesi değildir. Programda yol gostericilik işlevini de üstlenmiş bulunan TÜBlTAK'ın bu alanda teknik yetersizliği söz konusu değildir. Bir sanayi kuruluşu için ARGE bir kültür meselesidir. Sanayi kuruluşlarının ortak araştırma yapmaları ve bu ortak araştırmaya bir üniversiteyi katmalan ise, çok daha ileri bir kültür meselesidir. Bu açıdan, sonuç alınamayan girişimlerde, sanayi kuruluşlarımızın bu konudaki eksikliklerinin rolü olduğu söylenebilir. Ama, benim kanımca, başansız kalan girişimlerde rol oynayan ana unsur universitedir. Burada, tek tek akademisyenlerden değil kurumun kendisinden söz ediyorum. Çünkü, bu işe gönül vermiş, son derece yetkin akademisyenlerin bu süreçte rol aldıklan biliniyor. Ne var ki, üniversitelerimizin, sanayi ile işbirliği konusunda, kurumsal bazda süreklilik ve kararlılık gösteren bir politikalan olmayınca kişisel çabalar ya da özveri her zaman yeterli olmuyor. Bu şartlarda ÜSl'yi geliştirmek için ne yapmamız gerekiyor; irdelemeye devam edeceğiz. http://www.freecfm.eom/i/inovasyon/ 80//6 Çocuklar kargayı sever argayı yetışkmler sevrnez, amd çocuklar sever Çocuk gibi oyuncu, sorgulayıcı olduğu ve beklenmedık şeyler yaptığı ıçın biraz da Karganın da ınsanlara ne olçude saygı ve sevgi duyduğu tarüşılır, ama çocukları sevdığıru gösteren bir tanık var Dört ya.şındd kargasıyld Bodıum'dan gemıye bınen Sına Kabaağaç'uı omuzunda arkadası karga da vardır. Yolda zengın bir aılenın çucuğu kargayı görüp, her şey gıbı kaıganın dostlugunu da satın alabıleceğinı sanır. Oysa kargayla yoksul çocuk birbirinden aynlmak istemez. Eıteaı gun karga çaümr, bir sure zenyin aıleye konuk olur, ama fırsatını bulur buirnaz arkadaşı Sına'nın omuzuna donuverir Sına Kabaağaç, kaıgasever yetişkiıüeıdendı ve karga mılleüıün butun hınzırlıklannı msanlar ıçın bu gulmece, bir kara mızah kaynağı olarak gorurdu. K Büezık, sabun gibi işine pek yaramayacak nesneleıı büc neredpyse kleptomanca bu zevkle çaldığı için adı hırsıza çıkan kaıgd, La Fontainc oykusunde çalıntı peyrüıini kurnaz tılkıye kaptıran aptal kargadır, ama gerçek zdyıflığı, ınsanoğlunun nedense çııkın bulduğu o son derece anlamlı, ünleme benzer çıgırışının değerini ve onemını bilmeyıp, "Ah ne guzel sesin vaı" dıyen tükrye kanmasıdır Doğada boylo kendını bılmez karga var rru bilmmez, ama kendıru bılen ınsanm yok denecek kadar az olduğu bilinir. Yuz yuz elh yü yaşadıgı bılınen kargalar kart, 1 cırlak ve bılmış ses torüdrıyla uzun bir "Gaaak " çekerek, r Saıt Faik'in duyduğu "Hışt e benzer uyanlarda bulunuı gibidır Sabah gazetenızı okuyup ofkelenırken, karga da 1 bahçeden, "Bıraaaak Ben Tanzimat'ı da Kurtuluş Savaşı'nı da goıdum, insanoğlu adam olmaz1" der gıbıdıı. Insanları tedırgın eden, kaıganm yalnızca ovlenmızden çaldıklarıyla bize hiç beklenmedik anlarda her şeyı yıtırebıleceğimizı anımsatması değil, yanılsamalanmız umutlarımız, kendimızı kaf dağmda ya da mutluluğujı kucağında sanmalanmız kaışısında "Buaaaaak bu salaklıklan!" dercesine ensemıze ındırdığı şaplaklardir gerçekte. Arada bir "Haaaayt1" dıye unleyip kaçan bu doat, acı uyarılarıyld bizi en beklemediğımız anlarda sobeler lyı kı de sobeler! Sema Bulutsuz Karga ve kedinin maması Cumhunyyt BilınıTeknik ekindekı, kargalann