22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

DUYURU HAFTANIN GÜNDEMİ Ülkemizde Gözardı Edilen Blr Konu "Balık Hastalıklam" Insanoğlunun asırlardır yararlandığı su ürünlerinin insan beslenmesindeki öneminin anlaşılmasına koşut olarak, özellikle son yıllarda bilimsel temellere dayalı bir halde, birçok ülkede Önemli bir işkolu haline gelmiştir. Geniş su kaynaklarına sahip ülkemizde ne yazık ki bu iş kolu istenilen düzeyde değildir. Ancak gelişme umut vericidir. Diğer canlı gruplarında olduğu gibi su ürünlerinde de sağlık sorunları gerek yetiştiricilik, gerekse doğal ortamlarda zaman zaman sıkıntılar yaratmaktadır. Bu sıkıntıları irdeleyecek olursak; a) Ekonomik kayıpların oluşması b) Sağaltım amaçlı kullanılan değişik kimyasalların ve ilaçların aşırı kullanımı, canlıdaki birikimi ve tüketici üzerinde potansiyel tehdit oluşturması c) Insanlara da zararlı olan bazı mikroorganizmaların ve parazitlerin taşınması şeklinde bir oluşumla karşılaşırız. 2024 Mart 1995 tarihlerı arasında Malta'da yapılan ve benim de katıldığım balık hastalıkları seminerinde yukarıda anılan konular üzerinde de görüşmeler yapılmıştır. özellikle Avrupa Birliği ülkelerinin aldıkları önlemleri ve uygulamaları duyunca, ülkem adına oldukça kaygılandım. Öncelikle dışalım ve dışsatımdaki denetimsizlik, bir balık üreticisinin işletmesindeki olası bir hastalıga karşı başvuracağı kuruluşun yokluğu, referans laboratuvarları ile kullanılacak ilaç ve kimyasallarla ilgili tüzüklerin olmaması gibi sorunların ivedilikle hayata geçirilmesi gerekmektedir. Konuyla ilgili uzmanların yetiştirilmesi ve en azından bir genel müdürlüğün oluşturulması ülkemiz Için kaçınılmaz gözükmektedir. * Yard. Doç. Dr., Çukurova Ünlversltesi Su Ürünleri Fakültesi Su Ürünlerf Yetiştlriciliği Bölüm Başkanı Üniversitelerde araştırma ağırlıkta olmalı... Bir süredir, üniyersitelerimizde yapılan bilimsel araştırmalann çeşitli açılardan dökümünü incelemelerinizesunuyoruz. TÜBİTAK Enformasyon Bölümü'ne ait olan bu çalışma üzerine yayınlanmızın üniversitelerde geniş bir ilgi uyandırdığını görüyoruz. Zaten amacımız da budur. Universitelehmizde, öğretim üyelerimizde eksik olan araştırma konusunu sürekli gündemde tutmak... Bu bağlamda, Harvard Üniversitesi'nde uzun yıllar FenEdebiyat Fakültesi Dekanlığı yapan Henry Rosovsky'nin "Üniversite: Bir Dekan Anlatıyor" kitabına bu hafta da başvurmak yarariı olacaktır. Rosovsky, kitabında, araştırma mı yoksa öğrenim mi önde gelmeli, sorusuna yaklaşırken, ABD'nin önde gelen üniversitelerinin, "Araştırmanın getirdiği yeni düşünceler ve esinler olmadan üniversite düzeyindeki öğretimden pek söz edilemeyeceği ve bir profesör için ideal entelektüel dengenin, hem lisans hem de lisansüstü eğitimi içerdiğinde birleşirter" demektedir. Bu üniversitelerin hepsi, öğretim üyesinden şunu bekler: Zamanının yansını öğretime, yansını da araştırmaya ayırmak. Rosovsky şöyle diyor: "Üniversite profesörü, kendini, başkalanndan kaynaklanan bilgiyi öğrenci kuşaklanna aktarmakla smıriaması beklenen bir öğretmen değildir. Çoğu zaman yanında çıraklık eden lisansüstü öğrencilerinin de yardımıyla, yeni bilgiler ürettiği varsayılan ve bütün düzeydeki öğrencilere en son bilgileh aktaran biridir". öğretmenbilim adamının bazı özellikleri arasında da özetle şu noktalann altı çizilmektedir: *Araştırmacı öğretim üyesi insanlığın geleceğine daha iyimser bakar, olaylann daha derinlemesine anlaşılabileceğine inanır. *Araştırmacı niteliği, yıllar boyu süren öğretimin bezginliği içinde öğretmenin kendi kendini tüketmesinin ve içinin boşalmasının önünde önemli bir engeldir. Bu insanlann söyleyecek yeni bir şeyleri hep vardır. *Akademik yaşamın özü bir insanın kendini sürekli yetiştirmesine fırsat vermesidir. Bu entelektüel sermayeyi yaşam boyu arttırmak ve yenilemek için bulunmaz fırsattır. Harvard eski dekanı, "Biz eğ'rtir öğretir ve araştırma yapanz" diyor: "Kimi profesörün çok öğrencisi vardır, kiminin az. Sınrfta öğrencılere ders anlatmada olağanüstü başanlı olan biri, çok iyi araştırmacı olmayabilir." Çok iyi öğretmen yönü veya çok iyi araştırmacı yönü ağır basan öğretim üyeleri tabii bir üniversitenin çatısı altında olau caktır. Ancak bir ^X^^^^ üniversitede tm mm mı ~ ~ ^~* araştırma ne kadar önemliyse, öğretimin kalitesinin artacağı da açıktır. Araştırmacı kaliteli üniversiteler, öğretim üyelerini seçerken, öğretim ve araştırma yeteneklerinden her ikisine dikkate almakla beraber, araştırma yeteneğine daha önem yermektediher. Üniversiteler "Canlı, yenilikçi, soru soran ve bu nitelikleri sürdürebilmek için gerekli olan güce sahip beyinler" hedefine daha rahat varmakta ve ortalamanın üzerinde kalmaktadıhar... Olaya Türkiye üniversiteleri açısından bakmaya gerek varmı? Bizim üniversitelerimizin en iyisinde bile, bırakalım araştırmayı, öğretimin düzeyini hangi üniversitelerie kıyaslayabiliriz? Gelecek cumartesi yeniden birlikte olmak umuduyla sağlıklı bir hafta geçirmenizi diliyoruz.... tbrahim Cengizler* Multimedia kamera Japon Ricoh şirketi yeni bir dijital kamera sistemi üretti. Ricoh DC1 kamera ÖJL. bir bellek kartına fotoğrafları, kısa video sahnelerini ve sesleri kaydediyor. Bellek kartına 492 fotoğraf veya beşer saniyelik 4 video veya bir saatlik ses kaydı yapılabiliyor. Fotoğraflar kamera üzerindeki bir ekrandan görülebiliyor ve video yazıcıdan baskısı yapılabiliyor. Kameradaki ürünleri, bir telefonla bir PC'ye aktarmak mümkün. Cumhuriyet BİLİMTEKNİK • No: 431 24 Haziran 1995» Basan ve Yayan: Yeni Gün Haber Ajansı A.Ş. • Genel Yayın Yönetmeni: Orhan Erinç • Genel Yayın Koordinatörü: Hikmot Çetinkaya • Yazı Işleri Müdürü: Ibrahim Yıldız (sorumlu), Dinç Tayanç • Yayın Yönetmeni: Orhan Burvalı • Grafik Yönetmeni: Tülea Hasdemir • Reklam: Medya C. 4373
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle