Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
BİLİM D Ü N Y A S I N D A N HABERLER Diiz ekran ve büyiik boy TV'ler hazır U zun süredir TV cephesinde yeni bir şey yoktu. Şirketler minik yeniliklerle eskı TV'leri satmayı ve kârlarını yukarıda tutmaya çalışıyorlardı. VValkman, Compact Disc ve video kayıt cihazlarının bulunuşundan beri elektronik eğlence sanayil, büyük kazançlar getirecek yeni ve flaş bir olay beklemekteydi. Nitekım beklenen olay şu sıralarda gerçekleşti. Piyasanın imdadına Sony yetişti ve uzun zamandır bilinen ye onlarca yıllık bir düş olan düz TV'leri, yani duvara asılacak resim çerçevesi inceliğinde TV'leri seri üretime geçebilecek duruma getirdi. Yeni TV Berlin'de bu ay yapılacak fuarda sergilenecek. Yeni TV'lerın kalınhğı sadece 3,7 cm ve ağırlığı ise 1,7 kg!... Eski TV'lerin kalınlığının en az yarım metre, ağırlığının ise 10 kg olduğunu düşünürseniz, Sony'nin yeni başarısının büyük bir teknolojik yenilik olduğunu hemen anlarsınız. Tabii fiyatı da eski Sony'lerin iki Önyüz Büyük yenilik Sıvı kristal ekranlarda resim yüzbinlerce tek tek yönlendirilebilir nokta hücreden oluşur. Bu nokta hücrelerden her birı sıvı kristale sahiptir. Bunlar elektrık akımı alanlannda ışığı ya geçirirler ya da bloke ederler. Bugüne kadar transistörler anahtar rolü oynaıiardı. Ancak bunlar bozulabıldikleri için, "Plasmatron" ekranlarda yerlerine gaz boşaltan tüpler kullanıldı. Saydam elektrod Renk fîltresi Sıvı kristal Izolasyon Gaz kanşım Yönlendirici akım Işık kaynağ .4tttttfff bir ortamda toplum ıçınde bir olumsuzluk olduğunun düşünülmesi, politikacıların temelde yatan problemlerin bir kısmını çözümlemeleri gerektiği belirtiliyor. misli. Bilindiği gibi düz ekran TV'ler bugüne kadar likit kristal ekran olarak (LC) ancak avuç ıçine sığabılecek büyüklükteydı. LC ekranlar, çok özel tozsuz koşullarda üretilebilmesi ve üretimin yarısının da fire vermesı nedenıyle pahalıya gelıyordu ve bu yüzden lıkıt ekranları kullanan dızüstü bılgısayarların fiyatı da oldukça pahalıydı. Laptopların sadece ekranı, toplam elektronik aksamın iki mısline çıkıyordu. Minik düz ekran TV'ler de sadece oyuncak zevkini tatmin edıyordu. Sony, Plasmatron dediği yeni bir ekran modeli geliştirerek, ekran üretimini çok ucuzlattı . Bu üretım steril ortam da gerektirmiyor. Amaç, duvara asılacak, gerçek bir sinema tadı verecek bir ekran yaratmaktı. Sony 1996'da önce 16:9 fotoğraf formatları büyüklüğünde ekranları piyasaya çıkartacak ve ev TV'leri bu temelde inşa edilecek. Diagonali 120 cm olan duvar TV'lerınin üretimi de planlanmış durumda. Bu arada, bu alanda büyük bir rekabetin varlığı da duyuruluyor. Fransızların da yeni bir ekranı yakında gündeme gelecek. Bazı kişılere göre, Fransa'da insanlarla doktorları arasındakı ılışkı sakinleştirici ilaçların aşırı tüketımini açıklayan bir faktör olabilir. Paris Üniversitesi'nde bir ekonomist olup ecza endüstrisini araştırmakta olan Claude Le Pen, Latin yaratılışlıların doktorlardan öğüt değil ilaç ıstediklerını söyledı. Fransa'da sakinleştirici ilaçların kullanımını inceleyen araştırmacılar doktorların endişe, uykusuzluk ve diğer rahatsızlıkların nedenini araştırmaya yeterli zaman ayırmadıklarını söylüyorlar. Doktorlar hastanın ilaçla tedavi isteğini reddedemeyeceklerını hıssedıyorlar. Fransa'nın bilimsel araştırma kuruluşu CNRS' de sağlık ekonomisi üzerine çalışan Karsenty "Doktorlar rekabetten korkuyorlar, Eğer bir ilaç vermezlerse, hastanın tedavi içın başka bir yere gıdebileceğini düşünüyorlar" diyor. Ingiltere'de însanların bir doktorla anlaşmaları gerekiyor. Fransa'da ise herhangi bir doktora gitme özgürlüğü var. Doktorlara, benzodiazepin'leri birkaç haftalık kısa süreli tedavilerde kullanmaları tavsiye edilir. Fakat araştırmacılar doktorların bazen bu süreleri uzattıklarını söylüyorlar. Paris Pitie Salpetriere hastanesinde psikiyatrik bozuklukları incelemekte olan JeanClaude Bisserbe, Fransa'da psikiyatri egıtıminin "felaket" sayılabilecek bir şekılde yetersız olduğunu ileri sürüyor. Bir süre önce Fransa hükümeti sakinleştirici ilaçları çok fazla veya fazla uzun