davrdraşını konu alan yazınızı ügı ile okudum Apartmanımızın bahçesındekı ağaçlan mesken edinen kargalarla ügılı bazı gozlemlerinıı aktarmak istıyorum Bahçfide. gazete kağıdı uzerinde bir kediye verilen yiyeceği gözune kestiriyor. Kedinin ne yapacağından emin olmadığı ıçın, bir iki sokulup çekiliyor Daha sonra, doğrudan yıyeceğe ulaşmadon, gazeterun kenarını gagası ile yakalayıp, kediden uzaklaştırıyor, yemeye başhyor Yine buçok karga, covizleri alıp yııkselıyor ve toprağa, hatta asfdlt zemine değil, beton bir zemın uzerıne bııakıp kııılmasını sağlıyor Asü onemlısı, cevız dış yeşıl kabuğundan ayrılmamışsa, once ağaç dalı uzerinde bu kuçuk oyuğa cevizi yerleştırıyor Zaman zaman cevizi çevirerek, gagası ile dış yeşıl kabuğu temizliyor.Sert kırılgan kabuğa ulaşmca, alıp havalanıyor ve sert bir zemine bırakarak tarmaya çalışıyor Çocuklarla Caddebostan sahiline ınmiştik Onları eğlendirmek için el lerındekı çubuk krakerlerden kuçuk parçaları, biraz ilerideki kargalara doğru atmaya başladım Kargalar dumduz gelmeyıp, başlan arkaya donuk yan yan sokuluyorlar Boylece bir tehlike anında geriye doğru emniyetlı uçmayı hedefhyorlar saranm Kıakerlerden bırı ilerideki su birıkıntisinin ıçine duş muşrü Kargalardan bırı bunu alıp yedi. Daha sonra kuru zemindekı krakerler ı alıp, once suya bırakıp yumuşatıyor, sonra yıyordu (Suda yumuşayan krakerlerın daha kolay yendiğıru oğrenmis olmalı) Esat Özen Goztepe / Istanbul Kardeşimle birlikte evımızın penceresınden gorduğumuz, karga anısını sızınle paylaşmak ıstiyorum, Ikı karga evımızın bahçe duvarmın uzerinde bir kediyı ortalarına alarak, tabiri caizse, dalga geçiyordu. Kedı, kargalardan birine duvar uzerinde hamle yapmca, dığer karga kediyi gagalamak için hamle yapıyordu Kedı bir o kargaya hamle yapıp, bir öbur kargaya hamle yapıp duruyordu. Bu hoş görünrü sonunda kedı pes edip çareyi kaçmakta buldu. Mahmut Akal makal@pharosdanismanlik.com İki karga kedi Cips'i "götüren" karga Cumhuriyet Bilim Teknik ekınde yazmış olduğunuz "Karga ve Insan zekÖAsı" başhklı yazıruzı ilgi ile okudum. Bu konuda ılk haberı yaklaş± bir hafta önce BBC Türkçe yaymlan haber bultenlerinde dinlediın Yazmızdafo önen üzerme gcçcn yıl yaşadığım ılgmç bir olayı size aktarmak istıyorum. Biz Istanbul Erenköy'de çok katlı bir bmanm altıncı kahnda oturuyoruz. Karşımızda ve yanımızda üçer katlı bmalar bulunmaktadır. Yanımızdaki bmanm altmda ise birbakkdl var. Bakkalm önünde ıh üç katlı metal bir ashlıkta cips.panço rafıls türü yiyecek paketleri asılı. Ben balkonda oturmuş kıtap okuyordum. Bir ara gozum karşı binanm çatısında dolaşıp duran bir kargaya ıliştı Bir iki dahka sonra karga şımşek gibi uçtu ve ashdaM cıps paketlerinden birinin kapıp aynı çatıya gen döndü. Karga çaldığı cıps paketını gagası ve ayaklan ile ustaca açtı ve içmdekilerı sonuna kadar bir guzel yedı. Ben de kendi kendime "oh ne güzel karnmı doyurdu şımdi uçar gıder "dedım. Ancak olay böyle sonuçlanmadı. Karga yırtık cıp paketım qagasma aldı.çatıdan uçtu,bakkalm onundekı metal ashlığm üstüne geldi ve yırtık paketı buraya bırakıp alaycı (bana öğle gel mış olabilir) bir tavırla uçup gıttı Şaşkmlıkla ızledığım bu olayı kameraya alamadığım ıçm çok uzuldum. Ayhan Alpay