Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
KONGRELERDEN IV. IBRO Sinirbilim Dünya Kongresi'nden 914 temmuz günlerinde Kyoto'da yapılan kongrede, ümit verici gelişmeler tartışıldı. Nuran Hariri* k iz "Physus" (hayat) "logos" (biklim) mensupları yani Fizyologlar " hayatın izini süreriz. Biliriz ki canlıyı sinir sistemi, solunum sistemi, dolaşım sistemi vb., gibi ayırmaya kalktık mı amacımızdan hayatı bütünü ile görme zorunluluğundan uzaklaşırız. Uluslararası Beyin Araştırma Organizasyonu'nun Dördüncü Dünya Kongresi Kyoto'da gerçekleşti. IBRO da canlının inceleme kolaylığı bakımından sistemlere ayrılması gibi PanAsya Okyanusya, Afrika, Karayibler ve Latin Amerika, Avrasya (merkezi Izmir'de) olarak birkaç komisyona ayrılmış bulunuyor. Moleküler, sellüler, gelişimsel "behavioral" kognitif, "computational" ve klinik gerçekleştirdi, biz de adımızı PanAsya Okyanusya Sinirbilim Birliği (Union) olarak değiştirelim bari! Bir yandan bılım, sanat ve teknolojide politik sınırların kalkacağını düşlerken öte yandan DoğuBatı tahterevallisi içinde buluyorsunuz kendinizi. Ama çok ümit verici gelişmeler de gündemde. örneğin Japon hükümetinin 198687'de önerdiği bugün Kanada, Fransa, Almanya, Italya, Japonya, ABD, Ingiltere ve Avrupa Komisyonu'nun desteklediği merkezi Strasbourg'da bulunan araştırma organizasypnu "Human Frontier Science Program" (HFSP). Dünya çapında araştırmaların rekabete değil işbirliğine dayandırılmasını ılke edinmiş, temel araştırma sonuçlarının hiçbir ulusun tekeline alınamayacağını vurguluyor. Eğer, deniliyor; llngiliz Charles Darwin, Avustralyalı Gregor Mendel ve Fransız Louis Pasteur bugün hayatta olsalardı iyi fikirlerini daha iyilere götürmek için birlikte çalışııiardı. Şimdı laboratuvarına çekılıp yalnız başına çalışan bir bilim adamı için bilimde ihtilal yaratmak pek mümkün görünmemektedir. Büyük keşifler genellikle kimya, biyolojı, fizik, bilgisayar alanlarında çalışan çeşitli laboratuvarların "knowhow"ını (S.Sabancı'nın kulakları çınlasın) bir arada değerlendirmeye dayanmaktadır. Bu sözünü ettiğimiz bilim programının mali giderlerinin yüzde sekseni Japonya tarafından karşılanıyor. Öyle görünüyor ki Japonya kesenin ağzını bır hayli açmış, bu kaynaktan burs alarak kongreye katılan delege sayısı hiç de az değil. Özellikle başörtülü (türbanlı yani) Iranlı hanımlar göze çarpıyordu. Gazetenin birinde de Japonca değil Asya Körfez petrolüne susamış Japonya, Iran'a ambargo uygulamayı reddediyor diye başlık vardı. Bu konular bır yana; tarihi eserleri, geleneksel binaları ve bahçeleri ıle unlu kadım Japon başkenti Kyoto'ya yönelelim bıraz. Osaka'yı Tokyo'yu bır kalem geçıp Nara'ya gelelım. Kansai havaalanına indikten sonra yapının haşmetı karşısında Osaka'yı bır kalem geçemiyorsunuz (Melih Aşık'ın kulakları çınlasın). Trenle kadım Kyoto'ya ulaşıyorsunuz. Mabetlerı, Şogun ve impara Rekabet değil işbirliği tor sarayları, Buddha'sı, ipek dokumaları, bahçeleri, çay seremonileri, Gion Matsuri Festiveli ile kadim; kongre ve müzik salonları, otelleri ve metrosu ile çağdaş Kyoto'ya. Mükellef kongre yemeğinde Saki ve çiğ balık tadıyorsunuz, gözleriniz sularla, ağaçlarla, küçük köprüler ve küçük kayalarla düzenlenmiş bahçelerde dinlenirken dudaklarınızdan bahar dallarına dair bir Haiku