24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Yine etik sancı üzerine... Dilimizde birçok olaya iyi bir kıssadan hisse örneği olarak "tmamCemaat" deyimi verilir. Ancak, bu tür olaylar imam ve cemaati ilgilendiren boyutlarm çok ötesindedir. Imam, bir sistemın oradakı temsücısidir. Ama, genellikle sistem ortada yoktur, dikkate ahnmaz. Olaym bir "imama indirgenmesi" de, toplumsal örgütlenmemizdeki ana zaafı ortaya çıkar: Kurumsal örgütsüzlük. Etik konusuna bu kıssadan hisse açısmdan bakarsak, işlerin düzgün çahşması veya çalışmaması, yani sistemin kendi ilkeleri çerçevesinde işleyip işlememesi de sistemin başmdaki "imam"a, yanı Başkan'a bağlı gözükmektedir. Sistemin başına adam gibi bir adam atanması durumunda "iyi şeyler" olabilmekte veya olabileceğine inamlmaktadır. Bir sistemin düzgün çalışmasından en sorumlu "Başkan" olabilir, ancak, kurumsal sistemin kendisi de en az onun kadar sorumlu olmadıkça, "çalışma ilkelehnin" hayat bulması olası değildir. Sözü uzatıp duruyoruz: Üniversitelerimizde etik kurullara benzer kurumlar vardır. Ama bunlar çahşmıyor. Nedenı, kurumun başkamdır. Örneğin YÖK'ün de rektörlerin de sorumluluğu vardır, ama Güriiz ve rektörler nedeniyle bu sorumluluk yerine getirilemiyor. Peki kurum, görevmı, otomatik olarak, kendiliğinden neden yerine getir(e)miyor? Çünkü kurum, kişilikli değil. Uyduruk, dermeçatma. Başkan'a bağlı. Başkan, altındaki örgüt ve kişileri sağlam tutmuyor. îlkelere, kurumsal işleyişe öncelik vermiyor. Neden? Çünkü keyfi ve çok standartlı yönetim biçimi işme gelıyor. Modern değil. îcra gücünü yasa, yönetmelik ve geleneklerden ve gereğinden almak istemiyor. Kendisini önemsiyor. Padişahi, Tanrınm minik bir izduşümü olmayı seviyor. Türkiye'de kurumlar bu yönetim biçimini mezara gömmediği, sistemi ve ilkeleri yönetim hayatma geçirmediği sürece, debelenip duracak. Başkan 'm altmda çalışan çeşitli alt orgütlenmelerdeki kişiler ve yapılar, keyfiliğe karşı ve gereğmm yapılması için ayak diretmek zorundadır. Burada, bir dizi insan "telef" olabilir, yani görevinden almabilir, Başkan nezdinde kötü olabilir, kayıplara uğrayabilir... Ancak bu zayiat belki bir zaman sürekli olarak verilmeden de işler rayına girmeyecektir. Bunun içm, biraz cesaret, kişilikli tutum, yasa ve yönetmeliklere önem ve öncelik verme ve toplumsal özveri gerekmektedir. Türkiye Bilimler Akademisi'nin etik ilkeler konusundaki raporunun kısa özetini iç sayfalanmızda yayımlıyoruz. Aslmda bu ilkelerde tabii ki yeni bir şey yok. Olumlu yönü, TÜBA'nm buna sahip çıkması ve topluma bir mesaj vermesi. Aslmda söz söylemenin ve açıklama yapmanm ötesinde, pratikte neler olacağı önem kazanıyor bundan sonra. Örneğin TÜBA, açıkladığı bu ilkelere üyelerının kesin bir titizlikle uymasını gözetleyecek mi? Başka kurum ve kuruluşlarda çalışan üyeîerinin aşırma gibi olaylar karşısmda aldıklan ve alacaklan tutumlan izleyecek mi? Bir veya birkaç üyesinin, bir aşırma olayı karşısmda, etik ilkeleri titizlikle korumak yerine, eyyamcı, idare ederbir tutum alması ve aşırmalara gözyumması karşısmda neyapacak? Birkmama cezası, daha ağır durumlarda üyelikten atma cezası verebilecek bir anlayışa veyapıya sahip olacak mı? Bunu, kendi tüzüğüne koyabilecek mi? Yoksa TÜBA da sadece laf üretmekle miyetinecek, bunları görüp izleyeceğiz. *** Aşırma ile ilgili iki olay kamuoyunun gündeminde daha birsüre kalacağa benziyor. Doğramacı ile ilgili olanı Yargıtay aşamasında. Yargıtay safhası nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, bu konu, öyle anlaşıhyor ki orada bitmeyecek. îkincisi, Alemdaroğlu'nun durumudur. Ortadaki iddıa bir şekilde çözülmelidir. Ayrıca Alemdaroğlu'nun üniversitesinde etik ilkeleri çalıştınp çalıştırmayacağı ve nasıl çahştıracağı da merak