Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Zümrütten aklsler A. M. C Şengör Araştıtmaa ve öğretmen İyi eğitim, çok sayıda öğrencinin kolayca hazmedebileceği eğitim değlldir. Bu kolay eğitimdir. öğrencinin yaratıalığını, hayâl güctinü, bağımsız düşünce ve yargı yeteneklerini harekete geçiren ve geliştlren eğitim ise zor eğitimdir... Aşağıdakiler yalmzca billm eğltlmi ile ilgitidir: Bugüne kadar yazdığım bazı bilim tarihi ve bilim felsefesi makalelerinde iyi arastınaların genellikle kötü öğretmenler olarak hatırlandığmı yazmış, iyi öğretmen olarak hatırlanan bilim adamlannın da genellikle yaratıcılığı az araştmcılar olduğuna dikkat çekmistim. Bunun nedenini de şöyle açıklamıştım: İyi araştına sürekli problemin peşinde koşar, problem çozer. Bu da öğretilen malzemenin sürekli değişmesi demektir. Sürekli değişen birşeyi, bırakın öğretmeyi, öğrenmek bile çok güçtür, çünkü iman sürekli çağdışı kalır. Buna kısmen engel olmanın tek çaresi, sürekli olarak bılimin cephesini ilerletenlerden olmaktır. Bu şekılde en az bir cephede sürekli güncel olma sansımız olabilir. Bilimin cephesinin en az bir bölgede nasıl ilerlediğini içinden bilmek, diğer bölgelerdeki gelişme hakkında, ilerlemeyi yalnızca arkadan bakarak seyredenlere nazaran daha iyi fıkir edınmemizi sağlar. Sürekli değişim öğrenmeyi guçlestirir demiştim: Kaç kere, verdiğim derslerde başansız olan bir öğrencinin aynı dersin bir sonraki yılın malzemesinin, hattâ programınıa değişik olmasından acı aa şikâyetçi olduğunu gormuşumdür. "Ama hocam, biz bunlan geçen yıl görmemiştikr Içerik ve programı sürekli değişen bir dersi pedagojik olarak da öğrend üzerinde deneme olanağı yoktur. Halbuki içeriğl ve programı sâbit bır ders yıllar boyunca pedagojik olarak mükemmellestırilebilir, öğrenciye hazmı çok daha kolay paketler haline getirilerek verilebilir. Bu nedenle belirii dogmalan veya doktrinleri öğretenler, pedagojik olarak daha kolay bir ise sahiptirler. Dinlerde veya doktriner politik sistemlerde insanlan eğitmek, bilimde eğitmekten çok daha kolaydır. Bu gözlemlerimi ve çıkarımlanmı ben birkaç kez ardarda yayımlayınca, Alp jeolojisinin buyuk ustatlarından ve kendisi iyi bir öğretmen olan (ve bununla haklı olarak övünen) eski hocam Prof. Dr. Rudolf Trümpy'den sert bir eleştiri geldi: "Sen" diyor, Prof. Trümpy, "iyi hocalar aptaldır'a getiriyorsun lâfı. Büyük bilim adamlan kötü hocadır, iyi hocalar da bilim adamı değildir. Bence bu çok yanlış." Düsüncelerim bu şekilde algılanıyorsa Trümpy haklı. Benİm savunduğum, genellikle herkesln İyi eğitim dediğinin \yl eğitim olmadığı, genelde iyi hoca sanılanların da İyi hoca olmadığı. Buna karsılık, Eduard Suess gibi, Albert Einstein gibi, Emlle Argand gibi büyük bilimciler olan ve "kötu hoca* olduğu sanılanlann aslında iyi, hem de çok iyi hoca olduklan, yaptıklan eğitimin de pek az öğrenciye yararlı olmakla beraber mükemmel bir eğitim olduğu. Genellikle iyi eğitim, büyük sayıda öğrencinin kolayca hazmedebileceği eğitim sanılıyor. Halbuki bu kolay eğitimdir, iyi eğitim değil. Öğrencinin yaratıcılığını, hayâl gücünü, bağımsız düşünce ve yargı yeteneklerini harekete geçiren ve geliştiren eğitim ise zor eğitimdir ve bundan ancak sımrlı sayıda, yeteneğl ytiksek, temell çok iyi öğrend yararlanabilir. Benim hocalık felsefem de hep bu tür eğitimi tercih etmek olmustur. Amerikalı Nobel ödüllü meşhur fızikçi Richard P. Feynman'ın yapttğı gibi, ben de derslerde sınıfın en akıllısına, en iyi hazırlanmışına hitap etmeye çalışınm, hattö söylediklerimde onun bile anlayamayacağı biriki şey olmasına özen gösteririm ki canı sıkılıp yapıkm işi küçümsemesin. Buna ayak uydurabilmek için geri kalanlar çok çabalamak zorundadırlar. Bir mikdan bu çabayla başanlı olur; benim söylediklerimi anlayarak, bir kısmını kendisi kafasında baştan yaratarak, öğrenir ve ömür boyu rahat kullanabilecek hale gelir. Geri kalanı da dökülür. Dökülen, genellikle, konunun gerektlrdiği yetenek ve hazırlıktan yoksun demektir. 