Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
EDİTÖRE MEKTUPTARTIŞMA ültü Kültür ve Tabiat Varlıklarım Koruma Kanunlarının açmazı 2863 sayılı Kultur ve Tabiat Varlıklarım Koruma Kanunu'nda, adından da anlaşılacağı gıbı uzmanlara danışılmadan yapıldığı ıçın doğal varlıklar olan fosiller, ınsan kulturunun urunlerı olan arkeolojık eserlerle bırlıkte değerlendırılmıştır Fosiller, ulkelerın korunması gereken doğal zengınlıklerı olabılır Bunların korunması ıçın yasal duzenlemeler de gerekebılır Ancak, bu yasanın 3386 sayılı kanunla değışık 23 maddesının (a) bendınde tabiat varlıklarıyla ılgılı olarak her çeşıt hayvan ve bıtkı fosılının korunmasından söz edılmektedır Bu kadar genış kapsamlı bir tanımlama ve sınırlama çerçevesınde herhangı bır bılımsel, teknık ve ekonomık çalışma yapmak olanaksızdır Yasanın tabiat varlıklarının korunmasıyla bırlıkte, bılımsel, teknık ve ekonomık çalışmaların yapılabllmesının koşullarını da getırmesı gerekmektedır Koruma bılımsel, teknık ve ekonomık amaçlı çalışmalara engel olmamalı, aksıne bu çalışmaların daha verimll yapılabılmesını sağlamalıdır Yasanın getırdığı sınırlamaların yanında, yasanın fosiller konusunda sorumlu kıldığı kurum ve kışıler ya da yasayı uygulayanların konuya yabancı olmaları sorunların daha da karmaşıklaşmasına neden olmaktadır Yasa, fosiller ıçın konuya ılışkın yeterlı bılgısı olmayan ve konunun uzmanı uygulayıcı kadroları bulunmayan Kultur ve Turızm Bakanlığı'nı yetkılı kılmaktadır Dolayısıyla, bu yasa ışletılecek olursa buyuk yanlışlara, tahrıbata ve paleontolojık çalışmaların tıkanmasına yol açmaktadır Yasanın konuyla ılgılı bırkaç maddesının bazı önemlı aksayan kısımlarını görelım Madde 32 Yurtıçınde korunması gereklı taşınır kultur ve tabiat varlıkları yurt dışına çıkarılamaz . yurt dışında geçıcı olarak sergılendıkten sonra gerı getırılmelenne, Kultur ve Turızm Bakanlığı'nca teşkıl edılecek yükseköğretım kurumlarının Arkeolojı ve Sanat Tarıhı bılım dallarının başkanlarından oluşan bılım kurulunun kararı ve Kultur ve Turzm Bakanlığı'nın teklıfı uzerıne Bakanlar Kurulu'nca karar verılır Madde 35 Bu kanun hukumlerıne tabı, taşınır ve taşınmaz kulutr ve tabiat varlıklarım meydana çıkarmak uzere, araştırma, sondaj ve kazı yapma hakkı, sadece Kultur ve Turızm Bakanlığı'na alttir Bılımsel ve malı yeterlılığı Kultur ve Turızm Bakanlığı'nca takdir ve kabul olunan Turk ve yabancı heyet ve kurumlara araştırma ıznı, Kultur ve Turızm Bakanlığı'nın teklıfı uzerıne, Bakanlar Kurulu kararı ıle verılır Madde 41Kazı ve sondaj çalışmalarında elde edılen Insan ve hayvan Iskeletlerı ıle butun fosiller, Kültür ve Turızm Bakanlığı'nca uygun görulduğu takdırde, tabiat tarıhı muzelerı ıle unıversıtelere veya ılgılı dığer Turk bılım kurumlarına verılebılır Madde 48 Yabancı heyet ve kurumlar tarafından yapılan araştırma, kazı ve sondajlarda Kultur ve Turzm Bakanlığı Eskı Eserler ve Muzeler Genel Muduıiuğu uzmanlarından bır veya bırkaç temsılcı bulunur Turk heyet ve kurumlarınca yapılan araştırma, kazı ve sondajlarlara Kultur ve Turızm Bakanlığı adına yetkılı bır uzman katılır Görulduğu gıbı, paleontolojı bılım dalının konusu olan fosıllerın yerlı ve yabancı uzmanlar tarafından araştırılması, bulunup çıkarılması, yurt dışına geçıcı olarak göturulmesı, yurt ıçınde nerelerde korunacakları vb gıbı konuların ızın ve karar mercıılerınde konunun asıl uzmanı olan paleontologlar bulunmamaktadır Ayrıca, arazıye çıkan, kayaçların yaşlandırılması ve sımflandırılması gıbı konularda fosıle gereksınımı olan her yeryerbılımcının yanına Kultur ve Turızm Bakanlıgı'nın, yasanın 48 maddesıne göre konu hakkında hıçbır bilgısı olmayan, bır arkeoloğu gözetımcl olarak vermesı, bu kadar çok elemanı olmadığından olanaklı olmadığı gıbı, arkeologlar paleontolog olmadıklarından da beklenen sonuçlar doğal ola rak elde edılemez Zaten, yıllardır yer bllimciler ve yer billmı yapan kurum ve kuruluşlar araştırmalarını yaptıklarına, fosıllerı araştınp, bulup, değerlendırdıklerıne göre bu, Ilgılı uzmanlara danışılmadan yapılmış, çağdaş çalışmalara ayak uyduramayan yasa fıılen ışlememektedır Eğer ışletılecek olursa, örne ğın, hıç bır komur ve kıl ocağının çalışamayacağı gerçeğının bılınmesi gerekır Çunkü bunların çoğu aynı zamanda blrer fosıl yatağı ya da fosıl yataklan bulundurabılen ortamlardır Bu durumda buyuk ölçude paleontolojı alt dısıplınını kullanan jeoloji bılımı de yapılamaz Yıne aynı şekılde, bına ya da yol hafrıyatlarının bir kısmı da doğal olarak fosıl yataklarını tahrıp etmışlerdir ve etmektedırler Çok daha çarpıcı bır örnek ıse, metrelerce kalınlıkta ve kılometrekarelerce yayılımları olan karbonatları kayaların yoğun fosıl ıçerdığı ya da tumuyle fosıl kavkılarından oluştuğu gerçeğıdır Bunların korunması ne mumkundur, ne gereklıdır, ne de bunlar korunmaktadırlar Bu nedenle, bır an önce bu ışlemeyen, ışletıldığınde bılımsel, teknık ve ekonomık çalışmaları baltalayan yanı, çağdaş gereksınımlere cevap veremeyen yasa değıştırılmelıdır Arkeolojık eserlerle fosiller ayrı yasalar ıçınde ele alınmalı ve fosiller ıçın bu konuda çalışmalar yapan, bılgı bırıkımı ve uygulayıcı kadroları olan MTA, TPAO, Tubıtak ve bazı ünıversıteler gıbı kurum ve kuruluşlar yetkılı kılınacak şekılde, bılımsel ve teknık çalışmaların akıcı bır şekılde yapılabılmesı de gözetılerek yenı bır yasa hazırlanmalı ve bu yasada fosiller mıkro, makro, bitkl, hayvan, omurgalı, omurgasız ayırımı yapıldıktan sonra önemlılık konusunda çalışmalar yapılarak değerlendınlmelıdır Doç. Dr. Engin Ünay, Paleontolog Nukleer enerji taraftarları ve onların karşıtlarının, yemlenebılır enerji teknolojılerını ele alışlarında benzerlık bulunduğunu uzelerek gozlemekteyım Geleceğın başlıca enerji kaynakları gaz, ruzgâr, guneş ve hıdrojen olacaktır Ekonomık ve çevresel nedenlerle petrol, komur ve nukleer ener)inın yerını aşamalı olarak gaz, ruzgâr, guneş ve hıdrojen alacaktır Enerji konusunda soz söyleme ve karar verme durumunda olan her bırey veya kuruluşun bu gerçeğı gozonune alarak değerlendırmeler yapması gerekmektedır Yemlenebılır enerji teknolojılen kullanımı bir utopya değıldır Ellerınde bulunan eskı nukleer teknolojıyı duşuk fıyatla ulkemize satmak ısteyen ış adamlarımn yenilenebılır enerjıyı utopya olarak gormelerını anlamak ve kabul etmek mumkun değıldır Enerji nukleer teknolojının son yıllarda yaşanan kazalar nedenıyle yenilenmesi karartaştırılmış, bu konuda araştırma gelıştırme çalışmaları başlatılmış ve yenı teknolojının 2015 yılında pazara sunulacağı duyurulmuştur Turkıye'de enerji santrallarının seçımı yapılırken eskı nukleer enerji santrallarının aday teknolojı olarak kabul edılmemesının ulkemızın uzun vadelı çıkarları açısından daha doğru olduğu kanısındayım Çevrecıler kötunun lyısıni seçme durumunda kalmamalı, "Nukleer mı? Komur mu?", "Kömur mu? Petrokok mu?", "Yuksek emısyonlu taşıtlar mı? Motorların yıkanması mı?" benzerı kısır tartışmalarda taraf olmamalıdırlar Çevrecıler enerji teknolojılen konusunda yeterınce bılgılenmelı ve değerlendırmelerınde sıstemli olmalıdırlar Aksı takdlrde tartışmalarda etkısız kalınmakta, nukleer, kömur ve pet Nükleer enerji üzerine rol santralları kullanımını