dökülecekmiş gibi oluyor ola ki şâirsinizdirSonra görüyorsunuz bahar dalları Nara için söylenmiş, eski şairler çiçeğe durmuş mis kokulu bir gül demişler Nara için. Japon uygarlığının beşiği sayılan Nara'da Japon Budizmi çiçeklenmış ve Daıbutsu'nun (büyük Buddha) bronzdan suretinin tamamlanması ile etkisinin doruğuna yükselmiştir. Büyük Buda Todaiji tapınağındadır. Kyoto'nun ayrılmaz bir parçası olan Gion Matsuri yaz festivalinin başlangıcı onuncu yüzyıla dayanıyor. Kyoto şehri veba salgınları, sel felâketleri ıle karşılaştığından imparator kötülükleri kovmak üzere 66 bölgeden baltabaşlıklı askeri mızraklarla geçit yapılmasını emretmiş, daha sonra tüccar sınıfı güçlenmiş ve İpek Yolu hazinelerini Kyoto'ya akıtınca festivalın Kongrenin yapıldığı Kyoto Hall. çehresi değişmiş. Bugün müzik, ışık, renk ve insan seli diye tanımlanabilir. Erkekkadın, küçükbüyük tokyo terlikli ve kımonolu ınsan seli... Ha, Şogun Toronaga diye biri yok. O filme konu olan Şogun, Tokugavva soyundan. Sinırbılımciler Kyoto'da "beyin yüzyılını karşılamış olsunlar, bız ne yapalım acaba? Önümuzde ıki yol görünüyor ikısi de bence aynı kapıya çıkıyor. Ya bütün gayretimızle sinirbilim çalışmalarımızı "global" bütünleşmeye uygun düzeye çıkarmaya çalışacağız ya da gecekondu affına benzer biçimde açılan ve yüksek öğretimin çanına ot tıkayan sinirbilim bölümlerine ayrılan bilimsel program çerçevesinde 19 amfi dersi, 44 sempozyum, altı tartışma forumu, üç yuvarlak masa toplantısı ve 2000 poster sunuldu. Böyle uluslararası bır kongre ilk kez Asya'da yapılıyor. Kongre Komitesi Başkanı Masao Ito, Japonya Sinirbilim Derneği Başkanı. 1996'da Tayland'da yapılacak Asya ve Okyanusya Sinirbilim (Neuroscience) Kongresi broşürüne önsöz yazmış; "Eh" diyor "mademki bızim PanAsya Okyanusya Komisyonu olarak Tayland, Çin, Hindistan, Malezya, Yeni Zelanda, Kongre, Kanada, Hong Kong'da birçok yoğun eğitim programı üniversite düzeylerinin standardizasyonuna çalışacağız (bu üniversiteleri kapatamayacağımıza göre). O da bir ulusal seferbeıiik anlamı taşıyor. Gelişmiş üniversiteler eğitime daha büyük katkıda bulunmalı, bünyelerinde veya belirli merkezlerde kurslar düzenlenmeli. Gelişmekte olan üniversite elemanlarının doçentlik sınavı konusuna "ekmek bulamazlarsa pasta yesinler" diye bakmak sorunu çözmeye yeterli değildir. Sinirbilim araştırma kuruluşları olarak adı geçebilecek tıp fakülteleri yanı sıra, Istanbul Üniverşitesi Elektronörofizyoloji Merkezi, TÜBİTAK Beyin Dinamiği Araştırma Merkezi, Hacettepe Nörolojik Bilimler ve Pşikiyatri Enstitüsü, Ege Üniverşitesi Beyin Araştırmaları Merkezi, Marmara Üniverşitesi Nörolojik Bilimler Enstitüsü. Burada anılmayan kuruluşlar varsa öğrenrnekle seviniriz. Ege Üniverşitesi Fizyoloji Anabilim Dalı çatısı altındaki Türk Beyin Araştırmaları Derneği, IBRO Avrasya Komisyonu ve Beyin Araştırma Merkezi'ne (Başkan Prof. Dr. Şakire Pöğün) ilâve olarak TÜBİTAK Temel Sinirbilimleri Araştırma Ünitesi (Başkan Prof. Dr. Şakire Pöğün) kurulmuş bulunmaktadır. Mart ayı ıçerisinde bir sinirbilim kursu, aralıkta da Steoroloji ve Morfometri IBROAvrasya "VVorkshop" kursu düzenlıyoruz. Öğrenci ya da öğretici olarak katılmayı düşünen sinirbilim ilgililerini içtenlikle bekliyoruz. * E.Ü. Tıp Fak. Fizoyoloji ABD Başkanı. 439 13