süre kullanılmak üzere yazan doktorlardan para cezası alınmasını öngören bir kararı kabul etti. Doktorları öğütlerde bulunmak yerine ilaç yazmaya yönelten bir başka baskı unsuru daha var: Ecza endüstrisi. Fransa'da Ingiltere'de olanın üç katı kadar ilaç şirketi satış temsilcisi var. Daha da kötüsü, Fransa'da hükümetin sıkı fiyat kontrolleri nedeniyle ilaçlar diğer ülkelerde olduğundan daha ucuz. Ayrıca Fransa'da doktorlara yönelik olan, ilaç reklamlarıyla dolu en az üç günlük gazete var. (Kaynak: ns,1.4.95) Nezihe Bahar Fransa'da fazla ilaç yazan doktora para cezası Fransız hastalara, Almanlara kıyasla 4 kat daha çok sakinleştirici ilaç verildiğinin ortaya çıkması üzerine bazı yasal düzenlemeler yapıldı... F ransa'da sakinleştirici, antidepresif ilaç kullanımının çok yaygın olduğu bildiriliyor. Bazı doktorlar hastalara aynı anda kullanılmak üzere birden fazla sakinleştirici ilaç yazabiliyorlar. Aşırı ölçüde sakinleştirici ilaç kullanımının nedenlerini Normandy Üniversitesi psikiyatristlerinden Edouard Zarifian araştırdı. Fransa'nın bu tür ilaçlara aşırı düşkünlüğü geçen on yılda gelişti, problemin boyutu ancak son zamanlarda ortaya çıktı. Geçen aralık ayında Paris'teki Research Center for. Study and Documentatıon of Health Economics (CREDES) Ingiltere, Fransa, Almanya ve Italya'da doktorların reçete yazma alışkanlıkları üzerine bir araştırma yaptı. CREDES çeşitli ülkelerden gelen verilerin kıyaslanabilır olmasını sağlamak üzere tüketimı 75 kg.'lık bir insanın gereksinim duyacağı günlük doz olarak ölçtü. Araştırmacılar uyku hapları, endişe ve şizofreni gibi bozuklukların tedavisinde kullanılan ilaçlar dahil olmak üzere sakinleştirici ilaçlarda Fransız doktorların Ingiliz ve Alman meslektaşlarının dört katı, Italyan doktorların iki katı dozda ilaç yazdıklarını saptadılar. Antidepresan ve psikostimulant ilaçlarda Fransızlara, diğer ülkelerde reçetelere yazılanın en az iki katı kadar ilaç almaları salık verilmekte. Genel olarak, Fransız doktorlar, ateş düşürücü ve ülsere karşı ilaçlar dışında, dığer üç ülkedeki meslektaşlarına kıyasla daha fazla ilaç yazıyorlar. Fakat kolesterolü düşürme ilaçları hariç olmak üzere diğer kategorilerde fark bu kadar yüksek değildir. Araştırmacı profesör Zarifian'a göre, Ruhsal durumları yerinde Fransızlar kötü bir alışkanlık geliştirmiş durumdalar. Zarifian, psikotropik ılaçlaama... rın Fransız toplumunun düzenleyicisi Fakat geçen ay WHO tarafından yahaline geldiğini ileri sürüyor ve "haksızyımlanan yeni bir uluslararası araştırlıklara, eşitsizliğe ve yoksulluğa karşı mada Fransız halkının diğer ülkelerden çıkışın, başkaldırının, kişisel tatminsızdaha fazla zihinsel hastalık geçirmediği liklerin ilaçlara yöneltilmesi sosyal barışı saptanıyor. Araştırmacılar 14 ülkedeki garanti edecektir" diyor. Zarifian'ın psi15 sağlık merkezinde fizıksel belırtileri kotropiklere düşkünlüğün genel durugösteren hastaları ele alarak akıl hastamunu anlatan kitabı yaygın tartışmalara lığının yaygınlığı ve tedavisini incelediyol açmıştır. Pek çok doktor ve araştırler. macı Zarifian'ın görüşlerini abartılı buluFakat iki şehirde doktorlar tarafından yor, ancak çoğu ülkedeki psikotropik seçilen tedavilerde daha büyük farklılıkilaçlara eğilimin araştırılması gerektiğinı lar ortaya çıktı. Paris'te doktorlar olaykabul edtyorlar. ların yüzde 72'sinde sakinleştirici ilaç Anlaşılır bir açıklama Fransız halkının yazıyor, Manchester'da ise bu oran diğer sanayıleşmiş ülkelerdeki insanlaryüzde 48. Fransız doktorlar ilaç dışı tedan daha fazla psikolojık problemleri davıler önermekte daha gerıdeler. olması olabilır. Ülkedeki yüksek ışşizlik, politik oiumsuzluk, şehir gürültüleri ve Fransızların dığer Avrupalılar'a kıyasla şehirlere göç etmekte daha yavaş olmaları ve hâlâ uyum sağlama dönemini yaşamaları nedeniyle Fransız halkının depresyon ve huzursuzuğa karşı daha fazla tedavı gereksinimi olduğu ilerı sürülüyor. însanların sa kınleştircılere, uy ku haplarına ge. . ,., . .. ... .,. .. reksinim duvduâu ışsızlık ve sıyası ıstıkrarsızlık Fransa halkını depresyona mı 1 a sokuyor? CHOMArİ 4397