20. yüzyılın ikınci yansında Almanya'da yerbilimlerinin arzu edilen gelişmeyi gösterememis olmasının en önemli sorumlulanndan meshur Alman jeologu Hans Stille'nin bir kez böbürlendiği gibi, yeteneği kısıtlı, hazırlığı yetersiz öğrenciye, yeteneğinin üzerinde ve temelinin kaldırabileceğınden fazla bir diploma vermek marifet değil, kabahattir, ihanettir. Bu kabahati, özellikle uygarlıktan nasibini pek mütevâzı bir şekilde alabilmis, geri kalmıs ülkelerde, bazı politikacı topluluklan "öğrend aüan" icat etmek suretiyle, her türlü akıl, insaf ve utanç sınınnm ötesine sıçrayıp isleyebilir. Fakat azıcık bile olsa özsaygısı olan ve kendisine bilim adamı sıfatını tâyık gören uygar bir üniversite hocasmdan böyle bir ihanet beklenemez. öğretlmin ve öğrenimin kalHesi müdahil olanlann saytsıyla değil, ulaşılan kalite düzeyinin yüksekllğl İle ölçulür. Bu nedenle aslında iyi bilim adamlan hep iyi de öğretmen olmuşiar, ama hitap edebildikleri öğrend sayısı genellikle mahdut kaldığından, bu onlann iyi hoca olmadıklan şeklinde yorumlanmıştır. Tersine geniş öğrend kütlelerine sımrlı bilgiyi ezberleterek yayan papaz m'tsali öğretmenler ıse hep bol öğrencili "iyi hocalar" olarak gorulmuşlerdir. Bir toplumda bilimin düzeyi yükseldikçe, toplum gerçek bilginle diplomalı cahili kanştırmamayı öğrendikçe, bu yanılgı da kendil'ığinden düzelir. 690/5 enerjıyı banndıran bır halkaya ıhtıyacınız olacakür Daha da kotusu, buzulmeye başlayan kozmık sıcım halkası kendı etrafinda hızla donen ve zaman yolculugu yapüan bolgeyı emen bır kara delık yaratabılır. Buyuk olasılıkla, hıç bır yen zayaret edemeden once parçalanırsınız Tum zorluklan atlattıgınızı varsayahm Her ıkı zaman makmesını ongorenfizıkyasalan da, yolculuk etngınız zaman makmesının ıcat edılış tanhınden oncekı bır doneme gıdemeyecegınızı soyler Bu yuzden, kendı buyuk dedenızle karşüaşamaz ve onu olduremezsınız Ama boyle bır alet bugun yapümış olsaydı, kendı torunlannız sızı gelıp oldurebılırlerdı Boylece torunlannız geçmışlennı degıştirmış olurlardı Bazüan son derece tutucu duşunerek, zaman yolculannın geçmışı asla degışnremeyecegını üen suruyor Ote yandan, Oxford'da çalışan fızıkçı David Deutsch un gelıştırdıgı, bırbırlerınden farklı bırçok dunya tanhı olabılecegını one suren kuantum mekanıgı kuramı, geçmışe bu tur yolculuklann yapılabılmesını mumkun küıyor Kurama gore, eger geçmışe gıdıp nınenızı henuz kuçuk bır kızken oldurursenız, zamanmekânın yalnızca paralel başka bır evrene sıçramasını sağlarsınız Bu degışım şızın kendı gerçek tarıhınızı degıştırmez Kısacası, Farklı dünya tarihleri bırbınyle ıç ıçe bırçok farklı dunya tanhı vardır Stephen Hawldııg ıse "kronolojıyı koruma" adını verdıgı bır varsayımla probleme başka yonden yaklaşıyor Havvkıng, fizık yasalannın her zaman geçmışe yolculugu ımkânsız kılması gerekügını one suruyor Kuantum etküennın ıse gelecekte de sureklı, (geçmışe yolculuk edebılen) zaman makmelerının olanaklılıgına bır engel teşkü edecegıne ınanıyor Jun karan taruşıyor Hawkıng'ın haklı olup olmadıgını ogrenmek ıçın, bır kuantum kutleçekımı kuramına ıhüyacımız olabüır Sonuç olarak, gelecek yuzyılda zaman yolculugu yapabılecek mıyız? Evet, bence gelecege (çok küçuk sıçrayışlarla da olsa) yolculuk yapabüecegız Geçmışe ıse buyuk olasılıkla gıdemeyecegız Boyle bır yolculuk pahalı, tehlıkelı ve kuantum etküenne açık olacakür Bu konuda çalışan bızler, elımızde zaman makınesı taslaklanyla patent daırelenne akın etmıyoruz Ancak, zaman makınelennın yapılıp yapüamayacagını kuramsal olarak da olsa ogrenmeye çalışıyoruz Çunku bu soruya yanıt verebüırsek, hem fizagın smırlannı ogrenecegız, hem de Evren'ın çalışma manügına ılışkın başka ıpuçlan toplamış olacagız (1) Pnnceton'da, genel gorehhk ve evrenbıhm uzenne çahşan astrofizık profesoru Turgut Gurer Kaynak Tıme 10/4/ 2000