Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Şişmanlığa son Mürekkep balıgı ve yengeç kabuklarından el de edılen kıtosan adlı bır maddenin atardamarların yaglı atıklarla ortuldugu aterosklerosis hastalıgına karşı etkili olabılecegı one süruluyor Auckland Unıveısitesi'nden Douglas Orarod onderligindekı bır okip, yagın beden ıçınde bır yerden bır yere aktarımını saglayan apolıpoprotein E adlı bır maddeden yoksun olan farelerı inceledı. Inceleme sonucunda bu farelerın yuksek oranda kolesterol urettıklerı ve ateroskierosıs hastalıgına duyarlı oldukları goruldu. Beş ay boyunca fareleı i kitosan agırlıklı besinlerle besleyen ekip, bunlarda kolesterol duzeyınin %36 oranında, atardamarlarda birıken yağ oranının ıse yarı yarıya azaldıgına tanık oldu Yagların eksı, kıtosanın ıse artı elektı ık yuklu olduguna dıkkat çeken Orarod, bu ıkisinin biraraya gelmesi durumurıda yagın atık olarak bedenden atıldıgını belirtiyor. New Scientist, 20 Haziran 1 998 madıklannı ortaya koydu Işık bu gökadaları terk ettigınde, bunlar belirtılen yaşta ıdıler Bu ışıgın bıze ulaşması yaklaşık 8 müyar yılı buldugundarı, gokadalann sanıldıgından çok daha once meydana qelmiş olmalaı ı geıekıyoı. New Scientist, 20 Haziran 1998 HIV vırusu taşıyanlarda, boynun tabanındaki bağışıklık hucrelerını bedene yaymakla gorevlı ancak yaşlılıkta ışlevını daha yavaş goren, tırnus adlı organın olağanustu bir etkınlik gosterdigi belirtılıyor. Bılım adamları daha oncelerı HIV virusu taşıyanların timuslannm, virusun ve dogal yaşlanmanın etkisiyle, işlevleı ını yerine getirmedilderini sanıyorlardı. Gelgelelim, Kalifornıya Unıversıtesı'nden Mechael McCune HIV vırusu taşıyan 99 erışkını mceledıgınde, deneklerın 47'sınde yogun duzeyde timus dokusuna rastladı. Uzmanlar etkin bır timusun vıruse kaışı uygulanacak bir sagaltım sonrasmda bagışıklık sistemmm yeniden canlanmasına yardımcı olabilecegine ınanıyorlar. New Scientist, 20 Haziran 1998 Yeniden canlanma Deri naklinde karşılaşılan sorunlara önlem Organ ve doku nakülerinde yaygın olarak karşılaşılan sorun, bagışıkhk sısteminm nakli yapılan dokuyu reddetmesidir. Bu tur reddetmeleri olabildigince azaltmak için bölgenin kendi doku yapısına en uygun doku kullanüdıgı gıbi, bagışıklık sistemi de etkisiz hale sokulur. Ancak bu işlem zaten hasta olan kışıyi başka enfeksiyonlara açık duruma getirmektedir. Osaka, Kansai Tıp Universitesi'nden Haruo Morita ve Kikuta Sugiura üe çalışma arkadaşlan, Proceedings of the National Academy of Sciences'ta anlatüdıgı gibi.donömn dalak hücrelerinin enjeksıyonuna dayanan ve doku nakülerinde uzun Doku süreli tolerans saglayan bir teknik reddine karşı geliştirdiler. yeni yöntem Organ nakülerinde bedenin tepkismı geliştirildi. onlemek amacıyla bagışıklık sisteminı nakledılen dokuya karşı etkisiz ktlmak, alışılagelmiş yontemdir. Ancak bu bagışıklık sistemini bastırıcı ilaç tedavisine karşı başka bir seçenek vardır. Kan hücrelerinin uretildigi kemık iligi ışınlama yoluyla yok edilerek organ donörunun iligiyle yer degiştırilir. Bu teknik bagışıklık etkinligini enfeksıyonlarla savaşacak biçimde onarrnakla birlikte, ışın verilmesi, tartışmasız, rısk taşımaktadır. Morito ve Suguıra'nm teknıgınde ıse, bagışıklık sisteminin ılaçlarla bastınlmasına ya da ışm yoluyla yok edılmesine gerek yoktur. Bunun yerine doku naklinden once donoıe ait bagışıklık hücreleri enjekte edilmekte. Laboratuvar farelerinde doku nakli sırasında denenen bu yontem, bedende nakledilen dokuya karşı tepki olmamasmı sagladı. Araştırmacılar, donor fareden alınan kemik iligi hücreleri ıle Thücresı adı verilen küçük, beyaz kan hücrelermce zengin dalak hücrelerinden birer kanşım hazırlayarak doku nakli yapılacak denegin taşıyıcı damarına enjekte ettiler. Bu damar kanı karacigere taşımaktadır. Olagan koşullarda, bagışıklık sisteminı harekete geçiren antijenlerin, bu damara verildiginde immünojenık etkısi olmadıgı artık saptanmıştır. Beş gun sonra farelerden bir bölümüne, ama bu kez deri yüzeyine yakm bır damara ikınci bir enjeksiyon yapıldı. Yedincı gun farelere, bagışıklık hücrelerinin sahibinden deri nakli gerçekleştırıldı. Araştırmacılara göre sürecin, insanlara uygulanacak nakiller için dalıa buyuk kolaylık saglayacak tek bir doza indirümemesi için hiçbir neden bulunrnarnakta. F.ANature Nevvs Service 13.7.98 Sıkı tiryakiler Beyin taramaları sıgara içenlerın ısrarla savunduklan bır goruşu doğrular gibi: Sigara dıkkatin toplanmasına yardımcı oluyoı. Elizabeth Ouattrockı onderliginde bir ekip dört sigara bagımlısından 24 saat boyunca sıgara içmemelerını ıstedı. Manyetık tıtreşımlı goruntu yontemınden yararlanarak bu deneklerle birlikte hiç sigara ıçmeyen dort kışının beyinlerirü tarayan ekip bir yandan da oıılaıa lesınıleı yostererek bunlarla ilgili soıuları yanıtlamalaıını istedi. Sonuçta hor iki grupta da benzer bır beyinsel etkinligin sergüendigine tanık olundu Ardından 15 dakjkalık bır ara verilerek sigara tiryakılennın birkaç sigara ıçrnesine izin verildi. Aıadarı sorıra aıaşlurna suıduruldugunde, sıgara içenlerin sorulara çok daha kısa bir sure içinde yanıt verdikleri, içmeyenlerde ıse bir değişiklik olmadıgı gorüldü. Yapılan beym taramaları sıgara ıçenlerm beyinİHrınde daha yogun bir etkinlik oldugunu oı taya koy Bugune dek bulunan en buyuk taşıllaşmış dışkı eskivarlıkbilim uzmanlarına dinozorların beslenme alışkanlıkları konusunda ışık tutuyor. ABD Yerbilım Araştırma Orgutu'nden Karen Chın ve arkadaşlan söz konusu taşılı Saskatchevvan'ın guneyinde buldular. Yaklaşık 6568 mılyon yıllık oldugu beliı tilen hemen hemen 3 litre agırlıgındaki taşüjn buyuk bir olasılıkla dev Tyrannosaurus rex'e ait oldugu sanılıyor. Dev dışkının yaklaşık yarısını kemık parçaları oluşturuyor. Bu durum, dinozorun yemıni tümuyle yutmak yerine, dişlerıyle oguttuğunu ortaya koyuyor. Nevv Scientist, 20 Haziran 1998 Dinozor dışkısı Akupunktur deyip geçmeyin Tayvanlı bilım adamları akupunkturun bey i n d e kı acınm denetımınden so rumlu bolgeyi devinıme geçırdıgını ıleri surudu. New Scientist, 20 Haziran 1998 yorlar. "Ta ıpeiAsken Hastane si' nden. JenChuen Eskı gokadalar uzaybilimcilerı şaşkına çevirdi. Hsıeh ve Amerikan Uzaybilim Dernegi'nin geçtigimiz gunlerekıbı pozitron yayıbmlı tomografi yönteminden yade geı çekleştirilen bir toplantısında bilim adamları raılanarak on denegin baş parmakla işaret parmagokadalann sanıldıgından çok daha once meydana gı arasına akupunktur uygulandıgı sırada beyınlerıngelmiş olabüeceklerinı belırttiler Kalıforniya Teknodeki kan akışıru ızledi. Tomografi once igne derinin loji Enstıtüsü'nden Judıth Cohen ve ekıbı Havvau'deki Kock Teleskobu yardımıyla gokadalann ozellıkle2 milimetre altmdayken, daha sonra da 3 milimetre rırıı ve dagılımlannı ınceledi. derinlikteyken çekildi. Ikinci durumun beynin acı denetim merkezleri sayılan sipotalamus bolgesini ve Uzak gokaddlardan, yaklaşık 810 milyar ışıkyıorta beyindekı gri maddeyı devinıme lı oteden yayılan ışık bunların yok olSayfa haberieri: Rlta geçirdigı goruldu. New Scientist, 20 makta olan yıldız sistemleri olduklaUrgan Haziran 1998 rını ve artık çok sayıda yıldız oluştur Şaşırtan gökdelenler 593/7