savunanlann ekmeğine yağ surulmektedır Yenılenebilir enerji teknolojılerının dığer enerji teknolojllerı ıle yarışabılmesı ıçın tıcarı elektrık uretebılmesı bır ön şart olmaktadır Başka bır deyışle ruzgâr, guney, bıyokutle ve dığer enerji kaynaklarını kullanan yenı teknolojıler ekonomık olarak elektrık uretebılırler ıse cıddıye alınacaklardır Ruzgârın kınetık enerjısını değerlendıren ruzgâr turblnlerı ıçın 1989 yılında gerçekleşen bu tıcarı olma durumu 21 yuzyılın başlarında bıyokutleden başlayarak dığer yemlenebılır kaynaklar ıçın de geçerlı olacaktır Nukleer enerji santrallarının en buyuk rakıbı, daha ucuza elektrık uretebılmelerı nedenıyle, ruzgâr santral gruplarıdır Dunyanın bellı başlı ulkelerınde enerji araştırma, gelıştırme ve gosterımı oncelıklerı belırlenmış ve tercıhler yapılmıştır Artık ulkeler eskı komur ve nukleer enerji teknolojılerını kurmak ıktememekte ve en yenı teknolojıyı, tıcarı olduğu anda kullanıma sunma kararlılığını gostermektedır Dunya geleneksel fosıl yakıtlardan uzaklaşarak, temız yemlenebılır enerji kaynaklarından enerji uretımıne yönelmektedır Bu ıse eskı teknolojılen satmakta olan fırmaları zor durumda bırakmıştır Bu fırmalar daha ucuz fıyatla eskı teknolojı urunlerım bılgının serbest dolaşımda olmadığı ulkelerde pazarlama çabası ıçıne gırmışlerdır Özetle ya satacak ya batacaklardır Satabıldıklerı eskı teknolojıye dayalı her nukleer santral yenı kazaların oluşumuna gebe ortamlar hazırlayacaktır Dr Tanm Sıdkı Uvar Sayın Ömur Akyuz 12 Kasım 94 tanhlı yazısında, unıversıtenın "uygar tanıma" uyan bir duzeye gelebılmesı ıçın TUBA'nın yöneteceğı bır öğretım uyesi ayıklaması önerıyor Bu öneri bana 1933,1947,1961 ve 1983 ayıklamalannı anımsattı Osmanlılarda da Medrese hocaları sureklı olarak ayıklanırdı Bunlann hıç bın ne Osmanlı Medresesını, ne de Cumhuriyet Unıversıtelerini çağının duzeyine getıremedı Son örneğı Sayın Akyuz " Unıversıte adına taşımaya en yakın oianlanndan bırısı"nın, bugun, "23 yıl once" selefı olan yabancı kurumlardan devraldığı mırasla" yetındığını saptayarak verıyor Şu halde, 1000 yıldır, çağının bılıme vâkıf ve bu bılıme katkıda bulunan bır unıversıtemız olmamışsa, bunun "ayıklama"larla gıderilemeyen derın nedenlerı olmalı Her şeyden önce, bu nedenlerı araştırmak ve bulduktan sonra çözüm aramak gerekmez mi? Saygılanmla "Kim haklı?" Çalma, çeviri, taklit Sayın Vehbi Belgil, 31 Aralık 94 tarihlı yazısında,"kultur yaşamımızın buyuk kısmı 'çalma, çevırı, taklit' uçlusu çevresınde bır kısır dönguden öteye gıdememış" dıyerek haklı olarak yakınıyor llgınç saptamalar yapıyor • Dın ve ustelık Halıfe devletı olmamıza rağmen dın felsefesınde, Gazah'nın (10581111) yapıtlannı çevırmekten ve bunu bugun de surdurmekten başka bır şey yapmamışız • Dılımız hıç bır dılde görulmemış bır saldırıya uğramış • Edebıyatımız Tazmınat'a kadar Fars edebıyatının, bundan sonra da Batı edebıyatıın "çalma, çevırı ve taklit" değıl mı? • Osmanlı'ya felsefenın "fslnin, bılımın "b"sının gırmedığını Adnan Adıvar'ın "Osmanlı Turklerınde llım" adlı yapıtından anlarsınız Burhan Cahit Ünal IpeınNabeul, Tunus. Sayın Belgil yazısını "Bız neden boyle olmuşuz, Neden bu kafadan kurtulamıyoruz?" sorularıyla bıtırıyor Soruların cevabı Sayın Belgıl'ın aynı yazısının başında saklı "Osmanlı, bılım ve teknolojıye hıç bır katkıda bulunmamış Nedenı uzerınde durmuyorum O ayrı bır konu " dıyor Oysa, o ayrı bır konu değıl Sorulann cevabı ışte bu "ayrı konu" da saklı Saygılanmla Kocaeli Univ. Yeni ve Yenilenebilir Enerji Kaynak ve Teknolojileıi Araştırma Blrimi Burhan Cahıt Ünal IpeınNabeul, Tunus 4124