konusudur. Herkesin imam cemaat ilişkisinin 1Ü için taşıdığı önemin farkmda olduğunu bilmem söylemeye gerek var mı? Özetle, her iki konu da büyüme potansiyelini içinde taşıyor. Celecek cumartesi yeniden birlikte olmak umuduyla... DÜZELTME: 770. sayımızda yayımlanan "îlk Plastik Mıknatıs Yapıldı"başhklı yazı saym Prof. Dr. Hasan Seçen'e aittir. Yanlışlıktan dolayı özür dileriz. Pslklyatrist Arenz: İçlmlzdeki olaylar çözülür Agır bır sıiılıs nederuylp yataga dıışen Fransız edebıyatçı Cuy dr Maupassant da sanrddr taidfuıdan sık sık lahatsızlık duymuştu Wdshunqton'dakı St Fhzabeth's Hastanesı'ndekı Amerıkdlı psıkıyatrıst Georg Krizek, kazalaıdan sonra ozellıkle de sag beyın /arındakı degışıklerle meydana gelpn beyın bozukluklarının da sanrüara neden olabılecegını fark etmış Trafik kazası geçıren ve kanamalı olarak hastaneye gctu ılcn 15 yaşındakı bır gençte soz konusu beyın rahatsızh^ma rastknmıştı Yıllar sonra Krızek'ı zıyaret eden genç adam yolda kendısınden genç ıkızıne rastladıgını hatta onunla 15 dakıka kadaı da sohbet ettıgını ıddid etmıştı Sannlar en çok da mıgrenlı hastalarda ortaya çı kryor Cayet saglıklı olan 42 yaşındakı bır hasta da her yataga uzanışında yanında başka bırının varhğını hıssettıgını anlatmıştı mpsela Hastaya gore sanrı sıraktı VP kpndı olçulerme de uygundu Epılepsı hdstdldiuıdd da hayah fıgurler sanüdığınddn daha çok ortaya çıkıyordu Uzmanlann ıddıalanna gore bu durum edebı yat tarıhındc bıle yer edınebılmıştı "Suç ve Ceza" adlı eserın sahı bı Rus yazar Fiodor Dostoyevski Ikız Sanrüarı" admda bıı romdiı da yazmıştı, yazaıın dıger eserleı ındekı kahramanldr da sanrüdrla çoğunlukla alarakaranlıkta ya da şafak vaktı karşüaşırlar Uzmdn lar, şakak bolgesınde epılepsısı oldn Dostoyevski 'nın kendı yaşadık larını anlatmış olabılecegını duşunuyorlar Hayalı goruntuleı mıg ren ve epılepsı hastdldimdd daha çok ışık saçarak ortaya çıkarken saglıkLı kışılprde hıçbır on belırtı yaşanmaz Guçlu stres koıku ya da aşııı bıtkınlık durumlaıında sannlar kolayca açığa çıkdbılırler "Duyum algılama yetısı aşırı derecede zorlandıgında dış gerçeklık kararüığa gomulur ve ıçımızdekı goruntulenn dışa vurulmasına neden olur" dıyor psıkoterapıst Dirk Arenz. Kuıbanların beyınlerınde neler olup bıttıgını ıse noıopsıko locj Erich Kasten şu şekılde açıklıyor Hastanın ozbenhk merkezın de barınan noronal meıkez yorgunluk evresınde harekete geçerek benlık Meşmesıne neden olmakta Bu merkezın ıkız sanrıların or taya çıkmasında etkılı oldugu tam tersı bır duı unıun ydşandıĞjı Alz heımeı hastdldrındd dd ızlpnebıhyor Bu hastalıgın kurbanlan gıınun bırınde aynaya baktıklaı ında tamamen farklı bır kışıyı gorurler Tum bu saptanidldia rdğmen sann araştırmalan daha çok tah mınlere dayanır Nedenler uzerıne yalnızca spekulasyonlaı yuı ule bılırız" dıyor Arenz ' Sonuçta elımızdekı bılımsel verüer çok yeter sız tîzmanlar bu problpmm onumuzdekı 10 15 yıl ıçınde çozulebı leceğını umuyoılaı Belkı o zaman bu hastalar ılaçla bıle tedavı edılebılecek "Fa kat şınıdılık hdstalarımızı sadece dmlemek, aydınlatmak ve sakınleştırmektpn başka yapabüecegımız bır şey yok dıye yakmıyor no rolojı uzmanı Frank Nilgun Ozbaşaran Dede Kaynak Sp 18/2001 obursalı@cumhurıyet com tr CBT Internet adresı www cumhurıyet com tr Cumhuriyet BİLİMTEKNÎK • No:771 29 Aralık 2001 îmtıyaz sahıbi: Yedı Mayıs Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. adına tlhan Selçuk . Yayın Danışmanı: Orhan Bursalı • Sorumlu Mudur: Fikret llkiz. Gorael Yonetmerv Tüles Hasdemir • Baskı: Sabah Yayıncılık A.Ş. tdare Merkezi ve Yazıpna adresi: Türk Ocağı Cad. N c 39/41 Cağaloğlu, 34334 tstanbul. Tel: (212) 512 05 05 • Faks: 0212513 85 95. Reklam: Publi Media 771/3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle